İmamoğlu: O minnacık çocuğun ölümünün altında 86 milyon kalır ve eziliriz
Şişli'de Cemal Reşit Rey Salonu'nda Enstitü İstanbul İSMEK Eğitmenler Buluşması düzenlendi. Programda konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Benim kalbim buruk. Vicdanım köşeye sıkışmış durumda. Her alanda iyi işler yapan bir millet olmayı başarabilmemiz lazım. İşte o zaman, Narin, bu ülkede ölmez. Başka türlü o mini minnacık çocuğun ölümünün altında 86 milyon kalır ve eziliriz. Ezildik biz. Bu konunun altından milletçe ayağa kalkabilmenin yolunu bulmalıyız" dedi.
Yeni eğitim- öğretim dönemine 16 Eylül'de başlayacak olan Enstitü İstanbul İSMEK'in eğitim dönemi açılışı ve eğitmenler buluşması Şişli'de bulunan Cemal Reşit Rey Salonu'nda yapıldı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve yaklaşık bin 300 Enstitü İstanbul İSMEK eğitmeninin katıldığı etkinlikte, canlı müzik ve folklor gösterileri sergilendi.
'ENSTİTÜ İSTANBUL İSMEK'İN BU GELDİĞİ NOKTA BİZİ ELBETTE MUTLU EDİYOR'
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Kendi içerisinde farklı birikimleriyle hem kurumumuzu hem İstanbulluları zenginleştiren, onlara ciddi bir alanda katkı sunan siz kıymetli insanlarımızı, yol arkadaşlarımızı görüyorum. bin 300'e yakın eğitimci bünyesinde bulunduran kaç kurum vardır, bilemiyorum. Bu kadar değerli bir heyete sahip olmanın, tabii ki kıymetini bileceğiz. Tabii ki sizler, sorumluluklarınızı en üst seviyeye taşıyacak ve günün sonunda kutsal bir hizmet olduğunu bildiğiniz, bir insana bir şey öğretmek, bir insana meslek sahibi olduğunu hissettirmek, insanı zenginleştirmenin bence en büyük yolu. Bu bağlamda en üst seviyede hizmetinizi esirgemeden, fedakarlıklarınızı da yaparak, içinizde ne varsa onu karşı tarafa aktararak bir dönem geçirmenizi diliyorum. Enstitü İstanbul İSMEK'in bu geldiği nokta bizi elbette mutlu ediyor, ama bunun bir sonuç olmadığını, gelişime açık olduğumuzu, değişen ihtiyaçlara ve taleplere mutlaka açık olmamız gerektiğini de belirteyim" dedi.
'4 DALDA, 23 ALANDA, 1400'E YAKIN PROGRAMIMIZ OLMASI MUHTEŞEM BİR ŞEY'
İSMEK'i yeni bir yapıya kavuşturduklarını belirten İmamoğlu, "Bütün ilçelerde var olabilmenin hedefi, hemen hemen olgunlaştı. Umut ederim her ilçemizde de bu artışı aynı zamanda dengeli bir biçimde, bir bölgeye yoğunlaşan değil, İstanbul'un her 3 bölgesinde de dengeli bir biçimde oluşmasını istiyorum. Mesleki ve teknik, kişisel gelişim, güzel sanatlar ile el sanatları ve zanaat olmak üzere, 4 dalda, 23 alanda, 1400'e yakın programımız olması muhteşem bir şey. Tüm bu programlarda, alanında uzman eğitimci kadromuzla, yani sizlerle birlikte yeni eğitim dönemine hazır olduğumuzu da görüyorum. Göreve geldikten sonra, Enstitü İstanbul İSMEK adıyla yeni bir yapıya kavuştuk. Eğitim programımızı çağın ihtiyaçlarına daha uygun, daha zengin, daha güçlü bir seviyeye taşımak, İstanbulluların özellikle istihdama katılımını daha güçlü destekleyecek bir biçimde geliştirdik ve bu konuda daha üst seviyeye çıkmak istiyoruz. Kurumumuzu geliştirmeye ve güçlendirmeye devam edeceğiz. Yeni dönemde, Beylikdüzü'nde Zübeyde Ana Yaşam Merkezi ve Beykoz Anadolukavağı Eğitim Merkezlerinin yanı sıra, iki uzmanlık okulunu daha, İstanbullularla buluşturmanın keyfini yaşıyorum. Avcılar Dil Okulu, Bakırköy Sanat ve Tasarım Okulu ile Enstitü İstanbul İSMEK'in uzmanlık okulu sayısı da 18'e yükseliyor" ifadelerini kullandı.
'BU ÜLKEDE NARİN NİYE ÖLDÜ?'
Diyarbakır'da yaşanan Narin Güran cinayetine değinen İmamoğlu, "Bu ülkede Narin niye öldü? Benim kalbim buruk. Vicdanım köşeye sıkışmış durumda. Hücrelerim birbiriyle çarpışıyor. Ve inanın vicdanen çok şey sorguluyorum. Bu milletin ayağa kalkması, cahillikten ve cehaletten uzak duracak bütün tedbirleri alması, bu memleketin kötü düşünceye sahip, yobazlıkla insanları birbirine düşüren, ayrıştıran, kutuplaştıran ne varsa onlardan uzak olduğu; iyi cümlelerin, iyi kelimelerin dünyanın en güzel işlerini yapan… Her alanda; üretimde, tarımda, emekte, sanayide, eğitimde, bilimde, sporda, kültürde, her alanda iyi işleri yapan bir millet olmayı başarabilmemiz lazım. İşte o zaman, Narin, bu ülkede ölmez. Başka türlü o bir bebe, mini minnacık çocuğun ölümünün altında 86 milyon kalır ve eziliriz. Ezildik biz. Ezildik. Bu konunun altından milletçe ayağa kalkabilmenin yolunu bulmalıyız. Bir çocuğu kaybettikten sonra aranan adalet, benim için adalet değildir. Benim için adalet; bebeğini, çocuğunu, bu ülkede doğduğu andan itibaren, hatta doğmadan, annenin karnından başlayarak korumaktır. O zaman boş konuşmak yerine, 'iş başardık' diyebiliriz" şeklinde konuştu.