Geri Dön
PolitikaCumhurbaşkanı Erdoğan Arnavutköy-İstanbul Havalimanı metro hattının açılış töreninde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan Arnavutköy-İstanbul Havalimanı metro hattının açılış töreninde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutköy- İstanbul Havalimanı Metrosu Açılış Töreni'ne canlı bağlantı ile katıldı. Erdoğan, "Şehrimizde raylı sistem ağının toplam mesafesi 362 kilometreyi buldu. Daha önemlisi bu raylı sistemlerin büyük bölümü Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız tarafından yapılmıştır. Mesela son 5 yılda İstanbul’da belediye tarafından yapılan metro uzunluğu sadece 8 kilometredir. Kalan tüm projeler ya daha önceki dönemden kalmadır ya da bakanlığımız tarafından hayata geçirilmiştir. Hatta üzeri toprakla kapatılarak tümden iptal edilen projeler de mevcuttur. Her yeni proje ile inşa kalitesini ve yolculuk konforunu biraz daha ileri taşıyan İstanbul metroları dünya standartlarının en üst sınıfında yer alıyor. Her biri İstanbul’un ulaşımına hayati birer nefes borusu işlevi gören bu raylı sistem hatları olmasaydı bugün şehrin içine düşeceği durumu milletimizin takdirine bırakıyoruz. Tabii bakanlığın sorumluluk alanı gereği belli projelerde yoğunlaşan katkısı bir şehrin ulaşım sorununu çözmek için tek başına yeterli değildir. Büyükşehir Belediyesinin de ulaşımla ilgili kendi sorumluluklarını yerine getirmesi lazım ki bu 2 gücün sinerjisi ile sorunlar çözülsün. Bugün İstanbul yollarını gösteren ekranlara baktığınızda günün çoğunda yolların kırmızı olduğunu yani durma noktasına yakın yoğunlukta bir trafik olduğunu görürsünüz. Yol yapmayı, tünel yapmayı, köprü yapmayı, metro yapmayı, vapur işletmeyi, mevcut ulaşım haklarını verimli şekilde çalıştırmayı bilmeyen bir belediye yönetiminin yol açtığı bu acı tablo İstanbul'un kaderi değildir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Arnavutköy-İstanbul Havalimanı metro hattının açılış töreninde konuştu

'DESTE DESTE DOLARLARLA NEYİ, NEREDE HARCIYORLAR BELLİ DEĞİL'

Konuşmasının devamında "Bırakın yeni projeler geliştirmeyi; sorunsuz, sıkıntısız işleyen bir sistemi devam ettirmeyi bile beceremediler” diyen Erdoğan, “Bu zihniyet görevde olduğu müddetçe İstanbul'un trafik çilesi daha da artacak, İstanbullu kardeşlerim trafikte daha fazla vakit harcayacak. İstanbul gerçek belediyeciliği ziyadesiyle hak etmektedir. Üstelik bugün İstanbul'da sadece iş bilmez, iş yapmaz, eser ve hizmet fukarası değil, tıpkı 1989'da olduğu gibi kirlenmiş bir yönetim var. Artık İstanbul Büyükşehir Belediyesi yaptığı eserler ve hizmetlerle değil, nereye gittiği belli olmayan deste dese para görüntüleriyle anılmaktadır. Sorsanız 'bu paralarla CHP'ye il binası alındı' diyorlar ama alındığı söylenen il binasına ödenen rakamla ortadaki paralar arasındaki orantısızlığı kimse izah edemiyor. Bir taraftan üst geçitlerin gövdesine 'israf değil' derken öbür taraftan deste deste dolarlarla neyi, nerede harcıyorlar belli değil. Şimdiye kadar yapılan açıklamaların hepsi bir öncekini tekzip etti, yalanladı, şüphe bulutlarını dağıtmak bir yana daha da artırdı. 'Hesap uzmanıyım' diyerek övünenlerin ise hiçbir yerde sesi soluğu çıkmıyor. İstanbul'u depreme hazırlığıyla, ulaşımıyla, çevresiyle, sosyal belediyeciliğiyle geriletenler, siyaseti de kirleterek hem şehre hem ülkeye çok büyük bir kötülük yapmışlardır. Geciken eser ve hizmetlerin telafisi vakit ve kaynak meselesidir. Ama kirlenen siyasetin bedeli gençlerimizin kalbinde ve kafasında oluşturacağı soru işaretleri sebebiyle nesiller boyu sürecektir" ifadelerini kullandı.

'İSTANBUL YENİ ULAŞIM PROJELERİNİ KONUŞACAK'

Erdoğan, İstanbul'da benzeri durumlara 1980 ve 1990'lu yıllarda da şahit olduklarını kaydederek, "Gençlerimiz belki hatırlamaz ama orta yaş üzeri kuşak iyi bilir; 1989'da İstanbul'da, Ankara'da daha pek çok şehirde CHP'li belediye yönetimlerinin hesabını veremedikleri pis işler yüzünden ülkemizde çok büyük tartışmalar yaşandı. Bu ülkenin tarihine 'İSKİ skandalı' diye bir rezaleti bu CHP yazdırdı. Sonuçta milletimiz 1994 seçimlerinde bunların hepsini tasfiye etti ve bizi iş başına getirdi. Aradan geçen bunca yıldan sonra adeta bir dejavu yaşıyor, aynı filmi yeniden izliyor gibiyiz. İsimler farklı ama kafalar aynı, kepazelikler aynı. Yazık. Bu ülkeye de yazık. Bu şehirlere de yazık. İnşallah 31 Mart'tan sonra şehirlerimiz tüm bu tartışmaların uzağında eser ve hizmet gündemli hayatlarına yeniden dönecek. İstanbul 'Sistem İstanbul Projesi' ile keyfi, kibirli ve kirli zihniyetlerden kurtulup; programlı, planlı, projeli, şeffaf, adil bir yönetime kavuşacak. İstanbul depreme hazırlık için yapılacak 650 bin yeni konutu konuşacak. İstanbul bin kilometreyi bulacak raylı sistem ağırlıklı yeni ulaşım projelerini konuşacak. İstanbul, çocuklarından yaşlılarına, engellilerinden kadınlarına her bireyi kucaklayan sosyal belediyecilik faaliyetlerini konuşacak. İstanbul, tarihi ve kültürel varlıklarının ihyasıyla maziden atiye kurulan köprüyü konuşacak. Velhasıl İstanbul, belediye başkanının maceralarını kibirli hırslarını değil şehrine yaptığı eserleri, hizmetleri, projeleri, yatırımları konuşacak. İstanbullu başı dara düştüğünde nerede olduğu, kiminle ne yaptığı belli olmayan değil, yanı başında derdiyle dertlenen bir yönetimi bulacak. İşte o zaman İstanbul geleceğine tekrar umutla ve güvenle bakabilecek" diye konuştu.