Geri Dön
Sağlık-Yaşam'5 yaşındaki çocukların yüzde 20’sinde gece yatak ıslatma görülüyor'

'5 yaşındaki çocukların yüzde 20’sinde gece yatak ıslatma görülüyor'

GÜVEN Hastanesi Çocuk Nefroloji Bölümünden Prof. Dr. Pınar Işık Ağras, "Çocuklarda yatak ıslatma tıbbi adıyla 'enürezis', tanım olarak 5 yaş üstündeki bir çocuğun ayda 1-2 kezden fazla uyku sırasında istem dışı idrar kaçırmasıdır. Bazı çocuklar gündüz idrar kaçırma, sık tuvalete gitme, tuvalete gittiğinde idrar yapamama veya tuvaletten çıkınca çiş hissinin devam etmesi gibi semptomlar gösterir. Bu çocukların mesane ve işeme fonksiyonlarının değerlendirilmesi gerekir. 5 yaşındaki çocukların yüzde 20’si, 7 yaşındaki çocukların yüzde 10’u, ergenlik çağındaki çocukların yüzde 1-2’si enürezis sorunu yaşamaktadır" dedi.

'5 yaşındaki çocukların yüzde 20’sinde gece yatak ıslatma görülüyor'

 

Güven Hastanesi Çocuk Nefroloji Bölümünden Prof. Dr. Ağras, çocuklarda gece yatak ıslatmanın nedenlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Prof. Dr. Ağras, buna tek bir faktörün değil birden fazla etkenin söz konusu olduğunu belirterek, "Çocuklarda yatak ıslatma tıbbi adıyla 'enürezis', tanım olarak 5 yaş üstündeki bir çocuğun ayda 1-2 kezden fazla uyku sırasında istem dışı idrar kaçırmasıdır. Bazı çocuklar gündüz idrar kaçırma, sık tuvalete gitme, tuvalete gittiğinde idrar yapamama veya tuvaletten çıkınca çiş hissinin devam etmesi gibi semptomlar gösterir. Bu çocukların mesane ve işeme fonksiyonlarının değerlendirilmesi gerekir. 5 yaşındaki çocukların yüzde 20’si, 7 yaşındaki çocukların yüzde 10’u, ergenlik çağındaki çocukların yüzde 1-2’si enürezis sorunu yaşamaktadır. İdrar kaçırma sorunu olan her çocuğun öncelikle idrar yolu enfeksiyonu, böbrek hastalıkları, mesane ile ilgili problemler veya çocukluk çağı diyabeti gibi tedavi edilmesi gereken başka bir hastalığın varlığı açısından değerlendirilmesi gerekmekte. Bu nedenle bu çocukların mutlaka çocuk sağlığı hastalıkları uzmanlarınca değerlendirilmesi gerekir. Gerekli tetkiklerle başka bir hastalık olmadığından emin olunduktan sonra enürezisin tedavisine geçilir" dedi.

'MESANE REHABİLİTASYONU İLE TEDAVİSİ YAPILMAKTA'

Bu çocuklardaki en belirgin sorunun çocuğun uykuda mesane doluluğunun hissedememesi ve tuvalete gitmek üzere uyanamaması olduğunu aktaran Prof. Dr. Ağras, "Gece çıkarılan idrar miktarının fazla olması veya mesane ile ilgili bazı değişiklikler de bu çocuklarda saptanabilen diğer sorunlardır. Bunlardan hangilerinin çocukta mevcut olduğu uygun tanı yöntemleri kullanarak saptamak gerekir. Bazı çocuklar gündüz idrar kaçırma, sık tuvalete gitme, tuvalete gittiğinde idrar yapamama veya tuvaletten çıkınca çiş hissinin devam etmesi gibi semptomlar gösterir. Bu çocukların mesane ve işeme fonksiyonlarının değerlendirilmesi gerekir. Bu belirtileri  gösteren çocukların mesane rehabilitasyonu ile tedavisi yapılabilir" diye konuştu.

Prof. Dr. Ağras, ailelerin bu durumun psikolojik olup olmadığını merak ettiğini aktararak, yapılan çalışmaların enürezisli çocuklardaki psikolojik etkilenmenin idrar kaçırma probleminde ikincil olduğunu kaydetti. Ağras, "Enürezisli çocukların aileleri incelendiğinde yüzde 60-80 oranında idrar kaçırma öyküsü görülür. Hem anne hem de babasında çocukken enürezis problemi olan çocukların yaklaşık yüzde 75’inde, sadece bir ebeveyninde olan çocukların yüzde 40’ında enürezis ortaya çıkabilir" ifadelerini kullandı.

'TEDAVİNİN BAŞARISI İÇİN ÇOCUK VE AİLENİN UYUMU ŞART’

Çocuklarda gece yatak ıslatma tedavisinin tek bir yöntemle mümkün olmadığını vurgulayan Prof. Pınar Işık Ağras sözlerine şöyle devam etti:

"Çocuğun tedaviye katılması, duyduğu utanç ve suçluluk duygusunun yenilmesi ve bu sorundan kurtulmayı istemesi sağlanmalı. Bunun için durumun neden kaynaklandığı ve tedavisinin nasıl olacağı, yaşına göre anlayabileceği şekilde mutlaka çocuğa da anlatılmalı. Bunun sağlanamadığı durumlarda uygulanan tedavi başarısız olmakta veya tedavi kesildiğinde sorun tekrarlamakta. Bu nedenle gece idrar kaçıran çocuğun tedavisinde deneyimli bir sağlık ekibinin çocuğa ve aileye zaman ayırarak ve gerekli eğitimi vererek çocuğun günlük yaşamında konuyla ilgili davranışları düzenlemesi gerekir. Ayrıca, her hastaya özel tedavi yönteminin seçilmesi oldukça önemlidir” (DHA)