Özgür Özel: Kimse bize milliyetçilik dersi vermeye kalkmasın
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Kimse Cumhuriyet Halk Partililere, Türkiye ittifakının bileşenlerine milliyetçilik dersi vermeye kalkmasın. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'dir, Türkiye sevdalılarının ay yıldızlı al bayrağı kendine bayrak bilenlerin, onun uğrunda ölenlerin partisidir" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kurtdereli Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri aday tanıtım toplantısına katıldı. Toplantıda CHP Balıkesir İl Başkanı Erden Köybaşı ve CHP Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ahmet Akın yapılan çalışmalar ve projeler hakkında bilgi verdi ardından; kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Özel, Akın'ın konuşmasının uzun sürdüğünü belirtip, "Bana onun ilk milletvekili olduğu 2015 yılının Eylül, Ekim ayını hatırlattı. Kürsüdeydi, söz verilmişti, konuşuyordu. Süre bitti, laf bitmedi, yetiştiremedi. Süre istedi, toparlayamadı. Yanıma gelip, 'Grup Başkan Vekilim kusura bakmayın yetiştiremedim' dedi. 'Ahmet söz biter, süre bitmezse tehlike. Süre biter, söz bitmezse hiç mi mahsuru yok' dedim. Süre bitip de projeler bitmiyorsa bu güzel bir iştir. Projeler zamana sığmıyorsa güzel bir iştir. Bir tarafta zamanı tüketip iş üretmeyenler var. Bir tarafta yapacaklarını anlatmaya vakti yetmeyen bir Ahmet Akın var" ifadelerini kullandı.
'GÖNLÜMÜZÜN MANŞETİNDE BU ARKADAŞLAR VAR'
'İşimiz, gücümüz Türkiye' sloganına dikkati çeken Özel, “Belediye başkanlarımız bir başka şeyle meşgul olmak yerine işine motive olan, kentine motive olan, o kenti geliştirmeye, işini iyi yapmaya motive olmuş kişiler. Burada aday gösterdiğimiz her bir arkadaşımızın, geçmişte partimize bu görevi yapmış herkesi, işini gücünü bırakıp kentine yoğunlaştığını, kendi gelirini, kendi varlığını, çevresini ve partisini zenginleştirmeye değil de kenti güzelleştirmeyi tercih eden, namuslu, çalışkan arkadaşlarımızı, özellikle şu anda görevli olup gelecek dönem görevli olmayacak ama partimizde olacak, partimize katkı sağlayacak, bugüne kadar emek vermiş namuslu, çalışkan bütün belediye başkanlarımızı yürekten tebrik ediyorum. Bizde birileri gibi yolsuzluklar, birtakım örgütlere bağlı olduğu için zorla istifa ettirmeler yok. Göreve getirdiğimiz arkadaşlara, görev verdiğimiz arkadaşlara, aday yaptığımız arkadaşlara ne kadar güveniyorsak, ne kadar kefilsek, aday adayı olup da adaylaştıramadıklarımıza daha önce bu görevi yapıp da bugün adaylaştıramadıklarımıza da hepimiz kefiliz. Ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı olarak bu kefaleti açıkça ortaya koyuyorum. Daha önce de ifade etmiştim. Bazı televizyonlarda, gazetelerde birkaç kişinin isyanını, itirazını duyuyorsunuz. Görevdeyken iyi. Olmayınca istifa etmeler, başka partiye gitmeler ve oradan partiye ateş etmeler. Vallahi, 3 tane 5 kişinin, iktidara yakın gazetelerin manşetine çıkmasının bir önemi yok. Bu partide 16 bin 500 aday adayı vardı. 3'ü, 5'i öyle yapıyor ama sabahleyin adaydan erken kalkıp arayan, 'Hadi çalışmaya gitmiyor muyuz?' diyen aday adayımız, kendisine ayırdığı bütçeyi ilçe başkanına getiren aday adayımız, kendisine giydirdiği aracı belediye başkan adayına tahsis eden aday adayımız var. Gönlümüzün manşetinde bu arkadaşlar var. Onları yürekten alkışlıyorum" açıklamalarında bulundu.
'BÜYÜK BİR ZAFER ELDE ETTİK, ÇOK MEMNUNUZ'
Yerel seçimleri çok önemsediğini söyleyen Özel, seçimlerde hem çok öğretici hem de unutulmayacak anılar biriktirildiğini belirtti. Özel, “2019 seçimlerini 10 büyükşehirde kazanırken bunlardan bir tanesi de İstanbul'du. Biliyorsunuz, İstanbul'daki başarımızı hazmedemediler. YSK'ya gittiler. Olur, olmaz belgeler sundular. Yalanlar attılar. Ve 2019 31 Mart seçimlerini iptal ettirdiler. O zaman bir mesajla bütün milletvekillerimizle koştuk İstanbul'a gittik. Ve 23 Haziran'a kadar gece-gündüz çalıştık. O bütün çalışmanın sonunda büyük bir zafer elde ettik, çok memnunuz" dedi. Özel, hak geçtiğini gören İstanbulluların Ekrem İmamoğlu'na oy verdiğini söyledi.
'ORTADA MİLLİ İRADE HIRSIZLIĞI VAR'
Ahmet Akın'ı Balıkesirlilerin vicdanına emanet ettiğini söyleyen Özel, “Balıkesir'de adalet yerini bulacaksa, Ahmet Akın'ı Balıkesirlilerin vicdanına emanet ediyorum. Yüzde 52'den fazla oyumuz vardı. Yani geçen sene mayısta, birlikte sandıkta buluştuğumuz çok değerli sayın önceki genel başkanımıza, cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu'na oy veren herkes, 10 ay sonra aynı oyu atsa vallahi Balıkesir kurtuluyor, billahi Balıkesir kurtuluyor. Geçen seçimlerde, Ahmet Akın'ı Balıkesir adayı yaptık. Övünmek gibi olmasın. 'Ahmet Akın, herkese yakın' sloganını herkes kullanıyor ama sloganın sahibi benim. Bütün Balıkesir biliyor ki Ahmet Akın, Millet İttifakı'nın adayı olarak o seçimi alıyordu. Bu kabusu bitiriyordu. Dürüst, çalışkan, parti ayırmayan, siyaset ayırmayan, hizmet eden bir belediye başkanı olarak Balıkesir'e geliyordu. O süreçte 'Adayınızı geri çekin, burayı istiyoruz' dediler. Ahmet Akın, 'Genel merkez karar verdiyse' diyerek gözleri yaşlı, ağlaya ağlaya çekildi. İsmail Ok'a verildi. İsmail Ok da emaneti aldı. 2 eliyle AK Parti'ye verdi. Ödülünü aldı. Şimdi AK Parti onu tekrar milletvekili yaptı. Ortada milli irade hırsızlığı var, Balıkesir'in iradesinin çalınması var" dedi.
'BALIKESİR'DE KAVGA OLMAYACAK'
Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçen sefer karar vermiş, 'Büyükşehiri AK Parti'den alıp, Ahmet Akın'a vereceğiz. Adayı çekin, çekelim. Şu arkadaşa verin, verelim. Seçimi kaybetti. Ne yapalım?' diyor. O süreçte şu söz hem vallahi hem billahi kulağımın içinde; 'Kimseye borcum yok ama Ahmet sana borcum var' dediler. Şimdi siyasettir eyvallah. Bugünün şartları bunu gerektiriyordur, eyvallah. Şimdi o verilen söz tutulamıyordur, şahsen eyvallah, parti olarak eyvallah. Ama Balıkesir'deki iyi insanların, sosyal demokratların yanında milliyetçi demokratların, muhafazakar demokratların, Balıkesir'i seven herkesin vicdanına sesleniyorum. Bu adaletsizliği siz bitireceksiniz. Bunu sizden bekliyoruz. Balıkesir'e bu yakışır. Ahmet Akın'ın gelmesiyle Balıkesir'de kavga olmayacak. Balıkesir'e huzur, adalet, refah, sevgi, güven gelir. Ahmet Akın'a oy verince Balıkesir kendine gelir. Ona güveniyoruz, onu destekliyoruz."
'İKTİDARA SARI KARTI GÖSTERECEĞİZ, KIRMIZI IŞIĞI YAKACAĞIZ'
Zor bir yıl geçirildiğini belirten Özel, “Büyük ekonomik krizler var. Özellikle 'kur korumalı mevduat' diye bir rezaletle yoksulun cebinden paraları alıp, bir avuç sevdiğine veren bir sistem oldu ve bunun yükü ağır. Seçimden sonra doların yaşadığı seyri gördünüz, mazotu gördünüz, benzini gördünüz. Ama gördüğümüz 1 Nisan'da göreceğimizin daha pek azı. 'Acı reçete geliyor', 'Bundan sonra kemer sıkacağız. Sıkı para politikası yapacağız' diyorlar. Seçmen, 1 Nisan'da eğer buna bir cevap vermezse önümüzdeki süreçte çok tehlikeli, çok zor. Seçmenin 4 yıl bir daha sandığı bulamayacağı, sesini duyuramayacağı bir süreç başlayacak. Bu sürecin başlamaması için seçmenin elinde bir imkan var. Bunu durdurabilirsiniz. 1 Nisan günü gelecek zammı, 1 Nisan günü gelecek krizi, pahalılığı, enflasyonu mutlaka durdurabilirsiniz. Ama onu 2 Nisan'da, bir gün sonra durduramazsınız. Bir gün önce 31 Mart günü durdurabilirsiniz. Eğer 31 Mart'ta sandığa gidilip de her şeye rağmen Cumhur İttifakı'na, her şeye rağmen Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy verilirse, 'Ne yaparsak yapalım veriyorlar. 10 bin lira emekliye para veriyoruz, evi olmayanın kirasına yetmiyor, yine veriyorlar. Çocuğunun boğazına yetmiyor, veriyorlar. Yakacağına yetmiyor, meyveye yetmiyor, veriyorlar. Beş kişilik aileye 17 bin lira gibi bir asgari ücret, açlık sınırında bu parayı veriyoruz, yine oy veriyorlar' derlerse, işte o zaman 1 Nisan'dan sonra acı reçete herkesin gırtlağında, her çocuğun kursağında, her yoksulun damağında, eğer acı reçeteye engel olacaksak 2 Nisan'a değil, 31 Mart günü sandık başına gideceğiz. Sandıkta bu iktidara sarı kartı göstereceğiz. Kırmızı ışığı yakacağız. 'Dur artık yeter' diyeceğiz. 'Hep zengini düşündün, söz artık milletindir' diyeceğiz. Başka çaresi yok" dedi.
'GIRTLAĞIM DÜĞÜMLENDİ'
Et ve Süt Kurumu'nun önündeki 600 metrelik kuyruk olduğunu söyleyen Özel, “Gırtlağım düğümlendi. Kuyruğun sonunda 1 kilo kıyma piyasanın yarı fiyatına. Sabahın 04.00'de, 05.00'de kalkmışlar, kuyruğa geçmiş insanlar. Oysa biraz önce söylenen sosyal projeleri yapan ve örnek aldığımız CHP'li belediyeler bundan sonra bir belediye bir şeyi iyi yapıyorsa, o proje bütün belediyelerle paylaştırılıyor. Ahmet Akın iktidara geldiğinde, Balıkesir'de mazbatayı aldığında, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı unvanını aldığında Yılmaz Büyükerşen'in genel koordinatörü olduğu CHP'li belediyelerin eş güdüm birimi tarafından Ahmet Akın'a başarılı projeler verilecek. Bu projeleri de yapmak istediklerinde bütün destek verilecek. Ayrıca hem yapmış olduğu kart projesiyle nasıl Mansur Başkan, Ankara'da, yoksullara ayda bir kilo et veriyorsa, 500 yüz liralık doğal gazı hesabına yüklüyorsa, nasıl Mansur Başkan her emeklinin kartına bin lira yüklüyorsa, bu projeleri ortaklaştırarak hem Ahmet Akın'ın sözlerini hızla tutmasını sağlayacağız hem de Balıkesir'deki yoksulun, ihtiyaç sahibinin, emekçinin ve emeklinin yüzünü güldüreceğiz. Bunu hemen yapacağız" açıklamalarında bulundu.
'ÖNEMLİ ÇAĞRILARDA BULUNDUM'
İspanya'da düzenlenen Sosyalist Enternasyonal toplantısına gittiklerini söyleyen Özel, “Bu kadar yoğun gündemin içinde oraya gittim. Karşımda 140 ülkenin temsilcisi vardı. 30'undan fazlası ülkelerinde iktidar. Dünyada çok etkili liderler orada olunca onlara Hamas'ın yaptığı saldırılardan sonra İsrail devletinin giriştiği zalimce saldırıları, 30 bin kişinin hayatını kaybettiğini, Filistin'de çocukların, kadınların katledildiğini, solculara, sosyal demokratlara, zulme karşı susmanın, çocuk ölümlerine karşı sessiz kalmanın yakışmayacağını, bu konuya hep beraber müdahale etmemiz gerektiğini, nisan ayında Filistin'e gideceğimi, Filistin'in; Türkiye sorunu, Bülent Ecevit'in ve Deniz Gezmiş ile arkadaşlarının büyük meselesi olduğundan hareketle, önemli çağrılarda bulundum. İkili temaslarda da bu konuda sosyal demokratların, sosyalistlerin mutlaka akan kanı durdurması, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta barış, cihanda barış' söylemine uygun olarak barış için mücadele etmemiz gerektiğini söyledim. O saatlerde dünyanın önemli liderlerine 'Filistin'deki mezalimi durduralım' derken, Beyefendi Recep Tayyip Erdoğan Sakarya'daymış. Sakarya'da konuşurken meydandan bir tane pankart açılmış. Pankartta, 'İsrail'le utanç verici ticarete son verin' yazıyor. O pankartı açanlar AK Parti mitingine gidenler. O pankartı açanlar, geçmişten beri 'Milli görüşçüyüz' diyenler. O pankartı Türk polisine toplatan, 'Üzerindeki milli görüş ceketini, gömleğini çıkardım' diyen, Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanı, İsrail'in görülmez en büyük müttefiki Recep Tayyip Erdoğan'dır. Biz Filistin'i savunurken o pankartı toplatanlara yazıklar olsun" dedi.
'İSTANBUL'UN FELAKETİNE ENGEL OLACAĞIZ'
Erzincan-İliç'te maden sahasındaki toprak kaymasına değinen Özel, “Soma'da 301 madenci hayatını kaybettiğinde bunun 31 tanesi Savaştepe'dendi. Soma maden faciasını anlatırken, 'Soma sadece Manisa'nın değil aynı zamanda hem İzmir Kınık, Bergama'nın, Balıkesir Savaştepe'nin hatta Bartın'ın, Zonguldak'ın, Kastamonu'nun faciası' dedim. Çünkü bu memleketlerden madenciler orada hayatlarını kaybetti. Şimdi İliç'te 9 arkadaşımız, 9 evladımız toprak altında kaldı ve maalesef artık orada bırakıldı. Bunun tek sebebi vardı. Birileri paraları istiflesin diye çıkan atıkları dağ gibi istifleyenler, Soma'daki tehlikeye dikkat çekenleri duymadıkları gibi İliç'teki madencilerin feryadını da duymayanlar, 'Bu maden ısınıyor, başımıza bela olacak. Bu dağ çok yükseldi. Çatlaklar var. Bir gün hepimizi önüne katacak' diyenleri dinlemeyip, paranın peşinde koşanlar İliç faciasına sebebiyet verdiler. Orada o facianın yaşanmasına sebebiyet veren imza, çevresel değerlendirme raporunun imzasıdır. Onun altında imzası olan dönemin Çevre Bakanı Murat Kurum'dur. 'Ne alakası var?' denilen imza 'Heyelan riski yoktur' diye attığı, evlatlarımızı felakete sürüklediği bir imzadır. Bundan sonra vatandaşlarımızdan talebimizdir, uyarımızdır. İliç felaketinin müsebbibini İstanbul'un felaketi yapmasınlar. İstanbul'un felaketine engel olacağız" ifadelerini kullandı.
'BALIKESİR'İ SOYUP SOĞANA ÇEVİRENLER VAR'
Ahmet Akın'ın siyasi polemiklere girmeyeceğini söyleyen Özel, parti siyaseti yerine, hizmet siyaseti yapacağını belirtti. Ahmet Akın'ın parti ayırmadan Balıkesir'in yüzünü güldüreceğini ifade eden Özel, “Ama bir de Balıkesir'in yüzünü öne eğdirenler, Balıkesir'in anasını ağlatanlar, Balıkesir'i soyup soğana çevirenler var. 23 yıldır AK Parti iktidarı Sayıştay denetimini işlevsizleştirmeye çalışıyor. Etkin rapor yazanları uzaklaştırıyor. Rapor kapsamlarını daraltıyor. Kitapçıkların eklerini meclisten saklıyor ki yaptıkları ortaya çıkmasın. Sayıştay'ın başına kendine yakınları atıyor. Sayıştay'daki daireleri onlarla bastırıyor. Bu kadar baskı altındaki Sayıştay dahi Balıkesir Büyükşehir Belediyesi'ndeki büyük yolsuzlukları görmezden gelememiş. 'İhaleler kevgire dönmüş' demiş. 'İhale mevzuatı delik deşik edilmiş' demiş. 'Buradaki ihaleler kamu yararına değil, birilerinin adresine yollanan ihaleler' demiş. Ve de suç duyurusunda bulunmuş, 'Dava açılsın' demiş ama soruşturmaya izni dönemin içişleri bakanı vermemiş. Böyle durumda normalde bir şey olmaz. Danıştay'a başvurulmuş. Danıştay malum şahsın elinde. Ama iddialar o kadar büyük ki, Danıştay dahi 'Soruşturmaya gerek yoktur' kararını kaldırmış ve soruşturma açılmıştır. Türkiye'de bir yerel yönetimde görülmediği kadar kötü ihalelerin yapıldığı, asla kabul edilemeyecek nitelikte yandaşların kayrıldığı, Balıkesir varlıklarının birilerine peşkeş çekildiği bir sürecin geldiği yerdeyiz. Bu yaşanan pisliklerle zaman zaman yargı böyle küçük çıkışlar yapıyor ama az sayıda cesaretini koruyanlar başaramıyor, hemen alıp atıyorlar. Birkaç müfettişi cezalandırıyorlar. Ya da göstermelik cezalar veriyorlar. Bu pislikle, vallahi ne yargı ne Sayıştay, ne Danıştay baş edemiyor. Ama buna bir kişi dur diyebilir. O bir kişi, Balıkesir'in, Balıkesirlinin ta kendisidir. 31 Mart'ta bunlardan hesabı sormayı Balıkesirli hemşerilerimize bırakıyorum" dedi.
'MAL VARLIKLARINI CAMA ASACAKLAR'
31 Mart'ta belediyeyi kazanan bütün başkanların mal varlıklarını belediye binasının camına asacağını belirten Özel, “31 Mart'ta Ahmet Akın Balıkesir Büyükşehir'i kazandığında, Balıkesir'deki belediye sayılarımızı arttırıp, mümkün olsa hepsinde, tamamına yakınında iktidara geldiğimizde yapacağımız bir şey var. Ahmet Akın belediyeye gidecek ya belediyenin kapısına gelecek ya hep birlikte içeri gireceğiz ya girmeden duracak, Balıkesir Belediyesi'nin girişindeki cama mal varlığını asacak. Ahmet Akın ve 31 Mart'ta belediyeyi kazanan bütün belediye başkanlarımız mal varlıklarını belediyenin girişine asacaklar. Balıkesir'de seçim kazanılsın diye Ankara'da bir ittifak yapamadık. Ama Balıkesirliler, Balıkesir'de ittifakı yapmış. Bir de Türkiye'de bir ittifak var. Bir tarafta Cumhur İttifakı var, içinde iki parti var, biri AK Parti, biri MHP. Her geçen gün birbirine benzeyen partiler. Yanlarına 'Kadınlar sahiplendirilmelidir' diyen, domuz bağcıları, bir dönemin Türkiye'nin travmasını almışlar, kendilerine yakışır, hayırlı olsun. Onlar oraya yakışır. Bir Cumhur İttifakı var. Rengi koyu gri. Cumhur İttifakı'nın rengi kurşuni gri. Oysa bizim Türkiye ittifakı var. Cumhuriyet Halk Partisi var. Ama her siyasi partiden insan var. Bizim ittifakın adı 'Türkiye ittifakıdır. İçinde milli takım gol attığında kim seviniyorsa, bizim ittifakımızda onlar var. Filenin Sultanları, dünya şampiyonu oldu, ay yıldızlı, al bayrağımıza baktılar. İstiklal Marşı okunurken, onlar ağladı. Biz ağladık. Filelinin Sultanları ağlarken kimin gırtlağı düğümleniyorsa Türkiye ittifakında onlar var. Türkiye ittifakında bu ülkeyi sevenler var" ifadelerini kullandı.
'BAYRAĞIMIZIN RENKLERİ, TÜRKİYE İTTİFAKININ RENKLERİDİR'
Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: "'Beka sorunu var' diyorlardı. Hepsi palavra. Bu ülke, beka sorunu olunca kimin ne yaptığını biliyor. Beka sorunu bir ülkenin, bir istila altında kalması, işgal edilmesi, Allah göstermesin, bayrağının indirilmesi demektir. Türkiye işgal tehlikesi olduğunda, işgal donanması gelince ona kırmızı halı serenleri de işgal donanması gelince Kartal İstimbotu'nun üstüne çıkıp yanındaki yaverine 'Üzülme çocuk, geldikleri gibi gidecekler' diyenleri de biliyor. Eğer bir gün Türkiye'de yeniden bir beka sorunu olursa, o gün ülkeye 'Tayyip Bey çağırdı' diye havaalanına gidip kot pantolon üzerine göstermelik perdelik kumaştan kefen çekenler değil, bu salonda Çanakkale'de, Conkbayırı'nda kefensiz yatanların torunları sahip çıkarlar. Kimse Cumhuriyet Halk Partililere, Türkiye ittifakının, bileşenlerine milliyetçilik dersi vermeye kalkmasın. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'dir, Türkiye sevdalılarının ay yıldızlı, al bayrağı kendine bayrak bilenlerin, onun uğrunda ölenlerin partisidir. Cumhur İttifakı'nın koyu gri bir rengi var ama bayrağımızın renkleri, Türkiye ittifakının renkleridir."