Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul ilçe belediye başkan adaylarını açıkladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İlçe Adayları Tanıtım Toplantısı'nda, İstanbul'un ilçe belediye başkan adaylarını açıkladı. Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah 31 Mart'ta İstanbul hak etmediklerinden kurtulacak, inşallah 31 Mart'ta İstanbul'un büyükşehir hizmetleri konusundaki hasreti sona erecek. İnşallah 31 Mart'ta yapacağı doğru tercihle kendisine yeni bir ufuk açacak. İnşallah 31 Mart'ta İstanbul'un 5 yıllık fetret devri son bulacak, yeniden şahlanış dönemi başlayacakö dedi. Erdoğan, adayların açıklanmasının ardından da "Yolumuz, yolunuz açık olsun. İnşallah mitinglerimizle ve 31 Mart akşamı zafer türküleriyle bir arada olacağız" ifadelerini kullandı.
Büyükşehir, il, ilçe, köy ve mahalle muhtarlarının seçileceği yerel seçim için geri sayım başladı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin il başkan adaylarının açıklanmasının ardından, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen AK Parti İstanbul İlçe Adayları Tanıtım Toplantısı'nda 39 ilçenin belediye başkan adaylarını açıkladı. Toplantıda, bakanlar, milletvekilleri, açıklanacak ilçelerin belediye başkan adayları da yer aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasından önce çalınan 'Yeniden İstanbul' şarkısına da eşlik etti.
BİZ SEÇMENİ SANDIKTAN SANDIĞA HATIRLAYAN BİR PARTİ OLMADIK
Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AK Partimizi 31 Mart'ta büyükşehirlerimizde, illerimizde, ilçelerimizde temsil edecek adayları peyderpey milletimize takdim ediyoruz. 7 Ocak'ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Murat Kurum'un da aralarında olduğu 26 büyükşehir ve il adayımızın tanıtımını yapmıştık. Bu haftada Ankara'da 48 büyükşehir ve il adayımızın ismini açıkladık. Böylece Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi'ni destekleyeceğimiz 7 büyükşehir ve ille birlikte 81 ilimizin tamamındaki adaylarımızı ilan etmiş olduk. Dün, Yalova'yla ilçe adaylarımızın takdimine başladık. Bugün de 31 Mart seçimlerinde İstanbulumuzun ilçelerinde AK Partimizi ve Cumhur İttifakı'nı temsil edecek adaylarımızı burada açıklıyoruz. Amacımız kimi yerlere bizzat giderek, kimi yerlere de genel başkan yardımcılarımı görevlendirmek suretiyle ilçe adaylarımızın tanıtımını en kısa sürede tamamlamaktır. Biliyorsunuz, seçimlere 70 gün kaldı. Gerçi biz seçmeni, yani milleti sandıktan sandığa hatırlayan bir parti hiçbir zaman olmadık. Biz yılın 365 günü, günün 24 saati milletimizle yüz yüze gönül gönüle irtibat halinde olan bir kadroyuz. Seçim dönemlerini bu tempoyu daha da artırmanın her zaman yaptığımız işleri kısa sürede tekrarlamanın muhabbet saflarını sıklaştırmanın, gönül köprülerimizi daha da güçlendirmenin vesilesi olarak görüyoruz" dedi.
ÇÖP, ÇUKUR, ÇAMUR, İSTANBUL BUYDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hele söz konusu İstanbul olduğunda, hem bizim için, hem sizler için yaptığımız çalışmalar bir başka anlam taşıyor. Şairlerin bile sevgilerini, hayranlıklarını, güzelliklerini anlatmaya kelimeler bulamadığı böyle bir şehri başka türlü kucaklamak mümkün değil. Yahya Kemal'in hissiyatıyla ifade edecek olursak… Sana dün bir tepeden baktım Aziz İstanbul. Görmediğim, gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer, ömrüm oldukça gönül tahtıma keyfince kurul, sade bir semtini sevmek bile bir ömre bedel. Sadece bir semtini sevmenin ömre değer olduğu İstanbul'u, 16 milyonu aşkın insanı yeditepesi, 39 ilçesi, yüzlerce mahallesi ve semtiyle sevmenin değerini veren bir yapı düşünün. İşte biz böyle sevdik, böyle seviyoruz. Binlerce yıldır, her medeniyetin, her toplumun, her devletin, her cihangirin hayalini süsleyen bu şehri İstanbul'a hizmet etmenin şerefi dünya malının tamamına değişilmez. Şair Nedim İstanbul'un tek bir taşını acem mülkünün tümüne feda ederken aslında oldukça mütevazı bir benzetme yapıyordu. İşte bu İstanbul'a hizmet etmek için 30 yıl önce bugünlerde 1994 yılında milletimizin huzurunda karşımızda alt yapısı çökmüş, özellikle üst yapısı perişan, insanı hiçe sayılan bir şehir vardı. Çöp, çukur, çamur, İstanbul buydu" dedi.
İSTANBUL 5 YIL GİBİ SÜREDE ÇEYREK ASIRLIK İRTİFA KAYBI YAŞADI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Haliç'in yanına kokudan yaklaşılamayan, hemen şu Haliç Kongre Merkezimizin arkası Haliç. Buraya yaklaşılamıyordu. Ben Kasımpaşalıyım. Haliç'in kenarında doğdum, büyüdüm. Haliç'le beraber yaşadım ve bu Haliç, ne yazık ki ne zaman biz temizlemeye başladık, işte o zaman bugünkü Haliç oldu. Haliç'ten o zamanlar itibarıyla 9 buçuk milyon metreküp çamur çıkardık. Pislik çıkardık. Bu çamuru bizden 9 buçuk kilometre uzaklıkta Alibeyköy'de bir taş ocağına naklettik. Bunu şu andakiler yapar mıydı? Yapabilir miydi ama bunu Murat Kurum yapar. Burada, hemen Kağıthane'de, bunlar temel atmama merasimi yapıyorlar. Böyle bir şey olur mu? Bunlar yapar. Biz ise, temel üstüne temel koyma mücadelesi verdik. İstanbulumuzda bu yarışı biz yaptık. Suyu akmayan, ulaşımı dökülen, sokaklarını pislik götüren, çevresini gecekonduların kuşattığı, trafikte insanların ömrünü tükettiği, çöplükleri patlayan çukurlardan dolayı yollarında yürünmeyen velhasıl her tarafı tel tel dökülen bu İstanbul fotoğrafı bizi sadece üzmekle kalmadı. Üstlendiğimiz sorumluluğun ağırlığını da gösterdi. İstanbul'un temsil ettiği tarihi ve kültürel değerlere asla yakışmayan bu görüntüsünü ortadan kaldırmak için hemen kolları sıvadık, ekiplerimizi kurduk, imkanları seferber ettik. Bahanelerin arkasına saklanmak yerine İstanbullunun derdine derman, yaralarına merhem olmaya odaklandık. Karşılaştığımız tüm engellere rağmen hamd olsun, kısa sürede İstanbul'un temel sorunlarının hemen hepsini hal yoluna koyduk ancak yapmak zor, yıkmak çok kolaydır. Maalesef son 5 yılda İstanbul yeniden o eski günlerini hatırlatan ihmallere maruz kaldı. Tüm dünyanın gözbebeği olan bu güzel şehir, 5 yıl gibi çok kısa sürede, neredeyse çeyrek asırlık irtifa kaybı yaşadı" diye konuştu.
AYNI ZİHNİYET POŞET GÖNDERMESİYLE YENİDEN ARZI ENDAM EDİYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2019'da İstanbul'un yönetimini devralanlar, işe programla, projeyle, icraatla, tuğla üstüne tuğla koyarak değil, temel atmama töreniyle başladılar. Atmadıkları temel Silahtarağa Arıtma Tesisi projesiydi. Sonra ne oldu? Arıtma yapılmayan sular Haliç'e boca edilince, burası yeniden ölmeye, kararmaya, kokmaya başladı. Halbuki Silahtarağa projesi İstanbul'un altın boynuzu Haliç'i temizlemek için 1994 yılından beri yürüttüğümüz çalışmaların kritik bir parçasıydı. Hatalarından ders çıkarmak yerine vizyonsuzluklarını, İstanbul'un yol kenarlarını süsleyen güzelim dikey bahçeleri yok ederek devam ettirdiler. Şimdi, aynı zihniyet poşet göndermesiyle yeniden arzı endam ediyor" dedi.
BUNLARIN TEK DERDİ İSTANBUL NİMETİNİ KULLANABİLDİKLERİ KADAR KULLANMAK
İlçelere de seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Büyükşehir adayımız Murat Kurum'un İstanbul'u depreme hazırlamak başta olmak üzere bu güzel şehrin geleceği için hayati öneme sahip projelerini kendi akıllarınca küçümsüyorlar, hafife alıyorlar. Bunların çevreden anladıkları yalnızca bu kavramın ardına sığınarak, şehri yakıp yıkan çapulculara sahip çıkmaktır. Bunların arıtma tesisi niçin yapılır, poşet kullanımı niçin sınırlandırılır, doğal gazda ısıtma niçin yaygınlaştırılır, elektrikli araç üretimi niçin teşvik edilir, karbon emisyonunu düşürecek yatırımlar niçin yapılır, yeşil alanlar niçin artırılır, iklim değişikliğiyle mücadeleye niçin bu kadar önem verilir… Plastik kullanımının azaltılması niçin kritik öneme sahiptir? Kısacası çevreye, tabiata ve insana dair meselelerin niçin bu kadar öncelikli olduğuna dair en küçük bir fikirleri yoktur. İstanbul'daki ana yolların etrafında kurulan yeşil panolara bile tahammül edemeyip hepsini yıkarak betona boğan kafanın böyle bir derdinin olmadığı da açıktır. Daha da vahimi aynı kafa, bilim insanlarının her gün ikaz ettiği deprem tehdidine karşı üzerine düşen hiçbir görevi yerine getirmediği gibi büyük bir pişkinlikle bunu sırıtarak, dalga konusu yapabiliyor. Milyonlarca insanın geleceğini, yüzbinlerce insanın hayatını doğrudan ilgilendiren böyle bir meselede bile aymazlık yapanların, şehrin diğer sorunlarının çözümüyle ilgili ne hassasiyeti olabilir ki? Bunların tek derdi İstanbul nimetini kendi şahsi çıkarları, kendi bireysel ajandaları, kendi siyasi kariyerleri için kullanabildikleri kadar kullanmak, sömüre bildikleri kadar sömürmektir" dedi.
İSTANBUL BU EZİYETİ HAK ETMİYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul bu zulmü, bu eziyeti hak etmiyor. İstanbul bu ihmali bu riyakarlığı hak etmiyor. İstanbul hırsı boyunu aşanların oyuncağı haline getirilmeyi hak etmiyor. İstanbul aklı da, gözü de, gönlü de, başka yerde olanların yedeği muamelesi görmeyi hak etmiyor. İstanbul, büyük emeklerle elde ettiği kazanımlarını kaybettirecek, beceriksizlikleri hak etmiyor. İstanbul çözüm yolları belli sorunlarının içinde boğulup kalmayı hak etmiyor. İstanbul, sınırları içinde yaşayan insanlarını, hayat sevincinin kaynağı olmak yerine kahır sebebi haline gelmeyi hak etmiyor. İstanbul dünyanın en gözde şehriyken, son birkaç yıldır yaşanması en zor yerleri arasında zikredilmeyi asla ve asla hak etmiyor. İnşallah 31 Mart'ta İstanbul hak etmediklerinden kurtulacak, inşallah 31 Mart'ta İstanbul'un büyükşehir hizmetleri konusundaki hasreti sona erecek. İnşallah 31 Mart'ta yapacağı doğru tercihle kendisine yeni bir ufuk açacak. İnşallah 31 Mart'ta İstanbul'un 5 yıllık fetret devri son bulacak, yeniden şahlanış dönemi başlayacak. Şair, zamanlar ve olaylar üstü yürek çarpıntıları olarak kabul ettiğimiz şiirleriyle yaşarlar. Bu anlayışla bir şairin diliyle ifade edecek olursak, boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul, bekle bizi, büyük ve sakin Süleymaniye'nle bekle. Parklarınla, köprülerinle, kulelerinle, meydanlarınla, mavi denizlerine yaslanmış beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle, bekle bizi İstanbul, bekle" diye konuştu.
GIRTLAĞINA SARILDIĞINIZ BU MİLLET SİZE CEVABINI SEÇİM GÜNÜ SANDIKTA VERECEKTİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah 31 Mart'ta bu bekleyiş nihayete erecek ve İstanbul tekrar gerçek belediyecilikle buluşacak. Kendileri çalıp, kendileri oynamaya alışkın olanlar, en küçük bir aykırı ses duyduklarında hemen karşılarındakinin gırtlağına sarılmaya başlıyor. Büyükçekmece'de, yaşlı bir teyzeye vurdular ve bir de o teyzenin gırtlağına sarıldılar. Ya CHP bu, bunlar ancak bu tür işte gelir basın mensubunu yere yatırırlar, basın mensubunu dövmeye kalkarlar. Hani bunlar basına saygılıydılar. Var mı böyle bir şey? Yok. Gırtlağına sarıldığınız bu millet size cevabını seçim günü sandıkta verecektir. Galiz küfürler savurduğunuz kadınlarımız 31 Mart günü sandık önlerine geldiğinde size ettiğiniz hakaretlerin hesabını soracaktır. Hem kadın hakları diyeceksiniz hem de milletin ortasında yaşlı bir kadına saldıran edepsizlere hiçbir tepki göstermeyeceksiniz. Hem basın özgürlüğünden dem vuracaksınız hem de görevini yapmaya çalışan gazetecilerin militanlarınıza linç ettireceksiniz. Bunun adı sadece ikiyüzlülük değil, aynı zamanda faşizmdir, despotizmdir" dedi.
BİZ DOĞRU OLURSAK EĞRİ BELASINI BULACAKTIR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP bölücü örgütün uzantılarıyla teşriki mesaisini artırdıkça şiddete daha meyilli hale gelmiştir. Bu vesileyle buradan tüm İstanbul teşkilatlarımıza, Türkiye'nin 81 vilayetindeki tüm teşkilatlarımıza seslenmek istiyorum. Kendi yönetimimizdeki belediyelerde tekrar göreve talip olurken de, muhalefetin elindeki yerleri gerçek belediyecilikle tanıştırmak isterken de bize düşen görev şudur. İşimizi her zaman ve her yerde düzgün bir şekilde yapmaktır. Programlarımızla, projelerimizle, icraatımızla göz doldurmaktır. İnsani ve ahlaki duruşumuzla, tevazumuzla, samimiyetimizle milletimizin kalbini kazanmaktır. Gece gündüz çalışarak hiçbir hususta ve hiçbir alanda boşluk bırakmamaktır. Biz düzgün çalışır, mesuliyetimizin hakkını verirsek, hizmetine talip olduğumuz insanların gönlüne girersek, şayet biz polemikle nefes harcamayıp milletimize, ufkumuzu anlatırsak, yani biz doğru olursak eğri zaten belasını bulacaktır" diye konuştu.
UZUNCA BİR SÜREDİR TÜRKİYE HEDEF ÜLKEDİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz İstanbul başta olmak üzere dünyanın ve bölgesinin en kıymetli, en stratejik coğrafyalarından birini kendisine vatan eylemiş bir milletiz. Rabbimizin bize lütfu olarak ecdadın kanı ve canı pahasına bize emanet ettikleri bu topraklar üzerinde yaşamanın elbette bir bedeli var. Milletçe bu bedeli bin yıldır her gün ödedik, ödüyoruz. Bugün de gerek dışarda, gerek içerde maruz kaldığımız saldırıların önümüze kurulan tuzakların, ayağımıza takılan çelmelerin sebebi yine aynıdır. Maksat bu milleti yıldırmak, bu devleti zayıflatmak, bu ülkeyi üzerinde her türlü ameliyatın yapılabileceği kıvama getirmektir. Dikkat ederseniz, uzunca bir süredir Türkiye hedef ülkedir. Asırlarca sürdürdükleri sömürge düzeninden elde ettikleri kazancı tehlikede görenlerin hedefinde Türkiye vardır. Emperyalist emellerle kurdukları ve sadece kendi güvenliklerine hizmet eden düzeni korumak isteyenlerin hedefine erişememek için Türkiye hedefimizi engellemeye çalışıyorlar. Mazlumlar adına yükselen sesimizin uyandırdığı zihinlerden ve gönüllerden korkanların hedefinde Türkiye vardır. Kendi toplumlarını, envai çeşit sinsi yöntemle baskı altında tutarak sürdürdükleri iktidarlarını tehlikede görenlerin hedefinde Türkiye var. Ülkemizi hedef alanlar içeride kendilerine ortaklar buluyor. Güney sınırlarımız boyunca bir teröristan kurarak bizi tecrit etmek isteyenlerin en önemli aracı bölücü terör örgütüdür. Bu örgütün ülke içindeki siyasi veya sivil görünümlü uzantıları da aynı amaca hizmet ediyor. Asıl üzüntü verici taraf, ülkemizin ikinci büyük partisi durumundaki CHP'nin bu kirli oyunda kendisine biçilen role razı olmasıdır" dedi.
ÖZGÜR EFENDİ BAŞLAMADAN LİSTENİN EN ALTINA YUVARLANMAYI BAŞARDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maalesef CHP yönetiminde giderek düşen bir seviye var. Bizim dönemimizde bu partide tam iki kez genel başkan değişti ama siyasi kalite ve kalibre noktasında her seferinde gelen gideni arattı. Rahmetli Deniz Baykal'la pek çok konuda anlaşamazdık ama siyasi birikimini takdir ederdim. Bay Kemal'le çok kavgamız oldu ama onun da kendine göre bir tarzı, üslubu ve misyonu vardı. CHP'nin mevcut genel başkanı Özgür Efendi ise daha başlamadan listenin en altına yuvarlanmayı başardı. Geçmişte, SHP bölücü örgütün güdümündeki parti, meclise ilk kez taşımanın vebaliyle tarihe gömülüp gitti. Esasen, CHP uzunca bir süredir, bölücü bir örgütün güdümündeki partiyle el altından zaten iş birliği yapıyordu ancak hiç değilse bu iş birliğinden mahcubiyet duyuyorlar, yapılan pazarlıkları gizli saklı tutmaya çalışıyorlardı. Özgür efendinin CHP'si ise bölücü örgütün aparatlığına devam eden, dolayısıyla siyasi meşruiyeti tartışmalı DEM Parti ile adeta bütünleşmiş durumdadır. Koltuğunu muhtaç olduğu birilerinin siyasi ihtirasına zemin hazırlamak için yapılan bu iş birliğiyle, her iki parti de kendi ayaklarına birer utanç prangası vurmaktadır" diye konuştu.
CUMHURBAŞKANI ADAYLARI AÇIKLADI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, adayları AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum'la açıkladı. Programda ilk olarak Milliyetçi Hareket Partisi'nin başkan adaylarının tanıtımı yapıldı.
İsimleri açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Adalar, Uğur Sina Şen. Arnavutköy, Mustafa Candaroğlu. Ataşehir, Mustafa Naim Yağcı. Avcılar, Abdullah Küçükoğlu. Bağcılar, Abdullah Özdemir. Bahçelievler, Hakan Bahadır. Bakırköy, Ali Talip Özdemir. Başakşehir, Yasin Kartoğlu. Bayrampaşa, İlknur Kovaç Bayraktar. Beşiktaş, Serkan Toper. Beykoz, Murat Aydın. Beylikdüzü, Mustafa Günaydın. Beyoğlu, Haydar Ali Yıldız. Büyükçekmece, Recep Erol. Çatalca, Mesut Üner. Çekmeköy, Ahmet Poyraz. Esenler, Mehmet Tevfik Göksu. Esenyurt, Hamit Öncü. Eyüpsultan, Deniz Köken. Fatih, Mehmet Ergün Turan. Gaziosmanpaşa, Hasan Tahsin Usta. Güngören, Bünyamin Demir. Kadıköy, Veli Arslan. Kağıthane, Mevlüt Öztekin. Kartal, Hüseyin Karakaya. Küçükçekmece, bir zamanlar bizdeydi. Yeniden Küçükçekmece inşallah biz de olacak. Aziz Yeniay. Maltepe, Kadem Ekşi. Pendik, Ahmet Cin. Sancaktepe Şeyma Döğücü. Sarıyer, Hüseyin Coşkun. Cumhur İttifakı, Silivri'de Milliyetçi Hareket Partisi'nden Volkan Yılmaz'la yola devam. Sultanbeyli, ilçe başkanımız Ali Tombaş. Sultangazi, Abdurrahman Dursun. Şile, İlhan Ocaklı. Şişli, Gökhan Yüksel. Tuzla, Şadi Yazıcı. Ümraniye, İsmet Yıldırım. Üsküdar, Hilmi Türkmen. Zeytinburnu, Ömer Arısoy. Bu duygularla, sizleri inşallah artık arazide kapı kapı dolaşarak, gönülleri toparlamaya davet ediyorum. Yolumuz, yolunuz açık olsun. İnşallah mitinglerimizle ve 31 Mart akşamı zafer türküleriyle bir arada olacağız. Sağ olun var olun" diye konuştu.