Özgür Özel, Sinan Ateş'in annesi ve kız kardeşiyle görüştü
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara'da uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş ve ablası Selma Ateş ile görüştü.
Özgür Özel, parti genel merkezinde Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş ve kız kardeşi Selma Ateş'i kabul etti. Basına kapalı gerçekleşen kabul sonrası Saniye Ateş, basın mensuplarına açıklamada bulundu. Anne Ateş, Özgür Özel'in ilk günden itibaren yanlarında durduğunu ve bu sebeple kendisine teşekkür ettiğini belirterek, "Bu yaştan sonra adalet istiyorum, adalet aramaya geldim. Benim evde oturmam gerekirken ben çocuğumun katillerini aramak zorunda kaldım. Rica ettim, yalvardım; çok sağ olsun. Dedim ki, 'Oğul benim kimsem yok, oğlumun katillerinin karşısında durun.' Üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Bunu adi bir davaya çeviriyorlar. Benim torunlarım kapıya çıkamıyor. Hala benim yavrularımı tehdit ediyorlar. Ne diyeyim? İşte bu yaştan sonra da bana bu düştü" ifadelerini kullandı.
'BU BİR SİYASİ DAVADIR'
Davanın görüldüğü sırada fenalaştığının hatırlatılması üzerine Ateş, "Ne söyleyeyim? Allah'a kaldı. Üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Sanki orada suçlu olan biz gibiydik. Bunu herkes gördü, sizler de gördünüz. Böyle mi olmalıydı? Bu, siyasi bir davadır. Bu kesinlikle adi bir suç değildir. Bu torbacılar mı bunu yaptı? Hayır, onlar yapmadı. Arkasında onları kollayanlar, bunlara bu rahatlığı verdi ki verdiklerinden dolayı da benim evladımı tehdit edecek cüreti buldular kendilerinde. Bir an önce kapatıp kimse ses etmesin, konuşmasın istiyorlar. Ölene kadar düşeceğim peşine. Belki davanın sonuçlanmasını görmem ama uğraşırım bu yolda. Herkes, hepiniz, bütün basın gördü orada; böyle bir mahkeme olmaz, böyle bir siyasi dava olmaz" diye konuştu.
'BU DAVA BÖYLE KAPANMAYACAK'
Selma Ateş ise davanın ikinci duruşmasının 19 Temmuz'a ertelenmesine ilişkin, "19 Temmuz'da adalet bekliyoruz. Sinan Ateş'in hakkını tabii ki de savunacağız. Tehditlerine karşı, yapmış oldukları baskılara karşı hiçbirimiz yılmayacağız. Türkiye, bir hukuk devletiyse bizler adaleti aramaya devam edeceğiz. Çünkü sadece bizim canımız yanmadı, Türk milletinin canı yandı. Bizler 4 kadın olarak savaşmıyoruz. Türk kadınları, çocukları, erkekleri hep birlikte verdiğimiz bir mücadelemiz var. Ve mücadeleden yılmayacağız. Biz orada isim verirken hakim beyin bizim avukatlarımızı susturması ne kadar acı verici. Oradaki avukatların, kendi tutuklularını alkışlayarak çıkartması ne kadar acı verici. Benim annemin yaşadığı evlat acısını tekrar 22 tutukluyla, 30 avukatla tekrar yaşaması çok acı. Ama hiç kimse kusura bakmasın, burası bir hukuk devletiyse biz de hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Bu dava burada kapanmayacak. 19 Temmuz sonrasında ikinci bir iddianame çıktığında, isimleri girmeyen şahısların da isimlerinin girmesini istiyoruz. Çünkü bizler isimleri tek tek saydık, isimlerini tek tek verdik. Bu isimler işin içinde olmadıktan sonra 2 tane suçluya, iki tane torbacıya verilmiş bir cinayet olarak kalacak. Türkiye'nin aydınlık yüzüne ulaşmasını istiyorsak hep birlikte bu cinayeti aydınlatmak zorundayız" dedi.