TBMM Genel Kurulu, 'Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. CHP grubu, 2025 yılı asgari ücret zammına tepki göstermek amacıyla Genel Kurul çalışmalarına katılmadı. Genel Kurulun açılışında söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, yeni asgari ücrete ilişkin, "Sosyal medyada var, daha önce atılan tweet'ler var. İşveren temsilcilerinin ilk telaffuz ettikleri rakamın bu olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla da onca tiyatroya rağmen gerçekte bu rakama yani işverenlerin layık gördüğü rakama saray iktidarı da boyun eğmiştir ve saray iktidarı ve onun başındaki Recep Tayyip Erdoğan işçilerimize ancak ve ancak bu rakamı reva görmüştür. Biz bunu asla kabul etmeyeceğiz, asla kabul etmiyoruz. Bu, yoksulluk rakamıdır, açlık rakamıdır, sefalet rakamıdır. Açlık sınırının 21 bin lirayı geçtiği, yoksulluk sınırının 70 bin lirayı geçtiği bir ülkede asgari ücretin bu seviyesini asla kabul etmiyoruz, kabul etmeyeceğiz" dedi.
'ASGARİ ÜCRETİ KONUŞMAYAN GÜNDEMİ KABUL ETMİYORUZ'
Emir, Genel Kurulda asgari ücret zammının gündemde tutulması gerektiğini kaydederek, "Biz bugün böylesine yakıcı bir sorun varken, milyonların gözü Meclis'teyken; 'Acaba benim bu açlığıma, yoksulluğuma, emeğimin sömürülmesine Meclis ne yapacak?' diye bakıyorken başka bir kanunun, başka konuların görüşülmesini doğru ve uygun bulmuyoruz arkadaşlar. Herkesin gözü bizim üzerimizde, mutfaklar yanıyor, insanlarımız aç, yoksulluğa mahkum edilmiş, son derece cüzi, asla yaraya merhem olmayacak bir asgari ücretle karşısına çıkıyorsunuz vatandaşların ve Meclis bunu konuşmayacaksa biz burada yokuz. Biz daha önce söylemiştik; gerçek enflasyon yüzde 80, olması gereken asgari ücret en az 30 bin lira. 'Asgari ücret 30, altında biz yokuz' demiştik ve bugün burada olmayacağız. Bugün biz milletvekili grubumuzu genel merkezimize topluyoruz, önümüzdeki yol haritasını konuşacağız ve buradaki tartışmaları yani halkımızın gündeminde olmayan asgari ücreti, yoksulluğu, açlığı konuşmayan gündemi biz gerçek gündemimiz kabul etmiyoruz. Bilin ki bu iktidarı da bu yönetim anlayışını da size dar edeceğiz" diye konuştu.
DEM PARTİ, MECLİS BAŞKANLIĞINA ASGARİ ÜCRET İLE İLGİLİ ÖNERGE SUNDU
TBMM Genel Kurulu'nda DEM Parti, Meclis Başkanlığına, 'Asgari ücretin insan onuruna yaraşır düzeye getirilmesi için atılacak adımların belirlenmesi' başlıklı araştırma önergesi sundu. Önergenin gerekçesini açıklamak üzere söz alan DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, elinde 'Asgari el vicdan' başlıklı dövizi kürsüde göstererek, "Asgari ücrete getirilen yüzde 30'luk zammın burada oturan herkesi rahatsız ettiğini düşünüyorum. Eğer vicdanı sızlamayan varsa daha neyin olmasını beklediklerini de gerçekten çok merak ediyorum. Dünden beri sosyal medyada, sokaklarda emekçiler görüşlerini açıklıyorlar. Aynı zamanda bu asgari ücreti kendilerine reva gören zihniyeti bununla nasıl geçinileceğini de göstermeye davet ediyorlar. Ne yazık ki plazaların lamine camlarının ardından, sarayın ışıltılı odalarından yurttaşın sofrasını görmediniz. Gelinen aşamada AKP'lilerin her fırsatta, 'Çalışanları enflasyona ezdirmedik' söylemi kötü bir propagandadan öteye gitmemiştir. Söylediği her şeyin tersini topluma yaşatmayı alışkanlık edinmiş bir zihniyetle yine maalesef karşı karşıyayız. Barıştan bahseder ama savaş politikalarına servetleri gömer, 'İşçiyi ezdirmeyiz, ezdirmedik' der ama ücret artışında resmi enflasyonu bile dikkate almaz" ifadelerini kullandı.
AKALIN: ASGARİ ÜCRET BİR LÜTUF DEĞİL, İNSANCA BİR YAŞAM HAKKIDIR
İYİ Parti Grubu adına söz alan Edirne Milletvekili Mehmet Akalın ise asgari ücretin bir lütuf olmadığını vurgulayarak, "Daha açık bir şey sormak istiyorum: Sizce insanları açlığa mahkum eden bir sistem sürdürülebilir midir? Bir asgari ücretli, çocuklarını okula gönderebilmek için geçimini sağlamak zorundayken sağlığından olmakta, en temel sağlık hizmetlerinden bile mahrum kalmaktadır. Bugün birçok aile, çocuklarının eğitimini ihmal etmek zorunda kalmakta. Çünkü okul masrafları ile temel ihtiyaçlar arasında tercih yapmak zorunda kalmaktadır. Tabii ki ülkemizdeki bu ekonomik tablo sadece asgari ücretlileri değil, küçük esnaftan çiftçiye, emekliden memura kadar her kesimi etkileyen bir adaletsizliğe dönüşmüştür. Maalesef, bugün mevcut sistemle eşitlik olgusu refahta değil, yoksullukta ya da fakirlikte yaşanmaktadır. Refahın adil paylaşılmadığı fakirleşen bir toplumda huzur ve güven sağlanamaz, her türlü ahlaksızlık da artar. Bu nedenle, ekonomik politikalarımızda adalet ve insan onurunu esas almak zorundayız. Asgari ücret bir lütuf değil, insanca bir yaşam hakkıdır. Halkımızın refahını sağlamak için gerçekçi ve sürdürülebilir ekonomik politikalar geliştirmek bu Meclisin asli görevidir; maalesef, iktidarın yanlış ekonomik politikalarıyla bu mümkün olmamıştır" diye konuştu.
KURT: BUGÜNE KADAR EN YÜKSEK DOLAR BAZINDAKİ ASGARİ ÜCRET AÇIKLANDI
AK Parti Grubu adına söz alan Adıyaman Milletvekili Resul Kurt, asgari ücretin en düşük ücret olduğunu ve toplu iş sözleşmeleri ve iş sözleşmeleri ile daha yüksek ücretlerin olabileceğini söyledi. Kurt, "AK Parti iktidarları döneminde çalışanların ücret hakkı her zaman korunmuş, alım gücünü artıran işçi dostu politikalar hayata geçirilmiştir. 2022 yılı başından itibaren reform niteliğinde bir düzenleme yapılarak asgari ücret üzerindeki vergi yükleri kaldırılmıştır. Böylece, 2022 yılında damga ve gelir vergisi toplamı 188 milyar, 2023 yılında 385 milyar, 2024 yılında 677 milyar, 2025 yılında da 853 milyar liralık bir vergiden vazgeçilmiştir. İşçi ve işveren tarafından yapılan düzenlemeler çerçevesinde Asgari Ücret Tespit Komisyonunda işçi, işveren ve kamu temsilcilerinden oluşan, Asgari Ücret Tespit Komisyonunda yapılan görüşmelerde ekonomik politika hedefleri, üretim maliyetleri, iş dünyasının rekabet gücü ve vatandaşların temel ihtiyaçları dikkate alındı. 1 Ocak 2025 itibarıyla asgari ücret net 22 bin 104 TL olarak belirlenerek yüzde 30 oranında bir artış yapıldı, 2022 yılında sadece 184 TL olan asgari ücret, 2025 yılında nominal 119 katına, reel olarak 4 katına çıkmıştır. Net asgari ücret dolar bazında 2002'de 127 dolar iken 2025 yılında 630 dolara yükselmiştir. Bugüne kadar en yüksek dolar bazındaki asgari ücret açıklanmıştır" dedi.
ÖNERGE REDDEDİLDİ
Siyasi parti temsilcilerinin önerge üzerine yaptığı değerlendirmelerin ardından Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, önergeyi Genel Kurul'da oylamaya sundu. Önerge, AK Parti ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Genel Kurul, 'Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' görüşmelerini sürdürüyor.
DEM PARTİ'Lİ AYŞEGÜL DOĞAN, KÜRSÜYE 34 KARANFİL İLE ÇIKTI
DEM Parti Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, kanun teklifinin ikinci bölümü üzerine söz aldı. Doğan, Şırnak'ın Uludere ilçesinde meydana gelen olayda hayatını kaybeden vatandaşları temsilen 34 karanfil ile kürsüye çıktı. Doğan, Uludere olayı ile ilgili, "Biz değiliz, biz gerçekleri söylüyoruz, devlet suç işlemişse devletin suç işlediğini elbette söyleyeceğiz ve bunun açığa çıkması için de takipçisi olacağız. Niye peki? Çünkü bir daha tekrarlanmama garantisi yok bu ülkede, yüzyıllık tarih buna tanık. Başka ne yok? Adalet hakkı da yok bu ülkede. Başka bir şey daha yok, hakikati bilme hakkımız da yok. Hakikati bilme hakkı kolektif bir haktır. Bir katliamı unutturmaya çalışmak aynı zamanda bir katliamdır. Bunu hissetmeyenler, bunun takipçisi olmayanlar bu katliamın ortağı işte. Şimdi, bir de şöyle deniyor Kürtlere; deniyor ki, hani şüphelenilmiş ya o akşam, Genelkurmayın bizzat açıklaması var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dönemin Başbakanı olarak açıklamalarını hatırlattım ama adeta şu söyleniyor, 'Oradaki hareketlilikten şüphelenildi' yani siz Kürtlere şunu mu diyorsunuz, 'Söz konusu Kürtlerse adalet ve hukuk teferruattır' diyorsunuz. Bu, bu demek, olağan şüpheli olarak gördüğünüz ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin jetleriyle bombaladığınız 17'si çocuk 34 Roboskili için getirdim bu karanfilleri. 34 karanfil var burada, onları anmak, unutmamak, unutturmamak ve bunun takipçisi olmak için. Bunlar yalnızca birer isim değil" ifadelerini kullandı. Doğan, hayatını kaybeden 34 vatandaşın ismini tek tek okudu.
GENEL KURUL'DA, 'ÇIPLAK ARAMA' TARTIŞMASI
TBMM Genel Kurulu'nda kanun teklifinin 20'nci maddesi üzerinde görüşmeler sürerken DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ile AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin arasında, 'Çıplak arama' tartışması yaşandı.
GERGERLİOĞLU: ÖZLEM ZENGİN ÇIPLAK ARAMA KONUSUNDA HAKSIZ ÇIKTI
Kanun teklifinin 20'nci maddesi üzerine söz alan DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Filistin ile ilgili eylem yapan gençlerin emniyette ve cezaevinde çıplak aramaya tabi tutulduğunu belirterek, "Şimdi, değerli arkadaşlar, ben AK Parti'li vekillere soruyorum. Ya, bu çıplak arama meselesini defalarca gündeme getiriyoruz, biz utanıyoruz ama sizler utanmıyorsunuz, yaptıranlar utanmıyor. Bu nasıl bir haldir arkadaşlar ya? Yoksa, 'Yok' deyin. Bu çıplak arama var, herkes bunu yaşamış, yaşıyor, utanmazca, hayasızca yapılıyor, 'Yok' diyorsanız buyurun gelin, 'Yok Ömer Bey, haksızsın' deyin. Sayın Özlem Zengin de bana defalarca karşı çıktı ve şu anda kendisi de çok iyi biliyor ki çıplak arama yıllardır bu ülkede var, kendisi de çok iyi biliyor artık. Bize zamanında ha bire karşı çıktı ama şu an tarih onu yalanladı, tarih beni haklı çıkardı, Özlem Zengin haksız çıktı, bunu da itiraf etmeli" ifadelerini kullandı.
ZENGİN: MÜMKÜN OLSAYDI GERGERLİOĞLU İLE İLGİLİ 6284'E BAŞVURURDUM
DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'na cevap vermek için söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Sayın Gergerlioğlu ne zaman, 'Özlem Zengin' diye söyleyecek diye merak ediyordum. Eğer mümkün olsa 6284'le başvuru yapacağım kendisiyle ilgili olarak çünkü kürsüde yaptığı her konuşmada muhakkak adımı zikrediyor. Bana daha evvel bu kürsüden ben yokken, 'Yalancı' dedi, buradan bana, 'Korkak' dedi. Bu sözleri aynen size iade ediyorum, aynen. 2019 yılında Uşak'ta bir hadise yaşandı. Uşak'taki hadisede yeni bir FETÖ yapılanması vardı, bu FETÖ yapılanmasının iddiası tutuklanan genç kadınlara tamamen soyularak maalesef böyle söylemek durumundayım yani mevzuata uygun olmadan, elbette, ben bir avukatım. Mevzuata uygun olarak, daha evvel adı, 'Çıplak arama' olan, şimdi, 'Tam arama' olarak belirtilen bir arama var. Biz bunun kaldırılmasıyla ilgili tartışacaksak tartışalım. Bak buradan söylüyorum, o kadınlar hiçbir zaman üzerlerinde hiçbir şey kalmayacak şekilde aranmadılar" derken, Ömer Faruk Gergerlioğlu, "3 yıl önce inkar ediyordunuz, şimdi sadede geldiniz" dedi.
Özlem Zengin bunun üzerine, "Yok, o gün ne söylüyorsam bugün de aynı şeyi söylüyorum. Gergerlioğlu, konuştuğu kürsüde, yaptığı her konuşmada, hiçbir şey yapmıyorsa konuşmasının sonunda, 'Özlem Zengin' diyen bir insan. 30 saniye susmayı becermeli, benim söylediğim şey çok nettir. Uşak'ta bahsettiğiniz gibi bir arama asla olmamıştır. İçişleri Bakanlığı daha evvel, şu ankinden bir evvel Valilik yapan arkadaşımızın da içinde olduğu bir heyet tanzim etmiştir bu konuyla ilgili olarak. Bu heyet gitti, bir rapor hazırladı, bu raporun neticelerini kamuoyuyla paylaştı" diye konuştu.
GERGERLİOĞLU: ÖZLEM ZENGİN BANA, 'SAPIK' KELİMESİNİ SARF ETTİ
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, kürsüde konuşmasını sürdürürken DEM Parti Kocaeli Ömer Faruk Gergerlioğlu arasındaki sataşma sürdü. İki isim birbirlerini 'Yalancı' olmakla suçladı. Zengin, kürsüdeki süresinin uzatılmasını talep ederken Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, talebi usul yönünden aykırı bularak reddetti. Bunun üzerine DEM Parti ve AK Parti milletvekilleri arasında sataşmalar yaşandı. DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Zengin'e cevap vermek için söz aldı. Gergerlioğlu kürsüye yönelirken Zengin, "Kendisini bir sapık ilan ediyorum, psikolojik tedaviye ihtiyacı var" dedi. Gergerlioğlu, "Sapık, tövbe ya Rabb'im. Bakın, ne diyor. Kayıtlara geçti mi? Özlem Zengin bana yönelik sapık kelimesi sarf etti, kayıtlara geçirin lütfen, siz de duydunuz. Bakın, değerli arkadaşlar, böyle haksızlığı ortaya çıkınca ona buna hakaret eden bir insan, stenograflar kayda geçirsin. Özlem Zengin demişti ki, 'Bir hayalı kadın çıplak aramaya karşı çıkmak için bir yıl beklemez.' Kendisine Emniyet görevlileri de yanlış bilgi vermiş. Ya, haberi yok. O kadınlar üç ay sonra çıplak arama için suç duyurusunda bulunmuştu ama o, kendisine ne bildirilmişse onu yaptı. Susun, susun. Bakın, eğer ki azıcık vicdanınız varsa Uşak'a gidin ve o genç kadınlara sorun. Ben hepsinin adını biliyorum ve size o kadar acı örnekler anlatacaklar ki. Benim sesimi bastırmaya çalışma Fahrettin Bey, boşunadır. Benim sesimi bastırmaya çalışma Özlem Zengin. Senin o büyük gafın var ya, 'Onurlu bir kadın çıplak arama için bir yıl beklemez' lafın var ya o kadar insanları aşağılayan bir laftı ki o insanlar o kadar zulüm altındaydı, baskı altındaydı. O kadar utanıyorlardı ki kendilerine yapılandan dolayı, yine de gittiler, kendileri hakkında bu suç duyurusunu o savcılığa yaptılar ama sen burada o kadınları aşağıladın" değerlendirmesinde bulundu.
ZENGİN: HER KÜRSÜYE GELDİĞİNDE, 'ÖZLEM ZENGİN' DEMEK SAPIK BİR TAVIRDIR
Gergerlioğlu'nun açıklamaları Genel Kurul'da tansiyonu yükseltirken, AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin yeniden söz istedi. Zengin, "Ben kendisine, 'Sen' demeyeceğim. Bu beyefendi olmayan şahsın kesinlikle hukuki bir ehliyeti yoktur. Bu kürsüye çıkıp biraz evvel Grup Başkan Vekili ve arkadaşlarımıza da ifade ettim bu kürsüye her geldiğinde, 'Özlem Zengin' demek sapık bir tavırdır, her geldiğinde sapıkça bir tavırdır. Aynen böyledir, aynen böyledir. Söylerim. Evet söylerim, ne söyleyeceğime ben karar veririm. Bu takıntılı bir tavırdır, böyle bir şey olamaz. Her kürsüye geldiğinde yalan söyleyen, her kürsüye geldiğinde bana 'Yalancı' diyen, her kürsüye geldiğinde defaatle aynı şeyi tekrar ediyor. Daha kaç kere cevap vereceğiz? Bakınız, bugüne kadar defaatle aynı şeyi söyledi. Fahrettin Bey avukattır, bu olaylar yaşanırken bire bir şahit olmuştur, Uşak milletvekilidir. Ben defaatle kendi avukatlarıyla, dönemin valisiyle, olayın mağduru olduğunu iddia eden kadınların bütün avukatlarıyla konuşarak bu açıklamayı yaptım ve utanmadan, utanmadan yalan söylediğimizi söylüyorsunuz. Bir daha söylüyorum, Uşak'ta bahsettiğiniz gibi tamamen çıplak bir arama zinhar yapılmamıştır. Bunu bir kez daha söylüyorum ama siz bunu tekrar ediyorsunuz çünkü burada FETÖ'cülerin kurduğu yeni bir oluşum vardı, bu oluşumu bu şekilde davranarak gölgelemek istediler, siz de buna yardımcı oluyorsunuz, buna alet oluyorsunuz. Böyle bir şey yok" ifadelerini kullandı.
TEMELLİ: BİZ BU DİLİ KABUL ETMİYORUZ
Zengin'in konuşması esnasında AK Parti ve DEM Parti milletvekilleri arasında karşılıklı sataşmalar yaşandı. Ardından DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli söz aldı. Temelli, temiz bir üslup çağrısında bulunarak, "Defalarca burada, 'Bu kirli dilin sonu olmalı' dedik. Defalarca burada, 'Şiddet dilinden bu Meclisi kurtaralım' dedik. Defalarca burada bu konuda bir mutabakat sağladık" dedi. Zengin bu sözlere karşılık, "Bir daha asla benim adımı ağzına almayacak, benim adımı ağzına almayacak; sapık adam. Adımı ağzına almayacak, almayacak" derken Temelli, "Müsaade edin Özlem Hanım, müsaade edin; her şeyi kişiselleştirmeyin. Burada bir eleştiri size yöneltildi, eleştiriye kalkıp yanıt verebilirsiniz ama siz küfrediyorsunuz, küfrediyorsunuz. Ve diyorsunuz ki, 'Demeye devam edeceğim' biz de diyoruz ki, buna izin vermeyiz, biz bu dili kabul etmiyoruz. Burada her türlü eleştiriye tahammül göstermek zorundasınız" diye konuştu.
ZENGİN: GERGERLİOĞLU, BİR DAHA BENİM ADIMI ANMAYACAK
Genel Kurul'da tansiyon yükselmeye devam ederken söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Buradaki problem, konuşan hatibin her kürsüye çıktığında benim adımı anmasıdır, olayı şahsileştiren bizatihi kendi vekilinizdir. Bakın, her bir arkadaşım şahit, Muhammet Bey şahit, daha evvel Sayın Başkanım buradaydı, ben yokken yine adımı zikretmiştir. Her konuşmada benim adımı zikrederek, beni hedef göstererek, devamlı olarak bu konuyu benim üzerime getiren bizatihi kendisidir. Eğer bu konu kapansın isteniliyorsa bu beyefendi benim adımı bir daha anmayacak. Bu kadar! Bu, takıntılı bir tavırdır, takıntılı bir tavırdır, takıntıdır. Söylediğim her kelime doğrudur, her kelime doğrudur, hukuken de doğrudur. Asla, bir adım geri atmıyorum. Söylediğim her şey doğrudur. Sizler birer yalancısınız; başta da siz" dedi.
BİRLEŞİME ARA VERİLDİ
Genel Kurul'da milletvekilleri arasındaki sataşmanın sona ermemesi ve gergirliğin artması üzerine Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, birleşime 15 dakika ara verdi. Aranın ardından Genel Kurul yeniden toplandı.
DEVLET MEMURLARI KANUNU TEKLİFİ, TBMM GENEL KURULU'NDA KABUL EDİLDİ
TBMM Genel Kurulu, gündem dışı konuşmalar, siyasi partilerin grup başkanvekillerinin değerlendirmeleri ve araştırma önergelerinin görüşülmesinin ardından, 'Devlet Memurları Kanunu Teklifi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' görüşmelerine başladı. Kanun Teklifinden; 11, 12, 13, 18 ve 22'nci maddeler çıkarıldı. Kanun Teklifi üzerine yapılan görüşmeler esnasında 5 madde eklendi. Kanun görüşmelerinin tamamlanması üzerine teklif Genel Kurul'da kabul edildi. Kanun ile birlikte, 8 yıl herhangi bir disiplin cezası almayan memurlara ilave bir kademe hakkı verilecek. Bu hak, sözleşmeli statüden memur kadrolarına geçenler için de geçerli olacak. Ayrıca, yabancı ülkelerin resmi kurumları, uluslararası kuruluşları ve Cumhurbaşkanı tarafından seçilen uluslararası kuruluşlarda görev alan memurlara aylıksız izin verilecek. Bu hak ile birlikte memurlar, mesleki gelişimlerini sürdürebilecek çalışmalara katılabilecek. Türkiye'nin üyesi olduğu uluslararası kuruluşlarda çalışanlar ile kamu sermayeli kurum veya kuruluşların yurt dışı birimlerinde çalışanların ya da bu kurum ve kuruluşlarda çalışanlardan 6 aydan fazla yurt dışında görevlendirilenlerin memur olan eşlerine, bu durumun her yıl kuruma belgelendirilmesi kaydıyla 10 yılı aşmamak üzere bunların görev süresince aylıksız izin verilebilecek.
SÖZLEŞMELİDEN MEMUR KADROLARINA ATANANLAR, DİSİPLİN CEZASI ALMAMASI DURUMUNDA İLAVE KADEME VERİLECEK
Kanun ile birlikte, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) iptal kararları verdiği kanunlara ilişkin düzenlemeleri de içeriyor. AYM'nin iptal kararı doğrultusunda uzman yardımcılığına atananlar, en az 3 yıl çalışmak ve istihdam edildikleri birimlerce belirlenecek konularda hazırlayacakları uzmanlık tezi, oluşturulacak tez jürisi tarafından kabul edilmek kaydıyla yeterlik sınavına girmeye hak kazanacak. Diğer taraftan, düzenleme değiştirilmeden önceki kanun hükümleri kapsamında yeterlik sınavına girmeye hak kazanmış olup bu maddelerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla halen kurumlarınca ilk yeterlik sınavı yapılmamış olanlar bakımından söz konusu sınavın yapılması için öngörülen 6 aylık süre, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacak. Kanun ile birlikte sözleşmeli personel statüsünden memur kadrolarına atananlara, herhangi bir disiplin cezası almamaları kaydıyla ilave kademe verilmesini sağlayan düzenleme, daha önce söz konusu statü geçişini hükümde belirtilen kanunlar çerçevesinde yapanlara, geçmişe dönük faydalandırılmaksızın uygulanacak.
AYM'NİN İPTAL KARARLARINA GÖRE DÜZENLEMELER YAPILIYOR
AYM'nin iptal kararı doğrultusunda, Türkiye İstatistik Kanunu'nda değişiklik yapılacak. Buna göre, Türkiye İstatistik Kurumunun gelirleri, genel bütçeden yapılacak Hazine yardımları, taşınır ve taşınmaz malların satışı, kiraya verilmesi ve işletilmesinden elde edilen gelirler, Kurumun tarafsızlığını ve bağımsızlığını etkilemeyecek her türlü bağış, yardım, vasiyet ve sair gelirler, proje ve araştırma gelirleri ile diğer gelirler olarak sıralandı. AYM'nin, Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü'ne ilişkin düzenlemeler için verdiği iptal kararı doğrultusunda yeni değişiklikler yapılıyor. Değişikliğe göre; Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünün görevlerini yerine getirmesi amacıyla 150 milyon lira döner sermaye tahsis edilecek, gerektiğinde sermaye tutarı Cumhurbaşkanı tarafından 5 katına kadar artırılabilecek. Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünün döner sermayesi; Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekler ile Hazine tarafından yapılacak ayni yardımlar, kıymetli madenlerin değerlenmesinden doğan farklar, Genel Müdürlüğün çalışmalarından elde edilecek gelir ile yıllık kar, bağış ve yardımlardan oluşacak. Bağış ve yardımlar ile kıymetli madenlerin değerlenmesinden doğan farklar, tahsis olunan sermaye ile sınırlı olmaksızın sermayeye ilave olunacak. Döner sermayeden elde edilen ve her yıl sonunda kullanılmayan gelir, tahsis olunan sermayeye ulaşıncaya kadar döner sermayeye eklenecek.
SANAYİ BAKANLIĞI'NIN GÖREV VE YETKİLERİ
AYM'nin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na ilişkin verdiği iptal kararı doğrultusunda 635 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de değişiklik yapılıyor. İptal kararı doğrultusunda bakanlığın görev ve yetkileri şöyle:
"İlgili mevzuatta yer alan görevleri yapmak. Sanayi ürünlerine yönelik, bakanlığın görev alanına giren idari ve teknik düzenlemeleri hazırlamak, Türk standartlarından gerekli görülenleri zorunlu uygulamaya koymak, bunların uygulanmasını sağlamak, gerektiğinde denetlemek veya denetletmek. Görev ve yetkileri arasında yer alan destek programları ve projeleri ile ilgili görevlerini, belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde bağlı ve ilgili kuruluşlarına yaptırmak. Sanayi işletmelerinin satın aldıkları sanayi ürünlerinin satış sonrası hizmetlerine yönelik ekonomik çıkarlarını koruyucu tedbirleri almak ve gerekli düzenlemeleri yapmak, bu düzenlemelere yönelik denetimleri yapmak ya da yaptırmak. Türkiye'de bilimsel ve teknolojik araştırma, geliştirme, tasarım ve yenilikçilik faaliyetlerini ve girişimlerini teşvik etmek; bu faaliyetler sonucu ortaya çıkan ürünlerin patenti, yatırımı ve pazarlanması konusunda gerçek ve tüzel kişilere destek vermek; bunlarla ilgili düzenlemeler yapmak, usul ve esasları belirlemek."
KAHRAMANMARAŞ, MALATYA, ADIYAMAN, HATAY VE NURDAĞI'NDA MÜCBİR SEBEP HALİ UZATILABİLECEK
6 Şubat tarihli Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen; Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman, Hatay illeri ile Gaziantep'in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde, depremden bu yana mükellefiyet kaydı bulunan ve 2024 yılının Kasım ayında sona eren hal, 1 Aralık 2024 tarihinden bu yana 6 ayı geçmeyecek şekilde uzatmaya yetkili olacak. Öte yandan, 'Vergi Usul Kanunu'nun içerisinde yer alan, 'Mücbir Sebeplerde Gecikme' maddesinde değişiklik yapıldı. Yapılan değişikliğe göre; Hazine ve Maliye Bakanlığı, mücbir sebep sayılan haller nedeniyle; bölge, il, ilçe, mahal, organize sanayi bölgesi, teknoloji geliştirme bölgesi, endüstri bölgesi, serbest bölgeler gibi bölgeler veya afete maruz kalanlar itibarıyla; mükellefiyet ve vergi türü, vergilendirme ve defter tutma usulü, faaliyet konusu, iş yerleri, sektörler, aktif toplamı, öz sermaye toplamı, satış hasılatı, çalıştırılan hizmet erbabı sayısını birlikte veya ayrı ayrı dikkate alarak mücbir sebep hali ilan etmeye; bu sürede vergi ödevlerinden yerine getirilemeyecek olanları; vergi türü ve vergilendirme dönemi itibarıyla bu hüküm kapsamında belirlenen kriterler ile faaliyete devam edilip edilmediğini birlikte veya ayrı ayrı dikkate alarak belirlemeye yetkili olacak. Ayrıca, Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklik ile malul ve engellilerin araç alımlarındaki istisnaya ilişkin değişiklik yapılıyor. Genel Kurul'da, 15'nci madde üzerinde yapılan bir değişiklikle; Özel Tüketim Vergi Kanunu'nun 7'nci maddesinin birinci fıkrasının 2'nci bendinde yer alan, 'Kayıt ve tescile tabi' ibaresinden sonra gelmek üzere, 'Yerli katkı oranı yüzde 20 olan' ibaresi eklendi. Ayrıca, Cumhurbaşkanı; birinci fıkrada belirlenen yerli katkı oranını yarısına kadar indirmeye, iki katına kadar artırmaya yetkilidir şeklinde değiştirildi.
GENEL SAĞLIK SİGORTASI BORÇLARI SİLİNDİ
Ayrıca, 1 Ocak 2015 tarihi öncesine ait Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim borcu olanların bu borçları faiziyle birlikte silindi.