TBMM bütçe maratonunda kapanış konuşmaları
TBMM Genel Kurulu’nda, 7 Aralık Pazartesi günü başlayan 2021 yılı bütçe görüşmelerinde son gün görüşmeleri yapılıyor.
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanı Mustafa Şentop Başkanlığı'nda, 2021 yılı bütçesinin son görüşmelerini yapmak üzere toplandı. AK Parti Grubu adına söz alan Bursa Milletvekili Efkan Ala, mali disiplini esas alan 2021 yılı bütçesinin, ekonomide dönüşüm ve değişim sürecinin en temel destekleyicisi olacağını söyledi.
'TÜRKİYE, ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTE YÜZDE 6,7 ORANINDA BÜYÜMEYİ BAŞARMIŞTIR'
Bütçenin performans esaslı program bütçe sistemine göre hazırlandığını belirten Efkan Ala, şunları söyledi:
"68 programdan oluşmaktadır, mali disiplinden taviz vermeden orta vadede sürdürülebilir bir büyümeyi hedeflemektedir. 2021 yılı bütçesi, eğitim ve sağlık başta olmak üzere, adalet, güvenlik, enerji, tarım, ulaştırma ve sanayi gibi tüm sektörlerde ürettiğimiz katma değerin daha da artırılması için önemli bir vazife görecektir. Türkiye, yine bu dönemde de pozitif ayrışarak üçüncü çeyrekte yüzde 6,7 oranında büyümeyi başarmıştır. Gelişmiş ülkeler bile salgın karşısında ilk aşamada ne yapacaklarını bilemez halde bocalarken biz süreci en makul şekilde yönetmeyi başardık ve bu başarıyı sürdürüyoruz. Bu vesileyle takdire şayan performansları dolayısıyla bütün sağlık çalışanlarımıza şükranlarımı sunuyorum."
'REFORMLARIN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞU SALGIN DÖNEMİNDE ANLAŞILDI'
Ala, AK Parti iktidarlarında yapılan reformlardan bahsederken, salgın döneminde de bu reformların ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığını söyledi. Ala, şehir hastanelerinin, Türkiye'nin yüz akı olduğunu aktararak, "13 şehir hastanesi yaptık, 11 şehir hastanesinin de yapımı devam etmektedir. Gerçi bunu da eleştirenler oldu. Daha önce insanlar hastanelerden içeri giremezken, hastane kuyruklarında can verirken, bugün şehir hastanelerinde vatandaşlarımız 5 yıldızlı hizmet alıyorlar. Hizmetlerimiz saymakla bitmez. Hastaneleri birleştirdik, ilacı herkes için erişilebilir hale getirdik, 18 yaşına kadar herkesi sigortalı yaptık. 17 helikopter ambulansıyla 3 uçak ambulansıyla 6 deniz botu ambulansıyla yurt içinde hangi köşede olursa olsun, yurt dışında hangi ülkede olursa olsun ihtiyaç duyan her vatandaşımızın hizmetine koşuyoruz. Bugüne kadar 61 bin vakaya müdahale ettik ve naklini gerçekleştirdik. Eskiden bazı gelişmiş ülkelerin verdiği bu tür ambulans hizmetleri vatandaşlarımız tarafından televizyonlarda gıptayla izlenirdi. Şimdi, bu hizmetleri vatandaşlarımızın emrine biz getirdik. Bunu biz yaptık, işte hizmet budur, işte AK Parti budur" ifadelerini kullandı.
İnsanı ihmal ederek elde edilen ekonomik gelişmenin nasıl bir sonuç doğurduğunu, koronavirüs salgını sırasında görüldüğünü aktaran Ala, "Birçok ülke bu salgınla karşılaştığında panikledi. Türkiye, bölgesinde büyük fay hattının ortasında gelişmesini, kalkınmasını sürdürerek yoluna devam eden bir ülkedir. Küresel ölçekte bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye'nin dört bir yanında yüz yılda bir olabilecek hadiseler meydana gelmiştir, istikrarsızlık katbekat artmıştır. Bu olumsuz gelişmelerin çoğu da bizim yanı başımızda yaşanmaktadır. Ülkemiz, siyasi fay hattının ortasında birliğini, dirliğini, düzenini koruyarak ve reformlarını yaparak birçok unutulmaz hizmete imza atmaktadır" dedi.
'TÜRKİYE AZERBAYCAN’IN YANINDA YER ALDI'
Ala, Türkiye'nin Karabağ Savaşı'nda Azerbaycan'ın yanında yer aldığını, Libya'da da inisiyatif aldığını belirterek, "Türk Silahlı Kuvvetleri bugün yurt dışında, üç kıtada 14 değişik yurt dışı görevde dost ve müttefik ülkelerle birlikte barış ve istikrar için görev yapmaktadır. Savunma sanayisinde gurur kaynağımız olan ve zamanında parasını verdiğimiz hâlde bize satılmayan, şimdi kendi üretimimiz insansız hava araçları İHA ve SİHA'larla terörle mücadelede makas değiştirdik. Bunları bile eleştirdiler. Yurt içinde ve yurt dışında terör örgütleriyle mücadelede tarihe geçecek başarılara imza attık" diye konuştu.
'GÖKTEKİ YILDIZLARI VADEDERKEN GEÇMİŞTE YAPTIKLARINIZA BİR BAKIN'
Muhalefetin eleştirilerine de değinen Efkan Ala, "Bir şey söylerken, gökteki yıldızları vadederken geçmişte yaptıklarınıza bir bakın. Efendim, nereden nereye geldiğimizi gördünüz. Şimdi de yatıp saray diyorsunuz, kalkıp saray diyorsunuz. Beyler, bu saray dediğiniz yerde bizim bütün muhtarlarımız toplantı yapıyor. Sizin döneminizde vatandaş Kızılay'a giremiyordu, Kızılay'a. Şapkayla Kızılay'a giremiyordu. Vallahi siz bu sabıkayla milletten temiz kağıdı alamazsınız" dedi.
CHP'ye yönelik eleştirilerini sürdüren Ala, “Siyaset bütünüyle iktidar, muhalefet, bir ülkenin siyaset ve siyaset kalitesi hepsinin dahil olduğu bir bütündür. Onun için size söylüyorum değerli Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri; 28 Şubat'ı desteklediniz, başörtüsünü serbest bırakan anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi'ne götürüp iptal ettirdiniz. Şimdi başörtülü kızlarımız hakim de oluyor, polis de oluyor, öğretmen de oluyor. Ne oldu? Türkiye kazandı” şeklinde konuştu.
KANAL İSTANBUL ELEŞTİRİSİ
CHP Grubu adına bütçenin kapanış konuşmasını yapan Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, Kanal İstanbul projesini eleştirdi. Kanal İstanbul'a ayrılan para ile pek çok yere daha yararlı şeyler yapılacağını savunan Şener, "Kanal İstanbul'a 100 milyarı aşkın kaynak ayırıyorsunuz. Ben size garanti veriyorum, o Kanal İstanbul'u yaptığınız zaman sadece etrafından arsa alanlar vesaire rant elde edecek. Başka hiçbir işe yaramayacak, bir ton da felaket getirecek. Şu Kanal İstanbul'a ayırdığınız paranın dörtte birini Konya Ovası'na ayırın, Konya Ovası baştan sona sulanır. Geriye kalan dörtte 3'üyle de bu ülkedeki diğer 80 vilayete, iş ve aş derdine çözüm bulacak tesisler yapılabilir" ifadesini kullandı.
Gelir dağılımı en bozuk 5 ülkeden birinin Türkiye olduğunu söyleyen Şener, "Böyle politika olmaz" dedi. Şener, "Bakın, nüfusun yüzde 1'inin toplam gelirden aldığı pay dünya sıralamasında nasıldır diye, dünya sıralamasını çıkarttırdım. Gelir dağılımı en bozuk yüzde 1 ve yüzde 50 kıyaslamasıyla 5 ülkeden 1'i Türkiye'dir, yani 5'inci. Öndekiler kim diye bakıyorum, 1 numara Katar" açıklamasında bulundu.
Her yıl bir yere hapishane yapıldığını kaydeden Abdüllatif Şener, istatistik rakamlarını şöyle açıkladı:
"Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan kadar hastane yapmışsınız, daha fazla. Her yıl hapishane yapmışsınız, her yıl. Atladığınız tek bir yıl yoktur. 2014 yılında 14 hapishane yani cezaevi, 2015 yılında 18 cezaevi, 2016 yılında 38 cezaevi, 2017 yılında 12 cezaevi, 2018'de 15 cezaevi, 2019'da 26 cezaevi, 2020'de de 18. 2002'de 58 bin mahpus var. 2019'da 291 bin 500 mahpus var. FETÖ'den önceki sayınız da kaç biliyor musunuz? 232 bin; orada da rekorsunuz ve af yasasıyla 45 bin kişi çıkmış, şu anda 265 bin kişi içeride."
'83 MİLYONUN GÖZÜ KULAĞI BURADA'
CHP adına ikinci konuşmacı İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke de 83 milyonun gözü ve kulağının bütçe görüşmelerinde olduğunu kaydederek, “Gözü kulağı burada olan esnaf için, çiftçi için, emekli, emekçi için, çalışamayan işsizler için, gençler, kadınlar için bütçe, 'acaba yarınım ne olacak' diye beklediği metinlerdir ve o bekleyen halkın yaşıyor olduğu sorunlara bütçelerin çare olabilmesi için önce o bütçeyi yapanların, halkın yaşadığı gerçekleri anlıyor olması gerekir. Bütçeye halkın kendisini koymamız gerekiyor" dedi.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin üçüncü bütçesi olduğunu hatırlatarak, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk milletinin tarihi misyonuna ve devlet geleneğine uygun bir yönetim modelidir. Anayasamızla güvence altında bulunan Cumhuriyetin temel nitelikleri, milli ve üniter devlet yapımız, Türk milli kimliği, Atatürk, demokratik rejim ve temel insan hakları gibi değerler kırmızı çizgilerimizdir” ifadelerini kullandı.
'KUR ARTIŞI NEDENİYLE MİLLİ GELİRİMİZİN AZALDIĞI DOĞRUDUR'
Kalaycı, yaşanan sürece dikkat çekerek, “Bu süreçte kur artışı nedeniyle milli gelirimizin azaldığı doğrudur ama vatanımız kurtarılmış, namusumuz çiğnetilmemiştir. Üzerinde yaşadığımız vatan coğrafyasının bedeli çok ağır ödenmiştir. Bu aziz millet, bırakın gelirin azalmasını, vatanı için seve seve canını verir, nitekim vermiştir, vermektedir” diye konuştu.
Türkiye'de salgının ekonomi üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak amacıyla bir dizi tedbirin süratle uygulamaya konulduğunu kaydeden Kalaycı, "Üretimin ve tedarik zincirinin kesintiye uğramaması, istihdamın korunması ve finansal sistemin sağlıklı işleyişinin sürdürülmesi için eş güdümlü politika adımları atılmıştır. Böylelikle, salgının yıkıcı etkisi birçok ülkeye nazaran Türkiye'de daha az düzeydedir. Türkiye ekonomisi, 2020 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 9,9 daralmışken üçüncü çeyreğinde yüzde 6,7 oranında büyüme rakamıyla V tipi bir toparlanma göstermiş, ilk dokuz aylık büyüme yüzde 0,5 oranında gerçekleşmiştir” değerlendirmesinde bulundu.
Koronavirüs salgınının bazı sektörleri ve bu sektörlerde çalışanları daha fazla olumsuz etkilediğine dikkat çeken Mustafa Kalaycı, “2019 yılında, turist sayısı ve turizm gelirinde tarihi rekorlar kıran Türkiye, dünyanın en çok turist ağırlayan ülkeleri arasında 6'ncı sırada yer almıştır. Ancak 2020 yılının ilk 9 ayında turizm gelirimiz salgının etkisiyle yüzde 69,4 oranında azalmıştır. TÜİK, 2020 yılı eylül ayı iş gücü istatistiklerine göre istihdam bir yılda 733 bin kişi azalmıştır. Salgının etkisiyle, nisan ayında 2 milyon 585 bin kişiye kadar yükselen istihdamdaki daralma, istihdamı korumaya ve artırmaya yönelik bugüne kadar alınan tedbirler sayesinde beş ayda yüzde 72 nispetinde düşmüştür" dedi.
'TEDBİRLER ALINMALI'
Salgın sürecinde bazı önlemlerin de alınması gerektiğine işaret eden Kalaycı şöyle devam etti:
“Elektrik faturaları önemli bir maliyet unsuru olmuştur. Ailelere yönelik sağlanan elektrik fatura desteği, dar gelirli vatandaşlarımız için önemli bir adım olmuştur. Çiftçinin, sanayicinin ve esnafın elektrik faturası yükünü hafifletecek adımlar da atılmalıdır. 2021 yılına dair asgari ücretin belirlenmesi çalışmaları devam etmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak net asgari ücretin açlık sınırının üzerine çıkarılması görüşündeyiz. Ayrıca asgari ücretliye büyükşehirlerde ulaşım desteği verilmesini ve asgari ücretliden vergi alınmamasını savunuyoruz” ifadelerini kullandı.
ABD'NİN YAPTIRIM KARARI
ABD'nin yaptırım kararına da değinen Kalaycı, ABD ile ilişkilerin ekonomik, siyasi ve güvenlik boyutlarıyla her iki tarafın karşılıklı çıkarlarına hizmet edecek şekilde, eşitlik ve karşılıklılık temelinde yürütülmesinin esas olması gerektiğini belirtti. Kalaycı, “Geçmişte talep etiğimiz silahları ve füze savunma sistemlerini satmayan ABD'nin 'S- 400'ü niye aldınız?' diye yaptırım kararı alması hukuksuzluktur, saygısızlıktır. Türkiye'nin neyi, kimden alacağına kimse karışamaz. NATO kapsamında bir müttefikimiz görünen ABD, önce dost mu düşman mı buna karar vermeli, müttefiklik hukukuna bağlı olup olmadığını gözden geçirmelidir" dedi.
MHP Grubu adına ikinci sözü alan İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu da 2021 yılı bütçesini; yatırımı, üretimi ve istihdamı artırma, eğitim ve sağlık hizmetlerini etkinleştirme, azı çoğaltma, fakiri zenginleştirme ve yoksulu gözetme bütçesi olarak değerlendirdiklerini belirtti. 2021 bütçesinde kaynakların öncelikli olarak sağlığa, eğitime, sosyal korumaya, yatırıma, teşvik ve desteğe ayrıldığını kaydeden Aksu, "Milliyetçi Hareket Partisi olarak, kurum bütçelerinde olduğu gibi, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi'nin tümüne de 'kabul' oyu vereceklerini açıkladı.
İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tarafından hazırlanan bütçeyi eleştirerek, “Bu yıl bütçe sürecinde Meclis'in iradesinin tamamen hiçe sayıldığını ve milletvekillerinden önlerine konan bütçeyi onaylamaktan başka bir şey beklenmediği gösteren çok vahim bir olay yaşandı. Artık teamül haline geldiği şekilde yine bir torba yasayla bütçenin anayasası olarak niteleyebileceğimiz 5018 sayılı kanunda yapılan değişiklikle bütçelemede 1970'li yılların başında getirilen ancak bir türlü uygulamaya konulamayan performansa dayalı program bütçe sistemi yeniden getirildi” dedi.
Hukukun üstünlüğünün kalmadığı ve gün geçtikçe daha otoriter hale gelen rejimde mülkiyet haklarının korunmasının da giderek zorlaşacağını söyleyen Yılmaz, "Bu gidişat durdurulmazsa bugün edinilen servetlerin meşru olarak kazanılmış olsalar dahi yarın korunabileceğine dair bir garanti olamaz. Zira, tarih bize defalarca göstermiştir ki; adalete olan güvenin yitirildiği ve refahın sürekli olarak azaldığı ülkelerde ciddi siyasi istikrarsızlıklar ve hatta büyük toplumsal kırılmalar yaşanabilmektedir" ifadelerini kullandı.
'KADINLAR BİRÇOK KAZANIM ELDE ETTİ'
2021 bütçesinin tümü üzerine HDP Grubu adına Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş söz aldı. Beştaş, İstanbul Sözleşmesi'ne atıfta bulunarak, "Kadınlar sadece baskıya ve şiddete karşı direnmedi, eş zamanlı olarak birçok kazanım elde etti, bunları güvence altına aldı. İstanbul Sözleşmesi ve eş başkanlık sistemi kadınların bu temel kazanımlarından ikisidir sadece. Bakın, kadınların bu tarihi kazanımları sadece şiddetle ve ayrımcılıkla mücadele etmiyor. Aynı zamanda toplumsal ve siyasi alanda cinsiyet özgürlükçü bir dönüşüm sağlıyor" dedi.