Cumhurbaşkanı Erdoğan: Buz dağının sadece görünen kısmı olduğunu onlar da biliyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "CHP yönetimi de üstünü kapayamayacakları büyük bir yolsuzluk olduğunun farkındadır. Şimdiye kadar kamuoyuna yansıyanların, buz dağının sadece görünen kısmı olduğunu onlar da biliyor. İstanbul'un nasıl talan edildiğini, rüşvet çarkının nasıl işletildiğini, bundan kimlerin nemalandığını CHP yönetimi bal gibi biliyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, ramazan ayında ve Ramazan Bayramı'nda parti teşkilatının yürüttüğü çalışmalara değinerek, "Muhalefete geçen belediyelerde ramazan coşkusunun eksik olmaması için teşkilatımızın her zamankinden daha fazla çaba harcadığını gördük. Muhalefet belediyelerinin yapmadıklarını bizim teşkilatımız yaptı. Bayramda da aynı tempoda çalışmalarımızı sürdürdük. Fakir fukaranın kapısını çaldık, yetimin, öksüzün başını okşadık. İhtiyaç sahiplerinin elinden tuttuk. Kimsesizlerin kimsesi olmaya özellikle ihtimam gösterdik. Yurt dışındaki kardeşlerimize de el uzattık" dedi.
'GAZZE'DEKİ KARDEŞLERİMİZE SIRTIMIZI DÖNMEYİZ'
Ramazan Bayramı sevincini İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıların gölgelediğini ifade eden Erdoğan, "Gazze halkı, İsrail'in yeniden başlayan katliamları sebebiyle bir bayramı daha bombaların altında geçirdi. Tüm dünyanın gözleri önünde, Gazzeli masum çocuklar, kadınlar, siviller hunharca katledildi. Yaralı taşıyan ambulanslara bile kurşun sıkan, sağlık görevlilerinin infaz edildiği apaçık savaş suçu işleyen haydutluğa tanık olduk. Bu tablo karşısında başta Gazze olmak üzere tüm mazlumlar için imkanları zorlayarak, her türlü yolu deneyerek girişimlerde bulunduk. Liderlerle bayram vesilesiyle yaptığımız telefon görüşmelerinde Gazze'deki insanlık dışı durumu özellikle ele aldık. Hafta sonu 4'üncüsü düzenlenecek Antalya Diplomasi Forumu'nda da devlet ve hükümet başkanlarıyla Gazze soykırımını görüşecek, zulmü durdurmak için daha fazla neler yapabiliriz sorusuna cevap arayacağız. Gazze'de insanlık onuru, İsrail tarafından açıkça çiğnenirken biz oradaki kardeşlerimize sırtımızı hiçbir zaman dönmeyiz. Hakkı ve mazlumu savunma noktasında kimse bize sınır çizemez. Küresel Siyonist lobinin baskıları karşısında nasıl diklenmeden dik durduysak bundan sonra da zalimlerin karşısında hakkı haykırmaya devam edeceğiz. Gazze'deki katliamların bir an evvel son bulması, ateşkesin tekrar sağlanması ve barışa giden yolun açılması için elimizden geleni yapıyoruz. Gerilimi körüklemenin, ateşi büyütmenin, yayılmacı niyetlerle yeni haritalar peşinde koşmanın kimseye bir faydasının olmayacağına inanıyoruz. Biz kendi ülkemizde nasıl barış ve huzur istiyorsak; Gazze'de, Suriye'de, Lübnan'da barış, istikrar ve huzur ortamı istiyoruz. Biz Türkiye olarak ne hak yeriz ne de hakkımız yenilmesine göz yumarız. Komşumuz Suriye'nin istikrara kavuşması için üzerimize düşen sorumlulukları kararlılıkla yerine getireceğiz" diye konuştu.
'CHP, MARJİNAL BİR ÖRGÜT GİBİ HAREKET ETMEKTEDİR'
Ramazan ayında siyasi polemiklerden uzak durmaya hassasiyet gösterdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisinin söylemlerine kulak asmadıklarını belirtti. Erdoğan, "Biz sabrettikçe onlar iftiranın ve hakaretin dozunu biraz daha artırdılar. Biz, sorumlu davrandıkça onlar daha kışkırtıcı bir söyleme sarıldılar. Bizim edebimizi, bizim soğukkanlı tutumumuzu 'zayıflık' işareti olarak algıladılar. Siyasette düşman yoktur, rakip vardır. Siyasette husumet değil, rekabet vardır. Siyaset, medeniyetin simgesidir. Kavga, kargaşa, gerilim siyasetin değil; barbarlığın, ilkelliğin sembolüdür. Siyasette hakarete, sokak terörüne, vandallığa, şiddete, yakıp yıkmaya özellikle de küfre yer yoktur ve olamaz. Her kim siyasetin meşru kanalları ardına kadar açıkken sokaktan medet umuyor, sokağı adres gösteriyorsa kendini inkar ediyor demektir. CHP'nin içinde bulunduğu durum tam olarak da budur. CHP, demokratik zeminde siyaset yapan bir parti gibi değil, marjinal bir örgüt gibi hareket etmektedir" dedi.
'ORTAYA ÇIKANLAR, ORTAYA ÇIKACAKLARIN HABERCİSİDİR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 3 haftada CHP'nin faşizan yüzünü bir kez daha gördüğünü söyleyerek, "Protesto bahanesiyle başlayan sokak eylemleri, CHP Genel Başkanının şuursuz açıklamalarıyla milletimizin huzurunu ve Türk ekonomisinin kazanımlarını hedef alan topyekün bir saldırıya evrilmiştir. Kapsamı her gün genişleyen linç listelerinde hedef gösterilen yerli ve milli işletmeler, ana muhalefetin 'kara gömleklilerine' dönüşen marjinal sol örgütler tarafından taciz ve tehdit edilmiştir. CHP Genel Başkanı, sorumlu davranmak, sağ duyulu davranmak, yargının görevini yapmasına yardımcı olmak yerine yüzlerce milyar lirayı aşan yolsuzluk soruşturmasını engelleme yoluna gitmiştir. Yolsuzluğu ortaya çıkaran MASAK gibi devlet kurumlarına iftira atarak, bu kurumlarda çalışan kamu görevlilerini itham ederek, yargı mensuplarımıza parmak sallayarak İstanbul'a çöreklenen suç örgütlerinin, hırsızlıklarının üzerini örtmeye çalışmıştır. Oysa yaşananlar, üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünün Türkiye'de artık egemen olduğunun en somut göstergesidir. Yaşananlar, milletin malına, mülküne, kaynaklarına çöken yan kesicilerin adalete hesap vermesinden ibarettir. Aslında, CHP yönetimi de üstünü kapayamayacakları büyük bir yolsuzluk olduğunun farkındadır. Şimdiye kadar kamuoyuna yansıyanların, buz dağının sadece görünen kısmı olduğunu onlar da biliyor. İstanbul'un nasıl talan edildiğini, rüşvet çarkının nasıl işletildiğini, bundan kimlerin nemalandığını CHP yönetimi bal gibi biliyor. Suç örgütünün kimleri haraca, kimleri maaşa bağladığını, aynı şekilde CHP Genel Başkanı ve şürekası çok ama çok iyi biliyor. Paniklemelerinin arkasında yatan esas sebep budur. Telaşla suç bastırma yoluna gitmelerinin nedeni de budur. Bu ucuz siyasettir. Şimdi bunu kullanıyorlar. Bunun adı milletin aklıyla, irfanıyla alay etmektir. CHP Genel Başkanına buradan şunu söylemek istiyorum; korkunun, paniğin, telaşın, ecele faydası yoktur. Görünen köy kılavuz istemez. Zaten buna ihtiyaç da duymaz. Ortaya çıkanlar, ortaya çıkacakların habercisidir. Büyükşehir ve bazı ilçe belediyeleriyle İstanbul'u sarmaşık misali saran bu şebekenin kollarının, nerelere uzandığı zamanla daha net görülecektir. Biz de hukuki sürecin selameti açısından Anayasamızın bize verdiği yetki, sorumluluk ve görevleri harfiyen yerine getirmekten çekinmeyeceğiz" dedi.
'GAZİ'NİN PARTİSİNİ ONUN BUNUN AYAĞINA PASPAS ETTİLER'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sırf yolsuzluklarını savunmak için kendi ülkesini Batı'ya şikayet edenler, pisliklerinin üzerini örtmek için ülke ekonomisini batırmakla tehdit edenler, tarih boyunca defalarca olduğu gibi yine hayal kırıklığına uğramıştır. Nitekim, süklüm püklüm yardım istedikleri Batı'dan destek göremediklerini bizzat genel başkan düzeyinde kendileri de kabul etmek zorunda kaldı. Yolsuzluklarına Batı'daki dostlarını da ortak etme çabaları bu sefer boşa düştü. Medet umdukları tüm odaklar, onları yüzüstü bıraktı. Başı her sıkıştığında, 'Atatürk'ün kurduğu partiyiz' diyen, lafa gelince, 'Kuvayımilliyeciyiz' diye ahkam kesen, sürekli Cumhuriyet ile yaşıt olmakla övünen bir siyasi parti gidiyor, yıllardır savuna geldiği ne kadar argüman varsa rüşveti aklamak, yolsuzlukları meşrulaştırmak, hırsızları korumak için bizzat kendisi itibarsız hale geliyor. Seneler geçiyor ama CHP genel başkanları 'Dayan Yorgo' ile 'Yetiş Yorgo' ikileminden kendilerini bir türlü kurtaramıyor. CHP'de gelenin gideni aratma geleneği bir türlü bozulmuyor. Gazi'nin partisini aldılar, Batılı güçlerden 3-5 destek cümlesi koparmak uğruna onun bunun ayağına paspas ettiler. Kimse kusura bakmasın; ama CHP Genel Başkanının tutumu bu milletin binlerce yıllık şerefli mazisine yakışmayan küçültücü bir tutumdur. Bakın bu rezillik sadece demokrasimize değil, Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy veren vatandaşlarımıza da büyük bir haksızlıktır, hürmetsizliktir. Çünkü CHP Genel Başkanı ülkesini yabancılara şikayet ederek sadece CHP'yi küçük düşürmemiş, CHP seçmeninin de başını yere eğdirmiştir. Açık söylüyorum, biz rakibimiz bile olsa bu ülkedeki hiçbir siyasi partinin hiçbir genel başkanın böyle acziyet içinde olmasını istemeyiz. Tüm bu yaşananların CHP'li seçmenin de içine sinmediğine inanıyorum. Milletine karşı kibirli, Batı karşısında aciz böyle bir şahıs, CHP'nin başında olduğu müddetçe biz başarılarımıza yenilerini eklemeye devam ederiz" dedi.
'CHP, MİLLİ İRADENİN EGEMENLİĞİNİ SİNDİREMEDİ'
Erdoğan, CHP'nin hiçbir zaman milli irade egemenliğini içlerine sindiremediğini söyleyerek, "Aradan geçen 85 yıla rağmen CHP'nin faşist zihniyetinde millete tepeden bakan kibirli siyasetinde hiçbir değişikliğin olmadığını maalesef gördük. Bunlar hiç değişmedi. Bunlar milli iradenin egemenliğini hiçbir zaman içlerine sindiremedi. Bunlar çok partili demokrasiyi, serbest seçimleri asla kabullenemedi. Bunlar sadece rol yaptı, oyun oynadı, mış mış gibi davrandı. Son üç haftada uyguladıkları faşizme, baskıya, dayatmalara bakın. Ellerine biraz daha güç geçtiğinde neler yapacaklarını artık siz tahayyül edin. Yıllardır dillerine doladıkları mahalle baskısının ne demek olduğunu 19 Mart'tan bu yana bizzat kendileri gösterdiler. Tek parti döneminde büyüklerimizin nasıl bir zihniyetle mücadele ettiğini üç haftada bize örnekleriyle tekrar hatırlattılar" diye konuştu.
'MUHALEFETİN ÇİRKEFLEŞMESİ SİZLERİ YANILTMASIN'
Parti teşkilatına seslenen Erdoğan, "Muhalefetin çirkefleşmesi sizleri asla yanıltmasın. Muhalefetin kabalaşması sizleri asla yıldırmasın. Muhalefetin saldırganlaşması sizleri asla öfkelendirmesin. Sorumsuzca, edepsizce, tehdit ve tahrik edici bir dille ortalığı velveleye verenler hiç endişeniz olmasın. Yine kaybedecek, son 23 yılda defalarca tekerrür ettiği üzere yine bunlar avuçlarını yalayacaklardır. Aziz milletimiz son 80 yılda darbe ve cunta dönemleri hariç bunlara iktidar yüzü göstermedi. Geleceğini bunlara emanet etmedi. Bunlara güvenmedi. Hiçbir zaman bunlara itimat etmedi. Bunların yalanlarına, bunların iki yüzlü tavırlarına asla kanmadı. CHP'nin iki yüzlü siyaseti karşısında Anadolu irfanı her seferinde galip geldi. Milletimiz Allah'ın izniyle bundan sonra da meydanı CHP faşizmine terk etmeyecektir. Dolayısıyla bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de AK Parti teşkilatı yine sağduyulu olacak, yine aklıselimle hareket edecektir. Muhalefetin nefret diline rağmen birleştirici olmaya, bütünleştirici olmaya milletimizin kardeşliğini savunmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
'MİLLETLE İNATLAŞMANIN SONU HÜSRAN OLACAKTIR'
Erdoğan, belediye başkanlarına yönelik, "Ağustos ayında yürürlüğe giren sokak hayvanları düzenlemesi çerçevesinde sokaklarımızı güvenli hale getirmelerini beklediğimi özellikle hatırlatmak istiyorum. AK Parti'nin yönettiği belediyeler, çocuklarımızın kendilerini en güvende hissettikleri iller ve ilçeler olmalıdır. Bu meselede, evlatlarımızın kanı ve canı pahasına para kazanan, ceplerini dolduran çeteleşmiş lobilerin ortalığı velveleye vermelerine kesinlikle aldırmayacağız. Tarım ve İçişleri Bakanlıklarımıza gerekli talimatları çok net biçimde verdik. Bu bakanlıklarımız kanunun uygulanıp, uygulanmadığının denetimini titizlikle yapacak; ihmali, kusuru veya kastı olanlarla ilgili gerekli cezai müeyyidelerde bulunacaklardır. Yasalaşma aşamasında olduğu gibi uygulamada da direnç gösteren muhalefet eninde sonunda, milletin feryadına kulak verecek, kanunu tıpış tıpış uygulamak mecburiyetinde kalacaklardır. Milletle, inatlaşmanın sonu yine hüsran olacaktır" diye konuştu.