Geri Dön
PolitikaMustafa Şentop: Anayasalar da zaman içerisinde eskiyor

Mustafa Şentop: Anayasalar da zaman içerisinde eskiyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) eski Başkanı Mustafa Şentop, “Türkiye'nin, halkın seçmiş olduğu bir parlamento tarafından yapılan anayasaya ihtiyacı var. Anayasalar da yaşayan her varlık gibi zaman içerisinde eskiyor” dedi.

Mustafa Şentop: Anayasalar da zaman içerisinde eskiyor

Samsun'a bazı ziyaretler ve etkinliklere katılmak üzere gelen eski TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde ‘Türkiye’de Anayasalar ve Siyaset’ konulu programa katıldı. Programda Vali Orhan Tavlı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, üniversitenin öğretim görevlileri ve öğrenciler yer aldı. Burada konuşan Şentop, halkın seçmiş olduğu bir parlamento tarafından yapılan anayasaya ihtiyacı olduğunu belirterek, “Devleti ve milleti tahkim etmek gerektiğine dair genel kanaat oluştu ve hükümet sistemi değişmiş oldu. Anayasaların siyasetin alanını kapatan, örten yaklaşımı büyük ölçüde burada tasfiye edilmiş ve normalleşmiş oldu. Bir de Türkiye'nin halkın seçmiş olduğu bir parlamento tarafından yapılan bir anayasaya ihtiyacı var. Bu sadece sembolik şey değil ama öyle düşünülse bile kıymetli bir şeydir. Bugüne kadar anayasaları darbeciler yapmış. Önemli değişiklikler yapılmış amenna ama sonuçta Türkiye'de sivil, halkın seçtiklerinin bir anayasası olması lazım. Anayasalar da yaşayan her varlık gibi zaman içerisinde eskiyor. Hazırlandığı zamanki düşünceler, mülahazalar, oturmuş olan toplumsal yapı, Türkiye'nin beklentileri ve büyüklüğü-hacmi çok değişmiş. Üzerinden uzun yıllar geçmiş. Bugünün ve bundan sonraki Türkiye'nin, geleceğin Türkiye'sinin anayasasının halkın seçtiklerinin katılımı ile onların önceliği ile hazırlanması gerekiyor” diye konuştu.

‘14 MAYIS 1950 SİYASETİN ZAFERİ OLARAK GÖRÜLÜR’

1950 ve sonrası Türkiye’de yaşanan siyasi konularından değinen Şentop, “Ben konumuz olan anayasa ve siyaset derken bunların ilişkisinden bahsetmiyorum aslında. Siyasetin alanı olan birçok konu anayasalarda düzenlenmek suretiyle anayasaların alanını işgal etmiştir. Türkiye’de bir düşünce adamı '27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle 2’nci Dünya Savaşı’nı darbeciler tarafından mağluplar arasında geçirilmiştir' diyor. Ve hakikaten bu anlayışla anayasa hazırlanıyor. Anayasaları ve siyaseti birbirlerinin alternatifi olarak burada tasarlıyorum. 1950’den 1960’a kadarki dönemde serbest seçimler yapılıyordu. Daha önce Türkiye’yi uzun süre yönetmiş bürokratik siyasi etik kazanamıyor. Bir siyasi parti olarak demiyorum bunu. CHP siyasi parti olarak seçimleri 14 Mayıs 1950’de kaybediyor ama o zamana kadar CHP bürokratik siyasi elitin bütünleştiği bir yapıydı. Daha sonra 1954’te, 1957’de yapılan seçimleri kaybediyor. Dolayısıyla Türkiye’de seçimle iktidara gelemeyen bir siyasi görüşün seçim olmadan nasıl iktidara gelebileceği konusu konuşuluyor. Bunun akla gelen ilk yolu da askeri darbedir. Bu darbeyle ilgili hazırlıklar zaten 1954 seçimleri sonrasında başlıyor. 14 Mayıs 1950 siyasetin zaferi olarak görülür. 27 Mayıs 1960 da bürokrasinin rövanşı olarak görülmektedir. Darbeyi yaptınız ancak Türkiye’yi bu şekilde yönetmek mümkün mü? Mümkün değildir. Çünkü Türkiye uluslararası konjonktürün etkisiyle çok partili bir hayata geçmiştir. Sizin 15 sene sonra Türkiye’yi seçimsiz tek partili döneme döndürmeniz mümkün değildir. O yüzden seçimi kazanamasa da iktidara getirecek, kaybetse de iktidarda tutacak bir formül arandı. İşte anayasa siyaset ikilemindeki anlayışla siyasetin alanını büyük ölçüde daraltan bir yaklaşımla hazırlanıyor” ifadelerini kullandı.

Rektör Prof. Dr. Fatma Aydın, program bitiminde Prof. Dr. Mustafa Şentop'a sertifika takdim etti.