Geri Dön
PolitikaCumhurbaşkanı Erdoğan: Kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştireceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştireceğiz

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti'nin ayırıcı vasfı, kendi doğru ve yanlışlarını analiz edebilen, kendi yaptıklarını ve yapamadıklarını doğru değerlendirebilen bir parti olmasıdır. Milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştirecek ve daha da güçlenmiş, kuvvet ve enerji toplamış şekilde yolumuza devam edeceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştireceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mahalli İdareler Genel Seçimleri sonrası düzenlenen ilk AK Parti grup toplantısına katıldı. Erdoğan, seçimlerin ülke genelinde huzur ve sükunet içinde gerçekleştirilmesinden memnun olduğunu belirterek, "Aldığımız güvenlik tedbirleri sayesinde birkaç müessif hadise dışında hamdolsun seçimlerde herhangi bir asayiş sorunu yaşanmadı. Doğudan batıya, güneyden kuzeye, yurdumuzun 4 bir köşesinde vatandaşlarımız sandığa giderek iradelerini özgürce ortaya koydu. Bölücü örgüt yandaşlarının, seçmeni baskı altına almaya yönelik faşizan teşebbüsleri de amacına ulaşamadı. Rekabet seviyesi yüksek bir kampanya döneminden sonra seçim günü milletimizin sergilediği demokratik olgunluk gerçekten takdire şayandır. Ülkemiz aleyhine yürütülen onca kampanyaya rağmen, demokrasimizin bir sandık sınavından başarıyla çıkmasını sağladık. 85 milyon olarak birlikte var olduğumuzu, hep birlikte Türkiye olduğumuzu tüm dünyaya yeniden gösterdik. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri'nin ülkemize, milletimize ve şehirlerimize bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.

'İTTİFAKIMIZ, BEKANIN TEMİNATI OLMAYI SÜRDÜRECEK'

AK Parti teşkilatlarının, hem kampanya dönemi boyunca hem de sandık günü olağanüstü bir fedakarlıkla çalıştığını aktaran Erdoğan, "Teşkilat mensuplarımız, ramazan ayında iftar programlarından ev ve esnaf buluşmalarıyla, sokak sokak, mahalle mahalle dolaşarak halkımızla birlikte oldu. 31 Mart seçim sürecinde 'Ulaşılmadık hiç kimseyi bırakmamak' şiarıyla gece gündüz koşturan genel merkez birimlerimize, kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza, gençlik kollarımıza, il, ilçe, belde teşkilatlarımıza, belediye başkan adaylarımıza ve aday adaylarımıza, mahalle ve köy temsilcilerimize, sandığı namusları bilip titizlikle sahip çıkan müşahitlerimize, ezcümle partimize davamıza ve mücadelemize güçlü destek veren her bir kardeşime buradan en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Rabbime, şahsıma böyle vefalı ve samimi yol arkadaşları bahşettiği için bir kez daha hamdediyorum. AK Parti teşkilatları ile birlikte 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı da son seçimlerden alnının akıyla çıkmıştır. Buradan Cumhur İttifakı olarak birlikte hareket ettiğimiz, omuz omuza beraber mücadele verdiğimiz MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye ve Ülkücü kardeşlerimize de teşekkür ediyorum. Bir sandık sınavını daha başarıyla veren ittifakımız, Türkiye'nin bekasının teminatı olmayı sürdürecektir" ifadelerini kullandı.

MİLLETİN HAYRINA İŞLERİNE DESTEK OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Uyguladıkları siyasetin, demokrasinin mihenk taşı olan sandığın itibarının korunması ve güçlendirilmesi olduğunu söyleyen Erdoğan, "Sonuçlardan azade olarak sandığın gücüne güç katan her seçim, Türkiye ve Türk milleti için tarihi bir kazanım demektir. Ülkemiz son 21 yıldır maruz kaldığı tüm vesayet girişimlerinin üstesinden bu anlayışla hareket ettiği için gelebilmiştir. Daha önce de ifade ettiğim gibi sandıktan çıkan takdir, hangi yönde olursa olsun saygındır, makbuldür, başımızın üzerinde yeri vardır. Siyasetçinin milletin iradesini küçümseme, yok sayma, görmezden gelme hakkı yoktur ve olamaz. Bize oy versin veya vermesin, sandığa giderek iradesini ortaya koyan tüm vatandaşlarımıza minnettarız. Milletimizin takdiri ile göreve gelen belediye başkanlarını ayrıca tebrik ediyor, kendilerine şehirlerimize hizmet yolunda başarılar diliyorum. İktidar olarak milletimizin hayrına yaptıkları işlerde bugüne kadar olduğu gibi belediye başkanlarımıza destek olmaya devam edeceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştireceğiz

'20 YILDAKİ EN DÜŞÜK KATILIMLI YEREL SEÇİM'

Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) kesin sonuçları açıklamasının ardından 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimi maratonunun tamamlanacağını bildirerek, "YSK, şimdiye kadar 3 ilçe ve 4 belde olmak üzere 7 yerde seçimlerin yenilenmesine karar vermiştir. İnşallah bu yerleşim yerlerinde vatandaşlarımız 2 Haziran Pazar günü sandıklara gidecek ve tercihlerini yapacaklardır. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak şimdiden bu seçimlere hazırlanacağız. 31 Mart seçim sonuçları, birçok zaviyeden kapsamlı değerlendirmeyi hak ediyor. Bu seçimlerin ilk göze çarpan özelliği, katılım seviyesinin maalesef düşüklüğüdür. Yüzde 78 katılım oranı ile 31 Mart seçimleri, son 20 yıldaki en düşük katılımlı yerel seçim olarak kayıtlara geçmiştir. Bunun sebepleri üzerinde hassasiyetle duruyoruz ve duracağız. 2019 yerel seçimlerine kıyasla yaklaşık 7 puanlık gerilemenin üzerinde, diğer siyasi partilerin de durması gerektiğine inanıyoruz. Geçersiz oylar da eklendiğinde yaklaşık 16 milyon seçmenin iradesi sandığa yansımamıştır. Katılım oranının düşüklüğü partimizin oylarını da olumsuz etkilemiştir. Henüz 10 ay önce yapılan seçimlerde bize ve ittifakımıza büyük teveccüh gösteren yüzde 52,2 ile bizlere güçlü destek veren insanlarımızın önemli bir kısmının sandığa gitmekten imtina ettiğini görüyoruz. Bunun altında yatan nedenleri de en ince detayına kadar analiz ediyoruz" diye konuştu.

'CUMHUR İTTİFAKI'NIN ÜSTÜNLÜĞÜ İLE SONUÇLANMIŞTIR’

Seçim sonuçlarını değerlendiren Erdoğan, "31 Mart seçimleri, yüzde 40,5 oy oranıyla Cumhur İttifakı'nın üstünlüğü ile sonuçlanmıştır. Bu seçimlerde milletimiz 12 büyükşehir, 12 il, 346 ilçe ve 169 belde olmak üzere toplam 539 belediyenin emanetini AK Parti'ye vermiştir. Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız MHP de 8 il, 113 ilçe ve 96 belde belediyesi kazanmıştır. Böylece Cumhur İttifakı 12'si büyükşehir, 20'si il, 459'u ilçe, 265'i belde olmak üzere toplam 756 belediyeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Türkiye'deki 1400 belediyenin yarıdan fazlası, yüzde 54,3'ü önümüzdeki 5 yıl süresince Cumhur İttifakı tarafından yönetilecektir. Buradan bir kez daha Cumhur İttifakı'nın gerçek belediyecilik vizyonunu tercih eden tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Tabii burada Hatay'a özel bir parantez açmak durumundayım. Biliyorsunuz Hatay, 6 Şubat depremlerinden beri en çok örselenen şehrimiz oldu. Hatay ile aramızı bozmak için çok uğraştılar. Pek çok iftira attılar. Hatay üzerinden sosyal fay hatlarımızla oynamaya kalktılar. 31 Mart seçimleri ile Hatay kendi üzerinden oynanan bu kirli senaryolara karşı tavrını çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Cumhur İttifakı'na ve AK Parti'ye duydukları güven dolayısıyla Hatay'ımıza ve Hataylı vatandaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

'HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA ÇALIŞACAĞIZ'

Erdoğan, CHP'nin Hatay Büyükşehir Belediyesi seçimine ilişkin 'tam kanunsuzluk' başvurusuna yönelik, Hatay'ın iradesini gasp etme girişimlerinin son dakikaya kadar devam ettiğini söyledi. YSK'nın baskı altına alınması dair, her yolun denendiğini ifade eden Erdoğan, "Ölülere oy kullandırıldığı gibi akla ziyan pek çok yalan söylenmiştir. CHP'nin milli irade hazımsızlığı ayyuka çıksa da YSK bu hezeyanlara karşı son noktayı koymuştur. Önümüzdeki dönemde şehrimizi ziyaret ederek Hataylı kardeşlerimize teşekkürlerimizi bizzat ifade edeceğiz. Bunun yanında bize güvenen diğer şehirlerimize layık olabilmek için her zamankinden daha fazla çalışacağız. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gerçek şudur; AK Parti olarak 21 yıllık iktidarlarımız boyunca yatırım yaparken, eser üretirken, insanımızın yaşadığı yerlere hizmet götürürken bugüne kadar seçim sonuçlarını önümüze almadık, almayız. İnşallah bundan sonra da farkımızı yine eserlerimizle ve hayata geçirdiğimiz projelerimizle göstereceğiz. Özellikle depremzede şehirlerimizin süratle yeniden ayağa kaldırılması gündemimizin ilk sırasında yer almayı sürdürecektir" diye konuştu.

'FARKLI HEVESLERE KAPILANLAR GÖRÜYORUZ'

Sandık gününü siyasetçinin ve siyasi partilerin karne günü olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"31 Mart tarihinde milletimiz tüm siyasi partilerin mahalli idarelerdeki son 5 yıllık karnesini kendilerine taktim etmiştir. Seçim sonuçlarından herkes kendilerine göre dersler çıkaracak, elbette kendi iç muhasebesini yapacaktır. Sonuçlara bakarak bunun bir yerel seçim olduğunu unutanlar, pervasızlaşanlar, hatta farklı heveslere kapılanlar olduğunu görüyoruz. Adeta bir genel seçim havasına girmek suretiyle kendilerinin ülkeyi yöneteceğini zanneden zavallılar, kendilerince 'Yerel iktidar, merkezi iktidar' diye Türkiye'de ikili bir yapı ihdas etmeye çalışıyor. Bu tarz söylemler, demlendikleri ittifak ortaklarına diyet borcu ödeme hamleleri değilse, ham bir hayalden ibarettir. 81 ilimizde tek bir iktidar vardır; o da 14-28 Mayıs seçimleriyle milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve Kabinesi'dir. Dün 16'ncı toplantısını yaptığımız Kabinemiz de görevinin başındadır. Sapla samanı karıştırmaya çalışanları daha fazla vakit kaybetmeden bu gerçekle yüzleşmeye davet ediyorum. Siyasetin ve ülkenin gündeminin içi boş tartışmalarla meşgul edilmesini doğru bulmuyoruz. Biz, Türkiye'ye ve milletimize daha iyi hizmet edebilmek adına ne yapılması gerekiyorsa onu yapmanın derdindeyiz."

'TABLONUN ÇOK İYİ FARKINDAYIZ'

Erdoğan, demokrasinin öncelikle halkın iradesini kabullenmek, milletin takdirine boyun eğmek ve milletin tercihi ile zıtlaşmamak anlamlarına geldiğini belirterek, "Muhalefet gibi rakamları eğip bükerek, tabir yerindeyse 40 dereden su getirerek analizler kasmak bize yakışmaz. Milletin sandıkta verdiği mesajları herkesten önce bizim doğru okumamız, objektif olarak bizim değerlendirmemiz gerekiyor. Hiçbir komplekse kapılmadan bu muhasebeyi yapmak, gerektiğinde canı pahasına bizim yanımızda duran aziz milletimize karşı görevimizdir. Şurası tartışmasız bir gerçektir ki milletimiz bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir öz eleştiri yapmamızı istemiştir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir. AK Parti olarak biz de bu tablonun çok iyi farkındayız. Milletimizin mesajlarını baş tacı ederken sadece bununla kalmayacak, bu mesajların gereğini de mutlaka yerine getireceğiz. AK Parti'nin ayırıcı vasfı, kendi doğru ve yanlışlarını analiz edebilen, kendi yaptıklarını ve yapamadıklarını doğru değerlendirebilen bir parti olmasıdır. Milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştirecek ve daha da güçlenmiş, kuvvet ve enerji toplamış şekilde yolumuza devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

'AZİZ MİLLETİMİZE DAHA SIKI SARILACAĞIZ'

Erdoğan, konuşmasının devamında, "Asrımıza, köklerimize, iradesiyle ve desteğiyle bizi bu makamlara taşıyan aziz milletimize, bizi var eden ilkelerimize çok daha sıkı sarılacağız. Şunun da bilinmesini isterim; bizim lügatımızda böbürlenme yoktur, millete tepeden bakma, milletle arasına duvarlar örme, mesafe koyma asla ve asla yoktur. Her zaman söylüyorum; biz bu milletin ta kendisiyiz. Biz siyaseti birilerine imtiyaz sağlamak, makam, unvan dağıtmak için de yapmıyoruz. Hangi konumda olursak olalım hepimiz bu makamlarda milletimize ve Türkiye’ye aşkla hizmet için bulunuyoruz. Bu konuda oluşan zafiyetleri süratle gidermek boynumuzun borcudur. Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan muhasebe ve murakabe sürecimizi değerlendireceğiz. Bize destek olanlarla birlikte sandığa gitmeyenlerin, gidip farklı tercihte bulunan vatandaşlarımızın tercihlerini en doğru şekilde okuyacak, değerlendirecek, gelecek dönemdeki yol haritamızı belirlerken bunlardan muhakkak istifade edeceğiz. Ama bu süreci partimizin geleneklerine, hareketimizin kurucu esaslarına ve davamızın prensiplerine uygun şekilde yöneteceğiz" dedi.

‘ASLA YILGINLIĞA KAPILMADIK’

Erdoğan, partilerinin tökezlemesini bekleyen rakiplerini asla sevindirmeyeceklerini ifade ederek şöyle dedi:

"Küçük hesaplar ve küçük tuzaklar peşinde koşanların sinsi oyunlarına gelmeyeceğiz. Başarımızı başarımız, üzüntümüzü üzüntümüz gören dünyanın dört bir yanındaki mazlumları hayal kırıklığına asla uğratmayacağız. Büyük bir davanın temsilcileri olduğumuzun şuuruyla önümüzdeki dönemi yeni bir şahlanışın dönüm noktası haline getireceğiz. Kim ne derse desin; AK Parti; bu ülkenin, bu milletin partisi olmayı, kendi insanımızla gönül coğrafyamızdaki 100 milyonların umudu olmayı sürdürecektir. AK Partiyi değerlendirirken nereden geldiğini ve hangi istikamete ilerlediğini bir an olsun aklımızdan çıkarmayacağız. Kutlu bir hareket, uzun bir yürüyüş, sabırlı bir mücadele, 14 Ağustos 2001’de AK Parti olarak görülmüştür. Biz nevzuhur bir hareket değiliz. Biz partilerden bir parti değiliz. Biz bugünlere bir anda gelmedik. Bu hareketin, bu partinin temelinde ismi bilinen ya da bilinmeyen yüzlerce, binlerce vefakarın, cefakarın emeği var, alın teri var. Biz dikensiz bir gül bahçesinde yürümedik, yürümüyoruz. Biz bu noktaya düşe kalka geldik, biz bu noktaya yenilgi yenilgi büyüyerek geldik. Baskılar gördük. Hapislerde yattık. Darbeler yedik. Partilerimiz kapatıldı. Yasaklandık. Kovulduk. Ötelendik. Haksızlığa, hukuksuzluğa, zorbalığa uğradık. Ancak hiçbir zaman umudumuzu yitirmedik, asla ve asla yılgınlığa kapılmadık."

'BİZ BİTTİ DEMEDEN HİÇBİR ŞEY BİTMEYECEKTİR'

Erdoğan, her seferinde düştükleri yerden doğrulduklarına belirterek, "'İman varsa imkan var' dedik, ‘Allah büyüktür’ dedik. Şimdi bakıyorum; AK Parti’nin son yerel seçimde aldığı oy oranları üzerinden bir taraf sevinç çığlıkları atıyor bir taraf olumsuz, karamsar bir tablo çiziyor, teşkilatlarımızın moralini bozmaya yönelik bir kampanya yürütüyor. Şunu çok net ifade etmek isterim; bunlar AK Parti’nin nasıl bir parti olduğunu anlamamışlar. Bunlar nereden nasıl geldiğimizi, nereye yürüdüğümüzü anlamamışlar. Bu hareketin kökleri çok derinde ve ufku çok derinde bir hareket olduğunu kavrayamamışlar. Beyler ve bayanlar şunu herkes görsün ve bilsin; biz ‘bitti’ demeden hiçbir şey bitmez, bitmeyecektir. Biz bu ülkenin en dinamik partisiyiz. Heyecanımız ilk günkü gibi dipdiri. Biz üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük partisiyiz. Her alanda muazzam bilgi birikimine, tecrübeye sahibiz. Biz seçmenin mesajını okuruz. Doğru okuruz. Gerekeni yaparız. Arızaları düzeltir, eksikleri giderir, tekrar yola koyuluruz. Kimse sevinmesin. Kimse umutlanmasın. Kimse farklı hevesler peşinde koşmasın. Biz buradayız. Sapasağlam, dimdik, en güçlü halimizle" dedi.

'MUHASEBEMİZİ YAPAR YOLA REVAN OLURUZ'

Erdoğan, seçim sonuçlarını bir fırsat bilerek AK Parti’yi yıpratmaya kalkışanları da gayet iyi bildiklerini, gördüklerini belirterek, "Eleştiri tamam, öz eleştiri tamam; ama AK Parti’yi özellikle fedakarlık abidesi olan AK Parti teşkilatını eleştiri ya da öz eleştiri maskesi altında hırpalamaya kalkışanlara da asla müsaade etmeyiz. Medyadan, sosyal medyadan, televizyon ekranlarından AK Parti’ye ayar vermeye çalışanlara kesinlikle rıza göstermeyiz. Milletimiz dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyacımız yok. Partimizin ilgili kurulları her türlü detayı değerlendiriyor. Buradan muhalefete de ekmek çıkmaz. AK Parti üzerinden kendilerine şahsi ikbal devşirme emelleri olanlara da ekmek çıkmaz. Bakanlarımız, siz değerli milletvekillerimiz bugünden itibaren halkımızın içine gireceğiz, umudumuz tam bir biçimde milletimize hizmeti sürdüreceğiz. Biz işimize bakacağız. Önümüze bakacağız. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu nasıl gerçekleştiririz buna bakacağız. Menzile kilitlenmiş ok misali hedeflerimize odaklanacağız. Çok açık söylüyorum; bu harekette şımarıklık olmaz. Bu harekette milletten, milletin değerlerinden, milletin ahvalinden, milletin gündeminden kopma asla olmaz. Aynı zamanda bu harekette yeğise yer yoktur. Bu harekette umutsuzluğa asla yer yoktur. Bu hareket korkakların omuzlayacağı bir hareket değildir. Muhasebemizi yapar, hatalarla aramıza mesafeyi koyar, ‘nerede kalmıştık’ der ve kaldığımız yerden yolumuza daha güçlü bir şekilde revan oluruz" şeklinde konuştu.

'ENFLASYONLA MÜCADELEMİZİ ZAFERLE SONUÇLANDIRACAĞIZ'

Erdoğan, sandıktan çıkan mesajlar ve yaptıkları değerlendirmeler ışığında gerekli adımları atmaya başladıklarını söyleyerek, "Bundan sadece 10 ay önce 28 Mayıs’ta milletimiz bize bir yetki verdi. Önümüzdeki 4 yıl boyunca milletin verdiği bu yetkiyi milletin emanetini omuzlarımızda dirayetle taşıyacağız. Milletimizin bizden ve hükümetimizden beklentilerini çok iyi biliyoruz. Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki 4 yıl içinde enflasyonla mücadelemizi inşallah zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık. Yine yapacağız. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek, içeride ve dışarıda ülkemizin, milletimizin güvenliğini daha korunaklı hale getireceğiz. Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız. Bununla kalmayacak geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da bölgemizin, dünyanın barışı için katkı sunmayı sürdüreceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

'HAYATIMIZ FİLİSTİN DAVASIYLA ANLAM BULMUŞTUR'

Erdoğan, İsrail'in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstererek, "Terör devleti İsrail, 7 Ekim’den bu yana hem Gazze’de hem Batı Şeria’da insanlık dışı bir soykırımı icra ediyor. İsrail, batıdan aldığı koşulsuz destekle büyük bir şımarıklık, büyük bir pervasızlık içinde insanlık tarihine şimdiden utançla yazılmış bir katliam yürütüyor. Şimdi seçim sürecinde de seçim sonrasında da birtakım merkezlerden şahsıma ve partimize yönelik bazı insafsız, izansız ithamlarda bulunuldu. Bu ithamların, bu alçak iftiraların üzülerek söylemeliyim ki bazı çevrelerde karşılık bulduğunu, hatta bize karşı kullanıldığını da gördük. Birileri yalan olduğu bal gibi bildikleri iddialar üzerinden bizi, partimizi, hükümetimizi ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini töhmet altında bıraktı. Hatta bazı sözde partiler ne yazık ki bu konuda bizim nasıl tavır takındığımızı bildikleri halde bizi kalkıp eleştiri yağmuruna tuttular. Bakınız bu gerçekten söylemek istemezdim, bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım. Hiç kimse ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin meselesini sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir. Bizim hayatımız Filistin mücadelesi ile geçmiş, bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Biz birileri gibi Filistin’in yerini Gazze’de yaşanan zulmü, Filistinli kardeşlerimize yönelik işgal ve katliam politikasını 7 Ekim’de öğrenmedik. Yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her bir safhasında Filistin’i kutlu bir emanet gibi daima yüreğimizde taşıdık. Bu hareket, bu parti, diğer birçok ilkenin yanında Filistin davasını; sorgusuz, sualsiz, şartsız omuzlama ilkesi üzerinde yükselmiştir. Şunu da belirtmek durumundayım; biz Filistin davasını sadece savunmuş değil, bu uğurda çok ağır bedeller de ödemiş bir hareketiz, böyle bir kadroyuz. Hafta sonu yine Filistin davasının lideri misafirim olacak. Beraber birçok şeyleri dertleşeceğiz, konuşacağız. Unutmayın; 12 Eylül darbesi Konya’daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın; 28 Şubat darbesi Sincan’daki Kudüs Gecesi’nin ardından geldi. Unutmayın; MİT’e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, siyonizmin uşağı, vatan haini FETÖ tarafından bizim Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı. Bakınız biz bundan 15 yıl önce hiç kimse cesaret edemezken şu anda sözde partileri olan da dahil, Davos’ta katillerin yüzüne açık yüreklilikle ‘one minute’ dedik. Dünya’da hiç kimse konuşamazken ‘Hamas bir terör örgütü değil, bir direniş grubudur’ dedik" diye konuştu.

'KUVAYIMİLLİYE NEYSE HAMAS DA ODUR'

Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) kürsüsünden son 70 yılda İsrail’in Filistin topraklarını nasıl adım adım işgal ettiğini haritalarıyla ortaya koyduklarını hatırlatarak, "En zor zamanlarında Filistinli kardeşlerimizin her bakımdan yanında olduk. Elimizdeki tüm imkanları Filistin için, Gazzeli mazlumlar için seferber ettik. Milli mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvayımilliye ne ise Hamas da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız. Böyle bir dönemde hakkı ve hakikati haykırmanın zor olduğunu biliyoruz. Ama bütün dünya bilsin, anlasın, idrak etsin. Ne suikast girişimlerinize ne darbe girişimlerinize ne ekonomik saldırılarınıza ne de algı operasyonlarınıza boyun eğmeyeceğiz. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim, devam edeceğiz. 14 bin çocuğu öldürdüler. Bunlar Hitler’i çoktan geçtiler. 14 bin masum çocuğun ölümünü görmeyip ‘Hamas terör örgütüdür’ diyerek, İsrail’in gözünü girmeye, İsrail’e yaranmaya çalışanlara inat, biz Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta, her koşulda cesaretle savunacağız. Biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz. Biz devlet yönetiyor, 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Bazı adımlarımız görünmüyor olabilir. Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz. Ancak çıkıp da bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar er ya da geç mahcup olacaklar, rezil olacak, tarih önünde nasıl bir haksızlık yaptıklarını göreceklerdir. Bir kez daha buradan Gazze’yi, tüm Filistin’i, Filistin’in şanlı istiklal direnişini gönülden selamlıyorum. 7 Ekim’den beri şehit düşen Filistin’in kahraman evlatlarını rahmetle yad ediyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum" dedi.