Kurtulmuş: İsrail'in en büyük gücü, mazlum milletlerin dağınıklığıdır
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, "İsrail'in en büyük gücü, ne silahlarıdır ne arkasında onu destekleyenlerdir ne arkasındaki finans lobileridir ne uluslararası alandaki medya desteğidir. İnanın ki İsrail'in en büyük gücü, başta İslam ülkeleri olmak üzere mazlum milletlerin dağınıklığı, kararsızlığı ve inisiyatif kullanamıyor olmalarıdır" dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis'te Kamu Denetçiliği Kurumu'nun 'Gazze: İnsanlığın Felaketi' raporunun tanıtım toplantısına katıldı. Kurtulmuş, dünyadaki mazlumlardan yana olanların zulme karşı bir insanlık cephesi kurduğunu belirterek, "Güçlenerek yoluna devam edecektir. Bundan sonra dünyanın neresine giderse gitsinler zalim ve destekçileri için iş hiç kolay değildir. Hangi büyük üniversitede konuşurlarsa, mutlaka Filistin'e yaptıkları zulüm için yüzlerine haykıran, hatta bir müddet sonra yüzlerine tüküren insanlar olacaktır. Dolayısıyla ilk olarak yapılması gereken şeyi, zaten insanlık kendiliğinden yapmaya başlamış, organize olmaya başlamış ve insanlık cephesini inşa etmiştir. Şimdi bizim üstümüze düşen, insanlık cephesini her yerde tahkim etmektir. Hem de Amerika'nın muhibi olan ülkelerin kentlerinde, üniversitelerinde, sokaklarında, meydanlarında tahkim etmektir" ifadelerini kullandı.
'YALNIZLAŞTIRMA SİYASETİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK ZORUNDAYIZ'
Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e yönelik soykırım suçlamalarının görüşüldüğü davaya değinen Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"İsrail zannetmesin ki Filistin meselesini bitirdik. Tam tersine işin başlangıcıdır. Önümüzde 10 yıllar sürecek olan büyük bir mücadele başlıyor. Bir taraftan insanlık cephesini tahkim ederek bu cephenin saflarını sıklaştırıp, bu cepheye katılanları çoğaltarak yolumuza devam edeceğiz. Diğer taraftan da işin siyasi sonuçlarını elde etmeye çalışacağız. Bunun için de hepimizin üzerine, uluslararası camianın üzerine ve bütün ülkelerin üzerine büyük bir sorumluluk düşmektedir. Önümüzdeki dönemde çalışmalarımızı üç alanda yoğunlaştırmak mecburiyetindeyiz. Bunlardan bir tanesi Netanyahu ve ekibini, bu büyük zulümlerine zemin hazırlayanlarla birlikte uluslararası alanda yalnızlaştırma siyasetini gerçekleştirmek zorundayız. Bunlar nereye giderse gitsinler, artık uluslararası sistemin içinde asla ve asla eski itibarlarını bulamayacaklar ve yalnızlaşacaklardır. İsrail'in en büyük gücü, ne silahlarıdır ne arkasında onu destekleyenlerdir ne arkasındaki finans lobileridir ne uluslararası alandaki medya desteğidir. İnanın ki İsrail'in en büyük gücü, başta İslam ülkeleri olmak üzere mazlum milletlerin dağınıklığı, kararsızlığı ve inisiyatif kullanamıyor olmalarıdır. Onun için ikinci temel alan olarak burayı güçlendirmek, burada da saflarımızı sıkılaştırmak mecburiyetindeyiz. Üçüncüsü ise uluslararası alanda yeni bir sistemin kurulabilmesi için bütün gücümüzle mücadele edeceğiz."
'ULUSLARARASI SİSTEM ÇOKTAN ÇÖKMÜŞTÜ'
Kurtulmuş, uluslararası sistemin artık yok olduğunu söyleyerek, "Uluslararası sistemin, herhangi bir konuda çözüm üretme yeteneği hiç yoktur. Herhangi bir bölgede, herhangi bir konuda barışı sağlama, zalimle mazlumu birbirinden ayırt ederek zalimin elinden tutma, mazluma destek verme kabiliyeti hiç yoktur. Uluslararası sistem topluca mezarlığa gömülmüştür. Birleşmiş Milletler'inden (BM) tutun uluslararası yardım kuruluşlarına kadar hiçbirinin bir fonksiyonu kalmamıştır. Zaten kalmamıştı da. Gazze meselesi, insanlığın gözüne sokarak bunu gösteriyor. Ukrayna'da iki yılı aşkın bir savaşta çözüm üretemeyen uluslararası sistem, çoktan çökmüştü. Aynı şekilde dünyanın birçok yerinde çatışmalara müzakereler çerçevesinde çözüm bulamayan uluslararası sistem çoktan çökmüştü. Bir kere daha söylüyoruz ki; dünya bu adamların kurduğu zalime destek veren sistemle yürütülemez. 'Dünya beşten büyüktür' derken söylediğimiz şey bir hayal değildi. Bugünün ihtiyacı olan sistemin kurulması zaruriyetiydi. Şimdi Gazze'de her yükselen sesle birlikte, her yükselen avazla birlikte insanlık diyor ki; 'Yeter artık.' Yeni bir sistem, yeni bir BM ve yeni bir hakkaniyete dayalı bir sistem kurmak lazım" açıklamasında bulundu.