Geri Dön
PolitikaCumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan: Krizlerin çözümünde anahtar rol üstleniyoruz

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan: Krizlerin çözümünde anahtar rol üstleniyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Diplomaside uyguladığımız dengeli, tarafsız ve barışçıl politikalarla krizlerin çözümünde anahtar rol üstleniyoruz" dedi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan: Krizlerin çözümünde anahtar rol üstleniyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin iktidara gelişinin 20'nci yılı nedeniyle düzenlenen  '21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu'na katıldı. Bugün sona erecek ve ana teması 'İnsanlığın iyiliği için öneriler' olarak belirlenen forumda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, AK Parti MKYK Üyesi Ayşe Böhürler yer aldı.  Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, forumdaki her değerlendirmenin kendileri için yol gösterici olduğuna vurgu yaptı.  

 

MİLLETİMİZ AK PARTİYİ UMUT OLARAK GÖRDÜ 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin 20'nci yılıyla ilgili, "AK Parti 15 ay gibi bir süre sonra 3 Kasım 2002 seçimlerinin hemen ardından ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlendi. Milletimiz ardı ardına yaşadığı krizlerden ve siyasi istikrasızlıklardan sonra Türkiye'nin en genç partilerinden olan AK Parti'yi bir umut olarak gördü. Özellikle de parlamenter demokrasi noktasındaki deneyimi vatandaşlarımıza yeni bir yönetim sisteminin de gereğini özellikle icbar etti. O günden bugüne milletimizin bize olan inancını zedeleyecek, umudunu kıracak, milletimize mahcup olacak hiçbir iş yapmadık" dedi.

  

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Krizlerin çözümünde anahtar rol üstleniyoruz

MİLLİ İRADENİN GASP EDİLMEYE ÇALIŞILDIĞI DÖNEMDE BİLE DURUŞUMUZDAN TAVİZ VERMEDİK 

Erdoğan, "20 yıllık kesintisiz iktidarlarımızla çok partili siyasi hayatımızda elde edilmesi zor bir rekora imza attık. Bu süreçte elbette sayısız engelle, vesayetin oyunlarıyla hatta darbe girişimine kadar anti demokratik müdahale ile karşılaştık. Ama milletin bize sandıkta özgür iradesiyle tevdii ettiği emanete hiçbir zaman halel getirmedik. İçinde bulunduğumuz şartlar ne olursa olsun, mücadelemizi daima hukuk ve demokrasi zemininde yürüttük. Gece yarısı bildirilerinin yayınlandığı, Cumhurbaşkanı seçmemizin 367 garabeti ile engellendiği, partimizin uyduruk gazete kupürleriyle kapatılmak istendiği, siyaset mühendislikleriyle milli iradenin gasp edilmeye çalışıldığı dönemlerde bile bu duruşumuzdan taviz vermedik" diye konuştu.  

Â

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Krizlerin çözümünde anahtar rol üstleniyoruz

MUHAFAZAKAR DEVRİMCİ DERKEN KÖKÜ MAZİDEN OLAN ATİYİ İFADE EDİYORUZ 

Erdoğan, "Kuruluş prensiplerimizden taviz vermeden, milletimizin taleplerine ve günün şartlarına göre partimizi, kadromuzu ve siyasetimizi de yeniliyoruz. Bir ayağımızı kadim değerlerimize sabitlerken, diğeriyle daha güzelin, daha iyinin, daha yeninin daha faydalının peşinde koşuyoruz. Tıpkı ulu bir çınar gibi köklerimiz derinlere indikçe hamdolsun dallarımız da büyüyor, serpiliyor, ülkemizle birlikte gönül coğrafyamıza ulaşıyor. Bugün, muhafazakar devrimci derken, bir tenakuzu ve ya paradoksu değil, merhum Yahya Kemal gibi kökü mazide olan atiyi ifade ediyoruz. Millet ve parti olarak geçmişi reddetmeden, maziye sırtımızı dönmeden, mevcut kazanımlarımızın üzerine geleceği inşa etmekten bahsediyoruz" dedi.

 Â

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Krizlerin çözümünde anahtar rol üstleniyoruz

TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONUNU MİLLETİMİZLE TEKEMMÜL ETTİRECEĞİZ 

Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun çıkış noktasını da işte bu yaklaşım oluşturuyor. Dikkat ederseniz, vizyonumuzu kamuoyuyla paylaşırken başkaları gibi emri vaki yapmadık. Ülkemizin gelecek asrına damga vuracak bu vizyonu, 85 milyon olarak hep beraber şekillendirelim istedik. Türkiye'ye dair hayali, ideali, teklifi olan kim varsa, hiçbir ayrım yapmadan herkesin katkısını almayı aruz ediyoruz. Bu anlayışımız 81 vilayetimizde ve ilçelerinde düzenleyeceğimiz kapsamlı toplantılar vasıtasıyla vatandaşlarımızın tekliflerini dinleyecek, Türkiye Yüzyılı vizyonunu milletimizle birlikte tekemmül ettireceğiz. Türkiye Yüzyılı ekseninde yapılacak tartışmalarla ortaya çıkacak sinerji partimizin yanı sıra Türk siyasetine de yeni bir perspektif kazandıracaktır. Bu toplantının aynı zamanda katılımcı demokrasi idealimizin en güzel örneklerinden birini teşkil edeceğine inanıyorum" diye konuştu.  

 

GÜNÜ KURTARMAK, BUGÜNÜ SAVUŞTURMAK İÇİN SİYASET YAPILMAZ 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Günü kurtarmak, bugünü savuşturmak için siyaset yapılmaz. Siyaset, usta bir satranç oyuncusu gibi bugünden yarını planlamak demektir. Yaptığınız hamlelerin nereye varacağını kestiremiyorsanız kendinize ve ülkenize bedel ödettirmeniz kaçınılmazdır. Bunun için dünyanın ve siyasetin gidişatını iyi okumanız, insanlığın yaşadığı kırılmaları iyi analiz etmeniz gerekiyor. Küresel ölçekte meydana gelen her hadisenin bölgesel ve yerel düzeyde de etkileri olduğunu biliyoruz. Yakın tarihe baktığımızda 11 Eylül saldırısından, 2008 finansal krizine, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki halk hareketlerinden Covid-19 salgınına kadar pek çok hadisede bu hakikate defalarca şahitlik ettik. 11 Eylül olayı dünyanın gündeminde terör tehdidini ilk sıraya çıkartırken, 2008 finans krizi vahşi kapitalizmin yapısal sorunlarını tekrar gözler önüne serdi. Halk hareketleri vesilesiyle batılı kurumların demokrasi karnesini görmüş olduk" dedi.  

 

DÜZENSİZ GÖÇ MESELESİ İNSAN HAYATINA VERİLEN ÖNEMİ ORTAYA KOYDU  

 "Düzensiz göç meselesi, insan hayatına verilen önemi ortaya koydu" diyen Erdoğan, "Koronavirüs salgınında gelişmiş denilen ülkelerin sağlık ve sosyal güvenlik alt yapısının ne kadar zayıf olduğu gün yüzüne çıktı. Rusya Ukrayna krizi, güvenlik konseyi gibi vazifesi uluslararası güvenliği sağlamak olan kurumların başarısızlığını deşifre etti. Bizim yıllardır savunageldiğimiz dünya 5'ten büyüktür tespitimizin haklılığı yaşanan her gelişmeyle bir kez daha teyit edildi. Son 70 yılın en yüksek oranlarına çıkan küresel enflasyon ise insanlığa dayatılan mevcut ekonomik modellerin açmazlarını göstermiştir" şeklinde konuştu.

 

U DÖNÜŞLERİNE ŞAHİT OLUYORUZ 

Erdoğan, "Tüm bunlarla beraber dünyada siyaset, ekonomi, siyaset diplomasi, siyaset güvenlik ilişkileri enine boyuna sorgulanmaktadır. Devletin rolüyle ilgili tartışmaların da yeniden alevlendiğini görüyoruz. Daha birkaç yıl öncesine kadar devleti hayatın tamamen dışına çıkarmaktan bahsedenler bugün tam zıttı tezlerin savunuculuğunu yapıyor. Savunma sanayiine yapılan yatırımları, israf olarak görenler, bugün milli bütçelerinde aslan payını silah ve mühimmat alımına ayırıyor. Sağlık yatırımlarından sosyal güvenlik harcamalarına geniş bir yelpazede benzer U dönüşlerine şahit oluyoruz" dedi.  

 

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİYLE ETKİN VE SÜRATLİ KARARLAR ALDIK 

Erdoğan, "Bu savrulmaların pek çok ülkede ciddi sıkıntılara yol açtığı da bir gerçektir. Türkiye zamanında attığı adımlarla bu süreci en başarılı yöneten ülkelerden birisidir. Bilhassa üretim, alt yapı, sağlık ve savunma alanlarında siyasi öngörümüzün meyvelerini topladık, topluyoruz. Muhalefetin eleştirilerine rağmen, kamu özel ortaklığı modeliyle hayata geçirdiğimiz şehir hastaneleri, salgın döneminde yüz akımız oldu. Bunun yanında altyapıyla ilgili yatırımlar da yüz akımız oldu. Ana muhalefet PPP nedir ne demektir, hala bunu anlayamamış, bunu bilmiyor. Yürütmede çok başlılığa son verdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle, etkin ve süratli karar alırken bunları tam bir koordinasyon içinde uyguladık. Parlamenter demokrasi olsaydı bu kararları mümkün değil alamazdık. Mevcut şu andaki yönetim sistemimizle bu kararları süratle alabilme imkanı yakaladık. Bu bir ileri görüşün neticesidir. Büyümeyi de 5 temel esas üzerinde gerçekleştirdik" diye konuştu.  

 

KRİZLERİN ÇÖZÜMÜNDE ANAHTAR ROL ÜSTLENİYORUZ 

Erdoğan, "Diplomaside uyguladığımız dengeli, tarafsız ve barışçıl politikalarla krizlerin çözümünde anahtar rol üstleniyoruz. Esir takası ile tahıl koridorunun açılması ve devam ettirilmesindeki kritik rolümüz ülkemizin diplomatik gücünü gösteren önemli birer örnektir. Biz bu süreç içerisinde Sayın Putin'le olan münasebetlerimiz, Sayın Zelenski ile olan münasebetlerimiz, Sayın Guterres ile olan münasebetlerimiz, bunların hepsi dengeli bir şekilde yürümüş ve ne uzak ne yakın bu dengeyi kurmak suretiyle de bu süreci işletme fırsatını bulduk. İnşallah Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla planlarımızı şimdiden yapacak, gelecek tasavvurumuzu bir adım daha öteye taşıyacağız" dedi.   

 

KENDİ ÖNCELİKLERİMİZ ÇERÇEVESİNDE PROJELERİMİZİ YÜRÜTÜYORUZ 

Erdoğan, "İnsanların devletten talebi arttıkça, siyasetçiden ve siyaset kurumundan beklentileri de yükselmektedir. İletişim ve ulaşım imkanlarının yaygınlaştığı günümüzde siyasetçinin yükü daha önce hiç olmadığı kadar ağırlaşmıştır. Tam 20 yıldır milletimize aşkla, heyecanla hizmet eden bir kadro olarak mesuliyetimizin farkındayız. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutlamaya hazırlanırken dünyanın nereye evrildiğini görüyor, planlarımızı buna göre yapıyoruz. Sahte ve sanal gündemlerin peşinden gitmek yerine kendi önceliklerimiz çerçevesinde projelerimizi yürütüyoruz.  Başkaları en basit meselelerini çözmekten acizken, biz ülkemizin asırlık hayallerini gerçeğe dönüştürmenin alt yapısını hazırlıyoruz. Ülkemizi birbiri ardında gündeme taşınan iftiralarla karalama ve insanımızı karamsarlığa sürükleme çabalarının rast gele tercihler olmadığını, bilinçli bir senaryonun eseri olduğunu düşünüyoruz. Biz bu sinsi ve yıkıcı kampanyaların önünü milletimizle birlikte umutlarımızı yeşertecek vizyonlarla, hedeflerle, projelerle keseceğimize inanıyoruz. Son dönemde dünyanın pek çok farklı yerinde denenen, hepsi de o ülkelerin ve insanlarının felaketiyle sonuçlanan devrim görünümlü zehirleme faaliyetlerini Türkiye'de teşmil etmek isteyenlere asla izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.  

 

2053 VİZYONUMUZU DA KENDİMİZ ŞEKİLLENDİRECEĞİZ 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizi bugüne kadar nasıl kendi programlarımızla getirdiysek, nasıl 2023 hedeflerimizi adım adım hayata geçirdiysek 2053 vizyonumuzu da kendimiz biçimlendirecek ve uygulayacağız. Batı ülkelerinin kendi asırlık demokrasi ve ekonomi parametrelerinden vazgeçtiği bir dönemde bize geçerliliği kalmamış özellikle o tür modellerin dayatılmasını iyi niyetli görmüyoruz. Türkiye, kadim medeniyet müktesebi, zengin ve yenilikçilik kabiliyeti yüksek insan gücüyle kendi yolunu çizecek ve o yolda yürüyecek dirayete sahiptir" diye konuştu. 

Â