Cumhurbaşkanı Erdoğan: Muhalefet, uğradığı ağır hezimetin şokundan hala çıkamadı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Muhalefetin seçim atmosferinden ve uğradığı ağır hezimetin şokundan hala çıkamadığını görüyoruz. Son 1 aydır sırf oy tercihinden dolayı hakaret etmedikleri toplum kesimi bırakmadılar. AK Parti’nin özellikle kırsal kesimin oylarıyla bu seçimi kazandığını iddia edecek kadar sefil hale geldiler'' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen ve 8,5 saat süren Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamada bulundu. Erdoğan, "8,5 saat süren bir kabine toplantısı oldu. Zira bütün bakan arkadaşlarım hazırlıklarını etraflıca anlatma imkanı buldular. Böylece şu anda kabinedeki arkadaşlarımın Dışişleri Bakanımız hariç hepsi hazırlıklarını sundular. Dışişleri Bakanımı da ayrıca dinleyeceğim. Tabii bir de yine şu 2-3 gün içerisinde bakan arkadaşlarımın yardımcıları ile ilgili hazırlıklarını kendilerinden dinleme fırsatım olacak. 6 Haziran’daki toplantımızın ardından yeni kabine üyelerimizin de yemin etmesi ile ülkemize hizmet davamıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. 28 Mayıs seçimlerinin üzerinden daha 10 gün bile geçmeden Yürütme organındaki tüm görevlendirmeleri süratle tamamladık. Hiçbir sorun yaşanmadan, hiçbir gecikmeye mahal vermeden Türkiye Yüzyılı'nı inşa edecek kadroları belirledik ve belirliyoruz. 16 Nisan 2017 referandumuyla ülkemize kazandırdığımız yeni yönetim modelimizin avantajlarını böylece bir kez daha tecrübe ettik" dedi.
'3- 5 AYDA HÜKÜMETLERİN DEĞİŞTİĞİ DÖNEMLER SONA ERMİŞTİR'
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Türk siyasetinde gerçekleştirdiği tarihi dönüşümü tekrar görme imkanı bulduklarını belirterek şunları söyledi:
"Yaklaşık 3 ay süren seçim belirsizliğinin sandıkların kapanması ile birlikte tamamen geride bırakılması çok önemli bir başarıdır. Ülkemizin 3 Kasım 2002 seçimleri ile elde ettiği siyasi istikrar ortamı yeni sistem sayesinde artık kurumsallaşmıştır. Türk siyasi tarihine baktığımızda başlı başına bu bile büyük bir devrimdir. Haftalar boyunca koalisyon görüşmelerinin sürdüğü, siyasi partiler arasında ‘al gülüm ver gülüm’ pazarlıklarının döndüğü, mutabakata varılamadığı için sürekli krizlerin çıktığı, esnafın çiftçinin, işçinin, iş dünyasını bir türlü önünü göremediği; yani siyaset rayına girmediği için ülkenin de toparlanamadığı eski günler hamdolsun tamamen geride kalmıştır. Seçim gecesi sonuçların belli olmasıyla Türkiye’yi kimin yöneteceğinin sorusunun cevabı da netleşmiştir. Aynı şekilde üç beş ayda hükümetlerin değiştiği dönemler de sona ermiştir. Türkiye'ye vakit ve enerji kaybettiren ne varsa artık tarih olmuştur. Bunda hiç şüphesiz en büyük pay vatandaşlarımıza aittir. Milletimiz 14 Mayıs ve 28 Mayıs'ta 2 kez ortaya koyduğu iradesi ile eski sisteme dönüş önerilerini reddetmiştir. Parlamenter sistem tartışmaları bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile karşılamamızın faydalarını inşallah zamanla daha iyi göreceğiz."
'ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN ÇOK DAHA KOLAY GELECEĞİZ'
Erdoğan, bundan sonra hedeflerine daha hızlı koşacaklarını belirterek, "Asırlık hayallerimizi daha süratle gerçekleştireceğiz. Projelerimizi, planlarımızı daha kısa sürede hayata geçireceğiz. Zorlukların engellerin üstesinden çok daha kolay geleceğiz. Vatandaşımızın hayatına dokunan hizmetleri daha çok artıracağız. Vatanımızın bekasına yönelik saldırıları daha kararlı püskürteceğiz. Terör örgütleri ile içeride ve dışarıda daha kararlı mücadele edeceğiz. Türkiye'nin hak ve hukukunu küresel planda daha cesur savunacağız. 'Dünya beşten büyüktür' iddiamızı daha gür bir seda ile dillendireceğiz. Ülkemizin barış ve istikrarını daha etkin bir şekilde katkıda bulunacağız. Demokrasi hak ve özgürlükler alanındaki reformlarımıza daha sıkı sahip çıkacağız. Türkiye Yüzyılı'mızı inşa ederek ülkemizi muhasır medeniyetler seviyesinin de üzerine taşıma vizyonumuzu daha hızlı gerçeğe dönüştüreceğiz. Bugün dünden daha güçlü, daha özgüvenli bir duruş sergileyebiliyorsak bunu yeni yönetim sistemimizin sağladığı kazanımlara borçluyuz. Bugün geçmişe göre her alanda iddia sahibi bir ülke konumuna geldiysek siyasi istikrarımızı korumamız sayesindedir. Siyasette güven ve istikrar ekonomiden diplomasiye her alanda başarının anahtarıdır. Türkiye 2002 öncesinde her ikisinin eksikliğinin faturasını çok ağır ödemiş bir ülkedir. Bugün hatırlamak istemediğimiz pek çok sıkıntının temelinde siyasette güven ve istikrar açığı vardır" diye konuştu.
'MUHALEFET UĞRADIĞI AĞIR HEZİMETİN ŞOKUNDAN HALA ÇIKAMADI'
Erdoğan, 2002'den itibaren güven ve istikrarı tahkim eden hamleleriyle bu açığı kapattıklarını ifade ederek, "Türkiye'yi sadece prangalarından kurtarmadık aynı zamanda gücünü tam kapasite kullanabileceği bir iklime kavuşturduk. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ile ise tüm bu kazanımları kalıcı hale getirdik. Eski Türkiye'nin sorunlarını bilen vatandaşlarımız yeni sistemin kıymetini de çok iyi biliyor. Aynı şekilde yıllarca hak etmedikleri gücü kullananlar da her fırsatta yeni sistemden duydukları rahatsızlığı ortaya koyuyorlar. Son seçimler bunun en müşahhas örneğini teşkil etmiştir. Millet oyunu görmüş, sandıkta son sözünü söylemiş ve kararını vermiştir. Muhalefetin de hakikatleri görmesini ve kabullenmesini temenni ediyoruz. Unutmayalım ki iktidarı ve muhalefeti ile siyaset kurumunun asli görevi seçmenin sesine kulak vererek çizdiği istikamette yürümektir. Bunun da ilk işareti milletin takdirini baş tacı edip samimi bir özeleştiri ile hatadan dönmektir. Ancak 28 Mayıs'tan beri yapılan açıklamaların ümitlerimizi kırdığını ifade etmek istiyorum. Muhalefetin seçim atmosferinden ve uğradığı ağır hezimetin şokundan hala çıkamadığını görüyoruz. Son 1 aydır sırf oy tercihinden dolayı hakaret etmedikleri toplum kesimi bırakmadılar. AK Parti’nin özellikle kırsal kesimin oylarıyla bu seçimi kazandığını iddia edecek kadar sefil hale geldiler" dedi.
'KÖYLÜLERİMİZE YÖNELİK HAKARETLERİ KABUL ETMİYORUZ'
Erdoğan, konuşmasının devamında, "Bir taraftan 'Biz Gazi Mustafa Kemal'in partisinin başkanıyız' diyeceksin, öbür taraftan Gazi'nin 'Köylü milletin efendisidir' ifadesini görmezden geleceksin. Bu ne menem iştir. İşte siz mi bu millete bu şekilde hakaret ediyorsunuz; bu millet ise sandıkta size kırsaldaki de şehirdeki de en güzel cevabı veriyor. 14 Mayıs'ın hıncını depremzedelerimizden çıkarmışlardı. 28 Mayıs'ın öfkesini de kırsaldaki vatandaşlarımıza yüklediler. Gazi Mustafa Kemal'in o gazi ifadesiyle 'milletin efendisi' diyerek onurlandırdığı köylülerimize yönelik hakaretleri biz kabul etmiyoruz. Vatandaşı 500 liraya oyunu satmakla itham etmenin hiçbir izahı yoktur. Bu hezeyanın adında halk olan, ambleminde 6 oktan biri güya halkçılık olan bir siyasi partinin genel başkanından gelmesi ayrı bir skandaldır. Merhum Aşık Veysel’i kıyafeti sebebiyle Kızılay’a almayan zihniyetin 2023 senesinde bile varlığını sürdürmesi hem ürkütücü hem de gerçekten utanç vericidir. Ülke değişiyor. Dünya değişiyor. Ama bunların millete bakışı asla ve asla değişmiyor. Millete hizmete ve hürmete layık görmeyen zihniyetin Türkiye Yüzyılı'nda yeri yoktur" ifadelerini kullandı.
'HER TÜRLÜ YAPICI ELEŞTİRİYE AÇIĞIZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamanın devamında, ülkedeki güven ve istikrar ortamına zarar verecek söylemlerden uzak durulması gerektiğini belirterek, "Bu çevrelerin her seçim yenilgisi sonrasında nükseden seçmeni suçlama hastalığından bir an önce kurtulmasını diliyoruz. Muhalefetin millete ve milletin tercihlerine saygı duymayı artık öğrenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Ülkedeki güven ve istikrar ortamına zarar verecek söylemlerden herkesin uzak durması önemlidir. Vatandaşın kapattığı defterleri tekrar açmak yerine demokratik kazanımları güçlendirmenin daha doğru bir yaklaşım olacağına inanıyoruz. Bizim hükümet olarak bu konularda hiçbir kompleksimiz, hiçbir bu noktada zaafımız yok. Biz son 21 yıldır olduğu gibi bugün de her türlü müspet teklife, her türlü yapıcı eleştiriye açığız. Biz Türkiye Yüzyılı'nın inşasına yapılacak her türlü katkıyı hüsnü niyetle değerlendirmeye varız. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefine birlikte yürüyelim istiyoruz" dedi.
YENİ ANAYASA VURGUSU
Erdoğan, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin, "Ülkemizi darbe mahsulü mevcut anayasasından hep birlikte kurtaralım istiyoruz. Cumhuriyetimizin 2'nci asrındaki yolculuğumuzu sivil, özgürlükçü, kuşatıcı, toplumumuzun tüm kesimlerinin sahipleneceği bir anayasanın etrafında kat edelim istiyoruz. Türkiye artık bunu gerçekleştirebilecek siyasi atmosfere kavuşmuştur. Demokrasimiz ayağına vurulan son zinciri de kıracak güce ulaşmıştır. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleriyle Türkiye artık yeni bir lige yükselmiştir. İnşallah görev süremiz boyunca Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla birlikte Türkiye’yi sivil bir anayasa ile buluşturmak için çalışacağız" ifadelerini kullandı.
'KÖYLÜMÜZÜ DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Erdoğan, daha önce ciddi süreler alan hükümet kurma ve kritik atamaları yapma işlerini rekor sürede bitirerek gündemlerindeki asıl konulara odaklandıklarını belirterek, "Bakan arkadaşlarımızı kendi alanlarında yetkin, tecrübeli ve vizyoner isimlerden belirledik. Bir önceki kabinemizin ülkemize kazandırdığı eser ve hizmetlerin üzerine yenilerini eklemek için hemen işe koyulduk. Geçen haftaki Kabine Toplantımız akabinde emeklilerimiz ve çiftçilerimizle ilgili müjdelerimizi kamuoyu ile paylaşmıştık. İnşallah bundan sonra da çiftçimizi, köylümüzü desteklemeye devam edeceğiz. Biz bu milletin efendisi değil hizmetkarıyız. İşte bizim aramızdaki fark bu. Ülkemize 10 yıllar boyunca hizmet etmiş, bu uğurda saçlarını ağartmış emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz. Temmuz ayı engelli ve engelli yakını aylığı ile yaşlı aylıklarının ödemesini erkene alıyor, toplam 1.4 milyon kardeşimizi Kurban Bayramı’ndan önce sevindiriyoruz. Sadece haziran ayı içerisinde ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza toplam 19 milyar lira ödeme gerçekleştireceğiz. Geçen haftaki açıklamamız sonrasında asgari ücret komisyonumuz çalışmalarına başladı. Görüşmeler yapıcı bir zeminde ilerliyor. İnşallah tüm tarafların içine sinecek hayırlı bir neticeye ulaşacağımıza inanıyorum" diye konuştu.
'DEVLETİMİZİ GÜÇLENDİRİRKEN MİLLETİMİZİN DE REFAHINI ARTIRACAĞIZ'
Erdoğan, memur maaş artış oranlarıyla ilgili Meclis sürecini yakında başlatacaklarını duyurarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Grubumuzun Meclisin taktirine sunacağı ilk hususlardan biri bu olacaktır. Geçen haftaki takdimlerin ardından bugün de her bakanlıkla ilgili kapsamlı değerlendirmeler gerçekleştirdik. Bakan arkadaşlarımızdan kısa- orta ve uzun vadeli planlarını dinleme fırsatı bulduk. Tüm projelerimizi belirli bir takvim çerçevesinde tek tek hayata geçireceğiz. Yeni dönemde ekonomimizi şahlandıracak kurmay kadromuzu hamdolsun kısa sürede oluşturduk. Merkez Bankası’ndan BDDK’ya kadar ilgili kurumlara alanında temayüz etmiş isimleri atadık. Muhalefetin seçim döneminde kadın hakları konusunda yaydığı yalanların tamamen temelsiz olduğunu bir kez daha gösterdik. Kadınlar yeni dönemimizde de bürokrasiden siyasete, iş dünyasında aileye kadar her alanda öncü rol oynamaya devam edecektir. Türkiye Yüzyılı inşallah ülkemiz kadınlarının omuzlarında yükselecektir. Güçlü Kabinemizle, yenilenen Meclisimizle devletimizi güçlendirirken milletimizin de refahını artıracağız. Tayin ettiğimiz hedeflere belirli bir plan dahilinde emin adımlarla ilerleyeceğiz."
'HYDE PARK VE CENTRAL PARK AYARINDA ESERİ İSTANBUL'UMUZA KAZANDIRIYORUZ'
"Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına atfen açıkladığımız projelerin vaktinde bitirilmesine özellikle ihtimam gösteriyoruz" diyen Erdoğan şöyle devam etti:
"Kampanya döneminde bir tarafta seçim çalışmalarımızı yaparken diğer taraftan bu projelerimizin bazılarını hizmete aldık. Yaşadığımız deprem felaketini rağmen hizmet ve eser siyasetimizin kesintiye uğramasına müsaade etmedik. Seçimlerden sonra da yatırımlarımıza yenilerini eklemeyi sürdürdük. Ülkemizin 81 vilayet ile toplam 100 milyon metrekare büyüklüğe sahip 500 adet millet bahçesi kazandırmak en önemli hedeflerimiz arasındadır. 5-9 Haziran tarihlerindeki Türkiye Çevre Haftasını toplam büyüklüğü 1 milyon 466 bin metrekareyi aşan 9 millet bahçemizin açılışıyla kutladık. Adıyaman’la birlikte 9 farklı şehrimize 9 ayrı millet bahçesi kazandırmanın sevincini yaşadık. Şehirlerimizin güzelliğine güzellik katan millet bahçelerimizin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Bu eserlerin inşasında emeği geçen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza, TOKİ’mize yüklenici firmalara, mühendisinden mimarına işçisine herkese şükranlarımı sunuyorum. Millet bahçelerimizle özellikle büyükşehirlerde yaşayan vatandaşlarımıza nefes alabilecekleri; sevdikleriyle keyifli vakit geçirebilecekleri, spor yaparak sağlıklı hayat sürebilecekleri, adeta bağlar oluşturuyoruz. Bu alandaki vizyon projemiz Atatürk Havalimanı'na yapmakta olduğumuz 7.7 milyon metrekare büyüklüğündeki millet bahçemizdir. Londra’nın Hyde Park’ı, New York’un Central Parkı; bu ayarda dünya çapında bir eseri İstanbul’umuza kazandırıyoruz. İstanbul’un marka değerini daha da artıracak bu eserimizi inşallah etap etap devreye alacağız." (DHA)
'BUGÜN ÜLKEMİZİN NÜFUZ ALANI, SINIRLARININ ÇOK ÖTESİNE TAŞMIŞTIR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamanın devamında, "Türkiye'nin statükoyu değiştirdiği alanların başında dış politika vardır. İçe kapanık bir ülkeyi hükümetlerimiz döneminde oyun kuran, gerektiğinde oyun bozan bir müessir güç haline getirdik. Bölgemizde Türkiye'nin hesaba katılmadığı, katkısının alınmadığı bir denklemin kalıcı olması mümkün değildir. Sahada ve masada güçlü Türkiye idealimiz artık hayalden çıkıp gerçeğe dönüşmüştür. Bugün ülkemizin nüfuz alanı, sınırlarının çok ötesine taşmıştır. Son seçimlerin Afrika'dan Asya'ya, Avrupa'dan Latin Amerika'ya, Türk dünyasından İslam alemine kadar dünyanın dört bir yanında çok yakından takip edilmesi bunun en net ifadesidir. Bizimle fiziki bağı olmasa da gönül bağı olan 100 milyonlar geleceklerini Türkiye'de görüyor. Başarılarımız en az bizim kadar bu ülkelerde yaşayan kardeşlerimizi dostlarımızı da sevindiriyor. Göreve başlama törenimize iştirak eden devletlerin sayısında ve temsil düzeyinde buna tanık olmuştuk. Dün ve önceki gün yaptığımız yeni dönemimizin ilk yurtdışı ziyaretlerinde bu gerçeğe tekrar şahitlik ettik" dedi.
'NE ÜLKEMİZİN NE KKTC'NİN HAKLARININ GASBEDİLMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ'
Erdoğan, KKTC ziyaretlerine değinerek, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz bizleri havalimanından itibaren muhteşem bir coşkuyla bağırlarına bastılar. Sevgileri ile seçim zaferimizin, milletimizde birlikte Kıbrıs Türk halkının da zaferi olduğunu gösterdiler. Biz de Cumhurbaşkanı Sayın Tatar ile görüşmelerimiz de Kıbrıs davamıza olan güçlü desteğimizi açıkça ifade ettik. Önümüzdeki döneme dair kırmızı çizgilerimizi burada uluslararası kamuoyuyla bir kez daha paylaştık. Türk milletinin ayrılmaz bir parçasını teşkil eden Kıbrıs Türk halkıyla yan yana, omuz omuza mücadelemizi sürdüreceğiz. Anavatan ile yavru vatan arasındaki entegrasyonun derinleştirilmesi için hukuki, ekonomik ve siyasi her türlü adımı atacağız. Ne ülkemizin ne de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarının gasbedilmesine asla izin vermeyeceğiz. Lefkoşa'daki ziyaretimizin ardından doğrudan Bakü'ye geçtik. Tek millet iki devlet şiarıyla hareket ettiğimiz can Azerbaycan'la münasebetlerimiz tüm dünyada gıptayla takip ediliyor. Ne zaman Azerbaycan'ın başı dara düşse ilk koşan hep biz olduk. Biz de ne vakit ihtiyacımız olsa Azerbaycanlı kardeşlerimizi yanımızda bulduk. Asrın felaketi olan 6 Şubat depremlerinde vatandaşından devlet başkanına kadar Azerbaycan'ın sergilediği dayanışmayı asla unutamayız. Aracının üstüne varını yoğunu sarıp da yollara düşen kızının çeyizini depremzedelerimize bağışlayan, bizimle sevinip bizimle ağlayan o yüce gönüllü insanları daima şükranla, minnetle yâd edeceğiz" diye konuştu.
'DAHA ÇOK ÇALIŞACAĞIZ'
Erdoğan, konuşmasının devamında, "Özellikle ilham kardeşimin tüm bu süreçlerde bir an olsun esirgemediği manevi desteği kalbimizin baş köşesindedir. Azerbaycan ziyaretimize devletimizin teamüllerinin ötesinde bir teşekkür borcunun ifası olarak da bakıyoruz. İlham Aliyev kardeşimle yaptığımız görüşmelerde ikili ilişkilerimizi her alanda geliştirecek pek çok önemli karar aldık. Ticaret hacmimizi 15 milyar dolara çıkarmayı ortak hedef olarak belirledik. 2 lider olarak özellikle Türkiye Azerbaycan Üniversitesi'nin kurulmasına büyük önem veriyoruz. Ermenistan'la devam eden normalleşme sürecine desteğimizi vurguladık. Bölgemizde barış ve istikrarın tesisine dair güçlü beklentilerimizi bir kez daha teyit ettik. Yaklaşık 30 yıllık işgalin ardından Karabağ'da bugün gururla dalgalanan Azerbaycan bayrağını kardeşliğimizin sembolü olarak görüyoruz. Can Azerbaycan ile ilişkilerimizin, kurumsallaşmış bir ekonomik ve siyasi entegrasyon modeline dönüşmesi için daha çok çalışacağız. Merhum İsmail Gaspıralı'nın yaklaşık 1,5 asır önce çerçevesini çizdiği 'dilde fikirde işte birlik' hedefi ile Türk dünyası ile bağlarımızı perçinleyecek yeni projeleri devreye alacağız" ifadelerini kullandı.
'11 YERİ DAHA SANAYİ SAHASI OLARAK İLAN EDİYORUZ'
Erdoğan, Kabine Toplantısında geniş bir yelpazede detaylı durum değerlendirmesi yaptıklarını ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Deprem bölgesindeki 11 ilimizin alt yapısı ve üst yapısıyla yeniden ayağa kaldırılması birinci önceliğimizdir. Gözümüz, kulağımız ve kalbimiz her zaman bölgedeki kardeşlerimizledir. Tüm bakanlıklarımızın depremden etkilenen şehirlerimizde yürüttüğü çalışmalarda gelinen son durumu görüştük. Bugüne kadar afetzedelerimize yaptığımız nakdi yardımların toplam tutarı 61 milyar lirayı buluyor. Depremzedelerimizi bir an önce yuvalarına kavuşturmak istiyoruz. Deprem konutlarının inşasını hızlandıracak farklı alternatifler üzerinde mütaalalarımız sürüyor. Yakında bunları milletimizin takdirine sunacağız. Depremde zarar gören organize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri ve fabrikaların hasar tespit aramalarını zaten tamamlamıştık. Bölge ekonomisinin canlanması ve üretim çarklarının yeniden dönmesi amacıyla iş dünyamıza yönelik desteklerimizi artırmıştık. Şimdi yeni bir adım daha atıyoruz. Yayınladığımız kararname ile 2 bin 430 hektarlık alanda 11 yeri daha sanayi sahası olarak ilan ediyoruz. Depremin ardından ilan ettiğimiz sanayi alanı sayısını 18'e yükseltiyoruz. Yeni sanayi alanlarımızın deprem bölgesindeki tüm kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Başkaları ne yaparsa yapsın. Biz afetzedelerimizi kesinlikle sahipsiz ve çaresiz bırakmayacağız."
Erdoğan, son olarak, "Gençlerimizin büyük ilgi gösterdiği yaz kampları, yaz spor kampları ve seyahatsever programlarımızı bu sene de devam ettiriyoruz. Eğitimde kaliteyi yükseltecek projelere önümüzdeki dönemde artık daha fazla yoğunlaşacağız. Geleceğimizin teminatı olan evlatlarımızı emanet ettiğimiz, değerli öğretmenlerimizin yetiştirme süreçlerini yeniden ele alıyoruz. Lisans programlarından öğretmen istihdamı ve hizmet içi eğitime kadar tüm aşamaları Türkiye Yüzyılı'na uygun şekilde gözden geçireceğiz. Teknofest gençliğinin yetişmesi için elimizdeki tüm imkanları seferber edeceğiz" dedi.