CHP'li Yücel: Kepez Belediye Başkanı'nın tutuklanması siyasi bir karardır
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz'ün tutuklanmasına ilişkin, "Bu ülkede 7'si çocuk 25 kişinin öldüğü Çorlu tren kazasında sorumlu kamu görevlileri bırakın cezalandırılmayı, ödüllendirilirken, onlarca madencimizin hayatını kaybettiği Amasra maden kazasındaki baş sorumlular hakkında aylarca soruşturma izni verilmezken, İliç'de toprak kayması sonucunda meydana gelen faciada sorumlular korunurken, dün gece gelen tutuklama kararı şüphesiz siyasi bir karardır" dedi.
CHP'li Yücel, parti genel merkezinde düzenlenen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Yücel, öncelikle 12 Nisan Cuma günü Antalya'da teleferik kazasında hayatını kaybeden vatandaşa rahmet ve yaralılara şifa dilediğini belirterek, "Olayla ilgili Genel Başkanımız Özgür Özel'in talimatıyla oluşturulan Grup Başkan Vekilimiz ve Mersin Milletvekilimiz Ali Mahir Başarır'ın başkanlığındaki heyet, olay günü Antalya'ya hareket etti. Bu üzücü kazayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında dün gece Kepez Belediye Başkanımız Mesut Kocagöz hakkında tutuklama kararı verildi. Süreç, partimiz tarafından yakından takip ediliyor. Ancak bu ülkede 7'si çocuk 25 kişinin öldüğü Çorlu tren kazasında sorumlu kamu görevlileri bırakın cezalandırılmayı, ödüllendirilirken, onlarca madencimizin hayatını kaybettiği Amasra maden kazasındaki baş sorumlular hakkında aylarca soruşturma izni verilmezken, İliç'de toprak kayması sonucunda meydana gelen faciada sorumlular korunurken, dün gece gelen tutuklama kararı şüphesiz siyasi bir karardır. Kepez Belediye Başkanımız 28 Kasım 2023 tarihinde belediye başkanlığına adaylık başvurusu yapmak için belediye iştiraki Anet şirketi yönetim kurulu başkanlığından ve genel müdürlüğünden istifa etmiştir. İstifadan sonra işletmede defalarca denetim yapılmıştır. Ancak bu acı olaydan bile siyasi rant devşirmeyi hedefleyen, partimizi karalamaya çalışanlar öncelikle şunu anlamalıdır; kazada sorumluluğu bulunan herkes tarafsız ve bağımsız yargı önünde hesap vermeli ve hak ettikleri cezayı almalıdır. Kuşkusuz kazada dahli olan kim varsa kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Bu bizim kırmızı çizgimiz. Ancak bu soruşturmayı siyasetle ilişkilendirmeye çalışanlar karşılarında CHP'yi göreceklerdir" diye konuştu.
'YİTİRDİĞİMİZ CANLARIMIZDAN OY DEVŞİRDİLER'
AK Parti iktidarına eleştiride bulunan Yücel, "AKP demek çifte standart demek. AKP'nin bu çarpık anlayışı, maalesef devlet kurumlarına da sirayet etmiş durumda. Seçimlerin ardından yapılan itirazlar, iktidar partisi tarafından yapıldıysa kabul edildi, CHP tarafından yapıldıysa gerekçesi aynı dahi olsa kabul edilmedi. Hatay halkının iradesine 14 Mayıs'tan bu yana saygı duymayan, halkın iradesini gasp eden AKP iktidarı yerel seçimlerde Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı sandıkta kazanamadı; ama mazbata büyük bir kanunsuzlukla AKP'li adaya verildi. İtirazlarımızı yaptık; ancak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da bu kanunsuzluğa ortak oldu ve AKP, Hatay'da depremde yaşamını yitiren 3 bin 389 vatandaşımızın yerine oy kullandırılmasına göz yumdu. Biz biliyoruz ki depremde yaşamını yitiren canlarımız AKP için sadece bir sayıdan ibaretti. AKP'nin yitirilen canlarımızı bir rakamdan ibaret görmesi yetmezmiş gibi şimdi de o yitirdiğimiz canlarımızdan oy devşirdiler. İtirazlarımızın sonucu bile beklenmeden AKP'li belediye başkan adayına mazbata verildi. YSK, bu usulsüzlüklere sessiz kaldı, hukuk kurallarını çiğnedi. Hatay halkının iradesi bu kez de YSK tarafından yok sayıldı ve itirazımız reddedildi. Sanmayın ki bu milli irade gasbına sessiz kalacağız. Sanmayın ki Hatay'dan vazgeçtik. Kurucu liderimizin şahsi meselesi, bizim de şahsi meselemizdir. Biz bu hukuksuzluğu peşini bırakmayacağız" ifadelerini kullandı.
'İSRAİL'LE TİCARET, FİLİSTİN'E İHANETTİR'
7 Ekim'den bu yana Filistin'de masum çocukların katledildiği, 33 binden fazla insanın can verdiğini kaydeden Yücel, şöyle konuştu:
"Gazze'de katliam devam ederken AKP iktidarı İsrail'le ticarete devam etmekte hiçbir sakınca görmedi. Bu duruma tepki gösterenleri susturmaya çalıştı, ters kelepçeyle gözaltına aldı. Meydanlarda pankartları indirdi. 6 aydır Gazze'ye bomba yağarken, Filistinliler açlıkla, susuzlukla mücadele ederken AKP iktidarı ve yandaşları her zaman olduğu gibi sadece kazanacakları parayı düşündü. Aylar sonra Ticaret Bakanlığı'ndan İsrail'le ticarette 54 ürüne ihracat kısıtlaması getirildiği açıklandı. 9 Nisan 2024 tarihinde kısıtlanan bu ticaret Sayın Erdoğan, 'Dünya Çocuk Hakları Günü'nde 7 bine yakın masum çocuk maalesef bugünü göremedi' derken de devam ediyordu. Yani bu ticaret, Emine Erdoğan'ın Gazzeli çocuklar için düzenlediği 'Kurşun Geçirmez Düşler Sergisi'ne katıldığında da devam ediyordu. Yani bu ticaret, 10 yaşındaki yaralı Gazzeli çocuk Ahmet Ayyaş, Erdoğan'a 'Beni kurtar' diye seslenirken de devam ediyordu. O zaman soruyoruz, hani ticaret yoktu? Olmayan ticarete kısıtlama getirilemeyeceğine göre, neden halkın gözünün içine baka baka yalan söylediniz? AKP, İsrail'le aylardır bu ticareti her şeye rağmen sürdürdüklerini bizzat kendi bakanlıklarının kararıyla itiraf etti. Biz getirilen ihracat kısıtlamasını çok geç kalınmış olsa da olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz. İsrail vahşeti karşısında aylar sonra adım atan AKP, bu kısıtlamayı genişletmeli ve İsrail ile ticareti tamamen bitirmelidir. Türkiye'nin mazlum Filistinlilerin yanında olduğunu göstermelidir. İsrail'le ticaret, Filistin'e ihanettir."