Kılıçdaroğlu: Et ve Süt Kurumu'na gitmem fakir mahallelerde olumlu tepki doğurdu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Özellikle fakir mahallelerde Et ve Süt Kurumu’na gitmem, çocukların beslenme hakkını savunmam ciddi olumlu bir tepki doğurdu" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, faturasını ödeyemeyen 3 milyonu aşkın hanenin elektriğinin kesildiğini belirterek, "3 milyon 500 bin ailenin, iş yerinin elektriği kesildi. Bunu vatandaş görüyor. Bir insan 'ben elektrik parasını ödemiyorum' diyemez. Ama faturasını ödeyemeyecek noktaya getiriyorlar. Ben onların yaşadığı sıkıntıları dile getirmek adına bilinçli olarak elektrik faturamı ödemedim. Sözcüsü kim olacak bu ailelerin, derdini kim dile getirecek? Bu haksızlığı yapan iktidarı geniş kitlelere nasıl anlatacağız? 1 milyon 593 bin hanenin doğal gazı kesildi. İktidar sahipleri bunun ne kadar farkında?" diye konuştu.
'İŞSİZLİK AZALMADI, CEPLERİMİZ KAĞITLARLA DOLU'
Kılıçdaroğlu, iktidarın işsizliğin azaldığı yönündeki açıklamalarının doğruyu yansıtmadığını dile getirerek, "'İşsizlik azaldı' diyorlar. Ne azalması. Ceplerimiz kağıtlarla dolu. 'İngiltere’de doktora yaptım işsizim, yurt dışına mı gideyim' diyor. Onlara göre Türkiye’de iş var; ama beğenmiyorlar; halka böyle söylüyorlar. Aldatmak, kandırmak istiyorlar halkı. 17 bin kişi başvurdu 78 temizlik işçisi görevi için. 60 temizlik işçisi için 53 bin kişi başvuruyor. Hani beğenmiyorlardı? Bunlar yönetemiyorlar. Yönetme güçleri, kapasiteleri yok. Hazır parayla idare ettiler. Malları, mülkleri, fabrikaları, bankaları sattılar. Deniz bitti, şimdi ne yapacaklarını bilmiyorlar" dedi.
'KAPILAR AÇILSIN DİYE GİTMEDİM'
Kılıçdaroğlu, Et ve Süt Kurumu ziyaretine değinerek, "Bir aile çocuğuna et ve süt veremiyorsa, 'ete zam yapalım da kuyruklar da bitmiş olsun' diyorsa başındaki kişi, bunu sıradan bir basın toplantısı yaparak kamuoyuna anlatırsanız doğru olmaz. Oraya gitmeli, oranın önünde açıklamalısınız. Haksızlığın ne olduğunu söylemelisiniz. Yanlışları dillendirmelisiniz. Ben 'kapılar açılsın' diye değil, evlatlarımızın hakkını ve hukukunu korumak için oradaydım. Kapıyı açarlar veya açmazlar herkesin hakkını, hukukunu korumak zorundasın. Benim muhatabım makam değil, muhatabım Et ve Süt Kurumu. KİT komisyonuna gelir, bütün vekillere hesap verir. Hesap verecek olan bir organdan hesap sormak istiyorum. Siz bunu yapamazsanız AK Parti iktidarının devlette yarattığı çürümeyi anlatamazsınız. Herkesin bunu görmesi lazım. Özellikle fakir mahallelerde Et ve Süt Kurumu’na gitmem, çocukların beslenme hakkını savunmam ciddi olumlu bir tepki doğurdu. TÜİK her yılın şubat ayında kırmızı et üretimi istatistiklerini yayımlardı. En son 11 Şubat 2020'de yayımlandı. Neden yayımlamıyor? Çünkü gerçekleri milletin bilmesini istemiyorlar. Bizim görevimiz buna dikkat çekmek. Et ve Süt Kurumu'nun 2019'a göre zararı 32 milyon lira" ifadelerini kullandı.
'EGEMENLİK HAKKINI DEVREDİYORSUN'
Kılıçdaroğlu, Cemal Kaşıkçı dosyasının Suudi Arabistan’a devredilmesini eleştirerek şöyle konuştu:
"İstanbul’da Suudi Konsolosluğunda bir cinayet meydana geldi. Suçun işlendiği yer İstanbul olduğu için bunun uluslararası hukuka göre yargılaması gerekir. Bu davayı aldı Suudi Arabistan’a havale etti. AK Parti ve MHP’ye oy vermiş kardeşlerime sesleniyorum; Türkiye Cumhuriyeti’nde egemenlik hakkını kullanan 3 kurumdan birisi de yargıdır. Türk milleti adına karar verir yargı. İstanbul’da işlenen bir cinayeti Türk millet adına kararı vermesi gereken mahkemenin itibarını Arabistan’a devrediyorsun. Egemenlik hakkını devrediyorsun. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir rezalet görülmedi. Ne için? Para için. Biz bu memleketi kurarken para için mi yaptık ya? Bu devletin itibarı için yaptık. Bahçeli de nasıl milliyetçiyse anlayamadım. Bir devletin egemenlik hakkı başka bir ülkeye devredilir mi?" dedi.
'İLK ÇIKARACAĞIMIZ KANUN SİYASİ AHLAK KANUNU'
Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri durumunda yapacaklarını da anlatarak şöyle konuştu:
"Bir devlet sağlıklı bir yönetim için planlama yapar. Stratejik Planlama Teşkilatı'nı kuracağız. Çiftçinin ve esnafın kredi faizlerini sileceğiz. Döviz garantili işlemler. Diyorlar ya 'Biz milliyetçiyiz' sizin milliyetçiliğiniz. O döviz garantili işlemlerin tamamını Türk lirasına çevireceğiz. Kim milliyetçi, kim ülkücü, kim vatansever herkes görecek. Türkiye'de herkes bir dert küpü. Ekonomik Sosyal Konseye çağıracağız; anlatın dertlerinizi. Ekonomik Sosyal Konseyi işlevsel hale getireceğiz. Kamuda mali disiplini sağlayacağız. Bütçe paraları nerelere harcanıyor belli değil. Varlık Fonu'nu kaldıracağız. Enflasyon da en haksız vergi. Ulusal Vergi Konseyi kuracağız. Türkiye'de merak eden herkes 'vergiler nerelere harcandı' diye bakıp görecek. Siyaseti kirlilikten arındıracağız. Bu Meclis'te rüşvet alana, iş takipçiliği yapana, TÜGVA'nın hizmetkarlığını yapanlara yer yok. İlk çıkaracağımız kanunlardan biri Siyasi Ahlak Kanunu" dedi.
'CEVAP VERMELERİNİ SABIRLA BEKLEYECEĞİZ'
Kılıçdaroğlu, Göç İdaresi Başkanlığı'na sosyal medya hesabından sorular yönelttiğini hatırlatarak, "Hiçbirine cevap yok, hakaret var. Hakaret ediyorsan kusurunu örtmeye çalışıyorsun. Herkesin merak ettiği soruları sordum. Bakalım yanıt verecekler mi? Veremezler. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Sabırla bekleyeceğiz. Milletimiz de beklesin. Neyin ne olduğunu hep birlikte göreceğiz. Süleyman Şah Türbesini kendi toprağımıza bayrağımıza dikerek, yeniden yerine koyacağız. Sözde milliyetçi bunlar. Çıkar peşinde koşanlardan milliyetçi olmaz. Milliyetçi vatanseverdir, vatanını sevendir, ülkesini sevendir. Hesap vermesini bileceğiz. Bunu onurlu bir görev olarak göreceğiz. Bahçeli 'zamlar, hayat pahalılığı geçicidir, Müslümana karamsarlık haramdır' diyor. Fetva veriyor İslam alemine. Bu beylere göre çalmak haram değil; ama karamsarlık haram. Ne yapayım. Gerçekten de MHP’ye üzülüyorum. Böyle bir pozisyona asla düşmemeliydi" diye konuştu.