Geri Dön
Politika TBMM Genel Kurulu'nda 'Alevi' tartışması

TBMM Genel Kurulu'nda 'Alevi' tartışması

TBMM Genel Kurulu'nda DEM Parti'nin sunduğu, '2 Temmuz Sivas Katliamının Tüm Boyutlarıyla Araştırılması' başlıklı araştırma önergesinin görüşüldüğü sırada, CHP ve AK Partili milletvekilleri arasında 'Alevi' tartışma çıktı. Tartışmaların sürmesi üzerine Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, birleşime 30 dakika ara verdi. Aranın ardından oylanan önerge, AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

TBMM Genel Kurulu'nda 'Alevi' tartışması

TBMM Genel Kurulu, 'Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Parti gruplarının Meclis Başkanlığı'na sunduğu önergeler bölümünde DEM Parti'nin, '2 Temmuz Sivas Katliamının Tüm Boyutlarıyla Araştırılması' başlıklı araştırma önergesinin görüşüldüğü sırada CHP ve AK Parti milletvekilleri arasında, 'Alevi' tartışması yaşandı. Önerge üzerine partisi adına söz alan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Aleviler, Alevi yurttaşlar bu Cumhuriyet'te eşit yurttaş değiller. Eşit yurttaşlık mücadeleleri var ve bu Cumhuriyet'i maalesef yakın tarihten başlayarak hatta tarihimizden başlayarak Anadolu topraklarını Alevi nüfustan arındırma projesi var. Bu Maraş'ta başladı, Çorum'da devam etti, Sivas'ta devam ediyor. Alevi nüfusumuz demografik olarak azaldı. Nedeni, bütün bu katliamlar ve bu katliamların cezasızlıkla sonuçlanması ve hükümetlerin yürüttüğü bu politikadır. Eğer Maraş'ta, Çorum'da bu katiller ceza alsaydı, Sivas'ta bu olaylar maalesef gerçekleşmezdi, bu zaman aşımı ortadan kalkmazdı" ifadelerini kullandı.

'ALEVİLER BU ÜLKENİN BİRİNCİ SINIF VATANDAŞLARIDIR'

Tanrıkulu'nun açıklamalarının ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Yaşanan olaylarla ilgili olarak, 'Daha detaylı araştıralım, konuşalım' demek güzel bir şey ama bu konuşmaları yaparken yeni ayrışmalar yaratmayı çok sorunlu buluyorum. Bir defa çok net, çok sarih bir şekilde söylemek istiyorum. Ben Tokatlıyım, Tokat Milletvekilliği yaptım. Tokat’ta insanlarımızın yüzde 30’undan fazlası Alevi vatandaşlarımızdan oluşuyor. Siz Yozgatlısınız, Yozgat da öyle, pek çok ilimiz de. Çok net söylüyorum; bu ülkede yaşayan bütün Alevi vatandaşlarımız bizim birinci sınıf vatandaşımızdır. Bu böyledir, bunu böyle kabul etmemiz lazım" diye konuştu.  

'ALEVİLERE UYGULANAN KATLİAMLARIN NEDENİ BİRAZ DA DEVLET POLİTİKALARIDIR'

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ve CHP'liler arasında, sataşma olup olmadığına ilişkin tartışmalar yaşanırken söz alan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Alevi yurttaşlarımıza karşı bir ayrımcılık olduğunu bu kürsüde de birçok kez ifade eden birisiyim ve bu iddiamda da bu siyasi görüşümde de iddialıyım. Alevi yurttaşlarımız bu Cumhuriyet'te eşit yurttaşlık mücadelesi veriyorlar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, kendileriyle ilgili uygulanmıyor. Cemevleriyle ilgili olarak uygulanmayan kararlar var ve bu saydığım katliamların nedeni de biraz önce söylediğim devlet politikalarıdır. Maraş'ta niye katledildiler ya da Sivas’ta niye katledildiler? 15 bin insan. Bir güruh saldırdı, hiçbir önlem alınmadı. Oradaki yurttaşlarımız Alevi olmasaydı acaba bu katliam bu şekilde gerçekleşir miydi? Elinizi vicdanınıza koyun, devlet bu kadar sessiz kalır mıydı, istihbarat bu kadar sessiz kalır mıydı? Maalesef tek nedeni var kimlikleri, inanç kimlikleri. Bu şekilde olduğu için bu katliamlar gerçekleşti, bu şekilde olduğu için yargı hoş gördü, bu şekilde olduğu için Sayın Cumhurbaşkanı, 'Hayırlı olsun" dedi, zaman aşımından dava düşerken bir katliamın sanıkları için bunları söyledi. Alevi oldukları için" dedi.

'KAÇ ALEVİ VALİ, BAKAN, ÜST DÜZEY BÜROKRAT VAR'

Tanrıkulu'nun açıklamalarının ardından AK Parti İstanbul Milletvekili Adem Yıldırım, 'Bu memlekette Sivas sanıkları en fazla hapishanede yatanlar, Abdullah Öcalan'dan daha fazla hapis yatıyor' sözlerine DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Öcalan’ı ne karıştırıyorsun sen ya saygısız' şeklinde cevap vermesi Genel Kurul'daki tansiyonu yükseltti. Başkanvekili Bozdağ, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'a söz verdi. Başarır, "Üzülerek söylüyorum ki, üzülerek de görüyorum. Konu Sivas olayları. 35 aydının, canımızın diri diri yakılması ama yani özellikle söz almadan hemen önce işte, 'PKK’yı niye ağzınıza almıyorsunuz?' diye laf atıyor, bununla ne alakası var, ben onu anlamıyorum. Burada Sivas’ı, Sivas katliamını lanetliyoruz, bugün yıl dönümü, bunu anıyoruz yani bunu niye karıştırıyorsunuz, onu anlamıyorum. İkincisi, Sayın Grup Başkanvekili Özlem Hanım’a şunu sormak isterim. Maalesef ki bu ülkede isminden dolayı, bakın, sadece isminden dolayı, inancından dolayı insanlar tabii ki ayrıştırılıyor. Ben soruyorum, Sayın Grup Başkanvekilim, 81 valimiz var, kaç Alevi vali var, kaç bakan var, kaç bakan yardımcısı var, kaç üst düzey bürokrat var? Bu bir tesadüf olamaz" değerlendirmesinde bulundu.

'HUKUK ÖNÜNDE HEPİMİZ BİRİNCİ SINIF VATANDAŞIZ'

Başarır'ın ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Bu ülkede hukuk önünde hepimiz birinci sınıf vatandaşız, önce bunu kabul edeceğiz, bu çok önemli bir şey. AK Parti olarak bizce bu ülkede yaşayan bütün insanlar, hangi dilden, hangi ırktan, hangi mezhepten olursa olsun bütün insanlar bu ülkede birinci sınıf vatandaştır. Bakın, bir bütün olarak konuşmamız lazım sadece vatandaşlarımızı değil. Bakın, biz niçin uğraşıyoruz? Kayseri'yle alakalı olanlar da, bu ülkeye gelenler, sığınanlar, sığınmacılar da birinci sınıftır haklar açısından. Onların hakkı, hukuku bize emanettir. Sivas'ta yaşananları, bu katliamı lanetlediğimizi ifade ettim, çok net, nokta. Ama buradaki problem, bu konuşmalar yapılırken aradan 30 yıl geçtikten sonra bu ülke bu konularda hiç yol almamış gibi bir konuşma yapmak ve 'Alevi vatandaşlarımız birinci sınıf değildir' demek işte, yeni bir hasar açmaktır. Bu yüzden altını çizme ihtiyacı duyuyorum" diye konuştu.

BİRLEŞİME ARA VERİLDİ

Genel Kurul'da tartışmaların sürmesi üzerine Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, söz isteyen CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'a izin vermeyerek, birleşime 30 dakika ara verdi.

ÖNERGE REDDEDİLDİ

Genel Kurul, birleşime verilen aranın ardından yeniden toplandı. Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, DEM Parti Grubu'nun sunduğu önergeyi oyladı. Önerge, AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

TBMM GENEL KURULU'NDA, BAŞBAĞLAR KATLİAMI TARTIŞMASI

TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'nin Meclis Başkanlığı'na sunduğu, 'Faili Meçhul Siyasi Cinayet Davalarının Zaman Aşımına Uğrama Nedenleri ve Gerekli Yasal Düzenlemelerin Belirlenmesi' başlıklı araştırma önergesinin görüşüldüğü sırada AK Parti ve CHP milletvekilleri arasında tartışma çıktı. Öneri üzerine partisi adına söz alan AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, "Bu öneriyle, Sabahattin Ali cinayetinin, 1993 yılındaki Sivas olaylarının faili meçhul kaldığını söylemektedir. AK Parti, 14 Ağustos 2001 tarihinde kuruldu ve 3 Kasım 2002 tarihinde de iktidara geldi. Sabahattin Ali cinayeti işlendiği tarihte Cumhurbaşkanı CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, Başbakan 16'ncı Hükümetin Başbakanı Hasan Saka idi. Dolayısıyla her iki cinayette de görevde bulunan parti CHP. Dolayısıyla kendi dönemlerindeki bu faili meçhulle ilgili araştırmayı bence kendi kendilerine sormaları, 'Niye bugüne kadar bununla ilgili biz bir şey yapmadık?' diye düşünmeleri gerekir. 1993'te de Başbakan Yardımcısı yine İsmet İnönü’nün oğlu Erdal İnönü’ydü. Dolayısıyla bu soruyu kendinize daha çok sormanızı özellikle söylüyorum. Önergenizde dikkate almadığınız Sivas’taki vefat eden insanlara Allah'tan rahmet diliyorum. Aynı zamanda, Başbağlar’da katledilen 33 kişiyle ilgili de tek kelime söylememiş olmanızı ve katliamla alakalı tutuklanan, gözaltına alınan insanları, oradaki sanıkları hangi CHP'li bakanın gidip de 3 gün sonra saldığını da dikkatlerinize sunmak istiyorum" dedi.

'BU DİL KÖTÜ, ÇİRKİN VE YANLIŞ'

Özkaya'nın sözlerinin ardından kürsüye gelen CHP Grup Başkan Vekili Ali Mahir Başarır, "Sivas sanıklarının Cumhurbaşkanı tarafından affedilmesine. Tabii ki sağlık raporu varsa, bir kişi cezaevi koşullarında kalamıyorsa Cumhurbaşkanı affeder ama bu yetkisini Sivas sanıkları için hemen kullanırken 28 Şubat davasından hüküm giyen paşalar için neden bu kadar bekledi. Biz bunu söylüyoruz. Bakın, Maraş olayları, Sivas olayları, uzağa gitmeyin daha 1,5 yıl önce Ankara'nın göbeğinde öldürülen bir akademisyen, Sinan Ateş'in faillerini çözemiyoruz, neyi anlatıyorsun bize sen, neyi anlatıyorsun? İşte, dün yargılamasında olan rezaletleri hepimiz gördük. Burada seni suçlamıyor, onu suçlamıyor, herkes bir acısını paylaşıyor. 35 can ölmüş, yanarak ölmüş ve buradaki gruptaki arkadaşlarımızın dostları, akrabaları olanlar var. Ne oldu, neye vaziyet ettin de gelip böyle bir savunma yapma ihtiyacı duydun? Başbağlar'a üzülmüyormuşuz, ona üzülüyormuşuz. Bu dil kötü, bu dil çirkin, bu dil yanlış. Her katliamı lanetliyoruz, her acıyı paylaşıyoruz. Gelin, ben son dört yılda görmedim sizi, siz hiç yoktunuz Başbağlar’da. Neredeydiniz? Yoktunuz, hayır yoktunuz" diye konuştu.

'BÜTÜN KATLİAMLAR KÖTÜDÜR'

Meclis Başkan Vekili Bekir Bozdağ, sataşmadan dolayı AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya'ya söz verdi. Özkaya, "Sayın Grup Başkan Vekili; ben Anayasa Komisyonu Başkan Vekiliydim, aynı Komisyonda beraber çalıştık. Kahramanmaraş değil Afyonkarahisar. Şimdi, ben bir katliam kötüdür, diğeri iyidir diye bir şey demiyorum. Bütün katliamlar; bütün cinayetler kötüdür, her cinayet kötüdür, her katliam kötüdür. Efendim, 1993 yılında tutuklanmış, 86 yaşında yani 30 yıldır cezaevinde olan, adli tıp raporuyla gelmiş birisini affettiği zaman, 'Hayır, Cumhurbaşkanı bunu affedemez'. Öbürkünü aynı gün affeder. Niye? Çünkü o aynı siyasal görüşten de onun için, bu yanlış, bu dil doğru değil. Başbağlar’a gidip oradaki sanıkları adliyeden çıkartan bakan kimdi? Gayet iyi biliyorsunuz. Hangi partinin Çalışma Bakanı olduğunu gayet iyi bilirsiniz, çok iyi bilirsiniz" dedi.

Özkaya'nın sözlerine cevap vermek için kürsüye gelen CHP Grup Başkan Vekili Ali Mahir Başarır, "Öncelikle, kullandığımız dile bir dikkat edelim. Oradaki 35 canımız, o güzel insanlar yanarak değil, yakılarak öldürüldü; bunu bil. Bunu bil, bunu bir düzelt. Hangi bakan o, ismini verir misin? Burada isim vermeden konuşmak ne güzel. Sayın Cumhurbaşkanı da bazen bunu grupta yapıyor, siz de yapıyorsunuz. Çalışma Bakanının Başbağlar’da adliyeye girebilme yetkisi mi var? Kimdir bu? Sürekli iftira, sürekli bir algı. Bakın, burada bizim grup önerimize ret oyu verebilirsiniz, kabul etmeyebilirsiniz ama gelip burada lütfen ve lütfen ayrıştırmayın, insanların acısına acı katmayın, insanların acısını daha çekilmez hale getirmeyin. Bu doğru bir dil değil, değil, değil. 93'te ise bu davayı zaman aşımına getirmezdiniz. Bakanlara gidersek senin Başbakan Yardımcın, Gümrük Bakanın Hayati Yazıcıoğlu da Sivas sanıklarının avukatıydı. Hayati Yazıcıoğlu da Sivas sanıklarının avukatıydı. Başbakanlık yaptı, Başbakan Yardımcılığı yaptı, söylemeyeceksin onu. Benim grubumda, tarihimizde, Başbağlar’ın sanıklarının avukatlığını yapan 1 kişi yok" ifadelerini kullandı.

'ACILARI YARIŞTIRMA ÖZELLİKLERİ VAR'

Tartışmaların sürmesi üzerine söz alan DEM Parti Grup Başkan Vekili Sezai Temelli ise, "Ne zaman kürsüye çıksa arkadaşımız hep, 'Ben hukukçuyum' diyor. Gerçekten ben şüpheye düşüyorum çünkü hiçbir hukukçu gerçekleri bu kadar çarpıtamaz, böyle hukukçuluk olmaz. Şimdi, Başbağlar meselesini biraz araştırmış olsaydı burada acıları yarıştırmazdı. Zaten bu acıları yarıştırma özelliği bu arkadaşlarımıza ait bir şey. Başbağlar konusunda dava 94 yılında başlıyor 98'de takipsizlik veriliyor. Hani, 'Dosyaya baktım' diyor ya, baksa takipsizliği görür. 2013 yılında da zaman aşımına uğruyor. Bu konuda verilmiş tek araştırma önergesinin sahibi biziz. Başbağlar araştırılsın istiyoruz. Neden? Çünkü Sivas’ta 33 kişi ölüyor, Başbağlar’da 33 kişi ölüyor. Bu cinayetlerin nasıl işlendiğine dair dönemin görgü tanıklarının ifadeleri var. Jandarma 25 kilometre ötede 14 saat sonra geliyor, olay yeri inceleme ekipleri gelmiyor bile. Daha da vahimi var JİTEM tetikçisi Ayhan Çarkın’ın ifadeleri, 'Biz yaptık' diyor. Burada kalkmış Başbağlar’ı Sivas’ın karşısına koyuyorsun. Başbağlar’ı kim yaptıysa Sivas’ı da onlar yaptı, Maraş'ı da onlar yaptı, Çorum’u da onlar yaptı. Siz bu suçların üzerini örtmekten vazgeçin" diye konuştu.

'HUKUK FAKÜLTESİ DİPLOMAMI SANA SORACAK DEĞİLİM'

Temelli'nin sözleri üzerine kürsüye gelen Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, "Sayın Temelli, hukuk fakültesi diplomamı sana soracak değilim. Ankara Hukuk Fakültesi'ne gidersen Ali Özkaya’nın diplomasını görürsün, hiç kusura bakmayın. O sebeple, bu yaptığınız doğru değil. Biz, elbette ki bu derin devletin yaptığı veyahut da o bir kısım sıkıntıları karanlık güçlerin yaptığını her daim söylüyoruz. Lütfen, o zamanki Başbakan Yardımcısına, o zamanki Valiye, o zamanki Emniyet Müdürü'ne ve o zamanki çevrenizdeki insanlara sorun Sivas’ta, Başbağlar'da olanların kimler olduğunu. Ben onu söylemek istemiyorum. Kimin olduğunu, yakında olanları, onlar diğer kişileri benden daha iyi biliyorlar, bunu da söylemiş olayım" ifadelerini kullandı.

ÖNERGE REDDEDİLDİ

Meclis Başkan Vekili Bekir Bozdağ, tartışmaların ardından CHP'nin grup önergesini oylamaya sundu. Oylama sonucunda önerge reddedildi.