Geri Dön
TeknolojiSosyal medyada işlenen suçlar siyah sayı olarak kalıyor

Sosyal medyada işlenen suçlar siyah sayı olarak kalıyor

Toplam 52 milyon sosyal medya kullanıcısının bulunduğu Türkiye’de kullanıcılar tarafından işlenen suçların istatistiksel olarak belirlenemediğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Barış Erman, suçların genellikle istatistiklere yansımadığını ve bu yüzden siyah sayı olarak kaldığını söyledi.

We are social ve Hootsuit tarafından her yıl hazırlanan sosyal medya istatistikleri "Digital 2019 in Turkey" ismiyle yayınlandı. Rapora göre Türkiye’de toplam 52 milyon sosyal medya kullanıcısı var ve bu kullanıcıların 44 milyonu mobil cihazlar ile sosyal medyaya bağlanıyor. 2019 Türkiye sosyal medya kullanıcılarının cinsiyet yaş dağılımına bakıldığında ise sosyal medyayı erkeklerin her yaş grubu için daha fazla kullanıldığı görülüyor. Genel olarak sosyal medya kullanıcılarının 3’te 1’i, 25-34 yaş grubunda yer alıyor. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Barış Erman, bilişim suçlarının yaygın bir şekilde katlanarak artan bir sorun olduğunu ifade etti.

Erman, “Bilişim suçları sadece hakaret, tehdit ve zorbalık gibi davranışları içermiyor. Aynı zamanda doğrudan doğruya bilişim suçları adını verdiğimiz; bilgisayarın hacklenmesi, bilişim sistemine izinsiz olarak girilmesi, kişisel verilerin otomatik olarak bir takım araçlarla elde edilmesi veya kişilere bu yollarla dolandırıcılık veya tehdit mesajları gönderilmesi, ya da bilgisayarların kilitlenerek şantaj yoluyla maddi çıkar sağlanması gibi suçlar da oluyor” diye konuştu.

12-16 YAŞ ARASI DAHA FAZLA SUÇ İŞLİYOR

Türkiye’de ve dünyada istatistiklere yansımayan bilişim suçlarının bulunduğuna vurgu yapan Dr. Öğretim Üyesi Barış Erman, “Bilişim suçları günümüzde giderek daha yaygın bir şekilde katlanarak artan bir sorun oluşturuyor. Bunu özellikle 12-16 yaş arası gençlerde sıklıkla görüyoruz” diye konuştu.

Erman, “Ceza hukukunda 12 yaşından küçükler suç işleyemiyor olarak kabul edildiği için 12 yaştan itibaren bu duruma bakılabiliyor. 12-16 yaş erken dönem gençlerde hukuk bilincinin çok fazla gelişmemiş olmasından kaynaklı olarak gençlerin ne yaptıklarını da çok fazla bilmeden sıklıkla bu gibi suçlar işlediklerini görebiliyoruz” dedi.

İŞ BİRLİĞİNE AÇIK UZMANLARA İHTİYAÇ VAR

Türkiye’deki bilişim hukuku mevzuatının günümüz bilişim suçlarına yanıt verebilmesiyle ilgili değerlendirmede bulunan Erman, etkili mücadelenin yalnızca mevzuatla alakalı olmadığını belirterek, “Aynı zamanda bunları soruşturacak makamların da bu konuda yetkin olması gerekiyor. Mevzuat her zaman teknik gelişimin en arkasından gelen kısımdır. Bizim yetkin soruşturmacıya ve uluslararası iş birliğine açık uzmanlara ihtiyacımız var” dedi.

Geçtiğimiz günlerde Avrupa Hukuk Fakülteleri Birliği (ELFA) toplantısına da katılan Erman, Avrupa Hukuk Fakülteleri Birliği’nin diğer kıtalardan gelen hukuk fakülteleri birlikleri ile uyumlaştırma çabası içerisinde olduğunu ifade etti.

SOSYAL MEDYA OKURYAZARLIĞI ÖNEMLİ

Kişilerin bilinçlenmesinin, suç oranlarının azalmasında önemli yeri olacağını ifade eden Erman, sosyal medya okuryazarlığının önemine dikkat çekerek, şöyle konuştu:

“Bu konuda kişilerin bilinçlenmesi önem taşıyor. Hem yaptıkları davranışın bazen suç oluşturduğunu bilmiyorlar, hem de maruz kaldıkları davranışla cezai yöntemlerle mücadele etme yönteminin bulunmadığını düşünebiliyorlar. Böylece şikâyet etmiyorlar. Bunlar, kişileri bu gibi suçları bildirmekten caydıran şeyler oluyor. Bu konuda özellikle sosyal medya okuryazarlığı çerçevesinde herkesin ama özellikle gençlerin bilinçlendirilmesinde büyük yarar bulunmaktadır.

Sosyal medya linçi olarak da bilinen davranışlar genellikle etrafta duran ve bakan kişilerin katılımıyla söz konusu olabiliyor. Özellikle sosyal medya linçi haline dönüşen hareketlere katılmamaları ve katılmadıklarını açıkça beyan etmeleri bu gibi davranışların önlenmesinde en önemli caydırıcı silahlardan biri olacaktır.”

BİLİŞİM SİSTEMLERİ HUKUKİ AÇIDAN İNCELENECEK

Yeditepe Üniversitesi tarafından Bilişim Hukuku Yan Dal Programı düzenlendiğini söyleyen Erman, programın, bilişim sistemlerinin hukuki açıdan incelenmesine odaklanmakta olduğunu söyledi.

Erman, “Bilişim suçları yalnızca hukukçuların değil bütün alanlarda interdisipliner bir çalışmayı gerektiren sorun oluşturmaya başladı. Hukukçular genellikle işin teknik kısımlarını bilmeyebiliyorlar. Teknik bilgilere sahip olanlar da mevzuatla ilgili eksikliklere sahip olabiliyorlar. Dolayısıyla bunları bütünleştirmek ve karşılıklı öğrenmeye doğru insanları yönlendirmeye çalışacağız” dedi.