Geri Dön
PolitikaDışişleri Bakanlığı'nda 'Srebrenitsa Soykırımını Uluslararası Düşünme ve Anma Günü' programı

Dışişleri Bakanlığı'nda 'Srebrenitsa Soykırımını Uluslararası Düşünme ve Anma Günü' programı

Dışişleri Bakanlığı'nda, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilk kez bu yıl ilan edilen 'Srebrenitsa Soykırımını Uluslararası Düşünme ve Anma Günü' programı düzenlendi.

Dışişleri Bakanlığı'nda 'Srebrenitsa Soykırımını Uluslararası Düşünme ve Anma Günü' programı

Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay ve Bosna-Hersek Büyükelçisi Mirsada Çolakoviç'in katılımıyla, Bakanlığın Fatin Rüştü Zorlu Salonu'nda düzenlenen programda, BM Genel Kurulu'nda 23 Mayıs 2024 tarihinde alınan kararla, 11 Temmuz'un, 'Srebrenitsa Soykırımını Uluslararası Düşünme ve Anma Günü' olarak belirlenmesi ve 9 Temmuz 2024 tarihli Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile 11 Temmuz'un Türkiye'de de 'Srebrenitsa Soykırımını Uluslararası Düşünme ve Anma Günü' olarak kabul edilmesine ilişkin bilgilendirme yapıldı.

'14 SOYKIRIM KURBANI DAHA DEFNEDİLECEK'

Bakan Yardımcısı Bozay, 11 Temmuz 1995 tarihinin Bosna Hersek halkı ve tüm insanlık için unutulamayacak bir trajedinin yıl dönümü olduğunu belirterek, "Anılan tarihte soykırıma uğrayan binlerce Boşnak kardeşimiz şehit mertebesine ulaştı. Yalnızca Bosna Hersek'in değil, aynı zamanda tüm dünyanın, hepimizin kalbinde büyük yaralar açtı. Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda toplu mezarlarda ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitlerinin ardından her yıl 11 Temmuz'da Potoçari Anıt Mezarlığı'nda düzenlenen törenle toprağa verilmektedir. Bu seneki törende ülkemizi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç temsil etmektedir. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın video mesajları da törende gösterilecektir. Bugün de kimlik tespiti yapılan ve ailelerinin onay verdiği 14 soykırım kurbanı daha defnedilecektir" diye konuştu.

'SOYKIRIMIN UNUTULMAMASI İÇİN ÇALIŞMAKTAYIZ'

Benzer soykırımların bir daha yaşanmaması için eğitim, farkındalık ve toplumsal dayanışma gibi alanlarda çalışmalara büyük önem verdiklerini aktaran Bozay, "Türkiye'de Srebrenitsa Soykırımı'nın unutulmaması ve toplumsal hafızalarda yer etmesi için yapıcı şekilde çalışmaktayız. Bu çerçevede ülkemizin eş sunuculuğundan biri olduğu ve en başından itibaren katkı sağladığı, 11 Temmuz'un 'Srebrenitsa Soykırımı'nı Uluslararası Düşünme ve Anma Günü' olarak belirlenmesi yönelik kararın BM Genel Kurulu'nda 23 Mayıs tarihinde kabul edilmesinden memnuniyet duyuyoruz. Söz konusu karar, Srebrenitsa Soykırımı'ndan sorumlu olanlar da dahil olmak üzere uluslararası mahkemelerce benzer suçlardan hüküm giyenleri çekincesiz şekilde kınamakta ve gelecekte benzer olayların meydana gelmesini önlemek için uygun programların eğitim müfredatına dahil edilmesini tavsiye etmektedir. Karar ayrıca 1995 Srebenitsa Soykırımı kurbanları anısına özel faaliyetler ve anma etkinlikleri düzenlemek ve gerekli eğitim, kamu farkındalığını artıracak etkinlikler dahil olmak üzere uluslararası günü idrak etmeye davet etmektedir" dedi.

'TÜRKİYE CUMHURİYETİ BÜYÜK BİR DESTEK VERDİ’

Bosna-Hersek Büyükelçisi Mirsada Çolakoviç ise soykırımın üzerinden 29 sene geçmesine rağmen yaraların hala çok taze olduğunu belirterek, "Birçok aile sonlanmış, orada şahitlik edecek kimse kalmamıştır. Bizim burada birlikte bulunmamızın çok önemli olduğunu ve büyük bir mesaj gönderdiğini düşünüyorum. BM, geçen aylarda 11 Temmuz'u 'Uluslararası Srebrenitsa Soykırımını Uluslararası Düşünme ve Anma Günü' olarak ilan etmişti. Burada uluslararası mahkemenin verdiği kararlara göre, bu karar verildi. Bu kararla birlikte BM, Srebrenitsa'da hayatını kaybeden kişilerin tespit edilmesi konusunda bir karar verdi. Mahkemenin kararlarına uyulması konusunda Türkiye Cumhuriyeti diplomatik kanallarla ilişki kurarak çok büyük bir destek verdi. Bundan dolayı çok teşekkür ediyoruz. Dünyada ilk defa bir soykırımı anma töreni bu şekilde düzenleniyor. Burada asıl amaç, bu soykırımın unutulmamasıdır. Birçok kişi annelerini, oğullarını, eşlerini kaybetti. Hala ailelerinin nerede olduklarını bulamayanlar var ve buna rağmen hala bazı kişiler soykırımı inkar ediyor. Eğer barış olacaksa sadece bir şekildedir; o da herkesin geçmişi ve yaptıklarıyla yüzleşmesi sayesinde olacaktır. Eğer yüzleşirse ancak o şekilde yaralar sarılabilir" diye konuştu.