Geri Dön
PolitikaTBMM, 'Akbelen' için olağanüstü toplandı

TBMM, 'Akbelen' için olağanüstü toplandı

TBMM Genel Kurulu, CHP'nin Muğla'nın Milas ilçesi Akbelen'deki maden çalışmalarına ilişkin genel görüşme önergesi için olağanüstü toplandı.

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplandı. Genel kurula MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katıldı. Bahçeli, genel kurul salonuna girişinde gazetecilerin sorusu üzerine, "Türkiye'nin gündemi çok yoğun. Muhalefet unsurları her zaman olağanüstü toplantıya çağırabilecek bir gündem bulabilirler. Biz 1 Ekim'e kadar her toplantıda buradayız" dedi.

Genel kurulda toplantı yeter (200 milletvekili) sayısının bulunması üzerine Akbelen'deki maden çalışmalarına ilişkin siyasi parti grupları adına konuşmalar yapılacak. Konuşmaların ardından, ‘Akbelen’ için genel görüşme yapılmasına ilişkin, CHP’nin verdiği önerge oylamaya sunulacak.

TBMM, Akbelen için olağanüstü toplandı

SİYASİ PARTİ TEMSİLCİLERİ SÖZ ALDI

TBMM Genel Kurulu, CHP’nin çağrısı üzerine; Meclis Başkanvekili Celal Adan Başkanlığı’nda, Muğla'nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı'nda maden sahasının genişletilmesi amacıyla yapılan ağaç kesimine ilişkin detayların görüşülmesi gündemiyle 'olağanüstü' toplandı. Genel Kurul'da toplantı yeter sayısının bulunması üzerine, grubu bulunan siyasi parti temsilcileri gündeme ilişkin konuşma yaptı.

SP Grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Bülent Kaya, AK Parti’nin, 'olağanüstü' toplantılarda gösterdiği tavrı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçmişte yaptığı bir konuşmayı hatırlatarak eleştirdi. Kaya, "Sayın Erdoğan 19 Kasım 2002'de iktidar partisinin Genel Başkanı olarak milletvekillerine, kamuoyuna açık bir toplantıda hitap ederken şu şekilde ifade ediyordu: 'Gün gün, ay ay yürütmenin yani Bakanlar Kurulumuzun icraatlarını denetleyin çünkü sizin 2 temel görevinizden biri de yasama görevinizin yanında denetleme görevidir. 'Mecliste hükümeti denetleme görevini muhalefet partilerine mensup milletvekilleri yapar.' anlayışını bugünden itibaren tarihe karıştırmalıyız" dedi.

İYİ Parti Grubu adına Muğla Milletvekili Metin Ergun söz alarak, Akbelen sahasındaki çalışmaların 4 yıldır devam eden bir süreç olduğunu belirterek, "Bölgede daha önce yine çam ağaçları kesilmiş, Zeytin Yasası yönetmelik değişikliğiyle delinmiş ve zeytin ağaçları kesilmiştir. Biz de Anayasa ve kanuna aykırı bu yönetmelik değişikliğinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Mart 2022'de dava açmış idik. Talebimiz doğrultusunda yönetmelik değişikliğinin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiş ve bu karar Danıştay tarafından onaylanmıştır, dava süreci devam etmektedir" hatırlatmasında bulundu.

'ÜLKEMİZ ENERJİDE BÜYÜK ÖLÇÜDE DIŞA BAĞIMLIDIR'

MHP Grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Türkiye'nin enerjiye olan ihtiyacına dikkat çekerek, "Enerji, bütün insanların ihtiyacı olduğu kadar ülkelerinin ekonomik kalkınması ve sosyal refahı için çok önemli bir faktördür. Ülkemiz enerjide büyük ölçüde dışa bağımlıdır. 2022 yılında elektrik üretiminin yüzde 34,6'sı kömürden, yüzde 22,2'si doğal gazdan, yüzde 20’si hidrolik enerjiden, yüzde 10'u rüzgârdan, yüzde 5’i güneşten, yüzde 3’ü jeotermal enerjiden ve yüzde 4’ü de diğer kaynaklardan elde edilmiştir. Görüldüğü üzere, enerjide dışa bağımlılığın önlenmesinde yerli kömürün payı büyüktür" açıklamasında bulundu.

YSP Grubu adına konuşan Adana Milletvekili Tülay Hatımoğulları da, Meclis'in önemli bir konuda olağanüstü toplandığına vurgu yaparak, "Ağaç kesiminin durdurulmasını, orman yangınlarının durdurulmasını istiyorlar. Beklentileri sadece muhalefetten değil, Cumhur İttifakı’nda vicdan sahibi milletvekillerinden de beklentileri var" diye konuştu.

CHP Grubu adına konuşan Ankara Milletvekili Semra Dinçer, Genel Kurul kürsüsünden ses kaydı dinleterek, Akbelen’de rant kavgasının başladığını iddia etti. Dinçer, "Akbelen'de günlerdir 740 dönüm ormanlık alan hukuka, Anayasa’ya aykırı bir şekilde yok ediliyor. Akbelen'de alınan orman izni 28 Aralık 2021’de bitmiş. Yasa tanımayan şirket, yürütmesi durdurulan işlemin uzatılmasını istemiş. Bu iddiayla ilgili ne bakanlıktan ne de Orman Genel Müdürlüğünden herhangi bir açıklama yok. ÇED raporu almadan 740 dönümlük doğal ormanlık alan tamamen yok edilmiş. Ne için biliyor musunuz? 4 yıllık rant için, 400 yılda dahi eski haline gelemeyecek ormanlar tahrip ediliyor" dedi.

Muhalefetin eleştiri ve iddialarına yanıt vermek için AK Parti Grubu adına söz alan Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, enerjinin toplumlar için önemine dikkat çekerek şöyle dedi:

"Enerji artık su, hava, ekmek kadar doğal bir insan ihtiyacıdır. Bunun yanında nüfusun ve sanayi üretiminin artmasıyla birlikte enerji talebindeki artış kaçınılmaz olduğundan bu talebin karşılanması için enerji arz güvenliğinin sağlanması da hayati önemi haizdir. Bu kapsamda ülkemizin elektrik tüketimine baktığımızda bundan 20 yıl önce 2002 yılında elektrik tüketimimiz yaklaşık 132 teravatsaat, bugün itibarıyla baktığımızda elektrik tüketimi neredeyse 2,5 kat artmış ve 2022 yılında, geçtiğimiz yıl 329 teravatsaate yükselmiştir. Projeksiyonlara baktığımızda 2035’li yıllarda 500 teravatsaatin üzerine çıkacağı öngörülmektedir. Bu öngörülere göre arz talep dengesinin iyi yönetilebilmesi ve kesintisiz bir şekilde elektrik arzının sağlanabilmesini teminen artan talebe karşılık mevcut santrallerin çalışır durumda olması, yeni arz kaynaklarının planlanması ve devreye alınması bir zorunluluktur."

ENERJİ FATURASI İKİ KAT ARTTI

Türkiye'nin, enerji faturasının artan küresel fiyatlardan dolayı 2 kat arttığına işaret eden Dönmez, "Enerji kaynaklı dış ticaret açığını düşürmenin önemli yolu da kaynakta yerliliktir. Bu kapsamda enerji alanında yürütülen rekabetçi, şeffaf, AR-GE yoğun ve katma değeri yüksek yatırımlar sayesinde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulu gücümüz içindeki payı 2023 yılı Haziran ayı sonu itibarıyla yüzde 66 seviyelerine gelmiştir. Yenilenebilir kurulu gücümüzün payı ise yüzde 55’tir. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payını artırmaya yönelik faaliyetlerimiz kapsamında elektrik üretimindeki yerli ve yenilenebilir enerji payı geçtiğimiz yıl yüzde 58'ler seviyesine çıkmıştır" dedi.

'DÜNYAYA ORTA ÇAĞDA GELMENİZ LAZIMDI'

Madenlerin sanayinin en temel ham madde girdisi olduğunu kaydeden Dönmez, "Sanayide sürdürülebilirliğin sağlanması kesintisiz ham madde tedarikiyle gerçekleşmektedir ama burada söz alan hatipler adeta 'çevreye zarar vermesin, ağaçlar kesilmesin, gerekirse madencilik faaliyetini durduralım' diyorlar. Dünyada üç asırdır sanayi devrimi var. Bu arkadaşlar dünyaya geç gelmiş, Orta Çağ’da gelmeniz lazımdı, hatta bazıları ‘Hiç madencilik yapmayalım.’ diyor onlar çok daha geç gelmiş, Taş Devri’nde gelmesi gerekiyordu” değerlendirmesinde bulundu.

'KRİMİNAL TİPLER’ DEMEYECEĞİZ DE NE DİYECEĞİZ'

Fatih Dönmez, Akbelen'e protesto için gelenlerin üzerinden ruhsatsız silah çıktığını aktararak, "Oraya protestoya gelenler üzerinde ruhsatsız silah, sahte kimlikle yakalandılar. Bunlara ‘marjinal’ demeyeceğiz ya da Sayın Bahçeli’nin tanımladığı gibi ‘kriminal tipler’ demeyeceğiz de ne diyeceğiz? Yeşilden nasıl anladığınızı Gezi Parkı eylemlerinde de gördük. Açık açık ‘Mesele ağaç değil, sen hala anlamadın mı?’ diyerek vatandaşları isyana teşvik ettiniz, kamu mallarının yağmalanmasına neden oldunuz, sokakları terörize ettiniz" dedi.

TBMM 1 EKİM'E KADAR TATİLE GİRDİ

Konuşmaların ardından, CHP'nin Akbelen ile ilgili 'genel görüşme' önergesi reddildi. Meclis yeniden 1 Ekim'e kadar tatile girdi.

MECLİSTE OTURMA EYLEMİ

TBMM Genel Kurulu'nda, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Karaman'da 2016 yılında Ensar Vakfı yurtlarındaki İl Milli Eğitim Müdürü olan Muharrem Büyüktürk'le yurtlarda çekilmiş fotoğrafları bulunan Asım Sultanoğlu'nun Şanlıurfa Milli Eğitim Müdürlüğü görevine getirilmesini protesto etmek için Meclis Genel Kurulu'nda oturma eylemi başlattı. Tanal'a Ankara Milletvekili Deniz Demir ve Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez de destek oldu.

'BU MECLİSİN ÇATISI, TÜRK MİLLETİNİN GÖKKUBESİDİR'

TBMM Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Celal Adan yaptığı yazılı açıklamada, siyasi polemiklerin TBMM oturumlarını etkilememesi gerektiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:

"Bünyesinde vazife alma şerefine ulaştığımız bu meclis; milli mücadelenin karargâhı, milli iradenin tecelligâhıdır. Türk’ün devlet kurma ve hür yaşam iradesi, büyük milletin büyük meclisinde vücut bulmuştur. En karanlık işgal günlerinde kurtuluşu gösteren pusula, bu meclistir. FETÖ’nün alçak kalkışma gecesinde; diz çökmeyen, baş eğmeyen bu meclistir. Memleketin istiklâli, istikbâli ve istikrarı; bu kutlu yapının teminatı altındadır.  Bu meclisin çatısı, Türk milletinin gökkubesidir. Meclisimizi tasvir için kullandığımız bu sözler, hamasî hislerden ibaret değildir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gazi meclisi; millet için her türlü vazifeye hazır olduğunu hem İstiklâl Harbi’nde hem de 15 Temmuz’da ispat etmiştir. İşgalcinin topuna-tüfeğine boyun eğmeyen, isyancının tankına selâm durmayan bu meclis; vazifesinin başına geçmeye daima hazırdır. Çünkü meclisimiz, milletin her derdine dair bir söz söylemek ve onu bütün dünyaya dinletmek mecburiyetindedir. Ortada Türkiye'yi ilgilendiren bir mesele varsa; teşhis için de, tedavi için de doğru adres Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Fakat burada dile gelecek sorunlara, bir cerrah titizliğiyle yaklaşmak; boynumuza borçtur. Çünkü mecliste söylenecek sözlerin ağırlığı, sorumluluğumuzun ağırlığıyla mütenasip olmalıdır. Bu çatı; gündelik siyasi malzeme için değil, yarınların büyük Türkiye’si için mesai harcamalıdır. Gündelik siyasi polemikler, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin oturumuna alet edilmemelidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi grupları ve Milletvekilleri Anayasamızın ve iç tüzüğümüzün verdiği yetkileri asla kötüye kullanmamalıdır."