Cumhurbaşkanı Erdoğan: Baskıların, yasakların olduğu günler tamamen geride kaldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eski Türkiye artık tamamen geride kaldı. İnsanımızın kökeninden, dilinden dolayı ötekileştirildiği günler geride kaldı. Terör sopası ile siyasetin dizayn edildiği, ülkemize istikamet çizildiği günler geride kaldı. Baskıların, yasakların olduğu günler geri gelmemek üzere tamamen geride kaldı. Kazanımları kimsenin elimizden almasına müsaade etmeyiz. Belini kırdığımız terör tehdidinin tekrar hortlatılmasına izin vermeyiz. Eski günleri özleyenlere, çatışmayı şiddeti özleyenlere, bizi karanlık günlere çekmek isteyenlere asla eyvallah etmeyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Zaferi'nin 953'nci yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Bitlis'e geldi. Erdoğan, Muş Sultan Alparslan Havalimanı'ndan helikopterle Kiler İplik Fabrikası'na geçti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin eşlik ettiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, AK Parti Bitlis Milletvekili Turan Bedirhanoğlu ve protokol üyeleri karşıladı.
FABRİKAYI GEZİP, HALKA HİTAP ETTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra 31 kamu ve özel yatırımların toplu açılış törenine katılmak üzere Kiler Holding tarafından 85 milyon dolar yatırımla hayata geçirilen İplik Üretim Tesisi önündeki tören alanına geldi. Burada bir süre fabrikayı gezen Erdoğan, daha fabrika önünde toplanan halka hitap etti. Konuşmasına birlik ve beraberlik mesajları vererek başlayan Erdoğan, "Bizi muhabbetle bağrınıza bastınız. Allah kardeşliğimizi daim eylesin. Malazgirt'in yıl dönümü için bugün Bitlis'in yarın da Muş'un misafiriyiz. Öncelikle Bitlis'e olan şükran borcumuzu ödemek istiyorum. 31 Mart seçimlerinde Bitlis, bize verdiği söze sadık kalarak tercihini Cumhur İttifakı'ndan yana kullandı. Gece gündüz demeden Bitlis için çalışmaya, Bitlis halkına hizmete devam edeceğiz. Bugün yatırımları şehrimize kazandırmanın sevincini yaşıyoruz" dedi.
'3 ETAPTAN OLUŞAN PAMUK İPLİĞİ VE TEKSTİL FABRİKASININ İLK ETABINI YAPIYORUZ'
Halka verdikleri sözleri tutmayı sürdüreceklerini kaydeden Erdoğan, "Belediyelerimiz vatandaşımıza hizmetini sürdürüyor. 210 milyona ulaşan bu proje ile eser ve hizmetleri sizlerin emrine veriyoruz. TOKİ, Ahlat'ta 1 milyar 96 milyonluk yatırımla inşaatlarını bitirdi. Bitlis merkezde kentsel dönüşümde sona geldik. Toplam 1 milyar 229 milyonluk bu projenin de açılışını gerçekleştiriyoruz. Şehrimize sadece çevre ve şehircilikte 22 yıldaki yatırımımız 26 milyar liraya ulaştı. Her alanda şehrimizin çehresini değiştirecek eserlere imza attık. 1 milyar 776 milyonluk yatırımımız devam etmekte. Bitlis, özel sektör yatırımlarla da şaha kalktı. Pek çok fabrikanın açılışını yapmıştık. Bugün de yeni halkalar ekliyoruz. 3 etaptan oluşan pamuk ipliği ve tekstil fabrikasının ilk etabını yapıyoruz. Kalan etaplar bittiğinde günlük 65 ton pamuk girdisi ile 50 ton iplik üretecek. Kiler Holding'i bu yatırım için tebrik ediyorum" diye konuştu.
'BİN KİŞİLİK İSTİHDAM OLUŞTURACAK'
Bitlis'in önemli bir tekstil merkezi olacağını belirtip, savunma sanayine yönelik mesajlar veren Erdoğan, "Son 22 yılda destan yazdığımız alanların en başında geliyor. Yüzde 80 yurt dışına bağlı olan ülkemizi kendi mühimmatını üretir hale getirdik. Dün Aksaz'daki komutanlığımızda Piri Reis Denizaltımızı donanmamıza kattık. Bugün de patlayıcı madde üretim tesisinin temelini atıyoruz. Fabrika tamamlanınca bin kişilik istihdam oluşturacak. Bu yatırımımızın şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
'BU BAŞARILARIN HİÇBİRİ TESADÜF DEĞİL'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörün karanlık gölgesi doğu illerimizden çekildikçe şehirlerimizin potansiyeli ortaya çıkmaktadır. Bölge illerimiz farklı bir ivme kazandı. Endişenin yerini güven, korkunun yerini huzur aldı. Bölgede huzur ortamı güçlendikçe yatırımlar daha hızlı şekilde ilerliyor. Düne kadar terör yuvası olan Gabar'da ülkemizin en büyük petrol rezervlerinden birini çıkarıyoruz. Bu başarıların hiçbiri tesadüf değil, bunları Bitlis'in desteği ile başardık. Siz bize sahip çıktınız, hükümetimize sahip çıktınız. Sizin için ter dökenlere, mücadele verenlere sahip çıktınız. Eski Türkiye artık tamamen geride kaldı. İnsanımızın kökeninden, dilinden dolayı ötekileştirildiği günler geride kaldı. Terör sopası ile siyasetin dizayn edildiği, ülkemize istikamet çizildiği günler geride kaldı. Baskıların, yasakların olduğu günler geri gelmemek üzere tamamen geride kaldı. Kazanımları kimsenin elimizden almasına müsaade etmeyiz. Belini kırdığımız terör tehdidinin tekrar hortlatılmasına izin vermeyiz. Eski günleri özleyenlere, çatışmayı şiddeti özleyenlere bizi karanlık günlere çekmek isteyenlere asla eyvallah etmeyiz. Yularını Türkiye düşmanlarının tuttuğu provokatörlerin oyununa asla gelmeyeceğiz" diye konuştu.
'BİR AVUÇ MARJİNAL MUHALEFETİ ESİR ALMIŞ'
Muhalefeti de eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yıllarca çevre üzerinden bize ders vermeye kalkıp şimdi İstanbul'un en nadide çevre hazinesini para babalarına peşkeş çekiyorlar. Belediyeleri 3 ayda hısım akraba çiftliğine çevirdiler. Meydanlara söz verdikleri halde binlerce belediye işçisini kapı dışarı ettiler. Avrupa'da keyif çatan gösteriş müptelası bir elitizm çıktı. Kendi menfaatleri dışında hiçbir gündemleri yok. Yetkiyi milletten alıp, hizmeti hapisteki teröriste veriyorlar. Meclis'te provokatörlük yapan bir marjinale kimlerin kol, kanat gerdiğini takip ettik. Meclis kürsüsünden millete hakaret eden bu provokatörü ellerinden gelse demokrasi havarisi ilan edeceklerdi. Muhalefetin bu koroya ip gibi dizilmesi teslimiyet işaretidir. Bir avuç marjinal muhalefeti esir almış, parmağında oynatmaktalar. Halktan kopmuş durumdalar. Milletimiz bunların neyin peşinden koştuğunu çok iyi görmekte. Bunlardan ülkeye hayır gelmesi mümkün değildir" dedi.
'KUBBET-ÜL İSLAM UNVANINA SAHİP AHLAT'TA BULUNMANIN BAHTİYARLIĞINI YAŞIYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bitlis'teki toplu açılış töreninin ardından Malazgirt Zaferi'nin 953'üncü yıl dönümü etkinliklerinin yapıldığı Ahlat ilçesine geldi. Millet bahçesi içerisinde bulunan 1071 Sultan Alparslan Otağı'ndaki tören alanına geçen Erdoğan, burada vatandaşlara hitap etti. Dev Türk bayrağının yanına Filistin bayrağının da bırakıldığı tören alanında, Ahlat'ın tarihteki önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Malazgirt Zaferi'nin 953’üncü yıl dönümü vesilesiyle bugün bir kez daha beraberiz. Ata yurdumuz Belh ve Buhara ile birlikte Kubbet-ül İslam unvanına sahip üçüncü belde olan Ahlat'ta bulunmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Şehitler Diyarı, Kahramanlar Otağı, Anadolu'nun tapusu, bu aziz topraklarda gönüllerimizi yeniden buluşturan Rabb’imize sonsuz hamd ediyorum. Ahlatlı ve Bitlisli kardeşlerime ev sahiplikleri ve samimi misafirperverlikleri için kalpten teşekkür ediyorum. Rabb’im sizlerden razı olsun. Okçular Vakfımızı bu güzel program için özellikle tebrik ediyorum. Bu vesileyle, bir kez daha Ahlat’ı vatan yapan, Ahlat’ı sanat yapan, dünyada benzeri olmayan şaheserleri mühür misali bu topraklara tek tek nakşeden büyüklerimizi minnetle yad ediyorum. Yiğitlerin serdarı Sultan Alparslan'ı ve o gün kazaya katılan her askerini rahmetle anıyorum. İlk gazilerden ve şehitlerden bu yana Ahlat'ın tarihindeki büyük yolculuğuna şahitlik eden Selçuklu Mezarlığı’nda yatan her biri devlet teşkilatımızın, kültür ve edebiyatımızın mümtaz temsilcileri olan ecdadımızın manevi huzurlarında rahmetle yad ediyorum. 'Ahlat'ın altında küçük iskele, 18 yaşımda gittim askere' türkülere konu olan yakın tarihimizde Balkan Harbi'nde, Birinci Dünya Harbi'nde, İstiklal Harbi'nde toprağı kanlarıyla şereflendiren şehitlerimizi minnet ile anıyorum. Ahlat'ın köklü ailelerinden ecdatları devletimize hizmet etmiş, kale komutanlıkları yapmış, bayındırlık davamıza emeği geçen bu toprakların evladı birlikte çalıştığımız kardeşim merhum Zeki Ergezen'i de rahmetle anıyorum. Bundan 5 beş yıl önce Ahlat yolunda elim bir trafik kazasında aramızdan ayrılan merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun hocamızı da bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.
'AHLAT, DAİMA PERGELİN SABİT BİR NOKTASI OLMUŞTUR'
Ahlat'ı asli hüviyetine ve kimliğine uygun olarak ihya etmenin ruhları şad edeceğini kaydeden Erdoğan, "Karşımdaki bu muhteşem kardeşlik tablosu eminim, onların ruhlarını mesut ve mesrur edecektir. Kardeşlerim, Ahlat, Anadolu'da okun ilk düştüğü yerlerden, ocağın ve otağın kurulduğu ilk yurtlardandır. Ecdadın konakladığı, nefeslendiği zamanını doğru okuduğu Ahlat bin yıl öncesinden bugüne kurulan bir iman, kültür ve medeniyet köprüsüdür. Burası, Anadolu'daki tarihimizin yapılmasında ve yazılmasında daima pergelin sabit bir noktası olmuştur. Konumuyla ve kimliğiyle iftihar duyduğumuz bir yerdir. Bin yıldır bu topraklarda tüten ocak, devletimizin ve milletimizin ocağıdır. Bin yıldır bu toprakları sanat eserine dönüştürerek taşa ve toprağa işlediği hafıza, devletimizin ve milletimizin hafızasındır. Ahlat'ın kıymetini bilmek, Anadolu'daki varlığımızın, medeniyetimizi, kültürümüzün bizi bir kimlik sahibi kılan değerlerin değerini bilmektir. Her biri, dünya yazı sanatının, taş işçiliğinin, mezar mimarisinin şaheseri olan Ahlat eserleri, bizim daha önceki medeniyet birikimimizin semeresi olarak tezahür etmiştir. Ahlat'ın sanat eserleri, mana itibarıyla geçmişimizi ve geleceğimizi temsil eden abidelerdir. Bunların kıymetini anlamak, bizim olduğu kadar gelecek nesillerin de kimliklerinin bir nişanesi olacaktır. Türkiye, sadece mevcut nüfusundan ibaret değildir. Türkiye'nin nüfus varlığı, sayılamayacak, ölçülemeyecek kadar büyüktür, geniştir ve güçlüdür" diye konuştu.
'AHLAT, KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞDU'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Toynaklarından kıvılcımlar çıkararak batıya doğru koşan atlar, binlerce yıllık değerlerimizi doğudan batıya taşıyan rüzgar kanatlı atlardır. Ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandıran asıl rüzgar, bu rüzgardır. Ahlat, fetihler ve fatihler doğuran, başkentler doğuran, fiziki varlığından daha büyük görevler ve anlamlar ihtiva eden şehirler anası bir şehirdir. 8 bin 200 ecdat mezarıyla Ahlat, bize kim olduğumuzu, nereden gelip, nereye gittiğimizi hatırlatır. Göreve geldiğimiz günden bu yana, Ahlat'ı yeniden bir başkent gibi ihya etmeyi vazife olarak gördük. Ahlat’ı kökleriyle buluşturmak, tarihteki yerine uygun bir şekilde yeniden tarih, kültür ve cazibe merkezi haline getirmek için çok çalıştık. Çalışmalarımız ve çabalarımız sonucunda Ahlat, küllerinden yeniden doğdu. Etkinlikler dışında da gençlerimiz buraya geliyor, kökleriyle tanışıyor ve Ahlat'ın bin yıllık tarihine tanıklık ediyor. Bugünkü toplu açılış törenimiz ve akşam gerçekleştireceğimiz Kabine Toplantımız, Ahlat'a verdiğimiz ehemmiyeti bir kez daha gösteriyoruz. İnşallah bugüne kadar olduğu gibi bu hafızayı korumaya, güçlendirmeye ve istikbalimizin teminatı olan gençlerimize aktarmaya devam edeceğiz. Bin yıl önceden kalpler arasında kurulan köprü, bugün olduğu gibi inşallah sonsuza kadar ayakta kalacaktır. Bin yıl önce gönüllerde edinilen yer, bu vatanın çimentosu oldu, kalesi oldu, sigortası oldu ve yıkılmaz gök kubbesi oldu. Ataların Anadolu'ya ektikleri muhabbet, kardeşlik ve dayanışma tohumları, öylesine kök saldı, öylesine büyüdü ki bin yıldır kardeşlik hukukunu bozmaya ve yok etmeye kimsenin gücü yetmedi. Etnik köken üzerinden bizi bölmeye çalıştılar. Mezhep, meşrep üzerinden bizi ayırmak istediler. Siyasi görüş farklılıkları üzerinden nifak çıkarmaya çalıştılar. Bölücü terör örgütü eliyle aramıza nefret duvarları örmeye kalktılar. Daha bunun gibi nice hain ve kalleş oyunla kardeşliğimizi dinamitlemek, bizi kolay yutulur lokma haline getirmek istediler. Hain planlara karşı Allah'ın yardımı ve aziz milletimizin basiretiyle hepsinin üstesinden geldik. 85 milyon olarak birbirimize her zamankinden daha sıkı kenetlendik. Bugün de aynısını yapıyoruz. Vatanımıza yönelik senaryoları yırtıp atarak, yolumuza devam ediyoruz. Bizler bu toprakların emanetçisi değil, asıl sahipleriyiz. Bu toprakların altında da üstünde de biz varız" dedi.
'85 MİLYON BİRİZ, BERABERİZ VE TEK YÜREĞİZ'
Kardeşliğe vurgu yapan Erdoğan, "Milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini bozmaya çalışanlar, ne yaptılarsa bir türlü muvaffak olamadılar. Bu topraklardaki kardeşlik hukuku, tarihimizin hiçbir döneminde mezhebe, etnik kökene göre belirlenmedi. Birlik, beraberlik ve kardeşlik hukukumuzu ortak kadere, ortak imana, ortak geçmiş ve geleceğe göre şekillendirdik. Bin yılın yol arkadaşları, dava arkadaşları mücadele ve kader arkadaşları olarak şimdi de istikbale yürüyoruz. Herkes şunu bilsin anlasın, mıh gibi adeta hafızasına rap eylesin. Ay yıldızlı al bayrağın gölgesinde 85 milyon biriz, beraberiz ve tek yüreğiz. Türk, Kürt, Arap, Zaza, Laz, Çerkez; hepimiz bu topraklar üzerinde biriz, beraberiz, kardeşiz. Sünni, Alevi; bu topraklar üzerinde biriz, beraberiz, kardeşiz. Hep birlikte Türkiye’yiz. Rabb’im birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi daim eylesin. Bu güzel programın düzenlenmesinde emeği geçen Okçular Vakfımızı, tüm kurumlarımızı, belediyelerimizi ve sivil toplum kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Ahlat'a, Bitlis’e, Malazgirt'e ve Muş’a samimi ev sahiplikleri için şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
AHLAT'TAKİ KABİNE TOPLANTISININ ARDINDAN AÇIKLAMA YAPTI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Zaferi'nin 953’üncü yılı kutlamaları için geldiği Ahlat ilçesinde ilk kez Kabine toplantısı düzenledi. Kabine toplantısı sonrası Erdoğan, "Bugünkü tarihi Kabine toplantımızda Ahlat'a ve Malazgirt’e verdiğimiz ehemmiyeti göstermiş olduk. 2024 yılı ikinci toplantısında ülkemizin savunma kapasitesini güçlendirecek kritik kararlar aldık. Yerli ve milli imkanlarla geliştirmekte olduğumuz Çelik Kubbe projemizin detaylarını görüştük. 'Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye' hedefimize ulaşmak için durmadan, dinlenmeden ve engellere takılmadan koşturuyoruz. Dün Aksaz Tersane Komutanlığında hizmete aldığımız projelerimiz bizi hedefimize bir adım daha yaklaştırmıştır. Donanmamızın caydırıcılığı daha da artmıştır. Yeni tip denizaltı projemizdeki diğer denizaltılarımız da tamamlandıktan sonra Türkiye çok önemli bir güç çarpanına sahip olacak. Denizaltımızın tersanemizin ve diğer deniz platformlarımızın tekrar hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
Cumhurbaşkanlığı makamındaki onuncu hizmet yılını muhteşem bir eserin açılışıyla idrak ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Adana ve Mersin’in yanı sıra tüm bölgeye hizmet edecek Çukurova Uluslararası Havalimanımız yıllık 9 milyon yolcu kapasitesi ile gerçekten gurur verici bir eser oldu. Kamu özel ortaklığıyla hayata geçirdiğimiz bu önemli yatırımın, turizmden ticarete olumlu etkilerini zamanla çok daha net göreceğiz. Yapılan her işe mutlaka bir kulp takan her işe takoz koyan ülke ve millet menfaatine atılan her adımı engellemeyi maharet zanneden muhalefetin tezviratları bugüne kadar olduğu gibi yine fos çıkacaktır. Çukurova Uluslararası havalimanımızın da hayırlı olmasını diliyor emeği geçenleri canı gönülden tebrik ediyoruz." diye konuştu
'ZAFER ER YA DA GEÇ FİLİSTİN'İN OLACAK'
Erdoğan, Filistin davasına olan sarsılmaz desteklerini bir kez daha gösterdiklerini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkemizi ziyaret eden Katar Emiri Şeyh Temim ile ikili ilişkilerimiz yanında özelikle Gazze’deki katliamları ve ateşkes çabalarını konuştuk. Başakşehir Futbol Akademisi ve kupa meydanının açılışında geleceğin yıldız futbolcularıyla bir araya geldik. AK partimizin 23. kuruluş yıl dönümünde bu senede yine büyük bir coşku ile kutladık. Filistin devlet başkanı Sayın Mahmut Abbas'ı ülkemizde ağırlayarak, Filistin davasına olan sarsılmaz desteğimizi bir kez daha gösterdik. Sayın Abbas’ın Gazi Meclisimizde verdiği mesajlar tüm dünya tarafından dikkatle takip edilmiştir. İsrail tüm vahşetine, tüm barbarlığına Gazze'de 10 aydır estirdiği teröre rağmen Filistin halkının direniş azmini kıramamıştır. Topraklarını kahramanca savunan Filistin halkını bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Zaferin er veya geç ama mutlaka Filistinli kardeşlerimizin olacağına yürekten inanıyoruz. Rabbim Filistinli kardeşlerimizin yardımcısı olsun diyorum. Mezuniyet sevinçlerini paylaştığımız Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisindeki subay ve astsubaylarımıza tekrar başarılar diliyorum. 15 Temmuz ihaneti sonrasında attığımız adımlarla güvenlik birimlerimizi eskisinden çok daha güçlü hale getirdik. Bir devletin tarihinde karılaşabileceği en büyük badireyi olabilecek en az kayıpla atlatmayı başardık. Bunu sahadaki sonuçlarına başta terörle mücadele olmak üzere birçok alanda yakinen şahitlik ediyoruz. güvenlik kuvvetlerimizi personel, teçhizat, araç gereç ve imkanlar bakımından güçlendirmeye devam edeceğiz."
'ORMAN YANGINLARI İLE MÜCADELEDE İHA KULLANAN İKİ ÜLKEDEN BİRİYİZ'
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkelerden biri olduklarına dikkat çeken Erdoğan, "Bunun en yakıcı etkilerini maalesef ormanlarımız da görüyoruz. Küçük bir kıvılcımla başlayan yangınlar, zümrüt yeşili ormanlarımızın alev kırmızısına bürünmesine neden oluyor. Rakamlar karşı karşıya olduğumuz tehdidin vehametini ortaya koyuyor. Geçtiğimiz yılla kıyaslandığında orman ve orman dışı yangın sayısı yüzde 53 artarak 5 bin 540’a çıktı. Artan orman yangınlarıyla mücadele etmek için gereken her türlü adımı attık. Hali hazırda filomuzda bulunan 27 uçak, 105 helikopter, 5 binden fazla kara aracıyla tarihimizin en güçlü yeşil vatan ordusuna sahibiz. Hava araçlarımızın suya kolay ulaşması için havuz ve gölet sayımızı 4 bin 744’e yükselttik. Vatan savunmasında destanlar yazan İHA'larımızı orman yangınlarının tespitinde de kullanmaya başladık. 14 İHA’mız, 184’ü akıllı 776 kulemizle ormanlarımızı yedi gün 24 saat an be an gözetiyoruz. Sadece geçen yıl 2 bin 76 orman yangınını İHA'larımız aracılığıyla tespit ettik. Dünyada orman yangınları ile mücadelede İHA kullanan iki ülkeden biriyiz. Bu kapasitemiz de yangına ilk müdahale süresini 40 dakikalardan 11 dakikaya indirdik. Ayrıca 25 bin orman görevlimiz ve 130 bine yaklaşan gönüllümüzle yeşil vatan ordumuzu güçlendirdik. 2002’de hava araçlarımızın su atma kapasitesi 73 ton iken, dört kattan fazla artışla bugün 426 tona ulaştı. Orman yangınlarıyla etkin mücadele noktasında yapılması gereken ne varsa hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Ancak bu konuda özellikle muhalefetin çarpıtmalarına, yalanlarına kendi ihmallerini kapatmak için yürüttüğü iftira kampanyalarına maruz kalıyoruz." dedi.
15-19 AĞUSTOS ARASINDA 306 ORMAN YANGINI
Erdoğan, ülke genelinde çıkan orman yangınlarıyla mücadele ettiklerini belirterek, "Düşük nem ve yüksek seyreden sıcaklık, aşırı rüzgâr hızı sebebiyle 15-19 Ağustos tarihleri arasında tam 306 orman yangını çıktı. Bu yangınlara hem havadan hem karadan etkin bir şekilde müdahale edildi. Tarım ve Orman Bakanım başta olmak üzere ilgili bakanlarımız sürekli sahadalar. Ben de kendilerinden gidişatla ilgili düzenli olarak bilgi aldım. Yürütülen çalışmalarla ilgili fikir vermesi için burada bazı rakamları kısaca paylaşmak arzusundayım. Sadece 15-19 Ağustos arasında hava araçlarımız bin 640 saat mesai yaptı. Kara araçlarımızın toplam kat ettiği mesafe 3 milyon kilometreye yaklaştı. Yangınlara sadece havadan 25 bin 472 ton su atıldı. Tüm birimlerimizle tüm ekiplerimizle tam bir seferberlik ruhuyla yangınları söndürmek için çalıştık ter döktük. Bilhassa orman personelimiz canlarını tehlikeye atma pahasına büyük bir özveriyle günlerce mücadele ettiler. Mevla'm hepsinden razı olsun diyoruz. "
'FİTNE ATEŞİ İLE DE MÜCADELE EDİYORUZ'
Muhalefeti de eleştiren Erdoğan, "Tabii burada bir üzüntümüzü de ifade etmek istiyorum. Devletimiz her yangın çıktığında sadece alevlerle değil, aynı zamanda muhalefetin körüklediği fitne ateşi ile de mücadele etmekteyiz. Bunu daha önce Marmaris yangınında yaşadık. Geçen sene Mardin ve Diyarbakır anız yangınında aynısını yaşadık Aynı iftira yalan ve çarpıtma furyasına geçen hafta da şahit olduk. Gözlerinin önünde uçan uçak ve helikoptere rağmen uçak yok dediler. Yangın başladıktan yalnızca 5 dakika sonra ilk müdahale yapıldığı halde yangına müdahale edilmiyor dediler. Yeşil vatanın korunmasında kritik rol üstlenen insansız hava araçlarıyla ilgili ahlaka sığmayan bir sürü iftira attılar. Daha bunun gibi pek çok dezenformasyonu ekranlardan sosyal medya mecralarından ve gazete köşelerinden ortalığa boca ettiler. Aslında biz bunları konuşmak bunları gündeme taşımak istemiyoruz, ancak muhalefetin giderek artan pervasızlıkları karşısında insanlarımızı doğru bilgilendirmeyi de bir görev biliyoruz. Şunun altını çizerek tekrar belirtmek isterim. 81 vilayetimizin neresinde yangın çıkarsa çıksın devletimiz süratle organize olmakta ve çok etkin biçimde yangına müdahale etmektedir. Geçen hafta farklı illerimizde çıkan yangınlarda da aynısını yaptık nasıl bir mücadele yürüttüğümüzü az önce rakamlarıyla ortaya koyduk. Burada asıl sorgulanması eleştirilmesi millete hesap vermesi gerekenler yerel yönetimlerdir. Kendi sorumluluk alanlarındaki orman yangınlarına bile müdahale etmekte çok geç kaldılar. Muhalefet belediyeleri iş yapmak yerine yangın gibi bir meselede dahi siyaset yapma peşinde koşmaktadır. Bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Bu tablo milletimizin de vicdanını yaralıyor. " dedi.
Ormanların 85 milyonun ortak değeri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yangının depremin doğal afetin şu partisi veya bu partisi olmaz. Ormanlar hepimizindir. 85 milyonun ortak değeridir. Hayat kaynağıdır. Muhalefetin her konuyu siyasallaştıran bu çarpık bakış açısını bir an önce terk etmesini bekliyoruz. Yangınların kontrol altına alınmasından sonra bölgedeki vatandaşlarımızla telefon görüşmesi yaptım. Orada da yangınzede kardeşlerimize de özellikle ifade ettim. Daha önceki afetlerde olduğu gibi devletimiz vatandaşının yanındadır. Yangından etkilenen İzmir, Bolu, Çanakkale, Manisa, Uşak, Aydın ve Muğla'daki vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Tam bir koordinasyon içinde çalışan orman genel müdürlüğümüz başta olmak üzere ilgili bakanlıklara kamu kurumlarımıza ve gönüllülerimize de teşekkür ediyorum." dedi.
ALİYEV VE PUTİN'E TEŞEKKÜR ETTİ
Aliyev ve Putin'e teşekkür eden Erdoğan, "Tek millet iki devlet şiarıyla hareket ettiğimiz can Azerbaycan’ın cumhurbaşkanı kıymetli kardeşim İlham Aliyev'e buradan en kalbi şükranlarımı sunuyorum. İlham kardeşim sadece aramakta kalmadı aynı zamanda eğer Briev 200 tipi amfibi yangın söndürme uçağını ülkemize göndererek yangınla mücadelemize güçlü destek verdi. Zor günlerimizde her zaman yanımızda bulduğumuz sıkıntılı günlerinde her daim yanlarında olduğumuz Azerbaycanlı kardeşlerimiz de her alanda güç birliği yapmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Putin’e de yine aynı şekilde bir amfibi uçağı bize o dönemde göndermek suretiyle bu iki uçakla biz yangın söndürme işlemini çok daha rahat bir şekilde yapmamızı hamdolsun bitirdik" diye konuştu.
'15 EYLÜL’E KADAR ÇOK DİKKATLİ OLMAYA DEVAM EDİN'
Vatandaşlara çağrıda bulunan Erdoğan, "Bu vesileyle vatandaşlarımıza bir kez daha çağrıda bulunmak istiyorum. Sıcak havanın etkisini sürdüreceği 15 Eylül’e kadar çok dikkatli olmaya devam edelim. Yüzde 90’ı insan kaynaklı olan orman yangınları konusunda azami hassasiyet gösterelim. Yangına yol açacak anız yakma, piknik ateşi, sigara izmariti atma gibi hususlardan lütfen kaçınalım" dedi.
Bugünkü tarihi kabine toplantısının en önemli gündemlerinin Bitlis başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ki projeler olduğunu anlatan Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz hükümetlerimiz döneminde bölgenin kat ettiği ilerlemeyi örnekleri ile detaylıca bizlere anlattı. Son 22 yılda bu topraklara yaptığımız yatırımları bölgedeki kardeşlerimiz zaten çok iyi biliyor, hayatında tecrübe ediyor. Havalimanlarından yollar köprüler ve tünellere sağlık tesislerinden okullar üniversiteler spor ve gençlik merkezlerine barajlardan sulama kanallarını enerji yatırımlarını bölgemizin turizm imkânlarını geliştirmeye yönelik projelere kadar her alanda şehirlerimizin çevresini değiştirdik. Örneğin 548 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğumuz 6 bin 757 kilometreye çıktı. Derslik sayımızı 96 binin üzerine taşıdık. Üniversite sayımızı dokuzdan alıp 28’e ulaştırdık. Organize sanayi bölge sayımız 26’dan 49’a yükseldi. İstihdamı artıracak işsizlik sorununa çözüm olacak 40 yeni organize sanayi bölgemizin yapımı sürüyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine, sabit fiyatlarla toplam 2 trilyon TL’ye yakın kamu yatırımı yaptık. Şimdi bu tesislerimizi şu anda çatısı altında bulunduğumuz gerek üst bölgede olan tesislerimizde durmadan usanmadan üniversite gençliğimizi orta öğretim gençliğimizi buralarda başarılı öğrencileri eğitime alacağız. Buralarda kendilerini eğitime almak suretiyle inşallah yaz kış onlara en güzel şekilde bu eğitimi vereceğiz" dedi.