Geri Dön
PolitikaTBMM Genel Kurulu'nda 'Mavi Vatan' tartışması

TBMM Genel Kurulu'nda 'Mavi Vatan' tartışması

TBMM Genel Kurulu'nda, AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar ile CHP milletvekilleri arasında 'Mavi Vatan' tartışması yaşandı. Akar, "Mavi Vatan masal değildir. Devletimizin askeriyle, siviliyle, her türlü kahramanlık ve fedakarlığı göstererek hak ve menfaatlerimizi korumasını da masal olarak nitelemek gerçekten büyük bir gaflet ve büyük bir talihsizliktir" dedi. Sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeleri içeren 17 maddelik 'Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, AK Parti ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu görüşmeleri takip etmek üzere meclise geldi.

TBMM Genel Kurulu'nda 'Mavi Vatan' tartışması

TBMM Genel Kurulu, sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeleri içeren 17 maddelik 'Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' üzerinde görüşmeleri sürdürmek üzere Meclis Başkan Vekili Celal Adan başkanlığında toplandı. Gündem dışı konuşmalar bölümünde söz alan AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan'ın 'Mavi Vatan'a ilişkin sözlerine tepki gösterdi. Akar, "Ana vatan, gök vatan, mavi vatan, yavru vatan ayrılmaz bir bütündür; ayrılamaz, parçalanamaz. Parçalamak isteyenlerin akıbeti malum. Bunlardan kimileri denizlerde boğuldu, kimileri dağlarda çukurlarda gömüldü. Mavi Vatan; Karadeniz’de, Akdeniz’de, Ege’de, kara suları, kıta sahanlığı, deniz yetki alanları dahil denizlerimizin atlındaki ve üstündeki her türlü hak ve menfaatlerimiz, yani denizlerdeki misak-ı millimizdir, milli meselemizdir" dedi.

Akar, 12 bin kilometre kıyı, 462 bin kilometrelik deniz alanıyla Mavi Vatan'ın açık bir gerçek olduğunu belirterek, "Mavi Vatan masal değildir. Uzaktan yakından birçok devletin içeri denizlerimizdeki imkan ve fırsatlardan yararlanmak için her türlü gayreti gösterdiği bir ortamda görev yapıyoruz. Bu görevler sırasında kullandığımız İHA’larımız, SİHA’larımız, TCG Anadolu’muz ve diğer Türk savunma sanayi ürünlerimiz gerçekten bir masal değil, hayatımızın gerçekleridir. Devletimizin askeriyle, siviliyle, her türlü kahramanlık ve fedakarlığı göstererek hak ve menfaatlerimizi korumasını da masal olarak nitelemek gerçekten büyük bir gaflet ve büyük bir talihsizliktir. Hele hele bunun yıllarca dışişlerinde görev yapmış bir milletvekilimiz tarafından dile getirilmesi gerçekten akıllara ziyan ki ben birçok CHP’li milletvekili arkadaşımızın da bizlerle aynı görüşleri paylaştığına inanıyorum. Masalın çeşitli unsurları var. Bu unsurlardan hiçbiri Mavi Vatan için geçerli değil. Mavi Vatan'ı masal olarak nitelemek, Mavi Vatan'a ‘masal’ demek ne demek? Türkiye’nin denizleştirilmesini engellemektir. Türkiye’yi Antalya Körfezine hapsetmektir. Dünya ile dost ve kardeş ülkelerle deniz ulaşımını kesmek ve tarihi kazanımlarımız ile dayanışma ve işbirliğimizi tahrip etmektir" diye konuştu.

CHP'Lİ EMİR: MAVİ VATANIMIZIN ARKASINDAYIZ

CHP Grup Başkan Vekili Murat Emir ise "Öncelikle söyleyelim biz bu Cumhuriyet’in kurucu partisi olarak vatanımızın, Mavi Vatanımızın da gök vatanımızın da peşindeyiz, arkasındayız. Hiç kimse merak etmesin. Aradığınız cevabı bu saatlerde CHP genel merkezinden alacaksınız. Ama bakın sayın paşamız buraya gelmiş, bu konuları açmışsa hemen tartışalım. Ben sorular soracağım, gelsin anlatsın. Sayın paşam; siz genelkurmay başkanlığı yaptınız, savunma bakanlığı yaptınız. Darbe yaptı Sisi. Dünya darbeyi kınadı; ama Erdoğan hükümeti bütün meselesini Sisi’nin üstüne kurdu. Mısır’la biz kavga ettik, herkes Mısır’la anlaştı, Erdoğan Mısır’la anlaşmadı. ‘Sisi ile ne konuşacağım?’ dedi, ‘Rabia meydanı’ dedi ve biz Mısır’la ilişkileri kaybettik. Ama şimdi ne oldu? Tükürdüğünüzü yaladınız, Sisi ile anlaştınız; ama ne oldu? Geç kaldınız geç. Mavi Vatan elden kaçtı. Yunanistan Mısır’la anlaştı" dedi.

Tekrar söz alan Hulusi Akar, 'sen', 'ben' demeden nazik bir dille hitap ettiğini belirtirken, kendisine tepki gösteren CHP'lilere "Dinleyin, oturduğunuz yerden konuşmayın" diyerek çıkıştı. Muhalefet milletvekillerinin sıralara vurarak tepkisini sürdürmesi üzerine Meclis Başkan Vekili Adan araya girip, milletvekillerini uyardı. Konuşmasına devam eden Akar, "Ben başlangıçtan itibaren uhuletle tamamen gerçekleri ve inanıyorum bazı CHP’li arkadaşlarımızın da paylaştığı fikirleri burada dikkatlerinize sundum. Burada alınacak, bağıracak, çağıracak bir şey yok. Biz milli bir meseleden bahsediyoruz ve iş birliğimizden bahsediyoruz. Bunu görmeniz lazım. İlave bir şey varsa konuşmaya hazırız" ifadelerini kullandı.

İSRAİL DIŞİŞLERİ BAKANI'NA TEPKİ

Genel Kurul'da İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik açıklamalarına tepki gösterildi. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "İsrail Dışişleri Bakanının Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı Saddam’a benzetecek kadar şirazesi kaymış sözlerini asla kabul etmiyoruz. Biz elbette cumhuriyetimizin, ülkemizin, devletimizin ve Cumhurbaşkanımızın da yurt dışında böylesine ithamlara maruz kalmasından son derece rahatsızız ve devletimizin yanında durmayı bir görev biliriz. Ancak doğruları bu Meclis çatısı altında söylemek de bizim temel görevimizdir. Bir defa Sayın Cumhurbaşkanı bunu nerede söylüyor; Rize AK Parti İl Başkanlığı’nda söylüyor. Bu olacak şey değildir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin dış politikasıyla ilgili hem de hangi ülkeye nasıl gireceğimizle ilgili son derece kritik, son derece hassas bir politika açıklamasını il başkanlığında yapmamalı. Dış politika ulu orta konuşulacak bir şey değildir. Dış politika iç politikaya malzeme yapmak için yapılmaz. Dış politika hamaset için yapılmaz. Dış politika partimizin oyları artsın diye yapılmaz; ancak ve ancak milli çıkarlarımız için yapılır. Ve eğer gerçekten İsrail ile AK Parti iktidarının bir sorunu varsa asıl yapması gereken öncelikle Kürecik’i gözden geçirmektir. Bunu bekliyoruz. İncirlik’e ne yapıyorsunuz? Bunu bekliyoruz. Aynı zamanda siz milyonlarca dolar İsrail ile 'yapmadık' dediniz ama göz göre göre silah yapımında kullanılacak, altyapı yapımında kullanılacak malzemeleri ihraç ettiniz. Buna göz yumdunuz. Ve bunu yapanlar içinde AK Parti’li siyasetçiler olduğu apaçık ortaya çıktı. Bunlar için ne yaptınız?" dedi.

'ALÇAKLARIN SALDIRISINA UĞRAMAK, CUMHURBAŞKANIMIZIN YAKASINDAKİ ONUR NİŞANESİ OLARAK TARİHTE YERİNİ ALACAK'

AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu da İsrailli bakana tepki göstererek, "İsrail’in muhalefet partisinin sözde lideri Lapid, İsrail’in sözde Dışişleri Bakanı Katz ve Hollanda Temsilciler Meclisi Üyesi Wilders, organize bir şekilde dünya üzerindeki mazlumların sesi ve umudu Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef almışlardır. Sabıkası bozuk bu çapsızların ifadelerini kabul etmemiz asla mümkün değildir. Türkiye; insan haklarının, demokrasisinin, hakkın ve hukukun sesi oldukça böylesine kendini bilmezlere rahatsızlık vermeye de devam edeceğiz. Katliam şebekesi mensuplarının, zulüm ordularının başına geçmek için sıra bekleyen şuursuzların ve aklını kiraya vermiş faşist müptezellerin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef almaları yürüdüğümüz yolun doğruluğunu ispat eder durumdadır. Elinden kan damlayan, vicdan ve merhameti yerden yere vuran ve kaosun değirmenine su taşıyan böyle alçakların saldırısına uğramak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yakasındaki onur nişanesi olarak tarihteki yerini alacaktır" diye konuştu.

TİP'Lİ KADIGİL KÜRSÜYE ÇIKMASIYLA AK PARTİ'Lİ MİLLETVEKİLLERİ SALONU TERKETTİ

TBMM Genel Kurulu'nda, sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeleri içeren 17 maddelik 'Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nde 8'inci madde de meclisten geçerken, 9'uncu madde görüşmeleri yapıldığı sırada TİP İstanbul milletvekili Sera Kadıgil söz aldı. Kadıgil, konuşmak üzere kürsüye çıktığında AK Parti sıralarında bulunan milletvekilleri Genel Kurul salonunu terk etti. Elinde 'sen işini yapmadın diye neden masumlar ölsün?' yazılı pankart açarak kürsüye çıkan Kadıgil, "Milyonlarca insanın gözü kulağı burada. Gözyaşları içerisinde bu yasa teklifini izliyorlar ama AK Parti sıralarında 3 milletvekili var. Çünkü ne desek boş, çünkü talimatı aldılar, çünkü vicdanları ile Saray arasına sıkıştıklarında hep Saray'ı seçtiler" dedi.

'KÖPEĞİ ÖLDÜRMENİN MEŞRU BİR ZEMİNİ KALMADI'

Kadıgil, görev suçları yüzünden zarar gören insanların acılarını kullanarak milyonlarca suçsuz köpeği öldürmenin meşru bir zeminin bu ülkede kalmadığını ifade ederek, "O yüzden daha geçen hafta ölüm teklifini buraya getirenler dünden beri 'Biz de hayvanları çok seviyoruz, ölsün istemiyoruz, barınaklara koyacağız' diyorlar. Çünkü oyunları tutmadı. Çünkü atanamamış Gobbels var ya onun trolleri yetmedi, halk tepki gösterdi. Şimdi yeni bir meşru zemin yaratmaya çalışıyorlar kendilerine. Geçtiğimiz 20 yılda 200 barınak açmaktan aciz bir Saray rejimi önümüzdeki 4 yılda 4 bin adet barınak açacakmış. Burada da köpekleri mutlu mutlu yaşatacakmış. Buna köpekler bile inanmaz. Hadi inandık, bunları yaptın; Tayyip Bey'in bir tane uçağını sattın bütün bu barınakları yaptın. Parası yetiyor. Kılına zarar gelmeden köpekleri topladın, koydun. Yüzlerine bakın, bakmanızı istiyorum. Bu hayvanları müebbet hapse koymanın ne anlamı var? Şu çaresizliğe bakın. Kimsenin kılına zarar vermemiş köpekleri katletme peşindeler. Bir de utanmadan 'sahiplendireceğiz' diyorlar. Kardeşim sen üretimi, ticareti yasaklıyor musun? Pet shoplarda bin dolara hayvan satılmasına ses çıkartıyor musun ki gelip burada 'sahiplendireceğim' diyorsunuz. Biraz dürüst olun" ifadelerini kullandı.

TBMM'de, sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeleri içeren 17 maddelik kanun teklifi görüşmeleri devam ediyor. 

17 MADDELİK HAYVANLARI KORUMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN KABUL EDİLDİ

TBMM Genel Kurulu'nda, sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeleri içeren 17 maddelik 'Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, AKP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu görüşmeleri takip etmek üzere meclise geldi.

Dün ilk 5 maddesi kabul edilen toplam 17 maddelik yasaya göre; Bakımevine alınan köpeklerden insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlarına, Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun 9. maddesindeki ‘Hayvanlara ötanazi yapmak yasaktır. Ancak, hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında, akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda, davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda veteriner hekim tarafından ötanazi yapılmasına karar verilebilir. Ötanazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır’ hükümleri uygulanacak.

Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılan değişiklik ile kanunun amaçlarına ‘insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla’ ifadesi eklendi.

Sahipsiz hayvanlara ilişkin yürütülecek çalışmalarda, tereddüde mahal verilmemesi, kedi ve köpeklerin sahipli hayvan statüsüne alınabilmesi için Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı veri tabanına kaydedilmesi zorunluluğu bulunduğundan ‘sahipli hayvan’ ve ‘sahipsiz hayvan’ kavramları açık bir şekilde tanımlandı. Uygulamada tereddüde mahal verilmemesi amacıyla ve kanundaki ‘yakala-kısırlaştır-sal’ metodunun kaldırılması nedeniyle hayvan bakımevi tanımında uyum değişikliği yapılacak. Hayvan bakımevinin tanımı, ‘Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis’ şeklinde değiştirildi.

Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların hayvan bakımevlerine toplanması ve buralarda rehabilite edilerek sahiplendirilinceye kadar bakılacak olması sebebiyle bakımevleri dışında bir hayvana bakmanın onun yasal sorumluluğunu alarak sahiplenilmesi suretiyle mümkün olabileceği ilkesi kabul edilecek. Kanunun ilkeleri arasında yer alan ‘Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.’ ifadesi yürürlükten kaldırıldı.

Hiçbir maddi kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insani ve vicdani sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanları sahiplenmek isteyen ve kanunda öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eş güdüm sağlanması esas oldu.

Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz hayvanların sahiplendirilinceye kadar bakılmaları için hayvan bakımevleri kurarak onların bakımlarını ve tedavilerini sağlayacak, eğitim çalışmaları yapacak.

Hayvan bakımevlerine alınan hayvanlardan rehabilite edilen köpekler sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırılacak. Doğru ve güncel veri sağlanabilmesi amacıyla hayvan bakımevlerine alınan hayvanlar Tarım ve Orman Bakanlığı veri sistemine kaydedilecek.

Yerel yönetimler, sahipsiz köpeklere ilişkin yürüttüğü iş ve işlemlerde Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkili oldu.

‘Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında bir yere terk edilmesi veya bakımevinde barındırılan köpeği bakımevi dışında bir yere bırakmak’ fiilleri yasak kapsamına alındı.

İl Hayvanları Koruma Kurulunun görevleri arasına, sahipsiz hayvanların korunmasına yönelik yürütülen çalışmaların yanı sıra insan, hayvan ve çevre sağlığını korumaya yönelik olarak sahipsiz hayvanlardan kaynaklı sorunları belirlemek ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri üretmek eklendi.

Düzenlemeyle başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara yapılacak desteğin kapsamı genişletildi. Buna göre de insan, hayvan ve çevre sağlığının korunması amacıyla bakımevleri, hastaneler ve ameliyathaneler kurmak; bunlara ilişkin ilaç, alet ve ekipmanları temin etmek ile bakımevlerinde bakım, rehabilitasyon ve sahiplendirme gibi faaliyetleri yürütmek için başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik veya Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlandı.

Hayvanları korumaya yönelik hükümlere aykırı hareket eden veya sahiplendiği hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin denetimle yetkili merci tarafından hayvan bulundurması yasak olacak ve hayvanlarına el konulacak. Söz konusu hayvanlardan sahiplendirilme niteliği olanlar sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevinde barındırılacak.

EVCİL HAYVANINI TERK EDEN 60 BİN LİRA CEZA ÖDEYECEK

Caydırıcılığın sağlanması amacıyla sahipli hayvanın sahibi tarafından terk edilmesi kabahatine ilişkin idari para cezası hayvan başına 2 bin liradan 60 bin liraya çıkarıldı. Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanları bakımevi dışında bir yere terk eden veya bakımevinde barındırılan hayvanı bakımevi dışında bir yere bırakanlara ise hayvan başına 50 bin lira idari para cezası verilecek.

Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve sahiplendirilinceye kadar bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla hayvan bakımevleri kuracak. Belirtilen hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ile il özel idareleri, sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürecek.

'KAYNAKLARI HAYVANLARI REHABİLİTE VEYA SAHİPLENDİRMEYE ÇALIŞMAYAN BELEDİYE YETKİLİLERİNE 6 AYDAN 2 YILA KADAR HAPİS CEZASI VERİLECEK'

Belirtilen kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile ayrılan kaynağı hayvan bakımevi kurmak, sahipsiz hayvanları toplamak, rehabilite etmek veya sahiplendirilinceye kadar bakmak için harcamayan veya bu kaynağı başka amaçlar için sarf eden belediye başkanı ve belediye yetkililerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Söz konusu belediyeler 31 Aralık 2028'e kadar belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlü olacak.

Belediyeler, 31 Aralık 2028'e kadar hayvan bakımevleri kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde 5'i oranında kaynak ayıracak. Bu oran, büyükşehir belediyelerinde binde 3 olarak uygulanacak. Ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak.

'KEDİ VE KÖPEK SAHİPLERİ HAYVANLARINI 31 ARALIK 2025'E KADAR KAYIT ALTINA ALMAK ZORUNDA OLACAK'

Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31 Aralık 2025'e kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorunda olacak. Teklifle, sokakta bakıma ve korunmaya ihtiyacı olacak sahipsiz hayvan bulunmaması amaçlandığı için Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki ‘yerel hayvan koruma görevlileri’ne ilişkin hüküm yürürlükten kaldırılacak.