Geri Dön
Sağlık-Yaşam"Yaz aylarında kirlenen su sindirim sistemini bozabilir"

"Yaz aylarında kirlenen su sindirim sistemini bozabilir"

Sıcak havalarda su ve gıdaların bozulmasıyla mide ve sindirim hastalıklarının arttığına dikkati çeken Prof. Dr. Esin Korkut, “E.coli, Cryptosporidium, Giardia, Salmonella ve Shigella yazın en çok karşılaşılan mikroorganizmalar olup mikroplu suların içilmesi ya da bu sularla yıkanmış sebze ve meyvelerin tüketilmesi ile geçebilir. Sıcakların da etkisiyle hızla yayılan bulantı, kusma ve ishal ile karşımıza çıkabilir” dedi.

"Yaz aylarında kirlenen su sindirim sistemini bozabilir"

 

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Esin Korkut, yaz aylarında artan su tüketimi ile birlikte gelişebilecek hastalıklara karşı önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Esin Korkut, sıcak havalarda su ve gıda kontaminasyonunun mide ve sindirim gribi vakalarının önde gelen nedenlerinden biri olduğunu belirterek “Gıda hazırlanırken, saklarken ve hatta eller temiz değilse yemek yerken bile kontaminasyon meydana gelebilir ve gıda kaynaklı hastalıklara neden olabilir. E.coli, Cryptosporidium, Giardia, Salmonella ve Shigella yaz aylarında en çok karşılaşılan mikroorganizmalar olup mikroplu suların içilmesi ya da bu sularla yıkanmış sebze ve meyvelerin tüketilmesi ihtimali ile geçebilir. Sıcakların da etkisiyle hızla yayılan bulantı, kusma ve ishal ile karşımıza çıkabilir” diye konuştu.

SÜT VE ET ÜRÜNLERİ DİKKATLİ TÜKETİLMELİ

Havuzdan bulaşan enfeksiyonların başında sindirim sistemi enfeksiyonu olduğuna değinen Prof. Dr. Korkut, şöyle devam etti:

“Sindirim sistemi enfeksiyonları kendini bulantı ve ishal ile gösterir. Hijyene dikkat edilmeden hazırlanan süt ve süt ürünleri, pişirilip uygun koşullarda saklanmayan et ve deniz ürünleri de yaz aylarında sindirim sorunlarına neden olabilir. Örneklendirecek olursak; Rota virüsü; özellikle çocuklarda daha sık izlenen ateş, ishal ve kusma ile kendini gösterir. Ağız ve dışkı yolu ile çok şiddetli sıvı kaybına yol açabilir. Hastalığın tedavisinde ana prensip kusmayı kesmek ve kaybedilen sıvıyı yerine koymaktır.

Besin zehirlenmesi; çoğunlukla stafilokok adındaki bakterilerin toksinleriyle oluşur. Stafilokok toksinleri en çok çiğ ve pişmiş et, krema, dondurma ve açıkta tutulan yiyeceklerde bulunur. Kusma, ishal ile başlar ve sıklıkla kaybedilen sıvı ve elektrolitler ağız yolu ile ya da damardan takviye edilmesi ile tedaviye yanıt verir.

Salmonella enfeksiyonu (Salmonelloz); ateş, kusma, ishal ile belirti veren temaslı su veya yiyeceklerle bulaşabilen bakteriyel hastalıktır. Salmonella cinsi bakteriler gastroenterit ve tifonun da aralarında yer aldığı pek çok hastalığın etkenidirler. Salmonella enfeksiyonu sıklıkla çiğ veya az pişmiş et, kümes hayvanları ve yumurta veya yumurtaları ürünleri yemekle veya pastörize edilmemiş süt içmekle bulaşır. Tedavideki ana basamak sıvı tedavisidir.

Hepatit A virüsü; en fazla kirli sulardan geçmekte olup sarılık, aşırı halsizlik, bulantı, ateş ve idrar renginde koyulaşma ile belirti verir.”

İSHAL 24 SAATTEN FAZLA SÜRÜYORSA SAĞLIK MERKEZİNE BAŞVURUN

Prof. Dr. Korkut, ishalin türüne göre tedavi şeklinin değiştiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

“İshal tedavisinde ana prensip; vücudun kaybettiği tuzu ve suyu yerine koymaktır. Sıvı ve tuz kaybının fazla olmadığı ishallerde, hastalar hastaneye yatırılmadan uygun diyetle ayakta tedavi edilebilir. İshal geçene kadar yağsız, posasız gıdalarla diyet uygulanır ve hastanın ağızdan bol sıvı alması sağlanır. Hemen ishal kesici ilaçlar kullanmak doğru değil. İshal 24 saatten fazla sürdüyse mutlaka en yakın sağlık merkezine başvurulmalıdır. Bu enfeksiyonlar hangi mevsimde görülürse görülsün, engellemenin yolu kişisel ve çevresel hijyenden geçer. Elleri bol sabunla yıkamakla bu enfeksiyonları önemli ölçüde azaltmak mümkündür. Yiyeceklerin özellikle meyve ve sebzelerin uygun şekilde yıkanması, içmeye uygun olmayan su kaynaklarının doğrudan tüketilmemesi de alınacak önemlerdendir.”

 

 

DHA-Sağlık - Türkiye-İstanbul / Merkez - DHA