Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Ülkemizde sağlık hizmetlerini dünya standartlarının üstüne taşıdık
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sağlık alanında Türkiye'yi güçlendirmeye devam ettirdiklerini belirterek, “Ülkemizi biz yükseltirken dört temel sütun belirlemiştik. Bunlardan biri de sağlık alanı. Her şeyin başı sağlık diyerek sağlık hizmetlerini ülkemizde dünya standartlarının üstüne taşıdık” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Sağlık Bakanlığı tarafından Amasya’da çevre illere de hizmet verecek bir sağlık üssü olarak planlanan 600 Yataklı Amasya Devlet Hastanesi’nin temel atma törenine katıldı. Fındıklı mevkisinde düzenlenen törene Amasya Valisi Yılmaz Doruk, Belediye Başkanı Dr. Bayram Çelik, AK Parti Amasya Milletvekilleri Hasan Çilez, Haluk İpek ile protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
Akfen İnşaat-Dost İnşaat tarafından hayata geçirilecek Amasya Devlet Hastanesi’nin temel atma töreninde konuşan Yılmaz, sağlık alanında yapılan yatırımların hız kesmeden devam edeceğini belirterek, "81 ilimizi binalarıyla, donatılarıyla, teçhizatıyla, ambulanslarıyla, en modern sağlık altyapılarına kavuşturduk Yaklaşık 310 bini doktor olmak üzere 1,5 milyona yakın sağlık çalışanıyla bu alandaki insan kaynağımızda güçlendirdik, güçlendirmeye de devam ediyoruz. Her yıl doktorlar, hemşireler, sağlık elemanları alarak, bu alandaki gücümüzü de arttırıyoruz. Ülke genelinde 2 buçuk milyon kişiye evde sağlık hizmeti vererek, hizmeti bir taraftan da insanımızın ayağına götürüyoruz. Hastaneye gelemeyecek durumda olana bir sağlık hizmetini evine götürüyoruz. Amasya'ya baktığımızda bu güzel şehrimize, 2002-2023 Aralığında toplam 1 buçuk milyar Türk lirasını bulan sağlık yatırımı gerçekleştirdik. Şehirdeki hastane sayısını 7'ye, ilk basamak sağlık hizmeti birimi sayısını 234'e çıkardık" dedi.
'ENERJİMİZİ HİZMETLERE VE ESERLERE SARF ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Türkiye’de sağlık sisteminin çok yol aldığını belirten, Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ülkemizi biz yükseltirken dört temel sütun belirlemiştik. Bunlardan biri de sağlık alanı. Her şeyin başı sağlık diyerek sağlık hizmetlerini ülkemizde dünya standartlarının üstüne taşıdık . AK Parti'nin eser ve hizmet siyasetiyle tanışmadan önce sağlık sisteminin nasıl olduğunu en iyi sizler biliyorsunuz. Özellikle yaşı müsait olan değerli kardeşlerimiz biliyorlar. Bunlar eski Türkiye'de artık geride kalan manzaralar çok şükür. Eskiden yurt dışına tedaviye giden insanlar olurdu. Yurt içinde imkan olmayınca yurt dışına gidip tedavi olanlar olurdu. Şimdi ise Türkiye artık çok farklı bir yere gelmiş durumda. Bir taraftan vatandaşımıza hizmet ediyoruz. Diğer taraftan Dünyanın en önemli sağlık turizmi merkezlerinden biri haline geldi. Her yıl milyarlarca dolar kazanıyoruz, yurt dışından insanlar gelip sağlık hizmeti alıyorlar Türkiye'den. Kimileri laf eder, konuşur, kimileri de iş yapar, icraat ortaya koyar, hizmet yapar. Bizim anlayışımız laf üstüne laf koyma değil, taş üstüne taş koyma ve bu aziz millete hizmet etme anlayışıdır. Muhalefet partileri bir dönem şehir hastanelerine çok laflar ettiler, çok gölgelemeye çalıştılar. Bir pandemi çıktı ortaya, hepsi mahcup oldular. O dönemde bu yapılan yatırımların ne kadar anlamlı, ne kadar kıymetli olduğu bir kez daha ortaya çıktı."
'TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLİ DEPREM İZOLATÖRLÜ HASTANELERİNDEN BİRİSİ OLACAK'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözünü yerine getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını kaydeden Yılmaz, “Bu hastanenin sözünü Sayın Cumhurbaşkanımız Amasya'ya gelerek bizzat kendisi vermişti. Dolayısıyla o sözün yerine geldiğini görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. 600 Yataklı Amasya Devlet Hastanesi’nde 24 ameliyathane, 153 poliklinik, 133 yoğun bakım yatağı, 22 diyaliz yatağı ve 60 acil servis yatağının yer alması planlanıyor. Toplam 3 milyar 221 milyon liraya mal olacak Amasya Devlet Hastanesi’nin yatak kapasitesi gerektiği durumlarda 768 yatağa kadar yükseltilebilecek. Dirençli şehirler düsturumuz doğrultusunda hastanenin taşıyıcı kolonlarının her birine tam 370 deprem izolatörü yerleştirilecek. Yani Amasya’da kapılarını açacak bu sağlık tesisimiz Türkiye’nin öncelikli deprem izolatörlü hastanelerinden birisi olacak" ifadelerini kullandı.
Yapılan konuşmaların ardından Sağlık Bakanlığı tarafından yapımına başlanan 600 yataklı Amasya Devlet Hastanesi’nin temel atma töreni gerçekleştirildi.
ANKARA'DA İFTAR PROGRAMINDA KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Amasya'daki programının ardından Ankara'da, Ankara Sanayi Odası 60'ıncı Kuruluş Yılı Ödülleri programı kapsamında düzenlenen iftara katıldı. Programa Yılmaz'ın yanı sıra Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu ve AK Parti Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayı Turgut Altınok da katıldı. Programda konuşan Yılmaz, 18 Mart Çanakkale Zaferi'ni andı. Ortadoğu'da yaşananları barbarlık olarak değerlendiren Yılmaz, şunları dedi:
"Merkez bankaları enflasyonu düşürmek için sıkı para politikası uygulamayı sürdürüyorlar. İmalat sanayi özellikle gelişmiş ülkelerde görece zayıf durumdayken, hizmetler sektörünün son dönemde hafifte olsa toparlanma içinde olduğunu görüyoruz. Böyle bir küresel iklimde geçtiğimiz yıldan bu yana ekonomimizde belirsizliği azaltıcı tüm sektörlerin önünü daha net görebileceği politikaları hayata geçiriyoruz. Ekonominin düşmanı; belirsizlik. Belirsizliği ne kadar azaltırsanız, öngörülebilirliği ne kadar artırırsanız ekonomiye de o derece güç vermiş olursunuz. Geçen yaşadığımız mayıs seçimleri ile birlikte siyasi belirsizlikler ortadan kalktı, halkımız Cumhurbaşkanımıza güven tazeledi, Meclis'imizde Cumhur İttifakı net bir çoğunluk elde etti. Dolayısıyla siyasi belirsizlikler 5 yıllık süreç için ortadan kalkmış oldu. Hemen seçim sonrasında sizlerle de istişare içinde tüm ilgili kesimlerle işçisi, işvereni, tüm taraflarla istişareler içinde hazırladığımız orta vadeli programımız ve kalkınma planımızla birlikte politika belirsizlikleri de ortadan kalkmış oldu. Politikalarımızı hayata geçiriyoruz. Bunun da üçayağı var; para politikası, maliye politikası ve yapısal reformlar. Her üç sütunu da birbiriyle ilişkilendirerek güçlü bir ekiple ve koordinasyon içinde hayata geçiriyoruz. Yerel seçimler vesilesiyle bazı tartışmalar yaşandığını görüyoruz. Bunların hiçbir zemine sahip olmadığını bir kez daha buradan ifade etmek isterim. Yerel seçimler makro politikaların değişme ihtimali olan seçimler değildir. Enflasyonla mücadele, mali disiplinin sağlanması, büyümenin dengelenmesi, cari açığın azaltılması ve rezervlerin güçlendirilmesi için çalışıyoruz. Eşzamanlı bir şekilde bütün bu alanlarda çaba sarf ediyoruz. Dünya ekonomisi geçtiğimiz yıl 2023'te yüzde 3 civarında büyürken Türkiye ekonomisi olarak yüzde 4,5 büyümeyi sağladık. Dünyayla mukayese ettiğimizde yine dünyanın 1 buçuk puan daha üstünde bir büyüme hızını hayata geçirmiş olduk. Orta vadeli programda ön gördüğümüz büyümenin de bir miktar üstünde bir büyüme ile 2023 yılında kapatmış olduk."
'TÜRKİYE ARTIK SANAYİDE DÜNYANIN HATIRI SAYILIR MERKEZLERİNDEN BİRİ HALİNE GELMİŞ DURUMDA'
Sanayinin son dönemde gelmiş olduğu durum ile ilgili de konuşan Yılmaz, "2003- 2023 döneminde son 20- 21 yılda Türkiye, ortalama 5.4 büyürken sanayimiz ortalama 5.8 büyümüş, imalat sektörümüz ise ortalama yüzde 6.2 büyümüş yani genel büyüme performansımızın üstünde bir sanayi ve imalat sanayi performansı görüyoruz. Türkiye artık sanayide, dünyanın hatırı sayılır merkezlerinden biri haline gelmiş durumda. Bizim izlediğimiz politikalar özellikle son dönemlerde ortaya koyduğumuz makro politikaların özünde, aşırı tüketimi törpülemek daha ılımlı bir tüketim artışı sağlamak, iç taleple dış talebi dengelemek, tüketim ağırlıklı bir büyüme yapısından, yatırım ve ihracat ağırlıklı bir büyüme yapısına doğru büyümemizin kompozisyonunu geliştirmek. 2023 yılının son çeyreğinde sabit sermaye yatırımlarındaki artış hızının 10.7 olması bu anlamda sevindirici. Yatırımlarımızın oldukça iyi düzeyde geliştiğini görüyoruz. Makina teçhizat yatırımlarındaki artış ile 2023 yılın son çeyreğinde bir önceki yıla göre yüzde 14'lük bir artış olduğunu görüyoruz" diye konuştu.
'ENFLASYONU, 2026'DA TEK HANE OLARAK ÖNGÖRÜYORUZ'
Enflasyonun temel mesele olduğunu belirten Yılmaz, enflasyon ile mücadeleyi kararlılıkla sürdürdüklerini dile getirdi. Dünyada da durumun böyle olduğunu aktaran Yılmaz, şunları söyledi:
"Gündelik değişimler olabilir, dünyadan bir haber çıkar bir hadise olur Türkiye'de konjöktürel günlük, haftalık gelişmeler olabilir. Esas mesele de politika çerçeveniz ve doğrultunuzdur. Enflasyonla mücadelede aylık bazda sonuçlar almaya başladık. Ocak ve şubat biraz beklentilerin üstünde geldi. Enflasyon giderek ivme kaybediyor, kaybedecek mart ile birlikte bunu daha da göreceğiz. Mayıstan sonra yaz aylarında, haziran enflasyon rakamlarını aldığımızda ki haziranın rakamı temmuzda çıkıyor biliyorsunuz. Hazirandan başlayarak fiilen yıllık bazda enflasyondaki belirgin düşüşleri de göreceğiz, yılın ikinci yarısında bu düşüşleri göreceğiz. 2025 yılı için orta vadeli programda öngördüğümüz yüzde 15 civarında bir enflasyon, 2026 için ise tek haneli enflasyona yeniden dönüş öngörüyoruz."
'CARİ AÇIĞIMIZ DA OCAK AYINDA 37,5 MİLYAR DOLARA KADAR DÜŞTÜ'
Ülke ihracatının son dönemde ilerlediğini kaydeden Yılmaz, "İhracat derken sanayiden bahsediyoruz büyük oranda çünkü yüzde 90'ından fazlası sanayi ürünleri. Geçen yıl 256 milyar dolarla kapatmıştık ihracatı. Şubat ayı itibari ile yıllıklandırılmış ihracatımız 259 milyar doları buldu. Cari açığımız da ocak ayında 37,5 milyar dolara kadar düştü. Türkiye'de sürdürülebilir kalkınmanın önündeki en büyük engellerden biri, cari açıktır. Bu nedenle cari açığı belli bir seviyeye çekmek durumundayız" diye konuştu.
'İSTİHDAM ORANIMIZIN YÜZDE 49'A ÇIKTI'
Türkiye'deki işsizlik ile ilgili rakamları paylaşan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2023'ü tek haneli işsizlikle kapatmış olduk. Burada özellikle istihdam oranımızın yüzde 49'a çıkmış olması yine sevindirici bir gösterge, tarihimizde ilk defa yüzde 49'u bulduk çalışan çağındaki nüfusa istihdam edilen nüfusun oranı olarak. Son çeyrekteki artış da kadın istihdamının katkısı da çok dikkat çekici ve sevindirici giderek kadınların işgücüne katılımı ve istihdamda hızlı bir gelişim gördüğümüze ifade etmek istiyorum. Bütçe açığımız da 5.2 oldu. Bunun 3.7'si deprem harcamamız. Türkiye Yüzyılı derken bir kesimden bahsetmiyoruz. Yıllık ortalama 900 bin civarında bir istihdam artışı, cari işlemler açığı yüzde 2'lere düşürme, enflasyonu 2026 perspektifinde tek haneye indirme, milli gelirimizi 2026'da 1.3 trilyon dolara, kişi başına düşen milli gelirimizi de 2026 sonunda 15 bin dolara ulaştırmayı hedefliyoruz."