TBMM Genel Kurulu toplandı
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder başkanlığında toplandı.
TBMM Genel Kurulu, 'Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder başkanlığında toplandı. Önder, gündeme geçmeden önce 3 milletvekiline gündem dışı söz verdi. AK Parti Kayseri Milletvekili Şaban Çopuroğlu, Kayseri'nin tarihi ve doğal güzellikleri açısından özel bir şehir olduğunu ve şehrin her tarafında bu izleri görmenin mümkün olduğunu anlattı. Kayserililerin ikramı sevdiğini ancak israfı sevmediğini kaydeden Çopuroğlu, "Bugünlerde bazı belediyelerin milyonlarca lirayı sanatçılara ve teknik ekibe verdiğini duyuyor ve görüyoruz. Bu kadar büyük harcama vicdanınızı sızlatmıyor mu? Madem konserleri illa ki yapacaksınız biraz pazarlık etseydiniz. 5 yıl çabuk gelip geçer, israf etmeyin ve eser bırakın" dedi.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise Diyarbakır'ın kadim ve tarihi bir kent olduğunu belirterek, "Nüfusu 2 milyona yaklaşmış ama bütçeden alması gereken payları almıyor maalesef. 2 milyonluk kent olup da kentin içerisinde raylı sistemi olmayan, ulaşım altyapısı olmayan başka bir kent yok. Soru sordum Bakanlığa, cevap verdiler; Bursa'da Bakanlığın yürüttüğü raylı sistemle ilgili çalışma var, Kocaeli'de var, başka illerde yapılmış daha önceden devam eden projeler, İstanbul'da var ama Diyarbakır'la ilgili olarak, raylı sistemle ilgili olarak bir yatırım programı yok, bu bütçede de yok. En büyük sorunlarından bir tanesi otoban meselesi. Otoban Urfa'ya kadar geldi. Nüfusu 2 milyon olan başka bir şehirle ilgili, otobanla ilgili her çalışma yapılmış ama Diyarbakır'la ilgili çalışma yok. Onun da sorusunu sordum, 2034 yılında planlanmış Urfa'dan Diyarbakır'a otoban projesi, 2034 yılında. 2024 yılındayız, 2034 yılında ancak projelendirilecek. Şimdi hem 'Avrupa Birliğinin yolu Diyarbakır'dan geçer.' diyorsunuz, 'Demokrasinin yolu Diyarbakır'dan geçer.' diyorsunuz ama hızlı tren geçmiyor, kara tren geçiyor, otoban geçmiyor, normal yollar berbat. Dolayısıyla, eğer gerçekten Diyarbakır'ı Ankara'ya bağlamak istiyorsanız ilk önce bu projelerle bağlayacaksınız" diye konuşu.
MHP Sivas Milletvekili Ahmet Özyürek ise "Türkiye'nin sanayileşme ve kalkınma tarihinde unutulmaz bir yere sahip olan Nuri Demirağ, demir yollarımızı inşa ederek ülkemizin ulaşım altyapısına büyük katkılar sağlamıştır; bu başarılarıyla Demirağ soyadını almıştır. Nuri Demirağ sadece demir yollarında değil, Türkiye'nin ilk uçak fabrikasını kurarak yerli havacılık sanayisini başlatan bir vizyonerdi. Havacılık eğitimleri için Gök Okulu'nu kurmuş, tamamen yerli uçak ve planörler üretilmiştir. Onun çalışmaları milli sanayiye ve bağımsız bir Türkiye'ye olan inancının birer göstergesidir. Bugün, Sivas'ımızın yetiştirmiş olduğu bir değer olan Nuri Demirağ'ın cesareti ve girişimciliği halen konuşulmaktadır" dedi.
‘ÖZEL ARAÇ’ TARTIŞMASI YAŞANDI
TBMM'de Genel Kurulu'nda, CHP'nin Kara Harp Okulu Mezuniyet Töreni sonrasında teğmenlere açılan soruşturmaya ilişkin verdiği genel görüşme önerisinin tartışıldığı esnada CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ile AK Parti Ankara Milletvekili arasında ‘özel araç’ tartışması yaşandı. Önerinin gerekçesini açıklamak için kürsüye çıkan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, teğmenler hakkında soruşturma açılmasına sebep olan andın tarihine ilişkin bilgi verdikten sonra Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu'nun yemin metninden ‘Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ kısmını neden çıkarttığını sordu. Yemin metniyle sorunu olanın cumhuriyetle sorunu olduğunu belirten Bakan, "TSK üniforması üzerine bilmem ne tarikatının cübbesini giyen, sarığını saran amirale bir yılda disiplin cezası vermediniz" dedi.
‘İŞİNİZE GELİNCE ATATÜRKÇÜSÜNÜZ’
Bakan'ın konuşması sırasında kendisine laf attığı gerekçesiyle söz alan AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek, "Mustafa Kemal Atatürk'ü maymuna benzeten kişiyi danışman yapan Sayın Kılıçdaroğlu'ydu, bir kere, öncelikli olarak bunu size hatırlatmak isterim. Mustafa Kemal Atatürk'le alakalı olarak bu kelimeyi çok militarist olarak bulan kişi kimdi? Sayın Canan Kaftancıoğlu'ydu değil mi? İşinize gelince Atatürkçüsünüz, işinize gelince Atatürkçü değilsiniz" diye konuştu.
Gökçek, ihraç talebiyle disipline sevk edilen teğmenlere ilişkin, “Bir kere oradaki teğmen meselesi şudur: Oradaki teğmenlerimizle ilgili olan meselede bir disiplinsizlik vardır. Sayın Murat Bakan Bey askerlik yaptıysanız bilirsiniz, bir içtimada kafanıza göre çıkıp böyle bağırma hakkınız var mıdır? Yoktur. Mustafa Kemal Atatürk hepimizin değeridir, işinize geldiği zaman Mustafa Kemalci olup işinize geldiği zaman Mustafa Kemal'i maymuna benzetenlere laf etmezseniz o da burada sizinle alakalı bir sıkıntıya yol açar” ifadelerini kullandı.
‘AYDIN NAMUSUNA SAHİP OLMAK LAZIM’
Gökçek'in sözlerini sonlandırmasının ardından Günaydın söz alarak, "Bu Meclis’in bir tartışma düzlemi ve tartışma düzlemini götürebilecek bir entelektüel, bir ahlaki düzleminin olması lazım. Konuşmacının her iki düzlemden de eksik olduğunu görüyoruz, dolayısıyla sözlerinin, iftiralarının hepsini kendisine iade ediyoruz. Konuya gelememesini anlayışla karşılıyoruz çünkü konuya gelebilmek için konuyu bilmek, konuyu karşılayabilecek bir ahlaki cesarete ve aydın namusuna sahip olmak lazım. Buna sahip olmayanların bunu yapamaması son derece açıktır" dedi.
‘İSPATLARSAK İSTİFA EDİYOR MUSUN’
Gökçek, Günaydın'ın kendisi hakkındaki "Konuya gelememesini anlayışla karşılıyoruz çünkü konuya gelebilmek için konuyu bilmek, konuyu karşılayabilecek bir ahlaki cesarete ve aydın namusuna sahip olmak lazım" sözlerine şöyle cevap verdi:
"Bana ahlaktan en son söz edecek kişi Gökhan Günaydın'dır. Niye? İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin arabasını kendisine tahsis etmiş. Buraya, 200'ün üstünde buraya girmiş bir adamdır, bir. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yardım kartlarıyla kendi başına jöle alan Gökhan Günaydın'dır, bu iki. Değerli CHP'li milletvekilleri, size araba vermiyor Ekrem İmamoğlu ama Gökhan Bey'e araba veriyor; bakın, aslında ben sizin hakkınızı da savunuyorum yani bu konudan dolayı beni alkışlamanız lazım. Gökhan Bey, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin arabalarını kullandığınızdan dolayı kendinizi ahlaklı olarak görüyorsanız size diyebilecek laf bulamıyorum. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen ve orada garibin gurebanın hakkını yiyen bir kişi olarak oturuyorsunuz, bana burada kalkıp da ahlaktan, namustan bahsetmeye kalkıyorsunuz. Ankara Anıttepe'de bir trafik kazası oluyor; İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin arabası, arabada çakar var ve bu arabayı durduruyorlar, kendi şoförünün beyanatıdır, tutanaklara düşmüştür; arabanın içinde Gökhan Günaydın'ın olduğunu söylüyor. Şimdi buradan herkese sesleniyorum: İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin benim vereceğim araç plakası eğer ki Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne 200'den fazla giriş yapmadıysa ben milletvekilliğinden istifa ediyorum. Senin eğer o arabaya bindiğini ispatlarsak sadece grup başkanvekilliğinden istifa ediyor musun? Hadi gel göreyim seni.”
‘ANKARA'YI PARSEL PARSEL BOŞALTTINIZ’
Günaydın ise Gökçek'in makam arabası iddialarına, “O direksiyonu, satın aldığın yalancı tanıkla beraber sana ilk mahkemede yutturacağım Osman Gökçek! İlk mahkemede yutturacağım! Seninle ilgili olarak -yalan söylüyorsun- savcılığa defalarca suç duyurusunda bulundum. İnşallah, milletvekilliğin bittikten sonra suçlamaya yönelik ceza davasını da göreceğiz. Siz beraber Ankara'yı parsel parsel boşalttınız. Eğer bu memlekette yargı olsaydı sen de baban da asla dışarıya çıkamazdınız. Bu memleketin FETÖ'cülerle beraber kurduğu televizyon kanalından her gün insanlara iftira eden, sonra da utanmadan buralarda dolaşan, kendi arkadaşlarını bile mahcup eden, arkadaşlarının senin arkandan 'Ya, kusura bakma, bu da böyle ama ne yapalım' dedikleri, babanı görevden aldıkları ama yargılayamadıkları bir düzenin içerisindeyiz. O benim eski şoförüm, bir araçla trafik kazasına karışmıştır, araç bana ait değildir. Araçta benim olduğuma ilişkin beyanda bulunmuştur. Yalan beyanda bulunduğu için ben onu işten çıkardım, sen onu satın aldın. Sen satın almayı bilirsin. Senin o verdiğin parayı da senin boğazından teker teker çıkarmazsam Gökhan Günaydın değilim” yanıtını verdi.