Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel: Esed ve Baas rejiminin yargılanması uluslararası toplum için bir sorumluluktur
Aliekber METE- Muhammet BAYRAM/ ANKARA, (DHA)- TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, "Esed ve Baas rejimi üst yönetiminin adalet önünde yargılanması, yalnızca Suriye halkı için değil, tüm uluslararası toplum için bir sorumluluktur" dedi.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Yüksel, Suriye'de Beşar Esed yönetiminin devrilmesi ile birlikte bölgede dengelerin değiştiğini belirterek, "Tüm planlarını bu kanlı ve zalim rejimin devamı üzerine kuran devletler, Suriye halkının yapmış olduğu devrimi kabullenememektedir. Bu devletlerin başında ise İsrail gelmektedir. 7 Ekim 2023 tarihinden beri Gazze’de vahşi bir soykırım uygulayan İsrail, 2024 yılında savaşı Lübnan topraklarına taşımıştır. 8 Aralık’tan beri ise Suriye'ye yönelik saldırıları da yoğunlaştırmıştır. Bölgeden gelen bilgilere göre; İsrail, Suriye'ye ait Golan tepelerindeki işgalini genişletiyor. Bilindiği üzere 1963 yılından beri İsrail'in, Golan'ın bir kısmı üzerinde hukuka aykırı bir şekilde işgali bulunuyordu. İsrail'in buralardan çekilmesi gerekiyor ancak İsrail, 1974 yılında Suriye ile yaptığı tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgeye de ilerleyerek işgalini genişletmeye çalışıyor. Bu durum asla kabul edilemez. Ayrıca İsrail, başkent Şam dahil olmak üzere, son 1 ayda çok sayıda yere hava saldırısı gerçekleştirdi. Tüm bu saldırılar Birleşmiş Milletler'in (BM) kuvvet kullanma yasağının ihlalini teşkil ediyor. Bu saldırılar aynı zamanda uluslararası barış ve güvenliğe yönelik de ciddi tehdit oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) vakit kaybetmeksizin, İsrail'in; Gazze, Lübnan ve Suriye'deki silahlı saldırıları engelleyen ve bir daha tekrarlanmamasını sağlayacak kararlar alması gerekmektedir. Gazze'de yaşanan soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar, uluslararası toplumun derin endişelerini artıran bir durumdur" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE ÇOK CİDDİ SİYASİ VE EKONOMİK BEDELLERİ GÖZE ALDI'
Suriye'deki insan hakları ihlalleri ve savaş suçlarının tekrarlanmaması ve faillerin adalet önüne çıkarılması için uluslararası toplumun etkili adımlar atması gerektiğini söyleyen Yüksel, Suriye halkının yaşadığı zulüm ve adaletin sağlanmasının küresel barış ve insan hakları için hayati önem taşıdığını ekledi. Türkiye'nin Suriye krizinden, yüzünün akıyla çıktığını aktaran Yüksel, "Bu mazlum halka hiçbir kişisel çıkar gözetmeden sadece insanlık, kardeşlik ve Müslümanlık adına sahip çıktık. Kamuoyu baskısının en çok arttığı zamanlarda dahi onların arkalarında durdu. Onların zorla gönderilmesine razı olmayacağımızı beyan ettik. Her yer Esad'ın açıkladığı sözde aflara inanan ve bir an önce Suriyelilerin ülkelerine zorla gönderilmesini arzulayanlara karşı en sert şekilde tepki verdik. Bugün Suriye halkının yanında durarak nasıl bir hayra vesile olduğumuzu daha iyi anladık. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği üzere Suriye'ye gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşler için gerekli kolaylıklar sağlanacaktır. Türkiye çok ciddi siyasi ve ekonomik bedelleri göze alarak Suriyeli mazlumlara kol kanat gerdi" diye konuştu.
'ESED REJİMİ İNSANLIK DIŞI VE HUKUKA AYKIRI ŞEKİLDE HAREKET ETMİŞTİR'
Yüksel, Suriye'nin iç savaştan bu yana insanlık trajedilerine sahne olduğunu ve Esad rejiminin cinayet, işkence ve insanlığa karşı suç işlediğine işaret etti. Yüksel, Sednaya Hapishanesi'nde yaşananları örnek göstererek, "Esed rejiminin işlediği suçlar, BM raporları, hukuki belge ve deliler çerçevesinde, uluslararası hukuk da dahil olmak üzere hukuka uygun şekilde ele alınmalı ve sorumlular hesap vermelidir. Rejimin işlediği insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve insan hakları ihlalleri, uluslararası ceza hukuku da dahil bütün mekanizmalar tarafından açıkça tanımlanmış, tüm bu işlenen ihlallerin cezalandırılması gerekir. Sednaya Hapishanesinde yaşananlar bu suçların en acımasız örneklerinden biridir. Esed ve rejim yöneticilerinin bu suçlar için yargılanması, adaletin sağlanması açısından kritik bir adım olacaktır. Keza uluslararası toplum, bu suçların cezalandırılması ve Suriye halkının hak ettiği adaleti bulabilmesi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Esed rejimi, Cenevre Sözleşmesi, Roma Statüsü, Soykırım Sözleşmesi ve İşkenceye Karşı Sözleşme gibi uluslararası sözleşmeleri ihlal ederek, insanlık dışı ve hukuka aykırı bir şekilde hareket etmiştir. Bu ihlaller, uluslararası toplumu harekete geçirmiş ve adaletin sağlanması adına önemli bir mücadele başlatmıştır. Esed ve Baas rejimi üst yönetiminin adalet önünde yargılanması, yalnızca Suriye halkı için değil, tüm uluslararası toplum için bir sorumluluktur" dedi. (DHA)