“Refraktif cerrahiler görme sorunlarının çözümü için alternatif olabilir”
Medicana Çamlıca Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı, Op. Dr. Rumil Babayev Refraktif Cerrahi’nin, kontakt lenslerin ve gözlüklerin bazen hayat kalitesini ve günlük performansı olumsuz etkileyebildiği durumlarda çözüm bulmak isteyen hastalar için alternatif olabileceğini belirtti.
Sözlük karşılığı olarak “refraksiyon”, ışığın (görüntünün) kırılması, “refraktif” ise ışığın kırılmasına yönelik konu anlamına geldiğini belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı, Op. Dr. Rumil Babayev, “Optik fizikten çoğumuz hatırlarız, ışık bir ortamdan farklı bir ortama geçerken kırılmaya maruz kalır. Aslında gözde de buna benzer bir olay gerçekleşmektedir. Işık veya görüntü, gözün ön segment yapılarından geçip gözün arka kutbundaki görme merkezine yansıyana kadar geçtiği süre zarfında farklı optik ortamlara maruz kalmaktadır. Eğer ki görüntü, gözün optik sisteminde kırılması gereken oranlarda değil, orantısız olarak kırılır ve görme merkezine odaklanmazsa, bulanık görme ortaya çıkar. Bu durumlarda bulanık görüntüyü düzeltmek için göz hekiminiz size gözlük veya kontakt lensler reçete edecektir, ama siz bunlardan birini veya hiç birisini kullanmak istemezsiniz, bunlardan kurtulmak için çare ararsınız. Kimi zaman kendinize yakıştıramaz, kimi zaman da sizin yardımcı araçlarınız olduğu halde tam tersi, bir engel olarak görürsünüz. Kimileri de mesleki performansı ve hayat kalitesini düşürdüğünden şikayet eder. Gözlük ve/veya lens kullanmak istemeyen ancak refraktif ve uyum problemleri için alternatif arayanlara; titiz bir tarama, detaylı göz muayenesi, hassas ölçüm ve çekim cihazlarında tetkikler yaparak, doğru teşhisle kişiye özel planlanan farklı yöntemleri ve tedavileri refraktif cerrahi başlığı altında birleştirebilirsiniz” dedi.
Kornea hastalıklarındaki tanı ve tedavi yöntemleri refraktif cerrahi olarak adlandırıldığını söyleyen Op. Dr. Rumil Babayev, astigmat, miyop ve hipermetrop gibi göz hastalıklarının, refraktif cerrahisi tarafından tanımlanıp ve tedavi edildiğini belirtti ve şöyle devam etti:
“Bu göz hastalıklarının tedavisinde uygulanan yöntemlerden en yaygın olanı lazerdir. Ancak bazı kişilerde bulunan kırma kusurlarının aşırı düzeyde ilerlemesi durumunda, lazer tedavisi yerine başka alternatif yöntemlere başvurulur. Günümüzde sıkça başvurulan ve güvenle uygulanan refraktif cerrahileri başlıca iki sınıfta toplayabiliriz. 1.Korneaya bağlı işlemler: Gözün ön segmentinde yer alan, saat camı gibi saydam bir yapı olan korneaya lazerle yaptığımız işlemlerdir. Korneanın lazerle yeniden şekillendirilmesidir. 2.Göz içi merceğine bağlı işlemler: Öncekinden farklı olarak göz yüzeyinin değil, göz içinde yerleşen merceğin operasyonlarıdır. Bu operasyonlarla ya mercek değiştirilir ya da mercek değiştirilmeden üzerine kalıcı ek bir lens yerleştirilir.”
“ÖNCE GÖZÜN KIRMA KUSURUNUN NE OLDUĞU TANIMLANMALI”
Önce gözün kırma kusurunun ne olduğunu tanımlamak gerektiğini ifade eden Göz Hastalıkları Uzmanı, Op. Dr. Rumil Babayev, “Miyop, hipermetrop ve astigmat gibi göz hastalıkları sonucunda, görme duyusundaki kırma kusurları meydana gelir. Korneaya giren ışıkların retinaya düzgün bir şekilde gönderilmemesi, cisimlerin algılanmasında sorun oluşturur. Böylece astigmat, miyop ve hipermetrop gibi görme bozuklukları oluşur. Miyop olan kişiler, yakındaki cisimleri çok iyi görebiliyorken, uzakta yer alan cisimleri net göremezler. Göz kornea tabakasının aşırı dik ya da gözün ön arka çapının normalden daha çok olması sebebiyle miyop hastalığı ortaya çıkar. Genetik bir rahatsızlık olan miyop, 8 – 12 yaş aralığında fark edilir. 6. seviyedeki bireylere basit miyopi tanısı konulurken, daha büyük derecelere ise yüksek miyopi tanısı konulur. Yüksek derecede miyopi görme bozukluğu olan bireylerde bu rahatsızlık, 20 yaşından sonra büyümeye devam eder ve bireylerin görüş kalitesi zarar görür.”
“Hipermetropi için miyopinin tersidir diyebiliriz. Bu rahatsızlığı yaşayan kişiler, yakındaki cisimleri görmede zorlanır ancak uzaktaki cisimleri görme konusunda bir sıkıntı yaşamazlar” diyen Babayev, “Cisimlerden yansıyan ışıkların retina tabakasının arka kısmına odaklanmasından dolayı bu sorun meydana gelir. Hipermetropi görme bozukluğunun ileri seviyelerinde ise, uzağı görme konusu da bir sorun haline gelir. Çünkü bir kişi, uzaktaki nesneleri seçmede de bir takım zorluklar yaşayabilir. Göz arka çapının az olması ya da kornea tabakasının düz olması bu hastalığa neden olur. Ayrıca kalıtımsal bir rahatsızlıktır diyebiliriz. Astigmat, hem yakını hem de uzağı görme sorununa astigmat denir. Genetik bir rahatsızlık olan astigmat, aile bireyleri ile benzerlik göstermeyebilir. Presbiyopi, ilerleyen yaşlarda, lens tabakasının sertleşmesi sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Gençlik zamanlarında elastik bir yapıya sahip olan göz lensi, hem yakınındaki hem de uzağındaki nesnelere kolaylıkla odaklanır. Ancak 40 yaşından sonra bu lens elastik özelliğini kaybeder ve sertleşir. Bunun neticesinde ise, yakın ya da uzaktaki nesneler seçilemez hale gelir” bilgisini paylaştı.
CERRAHİ YÖNTEMLER
Sıkça yapılan işlemlere, Fotorefraktif keratektomi (PRK), LASİK, LASEK, Excimer Lazer (iLASİK), SMİLE örnek gösterilebileceğini belirten Op. Dr. Rumil Babayev, “Astigmatizma (genelde korneanın kırma kusuruna bağlı olarak ortaya çıkar), Miyopi (göz çapının normalden daha uzun boyutlarda veya kornea kırıcılığının yüksek olduğu durumlarda ortaya çıkar), Hipermetropi (göz çapının normalden daha kısa boyutlarsa veya kornea kırıcılığının düşük olduğu durumlarda ortaya çıkar), Miyopi ve Astigmatizma bir arada, Hipermetropi ve Astigmatizma bir arada gibi tanıları alan ve göz doktoru tarafından yapılan muayene ve değerlendirme sonucunda uygun aday olduğu öğrenilen kişilerde lazerle yapılan işlemlerde yüksek başarı oranına sahip sonuçlar alınmaktadır. Kişiye erken iyileşme ve hızlı toparlanma sürecini süreci gibi konfor sunmaktadır” diye konuştu.