Geri Dön
PolitikaCumhurbaşkanı Erdoğan: Dışişleri Bakanımızı Rusya ve Ukrayna'ya gönderiyorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dışişleri Bakanımızı Rusya ve Ukrayna'ya gönderiyorum

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dışişleri Bakanımızı bugün Rusya'ya gönderiyorum. Yarın Moskova'da temaslarda bulunacak. Perşembe günü de Ukrayna'ya geçecek. Kendisi her iki tarafta da yapacağı görüşmelerle ateşkesin ve barışın sağlanması yolundaki gayretlerimizi sürdürecektir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu. 4 Mart'ta Kabine'ye katılan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'ye 'hoş geldin' diyerek sözlerine başlayan Erdoğan, "Bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmelerin tarım ve gıda sektörünün stratejik önemini daha da artırdığı bir dönemde Vahit Hocamızın bu alanda ülkemizin, çiftçilerimizin, ormancılarımızın vizyonunu genişletecek faaliyetlere imza atacağına inanıyorum. Tarım ve Orman Bakanlığı görevinden affını isteyen Bekir Pakdemirli kardeşimize bundan sonraki hayatında başarılar diliyoruz. Bekir kardeşimizin birikiminden ve enerjisinden farklı alanlarda istifade etmeyi elbette sürdüreceğiz. Hayatın her alanında olduğu gibi Kabine'deki görevler de bir bayrak yarışıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı hızlı ve etkin karar alma imkanları sayesinde yaptığımız bu 8 değişiklikle Kabinemizi sürekli dinamik tutacak adımları attık" ifadelerini kullandı.

'AKILDA KALAN MASADAKİ YER, KORİDORDAKİ SIRA KAVGASI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 10 yıldır maruz kaldıkları vesayet oyunlarına, sosyal kaos çıkarma denemeleri, terör saldırıları, darbe girişimleri, siyasi ve ekonomik tuzaklara rağmen başarı gösterdiklerini belirterek, "Eğer bu muhataralı dönemde ülke, güçlü bir hükümetle, güçlü bir yönetim sistemi ile idare edilmeseydi yani eski dönemin kırılgan siyasi ikliminde aynı sıkıntılarla karşılaşsaydık, Allah göstermesin hangi felaketlere uğrayacağımızın takdirini milletimize bırakıyorum. Dikkat ederseniz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı çıkanlar bunca zamandır ortaya kayda değer bir alternatif koyamadılar. Tek söyledikleri her şeyi eskiye döndürmek. Hatırlarsanız geçtiğimiz yıl yeni anayasa tartışması açmış ve muhalefetten kendi anayasa tekliflerini beklediğimizi söylemiştik. Aradan geçen bunca zamana rağmen ortaya tek bir anayasa metni teklifinin konamadığını üzüntüyle gördük. Yönetim sistemi değişikliğine dair alternatif diye ortaya koydukları bir metin var, o da zaten kendilerine ait değildir. Yurt dışında hazırlanmış bir raporu sanki kendi çalışmalarıymış gibi kamuoyunun önüne çıkartanların ülkenin ve milletin hiçbir meselesi konusunda fikir çilesi çekmedikleri, çalışmadıkları açıkça ortadadır. Bu işten geriye akıllarda kalan tek şey, içinde dişe dokunur herhangi bir unsur olmayan, dışarıdan ithal sistem teklifi değil masadaki yer, koridordaki sıra kavgasıdır. Bizim zaten hayata geçirdiğimiz veya hazırlıklarını yıllar, aylar öncesinden açıkladığımız işleri, kendi fikirleriymiş gibi söyleyerek içine düştükleri gülünç duruma değinmeye gerek bile duymuyorum. Yeni yönetim sistemimizin 2018'den 2023'e kadarki ilk dönem uygulaması daha sonra yapılacak iyileştirmelere veri sağlayacak, ışık tutacak, rehberlik edecektir. Esasen dünyanın hiçbir yerinde anayasalar da yasalar da yönetim sistemleri de durağan değildir. Tam tersine değişen şartlara göre sürekli geliştirilen dinamik süreçlerdir. Bölgemizin ve ülkemizin içinden geçtiği şu tarihi dönemin sonuçlarını da göz önünde bulundurarak, 2023 seçimleri sonrası milletimizle birlikte bu muhasebeyi yapacak, daha iyiye, daha güzele, daha mükemmele hep birlikte yol yürümeyi sürdüreceğiz" diye konuştu.

'DİYALOG KAPILARINI AÇMASI BAKIMINDAN ÇOK ÖNEMLİYDİ'

Antalya Diplomasi Forumu'nun en çok ses getiren bölümünün, Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanları'nın görüşmeleri olduğunu söyleyen Erdoğan, "Uzunca bir sürenin ardından Rusya ve Ukrayna arasında yapılan bu en üst düzey temas, her ne kadar neticeyle sonuçlanmamış olsa da diplomasi ve diyalog kapılarını açması bakımından çok önemliydi. Dışişleri Bakanımızı bugün Rusya'ya gönderiyorum. Yarın Moskova'da temaslarda bulunacak. Perşembe günü de Ukrayna'ya geçecek. Kendisi her iki tarafta da yapacağı görüşmelerle ateşkesin ve barışın sağlanması yolundaki gayretlerimizi sürdürecektir. Biz de açılış konuşmasını yaptığımız forum kapsamında 2 gün boyunca Antalya'da çok önemli temaslarda bulunduk. Antalya Diploması Forumu'nun gerek katılımcı profili gerek orada verilen mesajlar gerek ülkemizin bölgesel ve küresel gelişmeler karşısındaki tutumunu göstermesi bakımından kritik bir platform olduğuna inanıyorum" dedi.

'POLONYA CUMHURBAŞKANI DUDA'YLA BULUŞACAĞIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan son dönemde liderlerle yaptığı görüşmeleri anımsatarak, "İnşallah yarın Polonya Cumhurbaşkanı Duda'yla buluşacağız. Kendisini burada misafir edeceğiz. Görüldüğü gibi Türkiye bir yandan dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefi ile yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme stratejisini kararlılıkla uygularken diğer yandan da diplomaside merkez ülke konumunu güçlendirmektedir. Ukrayna krizi şu gerçeği hepimize bir kez daha hatırlatmıştır: Türkiye'nin siyasi, ekonomik, askeri alanlarda güçlü olması kendi kendine yeterliliğinin ötesinde dostlarına ve kardeşlerine destek verecek konuma gelmesi bir tercih değil mecburiyettir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya'daki Tank Paleti Fabrikası üzerinden kendi ülkesine, kendi ordusuna, kendi savunma sanayiine etmedik hakareti bırakmayanları unutmadığını söyleyerek, "Bugün herkesin peşinde koştuğu insansız hava araçlarımızla ilgili çalışmaları küçümsemek, itibarsızlaştırmak, gömmek için uğraşanların aslında çapsız siyaset değil, alenen ülkeye ve vatana ihanet içinde olduklarını artık daha iyi anlıyoruz. Aynı kesimlerin geçmişte Nuri Killigil, Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre gibi isimlere yaptıklarını hatırladıkça bu kanaatimiz daha da perçinleşiyor" ifadelerini kullandı.

'41 MİLYAR LİRA GELİR ARTIŞI SAĞLAYACAĞIZ'

Erdoğan, baraj ve sulama göletleri tamamlanmış tarımsal alanlardaki sulama tesislerini hızla bitirerek milli ekonomiye kazandıracaklarını belirterek, "Böylece 830 bin hektar alanın daha modern sistemlerle sulanmasını temin ederek üreticilerimize yıllık yaklaşık 41 milyar lira gelir artışı sağlayacağız. Özellikle açık sistemden kapalı sisteme süratle geçeceğiz. Ağırlıkla birçok yerde barajlarımız enerji bağlantılı olsa da buralarda yapacağımız yeni projelendirmelerle sulama sistemlerine de geçmenin adımlarını atacağız. İkinci müjdemiz çiftçilerimizin tarımsal sulamada kullanacakları enerjiyi daha uygun maliyetlerle temin etmelerine yöneliktir. Güneşten elektrik enerjisi üreten çiftçilere zaten ciddi bir destek veriyoruz. Şimdi bu desteği çiftçilerimize yönelik olarak daha da artırıyoruz. Özellikle sağlayacağımız finansman kolaylıkları ile sulama faaliyetlerinde güneşten elde edilen elektriğin payını hızla artırmayı planlıyoruz. Böylece tarım alanlarındaki sulama imkanları genişlediği için üretim artarken azalan elektrik maliyetleri sebebiyle çiftçilerimizin gelirleri de artacaktır. Ayrıca tüketicilerin kendi elektrik ihtiyaçlarını karşılayacak tesisleri kurabilmelerini kolaylaştırmak için belediyeler, sanayi tesisleri ve tarımsal sulama abonelerinin sözleşme güçlerinin iki katına kadar lisanssız üretim tesisi kurabilmelerine imkan sağladık. Meskenler için de vergi istisnasına tabii kurulu güç rakamını 10 kilowatt saatten 25 kilowatt saate çıkarttık. Amacımız her alanda enerji maliyetlerini düşürecek çalışmaların önünü açmaktır. Bu adımlar aynı zamanda Paris İklim Anlaşması kapsamında hayata geçirmemiz gereken yapısal değişimlere katkı sağlayacak, enerji arz güvenliğimizi de güçlendirecektir. Çiftçilerimize üçüncü müjdemiz Hazine faiz destekli kredilerin üst limitini yükseltiyoruz. Böylece çiftçilerimizin finansmana erişimini de kolaylaştırıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığımız başta olmak üzere tüm kurumlarımız bu süreçleri yakından takip ederek neticelendirecektir" dedi.

'TAM KIYISINDA BULUNUYORUZ'

Sulama, enerji ve kredi konusunda attıkları adımların çiftçilere hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, "Ülkemizdeki her kesimin işini kolaylaştırmaya, refahını artırmaya geleceğini güvence altına almaya yönelik çalışmaları kesintisiz sürdürüyoruz. Bu vesileyle milletimden çoğu yalan yanlış bilgilere dayalı söylentilerle paniğe kapılmamasını, devletine güvenmesini, ülkesinin gücünden emin olmasını, tüm vaktini ve enerjisini çalışmaya, üretmeye hasretmesini istiyorum. Hayat pahalılığı karşısında her bir insanımızı korumak için bugüne kadar ücret artışlarından, sosyal desteklere ve vergi indirimlerine kadar tek çok tedbiri hayata geçirdik, geçiriyoruz. Bilhassa fiyatlaması küresel düzeyde yapılan petrol, doğal gaz, gıda sektörünün kullandığı kimi malzemeler gibi ürünlerdeki artışların insanımıza en az düzeyde yansıtılması için her türlü gayreti gösteriyoruz. Gelişmiş ülke vatandaşlarının dahi 2'nci Dünya Savaşı'ndan beri görmedikleri, bilmedikleri, alışkın olmadıkları fiyat artışları ile enflasyonla ürün kıtlığı ile karşı karşıya oldukları bir dönemde, Türkiye yine olumlu yönde bunlardan ayrılmaktadır. Sıkıntıların elbette farkındayız ama asıl odaklanmamız, bakmamız, yönelmemiz gereken yerin ülkemizin önünde duran fırsatlar olduğuna yürekten inanıyoruz. Kontrolü bizim elimizde olmayan sebeplerden kaynaklı olumsuzlukları bir kenara bırakacak olursak Türkiye'nin bir asırdır mücadelesini verdiği gelişmişlik kalkınmışlık, refah seviyesinin tam kıyısında bulunuyoruz. Pek çok ülkenin henüz yeni yeni yöneldiği istihdamı koruma ve geliştirme temelli politikaları biz 5 yıldır kesintisiz uyguluyoruz. Fiyatlardaki dengesizlikler sebebiyle yaşanan sorunların geçici olduğunu, takip ettiğimiz yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme politikasının bizi adım adım hedeflerimize yaklaştığına yürekten inanıyorum. Sabredeceğiz, çalışacağız, üreteceğiz, mücadele edeceğiz geri adım atmayacağız. Hep ileriye daha ileriye gideceğiz ve inşallah zafere de ulaşacağız" açıklamasında bulundu.