Geri Dön
PolitikaTBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmeleri başladı

TBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmeleri başladı

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin görüşmeleri TBMM Genel Kurulu'nda başladı.

TBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmeleri başladı

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Kurtulmuş, Suriye'deki gelişmelerle ilgili, "Suriye'de uzun yıllar boyunca devam eden, halkına karşı gerçekten diktatörce bir yönetimin sonunda büyük katliamlarla, büyük zulümlerle çile çekmiş olan Suriye halkının bir şekilde mücadele vererek Suriye topraklarını özgürleştirmesi ve Suriye halkının da ülkesini yeni bir sürece doğru getirdiği tarihi bir dönüm noktasına tanık olduk. Tabii, bunu dikkatle, hiçbir şekilde birtakım hissiyatlara kapılmadan, milli menfaatlerimizin gerektirdiği perspektiften değerlendirip, Suriye'nin bundan sonraki süreçte geçmiş bütün acıları geride bırakarak, özgür ve demokratik bir Suriye'nin inşası için Türkiye olarak da üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye gayret edeceğiz" dedi.

TBMM Genel Kurulunda bütçe görüşmeleri başladı

'SURİYE HALKIYLA DAYANIŞMAMIZI SÜRDÜRECEĞİZ'

Kurtulmuş'un açılış konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz bütçe sunumu için kürsüye çıktı. Yılmaz, Suriye'de yaşanan gelişmelere ilişkin, "Suriye'de yeni bir tarihi dönüm noktasında olduğumuzu hep birlikte takip ediyoruz. Çok hızlı gelişmeler var, Türkiye olarak da tüm bu gelişmeleri yakından izliyoruz, yakından takip ediyoruz. Şu anda yeni bir oluşum başlamış durumda, bir geçiş süreci söz konusu. Bu geçiş sürecinin en sağlıklı şekilde, kapsayıcı bir şekilde oluşmasını ve sürmesini temenni ediyoruz. Suriye'de yaşayan tüm dinlerden, tüm etnik gruplardan, tüm mezheplerden Suriye halkının tamamının temsil edildiği bir sürecin yaşanmasını, Suriye'de yine kalıcı rejimin de tüm bu unsurları içerecek şekilde, Suriye'nin toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini, egemenliğini koruyacak bir şekilde teşekkül etmesini temenni ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak, Türk halkı olarak Suriye'nin ve Suriye halkının tamamının yanında olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Suriye halkıyla dayanışmamızı sürdüreceğiz. Suriye'de yaşanan bu süreçlere dışarıdan olumsuz etki edecek hiçbir eylemin, hiçbir etkinin olmamasını temenni ediyoruz. Suriye'de barışın, istikrarın, huzurun temin edilmesini temenni ediyoruz. Diğer taraftan, temel bir önceliğimiz de elbette Suriye'den ülkemize yönelik terör tehditlerinin bertaraf edilmesi, Türkiye'nin halkıyla, sınırlarıyla komşusundan gelebilecek tehditlere maruz kalmamasıdır. Bunun için de her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz. Bir diğer önemli boyut da Suriye'den gelip ülkemizde geçici koruma altında olan nüfustur. Suriye'de güvenin tesis edilmesiyle, ekonomik ve siyasi ortamın iyileştirilmesiyle birlikte inanıyorum ki Suriyeli kardeşlerimiz ülkelerine, vatanlarına güvenli, onurlu, gönüllü bir şekilde döneceklerdir. Bu süreçte sağladıkları tecrübelerle, edindikleri kazanımlarla inanıyorum ki ülkemiz ile Suriye arasında güçlü bir köprü oluşturacaklardır, olumlu bir bağ teşkil edeceklerdir. Tüm bu süreçleri yakından takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.

'2025'TE KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİR HEDEFİ 17 BİN DOLAR'

Yılmaz, 2023 yılında zayıf dış talep, jeopolitik gerilimler ve şubat ayındaki deprem felaketine rağmen Türkiye ekonomisinin yüzde 5,1 büyüme oranıyla olumlu bir performans sergilediğini belirtti. Yılmaz, "Bu başarı, 14 yıllık kesintisiz büyüme trendinin devamını sağlamıştır. Salgın sonrası büyümelere baktığımızda, dünya ekonomisi 2020-2023 döneminde yani 4 yıllık bir dönemde kümülatif olarak, birikimli olarak yüzde 11 oranında büyürken Türkiye ekonomisi yüzde 25,9 büyüme kaydetmiştir. Bu 4 yıllık dönemde ortalama yıllık büyüme dünya genelinde yüzde 2,6 olurken Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 5,9 oranıyla dünya ortalamasının 2 katından fazla bir büyüme performansı göstermiştir. 2002 yılından bugüne yıllık ortalama yüzde 5,4'e ulaşan güçlü büyüme performansıyla milli gelirimiz, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı olan 2023 yılı itibarıyla ilk defa 1 trilyon dolar eşiğini aşarak 1 trilyon 130 milyar dolara ulaşmıştır. 2002 yılında kişi başına gelirimiz 3 bin 600 dolar seviyesindeydi, 2023 yılı itibarıyla kişi başına düşen milli gelirimiz ise 13 bin 243 dolar olarak gerçekleşmiştir. 2024 yılında kişi başına düşen milli gelirimizin 15 bin dolar, 2025 yılında 17 bin dolar seviyesinin üzerine çıkmasını bekliyoruz. 2022 yılında dünya ekonomileri arasında 19'uncu sırada yer alan ülkemizin 2024 yılı tahminleri ışığında 17'nci sırada konumlanması beklenmektedir. Türkiye ekonomisi güçlü büyüme performansıyla gelişmiş ülkelere yakınsama sürecini hızla sürdürmektedir. Ülkemizin kişi başına milli gelirinin Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ortalamasına oranı 2002 yılında yüzde 38 civarında iken 2023 yılında bu oran yüzde 73 olarak gerçekleşmiş, 2024 ve 2025 yıllarında sırasıyla yüzde 75 ve yüzde 76 düzeylerine ulaşılması beklenmektedir. Avrupa başta olmak üzere küresel ekonomik şartlardaki olumsuzluklara, bölgemizde artan jeopolitik gelişmelere rağmen ekonomimiz 2024 yılında da büyümesini dengeli bir yapıda sürdürdüğünü gözlemliyoruz" diye konuştu.

TBMM Genel Kurulunda bütçe görüşmeleri başladı

'TEMEL HEDEFİMİZ FİYAT İSTİKRARININ SAĞLANMASI'

Yılmaz, makroekonomik istikrarın sağlanmasına yönelik oluşturulan politika bileşenlerinin odağında enflasyonla mücadelenin yer aldığına dikkat çekerek, şöyle konuştu:

"2023 yılında Türkiye'de mal fiyatları enflasyonu uluslararası emtia fiyatlarındaki düşüşle bir miktar gerilemiştir; ancak hizmet enflasyonu dünyadaki eğilimlere benzer şekilde katılık göstermiştir. Kalıcı dezenflasyon süreci için, deprem nedeniyle ortaya çıkan ek finansman ihtiyacının karşılanması, cari işlemler açığının azaltılması ve rezerv birikiminin sağlanması gereklilikleri öne çıkmıştır. Alınan kararların etkisiyle, enflasyon oranı 2023 yılı sonunda yüzde 64,8'le bir önceki program döneminde öngörülen seviyelerde gerçekleşmiştir. Geçen yıl ilan ettiğimiz Orta Vadeli Program'da (OVP) belirlediğimiz takvim ve aşamalandırmayla uyumlu olarak, 2023 yılı Haziran ayında başlayan ve enflasyonla mücadelede sağlam bir zemin oluşturmayı amaçlayan geçiş süreci, 2024 yılı Haziran ayı itibarıyla sona ermiş ve ikinci aşama olan dezenflasyon süreci başlamıştır. Bu tarihten itibaren yıllık enflasyon oranında 28,4 puanlık bir düşüş kaydedilmiş ve 2024 yılının Kasım ayı itibarıyla yıllık TÜFE artış oranı yüzde 47,1 seviyesine kadar gerilemiştir. Aralık ayı fiyat gelişmeleriyle birlikte 2024 yılı sonunda enflasyon oranının Merkez Bankasının kasım ayında açıkladığı enflasyon raporunda belirttiği tahmin aralığıyla uyumlu olacağını beklemekteyiz. Benzer şekilde, 2025 yılında da enflasyonla mücadelede gösterdiğimiz kararlı duruşla enflasyon oranı OVP'de ve enflasyon raporunda ilan edilen seviyelerle uyumlu düzeyde gerçekleşecektir. Enflasyondaki düşüş eğilimi, sıkı para politikası, makro ihtiyati tedbirler ve Türk lirasındaki istikrarlı seyir, dezenflasyon sürecinin etkili olmaya başladığını göstermektedir. Önümüzdeki dönemde bu eğilimin sürmesiyle birlikte dezenflasyon sürecini başarıyla tamamlayarak yeniden tek haneli enflasyon seviyelerini görmeyi ve böylece kalıcı fiyat istikrarına geçişi sağlamayı amaçlıyoruz. Fiyat istikrarının sağlandığı bir ortamda artan güven ve öngörülebilirlik yatırımları, yatırımlardaki artış ise potansiyel büyüme oranını yükseltecektir. Bununla birlikte, fiyat istikrarı, oluşturulan katma değerin bölüşümünün de daha adil bir şekilde gerçekleşmesine olanak sağlayacaktır. Dolayısıyla, istikrar içerisinde güçlü büyüme ve gelir dağılımını iyileştirmede en temel hedefimiz, öncelikle fiyat istikrarının sağlanmasıdır" dedi.

ARIKAN: FAİZ KONUSUNDA LİDER YAPTILAR

Genel Kurulda konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, "Bir dönem IMF'nin acı reçeteleri ülkemizde çok konuşuldu. Şimdi, karşımızda 'bütçe' adı altında AK Parti'nin acı reçeteleriyle karşı karşıyayız. Bakmayın geçmişte 'IMF'ye borcu bitirdik, hatta biz IMF'ye borç veriyoruz' edebiyatı yapıldığına, bugün bunların hiçbiri bir anlam ifade etmemekte. Bugünkü reçeteler, IMF reçetelerinden daha acı reçetelerdir. Eleştirdiğimiz, eleştirdiğiniz IMF reçetelerinde neler vardı? 3 şey artacaktı orada; bir, vergiler artacaktı, iki, fiyatlar artacaktı, üç, faiz artacaktı. Peki, AK Parti bugün ne diyor? Vergileri artırıyor mu? Hep beraber bu Meclis'te şahitlik ediyoruz. Fiyatlar artıyor mu? Zamlar sağanak yağmur gibi yağmakta. Faize gelince 'Nas var, nas' diyenler şimdi, yeniden 'Faiz dünya gerçeğidir' anlayışına döndüler, dünyada bizi faiz konusunda lider yaptılar. IMF aynı zamanda '3 şeyi artırın' derken '3 şeyi de azaltın' diyordu. Neydi bunlar? Birincisi, çalışanın ücretini azaltacaksın. İkincisi, çiftçinin ürününe düşük taban fiyatı uygulayacaksın. Üçüncüsü, halkın alım gücünü azaltacaksın. 15 milyondan fazla emekli bugün açlık sınırının altında, milyonlarca emekli 12 bin 500 liraya mahkum edilmiş durumda. Bu, açlık değil, artık hiçlik sınırıdır" dedi.

DERVİŞOĞLU: SURİYELİLERE DAĞITILAN VATANDAŞLIK İPTAL EDİLMELİ

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ise yaptığı konuşmada Suriye’de olağanüstü gelişmeler yaşandığını vurgulayarak, "61 yıllık Esad rejimi düşmüş, Halep başta olmak üzere Suriyeli sığınmacıların yoğun olarak geldiği vilayetler rejim kuvvetlerinden arındırılmıştır. Suriyeli sığınmacıların Türkiye’de bulunmasına sebep olan şartlar fiilen ortadan kalkmış ve artık Suriyeli sığınmacıların Türkiye’deki varlık sebebi sona ermiştir. Türk milletinin talebi, hiç vakit kaybetmeden tüm sığınmacıların vatanlarına geri dönmesidir. İYİ Parti olarak bizim önerimiz, 2025 yılının ilk 6 aylık döneminde gönüllü geri dönüşlerin teşvik edilmesi, 1 Temmuz 2025 tarihi itibarıyla geçici koruma yönetmeliğinin 11'inci maddesinin hükümete verdiği yetkiyle Suriyeli sığınmacılara sağlanan geçici koruma statüsünün iptal edilmesidir. Sığınmacılara hiçbir şart altında vatandaşlık verilmeyeceği deklare edilmeli, Suriyelilere dağıtılan 238 bin vatandaşlık iptal edilmelidir. Suriyeli sığınmacılara tanınmış tüm ayrıcalıklar ortadan kaldırılmalıdır" dedi.

'RAKAMLARI ONAYLAMA KOMİSYONU'

Dervişoğlu, asgari ücret tartışmalarına değinerek, "Asgari ücret bu ülkede genel uygulamaya dönüşmüştür. İnsanımızın yarısına hak ettikleri insanca bir hayat yaşayacak kadar ücret sunamıyorsunuz. Asgari ücret konuşulurken Merkez Bankası yöneticilerinin 2025 yılı enflasyon hedefleriyle uyumlu zam savunması trajikomiktir. Hangi hedefi tutturduğunuzu gördük ki asgari ücreti o hedefe uyduracaksınız. İktidar asgari ücreti tartışmıyor. Onlar tespit ediyor. Gerçek ise kuru pastalar, portakal suları, karışık kuruyemiş eşliğinde sarayın rakamlarını onaylama komisyonu bu komisyonun adı. Gerçekte asgari ücreti tespit etme yeri sokaklardır" diye konuştu. Dervişoğlu, bütçeyi eleştirerek İYİ Parti olarak bütçe için ret oyu kullanacaklarını söyledi.

'SURİYELİ KARDEŞLERİMİZ VATANLARINA KAVUŞACAKLAR'

TBMM'de konuşan MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Türkiye'nin çevresinde iki büyük savaş olduğunu belirterek, Suriye'deki gelişmeleri değerlendirdi. Akçay, "Emperyalizmin maşası olan terör örgütlerinin ülkemizi tehdit etmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Türkiye, Suriye'nin istikrarı için yıllardır büyük çaba göstermiş ancak Baas rejimi ve bazı odaklar bu fırsatı değerlendirmemiştir. Suriye'de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçek durum vardır. 8 Aralık'ta muhaliflerin Şam'a girmesiyle kanlı Esad rejimi sona ermiştir, Esad yıllarca kan kusturduğu Suriye'den onursuzca kaçmıştır. Türkiye'nin öncelikleri Suriye'nin toprak bütünlüğü, terör örgütlerinin temizlenerek sınır güvenliğimizin sağlanması, Suriye'nin yeniden imarı ve mülteci konusudur. Yeni dönemde terör örgütlerinin ülkemize yönelik tehditlerinin tamamen ortadan kaldırılması önceliğimizdir. Türkiye, Suriye'nin milli birliği, beraberliği, egemenliği, toprak bütünlüğü ve Suriye halkının refahı için elinden geleni yapmıştır ve yapacaktır. Yıllardır vatanlarından uzak yaşayan Suriyeli kardeşlerimiz de onurlu, güvenli ve gönüllü bir şekilde vatanlarına kavuşacaklardır" ifadelerini kullandı.

Akçay, ayrıca Suriye'deki geçiş sürecinde DEAŞ, PKK/YPG gibi terör örgütleri ve uzantılarının fırsatçılık yapmalarının engellenmesi gerektiğini belirterek, "Bilhassa, herhangi bir PKK uzantısının Suriye'de meşru bir aktör olarak görülemeyeceğinin de altını çizmek isteriz. Bunun yanı sıra, sınırlarımızın hemen ötesinde konuşlanan terör örgütünün etkisiz hale getirilmesinden rahatsızlık duyanların, büyük bir yanlışlık içerisinde olduklarını vurgulamak isterim" dedi.

'DÜNYA NÜKLEER SİLAHLARIN TEHDİDİ ALTINDA'

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, TBMM Genel Kurulu'nda gerçekleştirdiği konuşmada, "Orta Doğu'da Kürt halkının kazanımları aynı zamanda Türk halkının da kazanımıdır, bunu aklımızdan bir an bile çıkarmayalım. Kürtlerin ve Türklerin demokratik zemindeki ittifakı bütün Orta Doğu'ya önemli bir model olacaktır. Çok söyledik, içeride Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye'nin Orta Doğu'da barış rolü üstlenebileceğini, bunun samimi olabileceğini, böyle bir modeli gösterebileceğini buradan da defaatle söyledik. Yeryüzü ve özellikle coğrafyamız gerçekten savaştan, kandan çok yoruldu. O nedenle buradan bütün dünyaya seslenmek istiyorum: Bakın, dünya nükleer silahların tehdidiyle karşı karşıya. Dünya üçüncü büyük dünya savaşının eşiğinde. Böylesi bir zamanda barışın sesi çok daha gür, çok daha cesur yükselmelidir. Bütün dünyada savaş karşıtı güçlerin barış hareketini oluşturması, enternasyonalist bir barış hareketinin oluşması şu an her şeyden çok bütün dünya halkları için elzemdir ve acil bir biçimde bunun oluşması gerekiyor" dedi.

BAHÇELİ, BAKIRHAN'IN KONUŞMASINI ALKIŞLADI

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, bütçe görüşmelerinde Genel Kurul'da gerçekleştirdiği konuşmada, "1 Ekim'den itibaren Sayın Bahçeli'nin tartışmaları olumlu ve önemli gördüğümüzü belirttik. Bu konuda 'Türkiye'nin barışı için elimiz açık, biz DEM Parti olarak bu konuda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye varız' dedik. Muhalefet partilerinin büyük çoğunluğu demokratik çözüm ve barış konusunda kararlı bir irade ortaya koydu. Belki ilk defa büyük bir ortaklaşmaya şahitlik ediyoruz. Bu oldukça kıymetli bir tutum, tarihi bir fırsat bunu heba etmeyelim" dedi.

Konuşmasının devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Bakırhan, "Sayın Erdoğan, Kürt meselesini çözerek tarihe geçme fırsatı sizlerin önünde beklemektedir. DEM Parti olarak bu konuda üzerimize düşeni yapacağımızı Meclis Kurulu'ndan ilk defa ifade etmek istiyoruz. Bu Meclis bir çözümle anılmalı ve yüzünü başka yere çevirmeden 'Ankara çözümünü' sunmalıdır" diye konuştu.

Konuşmasının sonunda bir çağrıda bulunan Bakırhan, şöyle devam etti:

"2025 yılında, Cumhuriyetin 103'üncü yılında yeni bir başlangıç yapabiliriz. Bu Meclis demokratik cumhuriyetin kuruculuğunu üstlenme şansına sahiptir. 85 milyonun kendisini ait hissedeceği bir ülkeyi var etme onuru bu meclise ait olsun. Yüzyıldır bu toprakların hasret kaldığı, yer ile göğü dolduran barış sesini duymanın zamanıdır, ufukta asılı duran barışı bu topraklara indirmenin zamanıdır."

Konuşmasının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve MHP milletvekilleri, Bakırhan'ı alkışladı. Ayrıca, TBMM Başkanvekili DEM Partili Sırrı Süreyya Önder, Genel Kurul salonunda Devlet Bahçeli ile tokalaştı. Önder, MHP'li TBMM Başkanvekili Celal Adan ve MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç'a da selam verdi.

'DÜNYA NÜKLEER SİLAHLARIN TEHDİDİ ALTINDA'

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, TBMM Genel Kurulu'nda gerçekleştirdiği konuşmada, "Orta Doğu'da Kürt halkının kazanımları aynı zamanda Türk halkının da kazanımıdır, bunu aklımızdan bir an bile çıkarmayalım. Kürtlerin ve Türklerin demokratik zemindeki ittifakı bütün Orta Doğu'ya önemli bir model olacaktır. Çok söyledik, içeride Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye'nin Orta Doğu'da barış rolü üstlenebileceğini, bunun samimi olabileceğini, böyle bir modeli gösterebileceğini buradan da defaatle söyledik. Yeryüzü ve özellikle coğrafyamız gerçekten savaştan, kandan çok yoruldu. O nedenle buradan bütün dünyaya seslenmek istiyorum: Bakın, dünya nükleer silahların tehdidiyle karşı karşıya. Dünya üçüncü büyük dünya savaşının eşiğinde. Böylesi bir zamanda barışın sesi çok daha gür, çok daha cesur yükselmelidir. Bütün dünyada savaş karşıtı güçlerin barış hareketini oluşturması, enternasyonalist bir barış hareketinin oluşması şu an her şeyden çok bütün dünya halkları için elzemdir ve acil bir biçimde bunun oluşması gerekiyor" dedi.

BAHÇELİ, BAKIRHAN'IN KONUŞMASINI ALKIŞLADI

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, bütçe görüşmelerinde Genel Kurul'da gerçekleştirdiği konuşmada, "1 Ekim'den itibaren Sayın Bahçeli'nin tartışmaları olumlu ve önemli gördüğümüzü belirttik. Bu konuda 'Türkiye'nin barışı için elimiz açık, biz DEM Parti olarak bu konuda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye varız' dedik. Muhalefet partilerinin büyük çoğunluğu demokratik çözüm ve barış konusunda kararlı bir irade ortaya koydu. Belki ilk defa büyük bir ortaklaşmaya şahitlik ediyoruz. Bu oldukça kıymetli bir tutum, tarihi bir fırsat bunu heba etmeyelim" dedi.

Konuşmasının devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Bakırhan, "Sayın Erdoğan, Kürt meselesini çözerek tarihe geçme fırsatı sizlerin önünde beklemektedir. DEM Parti olarak bu konuda üzerimize düşeni yapacağımızı Meclis Kurulu'ndan ilk defa ifade etmek istiyoruz. Bu Meclis bir çözümle anılmalı ve yüzünü başka yere çevirmeden 'Ankara çözümünü' sunmalıdır" diye konuştu.

Konuşmasının sonunda bir çağrıda bulunan Bakırhan, şöyle devam etti:

"2025 yılında, Cumhuriyetin 103'üncü yılında yeni bir başlangıç yapabiliriz. Bu Meclis demokratik cumhuriyetin kuruculuğunu üstlenme şansına sahiptir. 85 milyonun kendisini ait hissedeceği bir ülkeyi var etme onuru bu meclise ait olsun. Yüzyıldır bu toprakların hasret kaldığı, yer ile göğü dolduran barış sesini duymanın zamanıdır, ufukta asılı duran barışı bu topraklara indirmenin zamanıdır."

Konuşmasının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve MHP milletvekilleri, Bakırhan'ı alkışladı. Ayrıca, TBMM Başkanvekili DEM Partili Sırrı Süreyya Önder, Genel Kurul salonunda Devlet Bahçeli ile tokalaştı. Önder, MHP'li TBMM Başkanvekili Celal Adan ve MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç'a da selam verdi.

AK PARTİ’Lİ ALA: TÜRKİYE, SURİYE'NİN YARALARININ SARILMASI İÇİN SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRDIR

AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala kürsüde yaptığı konuşmada, "Türkiye bundan sonra da Suriye'nin yaralarının sarılması, birliğinin bütünlüğünün ve güvenliğinin sağlanması için ne yapılması gerekiyorsa sorumluluk üstlenmeye hazırdır. Nitekim, bu amaca yönelik olarak hem yerel düzlemde hem de bölgesel ve uluslararası düzeyde temaslarımızı ilk andan itibaren sürdürüyoruz. Bölge ülkeleriyle ve uluslararası aktörlerle bu konuda çalışmalarımızı önümüzdeki günlerde de sürdüreceğiz, daha da yoğunlaştıracağız. Bu sayede, evlerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyelinin kendi topraklarına dönmesi de sağlanmış olacaktır" diye konuştu.

'ÇARE İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM'

Ala ayrıca, Filistin'de eşsiz zulümler yapıldığını vurgulayarak, "İsrail'de Netanyahu hükümeti 1 yılı aşkın süredir devlet terörü uyguluyor, Lübnan başta olmak üzere çatışmayı bölgeye yaymaya çalışıyor. İsrail'in bu saldırganlığı ve uluslararası hukuku hiçe sayan tutumu tüm bölgeyi büyük bir felaketin içine sürüklüyor. Türkiye ilk günden beri uluslararası kurum ve kuruluşları sorumluluk almaya davet etmektedir. Biz 'Çare iki devletli çözüm' diyoruz, biz 'Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devleti' diyor ve öneriyoruz" dedi.

SAKIK: BİZİM BELEDİYELERİ GASBEDİYORSUNUZ

Belediyeler konusunda eleştiriler yapıklarını da dile getiren Ala, "Milletimiz de bu eleştirileri bizlere iletiyor. Bizim yaptığımız, belediyelerimize teslim ettiğimiz hizmetlerin gerektiği şekilde yürütülmesini arzu ediyoruz. Biz, belediyeler deprem ve kentsel dönüşümle ilgili bir şeyler yapsın istiyoruz. Burada biz de destek oluruz çünkü bu millete bu acıları yaşatmamalıyız" dedi. O sırada DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, Ala'ya yönelik olarak, "Efkan Bey, siz belediyelere niye kayyum atıyorsunuz?" dedi. Ala ise "SGK borçlarınızı ödemiyorsunuz. Peki, SGK borçlarınızı ödemiyorsunuz değerli kardeşlerim, ne yapıyorsunuz? Eser belediyeciliği yerine konser belediyeciliği yapıyor, 94 milyonu konsere harcıyorsunuz, bizim itirazımız bunadır" ifadelerini kullandı. Sakık ise "Ama siz de bizim belediyeleri gasbediyorsunuz" şeklinde yanıt verdi.

'BELEDİYELER ASLİ İŞLERİNİ YAPSINLAR'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bütçe görüşmelerinin ilk günü sonunda yaptığı konuşmada soruları yanıtladı. Yılmaz, belediyelerin borçlarına ilişkin şunları söyledi:

"Biz bu 20 yıllık dönemde belediye kanunlarında önemli dönüşümler sağladık ve belli kriterler getirdik. Bugün geldiğimiz noktada belediyelere aktardığımız bütçenin toplan bütçemiz içindeki payı yüzde 9.1'e ulaşmıştır. Belediyelere eskisinden daha fazla kaynak aktaran bir bütçe yapımız var. Bizim belediyelerden ekstra beklentimiz yok, tek beklentimiz asli işlerini düzgün bir şekilde yapsınlar. Bunu yaparken borçlarını da ödesinler diye bekliyoruz. Belediyelerimizin borçları varken başka işlere girmelerini rasyonel bulmuyoruz."

Yılmaz, enflasyona ilişkin ise "Önceliğimiz finansal istikrarı güçlendirmek ve enflasyonu düşürmektir. Ekonomi politikaları dünyanın şartlarına göre güncellenir. Güncel ihtiyacımız ne ise ekonomi politikamızı ona göre güncelliyoruz. Bugün en önemli en temel meselemiz enflasyondur, fiyat istikrarını sağlamaktır. Bütüncül politikalarla enflasyonla mücadelemizi devam ettiriyoruz. Sağlam bir zeminde enflasyonla mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz" dedi.

'BİR DENGE MUTLAKA BULUNACAKTIR'

Yılmaz, "Asgari ücret 2002 yılında dolar olarak 114 dolara, bugün 524 dolara çıkmış durumda. Şu anda müzakere süreci var, kamu işçi kesimi ve işletmeler arasında bir denge mutlaka bulunacaktır. Küçük işletmeler, emek yoğun işletmeler, büyükler çok etkilenmiyor doğrusu küçük işletmeler etkileniyor. Bu işletmelerin ayakta kalmasını sağlayacak ama çalışanların da taleplerini karşılayacak bir yaklaşımın gözetilmesini bekliyorum, sonuçlarını göreceğiz" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE, SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEKTİR'

Bölgede barış, huzur ve refah görmek istediklerini kaydeden Yılmaz, "Türkiye olarak buna öncülük yapmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede bu bölge üzerinde emperyalist emelleri olanların tuzağına düşmeden bu coğrafyanın ve medeniyetin insanları olarak birlik- beraberlik içinde yolumuza devam edeceğimize inanıyorum. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Suriye halkının Suriyeli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edecektir. Çok zor günler yaşadılar. Şimdi oradaki güvenlik siyasi kurumsal ve ekonomik ortamın gelişmesiyle inanıyorum ki belli bir süreç içinde ülkelerine, vatanlarına döneceklerdir. Ve o zaman giden bu kardeşlerimiz Türkiye'yle bağlar konusunda hem kültürel, sosyal, siyasi bağlar hem de ekonomik ilişkiler anlamında çok daha olumlu bir rol oynayacaklardır. Buna da inanıyorum" ifadelerini kullandı.

'EN DÜŞÜK VERGİ YÜKÜNE SAHİP 5'İNCİ ÜLKE KONUMUNDAYIZ'

Türkiye'deki vergi yükünü uluslararası alana göre değerlendiren Yılmaz, "2022 verilerine göre vergi yükümüz yüzde 20,9'dur. Aynı dönemde OECD'de bu yük yüzde 34, AB ülkelerinde yüzde 41,2. Yani bizde vergi oranları çok yüksek argümanı, bu mukayeseyle baktığınızda çok da geçerli değil. Bu çerçevede 2023 yılı vergi yükümüz ise yüzde 23,5 seviyesine gelmiş durumda. OECD ülkeleri içinde en düşük vergi yüküne sahip 5'inci ülke konumundayız. Tabii önümüzdeki dönem vergilerle ilgili temel yaklaşımımız olabildiğince doğrudan vergilerin payını artırma, dolaylı vergilerin payını düşürme. Sosyal dengeler açısından önemli ve bu çerçevede de çok sayıda adım atmış durumdayız. Önümüzdeki dönemlerde bunun etkilerini hep birlikte göreceğiz" dedi.

BİRLEŞİM KAPANDI

2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, her iki kanun teklifinin maddelerine geçilmesini milletvekillerinin oylamasına sundu. Genel Kurul'da yapılan oylamada kanun tekliflerinin maddelerine geçilmesi kabul edildi. İki kanun teklifinin ilk maddelerinin okunmasının ardından, Başkan Kurtulmuş kamu idarelerinin bütçe ve kesin hesaplarını görüşmek için saat 11.00'de toplanmak üzere birleşimi kapattı.