ErdoÄŸan: BaÅŸkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin hayata geçirilmesi ertelenemez bir ihtiyaçtır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi'nin açılışına katıldı. Erdoğan, "Başkenti Kudüs olan bir Filistin Devletinin hayata geçirilmesi artık ertelenemez bir ihtiyaçtır. Ateşe körükle gitmenin, başta her iki taraftaki siviller olmak üzere hiç kimseye bir faydası olmaz" dedi.
Cumhuriyet tarihinde sıfırdan yapılan ilk kilise olma özelliÄŸini taşıyan, Süryani cemaatinin talebi üzerine yer tahsis edilmesinin ardından 2019 yılında CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın da katıldığı törenle temeli atılan YeÅŸilköy'deki Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi, bugün düzenlenen törenle açıldı. Törene CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan da katıldı. Törende, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın yanı sıra TBMM BaÅŸkanı Numan KurtulmuÅŸ, İçiÅŸleri Bakanı Ali Yerlikaya, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CumhurbaÅŸkanlığı Ä°letiÅŸim BaÅŸkanı Fahrettin Altun, Süryani Kadim Ruhani Lideri ve Patrik Vekili Metropolit Filüksinos Yusuf Çetin, Süryani Kadim Vakfı BaÅŸkanı Sait Susin, din adamları ve davetliler katıldı. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan törende yaptığı konuÅŸmada, "Orta DoÄŸu'ya kalıcı barışın gelebilmesi ancak Filistin-Ä°srail sorununun nihai bir çözüme kavuÅŸturulmasıyla mümkündür. Bu noktada her zaman ifade ettiÄŸimiz gibi iki devletli çözüm perspektifinin muhafazası son derece önemlidir" ifadelerini kullandı.Â
"ULUSLARARASI TOPLUMU AFGANÄ°STAN'A YARDIM ETMEYE ÇAÄžIRIYORUM"Â
Burada konuÅŸan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Dün Afganistan'da meydana gelen depremlerde vefat eden kardeÅŸlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Yaralılara acil ÅŸifalar diliyor ülkem ve milletim adına Afganistan'a geçmiÅŸ olsun dileklerimi iletiyorum. 8 ay önce asrın felaketini yaÅŸamış ve 50 bini aÅŸkın insanını depremde kaybetmiÅŸ bir ülke olarak tüm imkanlarımızla Afgan kardeÅŸlerimizin yanındayız. Ä°lgili kurumlarımızı Afgan halkının ihtiyaç duyduÄŸu yardım malzemelerinin deprem bölgesine süratle ulaÅŸtırılması noktasında talimatlandırdık. Uluslararası toplumu da Afganistan'a yardım etmeye çağırıyorum" dedi.Â
"SÃœRYANÄ° TOPLUMUN Ä°HTÄ°YAÇLARINI KARÅžILAMAYI DA DEVLETÄ°MÄ°ZÄ°N ASLÄ° GÖREVLERÄ° ARASINDA ADDEDÄ°YORUZ"Â
Kilisenin açılışına katılmaktan memnuniyet duyduÄŸunu belirten CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "85 milyonun her bir ferdi gibi Süryani toplumunun ihtiyaçlarını karşılamayı da devletimizin asli görevleri arasında addediyoruz. Özellikle YeÅŸilköy'de ibadethane konusunda Süryani vatandaÅŸlarımızın bizden geçmiÅŸi 14 yıla kadar uzanan bir talebi vardı. BaÅŸbakanlığımız döneminde Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanımız rahmetli Kadir TopbaÅŸ'la birlikte bu süreci baÅŸlattık. Süryani cemaatinin yöneticileriyle eÅŸ güdüm içinde çalışarak uygun yer tespitinden arsanın tahsisiyle ilgili idari düzenlemelerin halledilmesine kadar gerekli adımların atılmasını saÄŸladık. Sürecin kesintiye uÄŸramaması ve süratle neticelenmesi noktasında Vatikan nezdinde de giriÅŸimlerde bulunarak 3 AÄŸustos 2019 tarihinde kilisenin temelini attık. Ä°lk günden itibaren bizzat takip ettiÄŸimiz karşılaşılan sıkıntıların çözülmesi yolunda güçlü irade gösterdiÄŸimiz kilisenin bugün açılışını yapmanın sevincini yaşıyoruz. Devletimizin desteÄŸi, Süryani toplumunun da maddi katkısıyla inÅŸa edilen kilisenin Süryani vatandaÅŸlarımıza, ÅŸehrimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Cumhuriyet tarihinde inÅŸa edilen ilk kilise olan Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi, 2002'den beri din ve inanç özgürlüğü alanında hayata geçirdiÄŸimiz reform niteliÄŸindeki birçok çalışmadan sadece birisidir. Yasal deÄŸiÅŸikliklerle cemaat vakıflarının taşınmaz mal edinebilmelerine ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunabilmelerine imkan saÄŸladık. Taşınmaz malların vakıf adına tescili için gereken bakanlar kurulu izni ÅŸartını kaldırdık. Daha önce el konulmuÅŸ cemaat vakıf mallarının iadesini 3. Åžahıslara geçenlerin ise bedelinin ödenmesini temin ettik. Bugüne kadar 113'ü Süryani cemaati olmak üzere toplam bin 84 taşınmazın cemaat vakıfları adına tescili tamamlandı. BeyoÄŸlu Merkez Rum Kız Mektebi Vakfı, Ä°zmir Musevi Cemaati Vakfı, Surp Haç Tıbrevank Ermeni Lisesi Vakfı, BeyoÄŸlu SakızaÄŸacı Ermeni Katolik Kilisesi gibi vakıfların tüzel kiÅŸilikleri vakıf kütüğüne kaydedildi. Mardin'de ibadethane vasıflı 55 taşınmazın mülkiyeti yine bu ÅŸehrimizde faaliyet gösteren Süryani vakıflarına devredildi. Ayrıca bugün burada dini azınlıklara ait ibadethanelerin restorasyonunu ve inÅŸasını da ihmal etmiyoruz. Önceki yıllarda Ä°stanbul'da Balat'taki Bulgar Demir Kilise adıyla bilinen Sveti Stefan Kilisesinin açılışına bizzat katıldık. Diyarbakır'da Surp Giragos Kilisesi, Kumkapı'da Vortvots Vorodman Kilisesi gibi toplam 20 ibadethane restore edilerek hizmete açıldı. Bu yıl Van Akdamar Kilisesi'nde 11'nci, Sümela Manastırı'nda 10'uncu ayin gerçekleÅŸtirildi" ifadelerini kullandı.Â
Â
"OKUL KONUSUNDA DA ARAZÄ°NÄ°N TAHSÄ°SÄ°YLE O ADIMI ATMIÅž OLACAÄžIZ"
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Vakıflar Meclisi'ne azınlık temsilcisinin seçilmesiyle bütün vakıflar sorunlarını devletimizin en üst kademesine kolayca iletme imkanı buldu. Biz de her ramazanda cemaat vakıflarının temsilcileriyle iftar soframızda bir araya geliyor, sıkıntılarını ve taleplerini bizzat kendilerinden dinliyoruz. Balkanlar ve Batı Trakya'daki kardeÅŸlerimize yönelik ayrımcılık artarak devam etse de biz farklı inanç gruplarına karşı asla böyle bir yola tevessül etmedik, edilmesine de izin vermedik. Hiçbir ÅŸekilde, bazı ülkelerle ikili iliÅŸkilerimizde zaman zaman yaÅŸanan anlaÅŸmazlıkların vatandaÅŸlarımızı etkilemesine müsaade etmiyoruz. Sultan Fatih'in bizlere mirası olan bu kucaklayıcı tavrımızı eÄŸitim baÅŸta olmak üzere her alanda muhafaza ediyoruz. Ãœlkemizdeki azınlıklara ait toplam 58 okul mevcuttur. 2013 yılında Süryanilerin de anaokulunu açmasını temin ettik. Aynı ÅŸekilde yine bu bölgede talep edilen bir okul konusunu da İçiÅŸleri Bakanımız Ali Yerlikaya beyin bugün verdiÄŸi müjdeyle yaklaşık 2 dönüme yakın inÅŸallah bir arazinin tahsisiyle o adımı da atmış olacağız.  Bu okulları devletimizin resmi okullarından ayrı tutmuyoruz. Ãœcretsiz kitaplardan diÄŸer teÅŸviklere kadar her türlü desteÄŸi kendilerine sunuyoruz. Ayrıca uzunca bir süredir yapılamayan vakıf seçimleri çıkarılan yönetmelik sayesinde baÅŸarılı bir ÅŸekilde kısa sürede gerçekleÅŸtirildi. Yeni yönetmeliÄŸin yürürlüğe girmesiyle 6 ay içinde 167 azınlık vakfının seçimleri suhuletle tamamlandı. Türkiye CumhurbaÅŸkanı olarak bundan sonra da her türlü ihtiyacınızda sizlerin yanında olmayı sürdüreceÄŸim. Ortak devletimiz ve vatanımız olan Türkiye Cumhuriyeti'nin güçlenmesi, büyümesi, dünyada hak ettiÄŸi yere gelmesi için sizlerin de gereken desteÄŸi vereceÄŸinize inanıyorum. Türkiye Yüzyılı'nın inÅŸasında sizlerin destek ve katkısına güveniyorum" diye konuÅŸtu. Â
"Ä°NSANLARIN KUTSALLARINA SALDIRILMASINA MÃœSAADE EDENLERÄ° ANLAYIÅžLA KARÅžILAMAMIZ MÃœMKÃœN DEĞİLDÄ°R"Â
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyanın pek çok yerinde acılar, zulümler, haksızlıklar, çatışmalar yaşanırken burada sergilediğimiz şu hoş görü tablosunu çok anlamlı ve değerli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Türkiye farklı kültürleri, inanç mensuplarını asırlar boyunca barış içinde yaşatmış örnek bir birikime sahiptir. İnsanı yaratılmışların en şereflisi gören inancımız bizlere her zaman adil olmayı ve hakkaniyetle davranmayı emrediyor. Bizim medeniyetimizde mazlumun da zalimin de kimliğine bakılmaz. Adı, inancı, mensubiyeti ne olursa olsun, zalimin karşısında mazlumun yanında durmak bizim görevimizdir. Ahmet Yesevi'den Yunus Emre'ye, Mevlana'dan Hacı Bektaşi Veli'ye kadar tüm gönül sultanlarımızın manevi rehberlerimizin bize telkini de bu yöndedir. Son dönemde İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı başta olmak üzere doğrudan insana yönelik nefret suçlarının arttığını görüyoruz. Kuranı Kerim'i yakan fanatiklerin alçakça saldırılarına, düşünce hürriyeti denilerek maalesef göz yumuluyor. Büyükelçiliklerimizin önünde milyarlarca Müslümanı rencide ve tahrik eden bu saldırılan gerçekleştirilmesine müsaade ediliyor. Müslümanlarla birlikte akıl, izan ve vicdan sahibi diğer inanç gruplarının da bu nefret suçları karşısında verdiği tepki yok sayılıyor. Günden güne büyüyen, kimi ülkelerde artık tahammül sınırlarını aşan bu saldırılara yenilerinin eklenmesini asla kabul edemeyiz. Hangi bahaneyle olursa olsun, insanların kutsallarına saldırılmasına müsaade edenleri anlayışla karşılamamız mümkün değildir. Nefret suçlarına göz yumanlar farklı kültürlerin bir arada barış içinde yaşama iradesini de ne yazık ki dinamitlemektedir. Asırlardır çeşitli inanç mensuplarına ev sahipliği yapan Türkiye İslam ve yabancı düşmanı akımlarla mücadelede de öncü rol üstlenmektedir. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere üyesi olduğumuz tüm uluslararası platformlarda bu tehlikeye dikkat çekiyor, insanların kutsallarına yönelik eylemleri reddettiğimizi güçlü bir şekilde dile getiriyoruz. Musevi'si ve Hristiyan'ıyla ülkemizdeki tüm cemaatlerin bu konuda kararlı bir tavır takındığını görmekten memnuniyet duyuyorum. İstanbul Süryani Kadim Vakfı'na, Kuranı Kerimi ve Müslümanları hedef alan nefret suçları karşısında verdikleri tepki için teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
"ORTA DOÄžU'YA KALICI BARIÅžIN GELEBÄ°LMESÄ° ANCAK FÄ°LÄ°STÄ°N-Ä°SRAÄ°L SORUNUNUN NÄ°HAÄ° BÄ°R ÇÖZÃœME KAVUÅžTURULMASIYLA MÃœMKÃœNDÃœR"Â
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "3 semavi dinin de mukaddes beldesi olan Kudüs-ü Şerif'in hepimiz için önemi, anlamı, değeri ve yeri tartışılmaz. 4 asırdan fazla Kudüs'e hizmet etmekle müşerref olmuş milletimiz açısından bu mübarek beldenin çok müstesna bir konumu var. Kanuni Sultan Süleyman tarafından El-Halil kapısının üzerine yazdırılan, la ilahe illallah, İbrahim halilullah ifadesi atalarımızın Kudüs-ü Şerifin zengin karakterine gösterdiği ihtimamın en güzel en önemli sembolüdür. Ancak Osmanlı'nın bölgeden çekilmesiyle birlikte Müslümanların ve Hristiyanların Kudüs üzerindeki hakları, sayısız Birleşmiş Milletler kararına rağmen adım adım ihlal edilmiştir. Yüzyıllar boyunca bir barış ve esenlik yurdu olan Kudüs ne yazık ki gerilimin, işgalin, yıkımın ve gasbın sembolü haline gelmiştir. Orta Doğu tarihini bilenler şu gerçeği çok net bir şekilde görebiliyor. Bugün bölgemizdeki sorunların tamamının kökeninde Filistin meselesi bulunuyor. Bu mesele hakkaniyete uygun bir şekilde çözülmedikçe bölgemiz barışa hasret yaşamaya devam edecektir. Orta Doğu'ya kalıcı barışın gelebilmesi ancak Filistin-İsrail sorununun nihai bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkündür. Bu noktada her zaman ifade ettiğimiz gibi iki devletli çözüm perspektifinin muhafazası son derece önemlidir" dedi.
"ATEÅžE KÖRÃœKLE GÄ°TMENÄ°N, BAÅžTA HER Ä°KÄ° TARAFTAKÄ° SÄ°VÄ°LLER OLMAK ÃœZERE HİÇ KÄ°MSEYE BÄ°R FAYDASI OLMAZ"Â
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz başkenti Kudüs olan bir Filistin Devletinin hayata geçirilmesi artık ertelenemez bir ihtiyaçtır. Ancak Kudüs'ü zaman ve mekan olarak bölme gayretleriyle haremi şerife yönelik tacizlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Türkiye olarak bu konudaki tepkimizi ve itirazımızı her fırsatta dile getirdik. Tüm dünyanın sustuğu dönemlerde biz hakkı, hakikati, acı da olsa doğruyu söylemekten hiçbir zaman çekinmedik. Filistinli kardeşlerimizle daima dayanışma içinde olurken, bölgede gerilimi tırmandıracak, daha fazla kan akmasına yol açacak sorunları daha da derinleştirecek her türlü adımdan imtina edilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Gazze halkının abluka sebebiyle çektikleri sıkıntıların hafifletilmesi için de ilgili kurumlarımız aracılığıyla her türlü gayreti gösterdik. Bugün de adil bir barışın kaybedeni olmaz düsturuyla hareket ediyoruz. Muhataplarımızla temaslarımızda en fazla üzerinde durduğumuz husus Filistin meselesinin uluslararası hukuka göre çözülerek bölgenin huzura, kalıcı barışa ve istikrara kavuşmasıdır. Adaleti tesis etmede geç kalındıkça maalesef bunun faturasını Filistinliler ve İsraillilerle birlikte tüm bölgemiz ödüyor. Özellikle masum çocukların daha kundaktaki bebeklerin ölümü ve acı çekmesi hepimizin yüreğini yaralıyor. Ateşe körükle gitmenin, başta her iki taraftaki siviller olmak üzere hiç kimseye bir faydası olmaz. Türkiye, çatışmaların bir an önce durması son hadiselerle birlikte iyice tırmanan gerilimin düşürülmesi için elinden geleni yapmaya hazırdır. Sükunetin tekrar tesis edilmesi için başlattığımız diplomatik çabaları yoğunlaştırarak devam ettirmekte kararlıyız. Bölgede söz sahibi tüm aktörleri de barışa samimiyetle katkı vermeye davet ediyoruz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, törendeki konuşmasının ardından kilise önünde kendini bekleyen vatandaşlarla da selamlaştı.