Geri Dön
PolitikaCevdet Yılmaz: İzmir Körfezi'nde ciddi yatırımlar yapmak lazım

Cevdet Yılmaz: İzmir Körfezi'nde ciddi yatırımlar yapmak lazım

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Kirliliğin asıl sebebi, arıtılmadan körfeze akan sular. Yıllardır süren bu yatırımsızlığa son verip, ciddi yatırımlar yapmak lazım. Özel sektör, yerel yönetim ve merkezi idarenin üzerine düşeni yapması lazım. Sorumlu hareket edenlerle birlikte çalışmaya hazırız. Yeter ki İzmir'imizin sorunları çözülsün" dedi.

Cevdet Yılmaz: İzmir Körfezi'nde ciddi yatırımlar yapmak lazım

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İzmir programı kapsamında AK Parti İzmir İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Yılmaz, İzmir'de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İzmir'in, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasında ve bağımsızlık yolunda attığı adımlarda sembol şehirlerinden biri olduğuna dikkat çeken Yılmaz, Kurtuluş Savaşı'nın zaferle taçlandığı hem milli mücadele sürecinde hem de zaferin ardından Türkiye'nin kaderinin yazıldığı toprakların İzmir'de olduğunu söyledi. İzmir İktisat Kongresi ve İzmir Fuarı ile ekonomik alanda da bağımsızlığın sembolü haline gelen İzmir'in ticaret ve lojistik ağı, enerji üretimi, otomotiv, petrokimya ve demir-çelik başta olmak üzere sanayi üretimi ve turizmi ile Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağladığını ifade etti.

'YOL HARİTASI ŞEKİLLENDİRECEĞİZ'

'Türkiye Buluşmaları' kapsamında İzmir'de ziyaretlerde bulunacaklarını dile getiren Yılmaz, "Büyük potansiyel taşıyan bu güzel şehrimizde kazanımları katlamak için daha neler yapabileceğimizi bugün gün boyunca İzmirliler ile istişare edeceğiz. MKYK üyesi, milletvekili 27 arkadaşımız İzmir'in farklı bölgelerinde halkımızın nabzını tutacaklar. Siyasi anlayışımız seçimden seçime değil, her zaman vatandaşlarımız ile buluşmayı öngörür. Yerelde ve genelde oluşturduğumuz politikalarda esas aldığımız temel, halkımızın talep ve beklentileridir. AK Parti; milletimizin kurduğu, milletin değerleri ve geleneğinden beslenen bir partidir. Rotamızı da milletimiz çizmektedir. Bugün kongre sürecine başladık. Eş zamanlı 'Türkiye Buluşmaları'nın yapılması, son derece anlamlı. Halkın beklentileri, talepleri, eleştirileri ve önerilerini alarak bir yol haritası şekillendireceğiz" dedi.

'BU SENE 7 MİLYAR DOLARA YAKIN BİR İHRACAT GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, içeride ve dışarıda güçlü politikalarla birliklerini pekiştirdiklerini vurgulayan Yılmaz, "Dünyanın ve bölgemizin zorlu bir döneminde ülkemizin milli menfaatlerini koruyoruz. Her alanda bağımsızlık mücadelesi veriyoruz. Savunma sanayisinden siber güvenliğe ülkemizi ileriye taşıyoruz. Sadece bugünü değil, yarınları düşünerek durmaksızın çalışıyoruz. Son dönemlerde bölgemizde yaşanan jeopolitik gerilimler, çatışmalar özellikle Orta Doğu'da İsrail'in insanlık dışı uygulamaları elbette kınadığımız ve tasvip etmediğimiz hadiselerdir. Lübnan'a dönük saldırılar da maalesef İsrail'in bölgeye çatışmayı yayma niyetlerini çok açık şekilde ortaya koymuştur. Yine yapılan siber saldırı ile terör eylemi niteliğindeki saldırılar cereyan etmiştir. Türkiye olarak gücümüzü pekiştirirken bir taraftan da geleceğe dönük kurumsal teknolojik hamlelerimizi sürdürüyoruz. Siber güvenlik konusunda güçlü bir yapılanma konusunda hazırlıklarımızı tamamladık. Uzun süredir üzerinde çalıştığımız siber güvenlik başkanlığı fikrimizi olgunlaştırdık. Sonbaharda meclisimizin takdirine arz edeceğiz. Savunma sanayinde yaptıklarımız ortada. Türkiye, Çelik Kubbe’sini de tamamlayarak savunma sanayide çok farklı bir noktaya gelecek. Geçen sene 5,5 milyar dolar savunma sanayi ihracatı gerçekleştirdik. Bu sene 7 milyar dolara yakın bir ihracat gerçekleştireceğiz" diye konuştu.

Cevdet Yılmaz: İzmir Körfezinde ciddi yatırımlar yapmak lazım

'BİR DAKİKANIN BİLE ÇOK BÜYÜK ÖNEMİ VAR'

Konuşmasında İzmir'in modern, sürdürülebilir ve halkın yaşam kalitesini artıracak nitelikli hizmetleri hak ettiğini dile getiren Yılmaz, temiz enerji kaynaklarının yaygınlaştırıldığı, yeşil alanların korunduğu ve artırıldığı bir İzmir arzu ettiklerini söyledi. Yılmaz, "İzmir'in mavisine de yeşiline de haksızlık edilmemeli diye düşünüyorum. Geçtiğimiz günlerde yaşanan yangınlarda önemli bir imtihan verdik. Tarım Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü ve yerelden katkı sunanlardan Allah razı olsun. Can kaybı yaşamadan o süreçleri atlattık. Bir daha böyle olumsuzluklar yaşanmamasını temenni ediyoruz. Türkiye'nin bu konularda geldiği yer azımsanacak durumda değil. Yangınlara erken müdahale önemli. Bir dakikanın bile çok büyük önemi var" açıklamalarında bulundu.

Cevdet Yılmaz: İzmir Körfezinde ciddi yatırımlar yapmak lazım

'ÇALIŞMA GRUPLARI OLUŞTURUYORUZ'

İzmir'in en önemli sorununun kirlilik olduğunu belirten Yılmaz, özellikle körfezdeki kirliliğin ülkenin gündeminde olduğunu hatırlattı. Yılmaz, "Son yıllarda özellikle metropol illerde belediyelerin bütçesi içinde yatırımlarının payının düştüğünü görüyoruz. Bu şehirlerdeki belediyeler, sermayeden yemiş oluyor. Geçmişten gelen sermayeyi tüketiyorlar. Yatırım yapmadan birkaç yıl idare edebilirsiniz. Ama bunu uzun zamana yaydığınızda kendi sermaye tabanınızı eritmiş olursunuz. Bu anlamda yatırımsızlığın getirdiği krizle karşı karşıyayız. Temel hukuki sorumluluk yerelde de olsa merkezi hükümet olarak kendi görevimizi yapmaya hazırız. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, hükümetimizin iradesini ortaya koydu. İzmir Körfezi'nin kirliliğini mercek altına almak amacıyla, alanında uzman isimlerden oluşan bir Bilim Kurulu oluşturduk. Sorunun çeşitli boyutlarını ele alarak kısa, orta ve uzun vadeli bir planlama yapmak üzere çalışma grupları oluşturuyoruz" dedi. Kirliliğin balık ölümlerine yol açtığına dair bulgular oluştuğunu belirten Yılmaz, "Kirliliğin asıl sebebi, arıtılmadan körfeze akan sular. Yıllardır süren bu yatırımsızlığa son verip ciddi yatırımlar yapmak lazım. Özel sektör, yerel yönetim ve merkezi idarenin üzerine düşeni yapması lazım. Bu dönemde yaşanan sıkıntıları görerek herkes üzerine düşeni yapsın. Sorumlu hareket edenlerle birlikte çalışmaya hazırız. Yeter ki İzmir'imizin sorunları çözülsün" diye konuştu.

Cevdet Yılmaz: İzmir Körfezinde ciddi yatırımlar yapmak lazım

'HALKIN GERÇEK GÜNDEMİNE ODAKLANMAMIZ LAZIM'

İzmir'de Karşıyaka'dan Konak'a, Bornova'dan Buca'ya, Çiğli'den Gaziemir'e, Foça'dan Seferihisar'a kadar her bölgenin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak kapsayıcı projeler hayata geçirdiklerine dikkati çeken Yılmaz, "Tüm paydaşları ortak hedef doğrultusunda çalışmaya davet ediyoruz. Yereldeki makamların, vatandaşların beklentilerini karşılamasını bekliyoruz. Halkımız kısır çekişmeler, polemikler değil; gerçek sorunların tespit edilip, çözüm bulunmasını bekliyor. Bizim kapalı gündemlere değil, halkın gerçek gündemine odaklanmamız lazım. Çözüm odaklı bir yaklaşıma destek vermelerini bekliyoruz. Gün boyu ziyaretlerle İzmirliler ile buluşmaya devam edeceğiz. Programları birlikte icra ettiğimiz arkadaşlarımız gün boyunca İzmir'in dört bir yanına dağılarak halkımızın nabzını tutacaklar. Elde ettikleri veriler gelecekte yapacağımız çalışmalara ışık tutacaktır" dedi.

'DERTLERİ RAPORLAYACAĞIZ'

AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ise "Bu sene 81 vilayetimizde, 900 küsur ilçemizde, Sayın bakanlarımız ve Cumhurbaşkanı Yardımcımızın teşrifleriyle esnafıyla, işçiyle, köylüyle ve toplumun her kesimiyle görüşüp, dertlerini raporlayacağız. Her il kendi teşkilatlarıyla zaten bunu yapmaktaydı ancak karınca modeli kapsamında bunun yapılması uygun görüldü" diye konuştu.

'İŞ DÜNYAMIZLA İFTİHAR EDİYORUZ'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İzmir programları kapsamında İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) iş birliğiyle düzenlenen İzmir İş Dünyası Buluşması'na katıldı. İZTO Meclis Toplantı Salonu'ndaki toplantıya İzmir Valisi Süleyman Elban, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri ve iş insanları katıldı. Toplantıda konuşan Cevdet Yılmaz, "İş dünyamızla iftihar ediyoruz. İş dünyamız, bu ülkenin üretim gücünü temsil ediyor. Yaptıkları girişimlerle, yatırımlarla, aldıkları risklerle ülkemizin kalkınmasına, istihdam oluşmasına, teknolojik atılımlarına öncülük yapıyorlar. İzmir iş dünyası başta olmak üzere tüm iş dünyamıza şükranlarımı sunuyorum" dedi.

'POLİTİKALARIMIZI KARARLI BİR ŞEKİLDE HAYATA GEÇİRİYORUZ'

Orta Vadeli Program'ı (OVP) yenilediklerini belirten Yılmaz, "Geçen yıl seçimler oldu, siyasi belirsizlikler bitti. OVP ile politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık. Politikalarımızı kararlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. OVP'de geçen yıldan bugüne birtakım güncellemeler yapıldı. Ana politikamızı 4 başlıkta özetliyorum. Birincisi enflasyonla mücadele, yeniden ülkemizi tek haneli rakamlara düşürmek. 3 yıllık bir perspektif ile tekrar tek haneli rakamlara ulaşmak. Bunun için geçiş, dezenflasyon ve kalıcı fiyat istikrarı olarak 3 dönem belirlemiştik. O dönemleri başarı ile tamamlama sürecindeyiz. İkinci hedef, büyüme. Enflasyonla mücadele ederken kalkınmakta olan bir ülke olarak büyümeyi belli seviyede sürdürme ihtiyacımız var. Sadece istikrar meselesi ile uğraşma lüksüne sahip değiliz, aynı zamanda kalkınma sürecini de eş zamanlı bir şekilde hayata geçirmeliyiz. Üçüncü başlığımız, sosyal refahı arttırma. Geçici iyileştirmeler değil, enflasyonun düştüğü, sürdürülebilir büyümenin sağlandığı ortamda kalıcı refahı arttırmak nihai amacımız. Bunların yanı sıra konjonktürel olarak depremin yaralarını sarmak ve ülkemizi afetlere dirençli hale getirmek. OVP'nin 4 temel amacının değişmeyen çerçevesi bu. Rakamlar değişir, mutlaka bir miktar kontrol edilemez faktörler var. Geçen yıl OVP'yi yaparken Gazze'de insanlık dramı, birtakım gelişmeler yoktu. Kontrol edemediğimiz birçok unsur bu süreçleri etkiliyor. Büyük oranda OVP'nin gerçekleştiğini, hedeflerimizde ilerlemeler sağladığımızı, bazı alanlarda bir miktar geride olduğumuzu ifade edebilirim. Birçok hedefimizde geçen yıl ortaya koyduğumuz beklentilerden daha iyi durumdayız" diye konuştu.

'BU YIL BEKLENTİMİZ, EKONOMİK BÜYÜKLÜĞÜMÜZÜN 1,3 TRİLYON DOLAR MERTEBESİNE ÇIKMASI'

Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 5,1 büyüdüğünü, 14 yıl boyunca kesintisiz büyümesini devam ettirdiğini dile getiren Yılmaz, "Önemli olan uzun süre yüksek büyümeyi sağlamak. Türkiye, bunu başaran ülkelerden biri. 2002 yılında ülkemiz, dünyanın 21'inci ekonomisiydi, bugün ülkemiz 17'nci. 2002 yılında satın alma gücü paritesine göre dünyanın 18'inci büyük ekonomisiydi, bugün 11'inci konumunda. Geçen yıl itibariyle milli gelirimiz, ilk defa 1 trilyon 130 milyar dolara ulaştı. Kişi başına gelirimiz geçen yıl itibarıyla 13 bin 243 dolar oldu. Bu yıl beklentimiz, ekonomik büyüklüğümüzün 1,3 trilyon dolar mertebesine çıkması. Kişi başına gelirin de ilk defa 15 bin dolar seviyesini aşmasını bekliyoruz. Burada TL'nin güçlenmesi ciddi bir rol oynuyor. Bu yılın ilk 6 ayında büyümemiz yüzde 3,8 oldu. Son 20 yılda ortalamamız 5,4. 'Ortalamamıza göre düşük' diyebilirsiniz ama dünya ile mukayese ettiğinizde küçümsenecek bir rakam değil. Dünya ortalaması 3 ile 3,5 arasında. AB, yüzde 1'in altında. Enflasyonla mücadele ettiğimiz bir ortamda azımsanacak rakam değil. Büyümenin nereden kaynaklandığına da dikkatli bakmak lazım. Tüketimden mi üretimden mi, iç-dış talepten mi geliyor? Bunlara bakmamız lazım. OVP'de temel çerçevemiz, dengeli büyüme. Dış talebin verdiği katkının yükseldiği bir büyümeyi yakalamış durumdayız. 2024'ün ikinci çeyreğinde dış talebin büyümeye katkısı iç talebi aştı. Yıl sonu beklentimiz yüzde 3,5 ile büyüme ile yılı kapatmak. 0,5 civarında aşağı yönlü revizyon yaptık" dedi.

'GELECEK YIL YÜZDE 4 BÜYÜME HEDEFİ KOYDUK'

Yılmaz, şöyle devam etti: "Gelecek yıla baktığımızda 3 tane olumlu etki görüyoruz. Politikalar dışında küresel ortam önemli. İhracatımızı kurdan çok daha fazla etkileyen, dış pazarlarında büyümedir. Dış pazarlarımız büyüdüğü zaman kur ve ne olursa olsun ihracatımız artıyor. En önemli 2 bölge; Kuzey Afrika-Orta Doğu ve Avrupa. Bu ikisi Türkiye'nin ihracatının yüzde 60-70'i. Her iki bölgede de büyüme geçmişe göre daha büyük olacak. Bu da ihracatçılar açısından olumlu. İkinci olumlu eğilim emtia fiyatlarının ılımlı seyretmesi, bugün daha istikrara kavuştu. Üçüncü unsur, FED ve AB Merkez Bankası başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde faizleri düşürme süreci başlıyor. Bu faizlerdeki düşüş gelişmekte olan ülkelerde fon akışını hızlandıracak ve ihraç pazarlarımızı olumlu etkileyecek. Bütün bu şartlara baktığımızda, gelecek yıl yüzde 4 büyüme hedefi koyduk. 'Enflasyonla mücadele ederken bu kadar büyüme olur mu?' diye sorular oluyor. Bütün bu şartları dikkate alarak, bu hesaplamaları yaptık. Dengeli, enflasyonist olmayan, dış talep ağırlıklı bir büyüme kompozisyonu ile başaracağımıza inanıyoruz."

'15 BİN DOLARI AŞAN KİŞİ BAŞINA GELİR BEKLİYORUZ'

"Büyüme ile enflasyon arasında kısa vadede zorluklar, sıkıntılı tablolar oluşabilir ancak enflasyonun düşürülmesi büyüme ortamını da güçlendirir" diyen Yılmaz, "Enflasyon düştüğü ortamda öngörülebilirlik artar, yatırım ortamı iyileşir, beklentiler güçlenir. Burada temel bir çelişki görmüyoruz. Kısa dönemli etkilenmeler olabilir. Geçmiş dönemlere baktığınız zaman, enflasyonun düşük seyrettiği dönemler aslında büyümenin çok daha iyi olduğu dönemler. Önümüzdeki dönemde yüzde 4 büyüme, 2024 sonunda 1,3 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklük, 15 bin doları aşan kişi başına gelir bekliyoruz. Bu süreçte 'Enflasyon yükselecek sonra düşme eğilimine girecek' dedik. Özellikle '2024'ün ikinci yarısında belirgin bir düşme olacak' dedik. Nitekim öyle oldu. Enflasyon, mayıs ayında 75,5'a kadar çıktı. Haziran'dan bugüne 23,5'lik bir düşüş var. Ağustos'ta yüzde 52'yi gördü. Eylül enflasyonu 50'nin altına inecek. 40'lı rakamları göreceğiz. Yıl sonunda ise Orta Vadeli Program hedefimiz, yüzde 41,5. Bunu masa başında oturup, yapmadık. Tüm kurumlarla birlikte çalışıyoruz. Farklı tahminler, her zaman olabiliyor. 2025'in ortalarında ise enflasyondan bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz. Gelecek yıl bu zamanlar, 20-30 arası bir enflasyon olacak. Ancak enflasyon ile mücadelemiz devam edecek. 2025 sonu itibarıyla 20'nin altında bir enflasyonla kapatmayı planlıyoruz. 2026'da ise ülkemizi tek haneli rakamlara tekrar kavuşturmak istiyoruz. Siyasi ve toplumsal sahiplenme çok önemli. Cumhurbaşkanımız siyasi irade ile destek veriyor" açıklamalarında bulundu.

'ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM CARİ AÇIĞI YÜZDE 2'NİN ALTINDA TUTMAYI HEDEFLİYORUZ'

İstihdamda 1 puan civarında daha iyi bir sonucun çıktığını ifade eden Yılmaz, "OVP'yi hesaplarken 10,3 diye tahmin etmiştik; 9,3 ile kapatacağız gibi görünüyor. Son 1 yılda 1 milyonun üzerinde ekonomimiz istihdam üretmiş. Kadın ve genç istihdamı ağırlıklı. Bu politikamızı sürdürmeye kararlıyız. Türkiye'nin kalkınma tarihinde en kritik durum cari açıktır. Cari açığı kalıcı bir şekilde çözmezsek, kalkınma süreci tıkanır. Biz cari açığı çözmek istiyoruz. Cari açık geçen yıl ilk yarıda yüzde 6,9'a kadar yükselmişti. Yılı yüzde 4 ile kapattık. Bugün geldiğimiz noktada haziran ayı itibarıyla 2,2, yıl sonunda da 1,7 gibi bir oranla kapatmayı hedefliyoruz. Cari açığın kapanması demek, dövize ihtiyacımızın azalması demek. Cari açığı borçlanma ile finanse edersiniz. Önümüzdeki dönemde yapısal adımlarla cari açığı yüzde 2'nin altında tutmayı hedefliyoruz" dedi. İhracatın artmaya devam ettiğine dikkati çeken Yılmaz, "Ağustos ayında 262 milyar dolara ulaştık. İthalatımız azalıyor. Ticaret dengemiz iyileşiyor. Dış ticaret açığı, 78 milyar dolarlara geldi. Turizmde neredeyse hedeflerimizi gerçekleştireceğiz. '60 milyon turist, 60 milyar dolar gelir' demiştik. İzmir'in bu konuda performansını takdir ediyoruz ancak potansiyel için arzu edilen noktada değil. Önümüzdeki dönem potansiyelini daha fazla kullandığını görmek istiyoruz" diye konuştu.

'2024'TE BEKLENTİMİZ, 5'İN ALTINDA BİR AÇIKLA KAPATMAK'

Son 1 yılda TL'ye olan cazibeyi arttırdıklarını kaydeden Yılmaz, Kur Korumalı Mevduat (KKM) ile geçici mekanizma oluşturduklarını söyleyerek, bu durumu aşama aşama kaldırdıklarını ifade etti. Yılmaz, "Geçen yıl ağustosta KKM 126 milyar dolara ulaşmıştı. Şu an 46,5 milyar dolara düştü. Bunu yaparken bir istikrarsızlığa yol açmadan gerçekleştirdik. Kısa süre sonra tamamen kalkmış olacak. Rezervlerimizde ciddi artışlar gerçekleşti. Merkez Bankası'nın rezervlerinde iyileşme sağlandı. Geçen sene 96,5 milyar dolara düşmüştü. Bu yıl 55 milyar dolar civarında artış var. Net rezervlerde 90 milyar dolara yakın artış sağlandı. Bütçe açığımız geriledi. Depremin ağır yüküne rağmen son 2 yılda 2 trilyon TL depreme kaynak ayırdık. Buna rağmen bütçe açığımızı belli seviyede tuttuk. 2023 gerçekleşmesi 5,2 oldu. 2024'te beklentimiz ise 5'in altında bir açıkla kapatmak. Gelecek yılda yüzde 3'ü hedefliyoruz. Cari açığı kontrol ettiğiniz zaman, risk düşüyor. Bu riskleri düşürdüğünüz için piyasaya yansıyor. Özel sektör borçlanırken daha az ve düşük maliyetlerle borçlanıyor" dedi.

'KAMU HARCAMALARININ MİLLİ GELİRE ORANI DÜŞTÜ'

"Bizim programımız sadece para programı değil. Maliye ve yapısal reformlarla tamamlanan bütüncül çerçeve" diyen Yılmaz, şöyle konuştu: "Bütünlüğü ortaya koyuyor ve şekillendiriyoruz. Para politikamız yürürken, maliye politikalarımızla ciddi destek veriyoruz. Kamu harcamalarının milli gelire oranı düştü. Maliye politikaları kanalıyla enflasyonla mücadeleye ciddi destek sunduk. Para politikası önemli ama kalkınmakta olan bir ülke olarak yapısal reformların üzerinde durmalıyız. Bunu başaracağız ki ülkemizde verimlilik artsın, girişimci bir yapı oluşsun. Geçen yıl ilk defa reform gündemi koyduk. Bu yılda aynı çerçeveyi devam ettiriyoruz. Geçen yıl 26 tedbir planlamıştık, 20'sini gerçekleştirdik."

'SEÇİCİ KREDİ UYGULAMALARINI YAYGINLAŞTIRACAĞIZ'

Yapısal reformlarda yer alacak başlıkları da sıralayan Yılmaz, "Yeni sanayi politikasına ihtiyacımız var. Ar-Ge'nin ticarileşmesi, projelerin desteklenmesi, yeşil dönüşüm önemli. Karbon nötr bir ekonomiye gitmeliyiz. Dijital dönüşümü yapay zeka dahil olmak üzere her alanda başarmalıyız. Kamu altyapı yatırımlarını etkinleştiriyoruz. Özellikle tarımı stratejik bir sektör olarak görüyoruz. Dünyada modası geçmeyen tek sektör varsa tarımdır. Tarımsal verimliliği arttırmamız enflasyonla mücadeleye çok önemli katkılar sunacak. Planlı tarımı ve suyu esas alan bir destekleme modeli üzerine çalışıyoruz. Enerjide önemli çalışmalar var. Çalışma hayatında reform gündemlerimiz var. Yeni nesil çalışma sistemini ülkemize getirmek durumdayız. Artık geleceğin ihtiyaçlarını da öngörüp, şimdiden eğitimi ayarlamak zorundayız. Yapay zeka ile birçok mesleğin dönüşeceği bir döneme giriyoruz. Yeni nesil çalışma biçimleriyle eğitim sistemimizin içeriğini örtüştürmemiz gerekiyor. Finansal konularda sıkılaştırma ve sadeleştirme yönünde adımlarımız olacak. Seçici kredi uygulamalarını yaygınlaştıracağız" dedi.

'OVP, ENFLASYONU DÜŞÜRME PROGRAMI'

OVP'nin enflasyonu düşürme programı olduğunu belirten İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener de "Bu kapsamda somut iyileşme kaydedilmesi halinde faizlerin yatırım yapılabilir seviyeye gerilemesini sabırsızlıkla bekliyoruz. Yanı sıra; OVP'nin gerçekçi bir yaklaşım sergilemesinin olumlu olduğu kanaatindeyiz. Bu anlamda; dezenflasyonist süreç açısından OVP'deki en önemli verinin, bütçe açık tahminleri olduğunu değerlendiriyoruz. Vergi düzenlemeleri ve Merkez Bankası politikalarıyla sıkılaştırmanın hız kazandığını ve kayıt dışılıkla mücadelenin arttığını memnuniyetle izliyoruz. Bütçedeki açığı gidermek için atılacak ilk adımın; kayıt dışı kazançların tespit edilmesi ve vergilendirilmesi olması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.

'TARIMDA TÜM TARAFLAR ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI'

2025-2027 dönemi Orta Vadeli Program'da tarımda verimliliğin ve üretimin artırılması amacıyla önemli hedefler bulunduğunu söyleyen İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise "Ekilebilir ve sulanabilir alanların genişletilmesinden genel tarım sayımına, üretim planlamasından sözleşmeli üretimin desteklenmesine, organize tarım bölgelerinin sayısının artırılmasından dijitalleşme, yapay zeka ve veriye dayalı iş modelleriyle akıllı tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasına kadar birçok konuya OVP'de yer verilmiş durumda. Burada en önemli hususlardan birisi, bunları hızla hayata geçirmek" dedi.

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da yüksek enflasyonun düşürülmesi, hukukun üstünlüğü ilkesinin önemine değindi.

'HİÇBİR AYRI GAYRIMIZ YOK'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İzmir programının devamında Bilal Saygılı Külliyesi'nde gerçekleşen Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve Hemşeri Dernekleri Buluşması'na katıldı. Burada yaptığı konuşmada İzmir'in diğer metropol illeri gibi Türkiye'nin bir özeti olduğunu dile getiren Yılmaz, "Cumhuriyet tarihi boyunca büyük göç yaşandı. İyi bir İzmirli olmakla geldiğiniz bölgeyi unutmamak, ona sahip çıkmak birbirini dışlayan şeyler değil. Aynı anda olması gereken şeyler. Hem iyi bir İzmirli olup İzmir'e değer katmak hem de geldiğiniz yerleri unutmadan oralarla bağınızı güçlü tutmak gerekir. Hiçbir ayrı gayrımız yok. 85 milyon nüfus hep beraberiz. Hepimiz biriz beraberiz. Özellikle bölgemiz üzerinde emperyalist planların yapıldığı dönemden geçiyoruz. Bu oyunlara araç olanlara da hiçbirimizin prim vermemesi lazım. Kimliklerimiz başımızın tacı. Farklı diller, mezhepler olabilir ama şunu unutmayalım ortaklıklarımız, farklılıklarımızdan çok daha fazla. Aynı tarihten, medeniyetten beslenerek geliyoruz. Farklılıklar zenginliğimizdir, çatışma konusu değildir. Farklılıklarımızı çatışma konusu haline getirip ülkemizin gücünü kırmaya çalışan emperyalist oyunlara karşı durmamız lazım. Ülkemizin birlik beraberliği üzerinde oynanan oyunlara karşı durmalıyız. Kürdü ile Türküyle, Lazıyla Çerkeziyle, Alevisi, Sünnisi herkes birdir beraberdir kardeştir. Biz, hep birlikte Türkiye’yiz; bir milletiz ve öyle kalmaya da devam edeceğiz" dedi.

'DEPREM İÇİN 2,5 TRİLYON TÜRK LİRASI KAYNAK AYIRDIK'

İzmir'in Türkiye'nin sembol şehirlerinden biri olduğuna dikkat çeken Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde İzmir'e ellerinden geleni yapmaya gayret ettiklerini söyledi. İzmir'de STK'ların her zaman güçlü olduğunu hatırlatan Yılmaz, "İzmir'in dinamik yapısı sivil toplumun her alanda aktif rol almasını sağlamış. Sivil toplumun köklü geleneği sadece yerel sorunlara çözüm üretmekle kalmamış uluslararası arenada da örnek olmuştur. Bu güç ve özveri İzmir'in toplumsal yapısının en sağlam temellerinden biridir" diye konuştu.

Kamu, özel sektör ve STK ile birlikte Türkiye Yüzyılı'nı inşa edeceklerini vurgulayan Yılmaz, "Ekonomisiyle, sanayisiyle, turizmiyle güçlü Türkiye için çalışıyoruz. Amacımız her alanda ülkemizi daha ileriye taşımak ve dünya sahnesinde daha güçlü bir konuma taşımaktır. Sadece son iki yıl deprem için 2,5 trilyon Türk lirası kaynak ayırdık. Türkiye güçlü yapısıyla bu yükü de kaldırıyor. Gelecek yıldan itibaren bir rahatlama başlayacak. Asıl büyük yük geçen yıl ve bu yıldı. 200 bin konutu bu yıl sonunda teslim edeceğiz. 2025'in sonunda 450 bin konutu teslim etmiş olacağız. Alt yapısıyla sosyoekonomik hayatıyla deprem bölgemizi canlandırıyoruz. Son 22 yılda Türkiye'nin ilerlediğini görüyoruz. Sorunlar yok mu elbette var. 20 yıl önce hastanelerin durumunu hatırlıyoruz. Koğuş sistemi gibiydi, parasını ödeyemediği için hastanede rehin kalanları, ilacını almak için kuyruk bekleyenleri hatırlıyoruz. Yollarda çektiğimiz çileleri hatırlıyoruz. Duble yol çok azdı. 5-6 bin kilometreydi. Şu an 30 bin kilometreye yaklaştı. Hava yolu sosyete gibi görünürdü. Şimdi çok şükür herkesin kullandığı bir ulaşım çeşidi oldu. Binali Bey'in 'Hava yolunu halkın yolunu yaptık' sloganı vardı. Birçok ilimize yeni havalimanları kazandırdık. Tüm illerde üniversiteler var. 206 üniversiteye ulaştık. Bu değişimi her alanda, kendi hayatımızda da görebiliriz. Evimizdeki eşyalar ya da otomobil sahipliğine kadar gündelik hayatımızda bu gelişimi görüyoruz" dedi.

'ENFLASYONDA 2026 HEDEFİ TEK HANELİ RAKAMLAR'

Konuşmasında ekonomik göstergelerle ilgili rakamlar da veren Cevdet Yılmaz, şöyle devam etti:

"Enflasyon halkın derdi. Bu sorunları da aşacağız. Türkiye güçlü bir ülke. Yeter ki milli birliğimizi koruyalım. Kardeşlik hukukumuzu bozmayalım. Aşamayacağımız sorun yok. Sadece zaman meselesi ama çözülmeyecek sorun yok. Hayat pahalılığının sorun olduğunun farkındayız. Vatandaşın derdi neyse bizim derdimiz o. Orta vadeli bir plan hazırladık. Başından itibaren şunu söyledik; 'Önce biraz yükselecek, sonra düşecek. 2024 ün ikinci yarısında belirgin düşüş olacak' demiştik. Nitekim olmaya başladı. Mayıs ayında tepe noktasını gördükten sonra enflasyonda 23,5 puan düşüş oldu. Son geldiğimiz noktada yüzde 52'lerde. Yıl sonunda yüzde 40'lara yakın bir rakama geleceğiz. Gelecek yılın sonunda yüzde 20'nin altında bir enflasyon ile ülkemiz tanışacak. 2026'da ise hedefimiz tekrar tek haneli rakamlar."

'EKONOMİMİZ DOĞRU YOLDA'

Konuşmasında Gazze'de yaşanan olaylara da değinen Yılmaz, güçlü ülkelerin iyi bir imtihan veremediğini dile getirerek yaşananlara seyirci kaldığını vurguladı. Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti'nin Filistin'in yanında olduğunu açıkladı. Yılmaz, "Merkez Bankamızın rezervleri artıyor. Deprem harcamalarına rağmen bütçedeki açığı düşürüyoruz. Cari açık dediğimiz açığı ciddi olarak düşürdük. Bütün bunlar risk göstergelerini aşağı çekti. Kredi notlarımız artıyor. Ekonomimiz doğru yolda. Birileri bu programın başarılı olmasını istemiyor. Biz onlara bakmadan kararlı şekilde yolumuza devam ediyoruz. Ekip ruhu içinde programımızı hayata geçiriyoruz. Bir taraftan enflasyonu düşürürken büyümeyi yatırımı istihdamı ihracatı arttıracağız" dedi.

'İZMİR'E 449 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE YATIRIM'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti:

"Bütün illerin potansiyelini harekete geçireceğiz. Bu güzel şehri her alanda daha ileri taşımak için adımlar atıyoruz. İzmir'in hak ettiği hizmetleri alması ve kalkınma yolculuğunda öncü şehir olarak yerini koruması için imkanlarımızı seferber ediyoruz. İzmir'e sadece kamu yatırımları olarak 449 milyar liranın üzerinde kamu yatırımı yaptık. 5 millet bahçesi, 618 kilometre ilave bölünmüş yol, Osmangazi Köprüsü ve bağlantı yolları dahil olmak üzere İstanbul İzmir otoyolunu kazandırdık. 10 milyar dolara yakın bir maliyete mal olan bu proje az önceki rakamın içinde değil. Tek başına bu proje 340 milyar Türk liralık bir yatırımdır. İstanbul ve İzmir birbirine daha yakın hale geldi. Yatırım maliyetlerinin düşük olduğu dönemde bunları hayata geçirdik."

'ANKARA - İZMİR ARASI 3 SAATE DÜŞECEK'

İzmir'e yapılan yatırımları sıralayan Cevdet Yılmaz, "27 bin kişi kapasiteli yüksek öğrenim yurtları hizmete aldık. TOKİ kanalıyla 21 bin konutu hak sahiplerine teslim ettik. 4 binin üzerinde konutun yapımına devam ediyoruz. İzmir Şehir Hastanesi dünyanın en yüksek kapasiteli komplekslerinden biri oldu. 2 bin 60 yatak kapasiteli bu hastaneyi kazandırırken 1 milyar dolara yakın maliyet harcadık. Çok büyük bir proje. Adnan Menderes Havalimanı'nı yenileyip yolcu sayısını 5 katına çıkardık. Kendiliğinden mi oldu bunlar? Siz yatırım yapınca refahı arttırınca bu rakamlar çıkıyor. İzmirli çiftçilerimize bugüne kadar yaklaşık 65 milyar liraya yakın tarımsal hibe desteği verdik. Çeşme Karaburun'da yeni enerji altyapıları için çalışıyoruz. İzmir Ankara yüksek hızlı tren hattı yapımının maliyeti 170 milyar Türk Lirası'nın üzerinde. Bu sene verdiğimiz ödenek 27,5 milyar Türk lirası. Bu hükümetimizin İzmir'e yaklaşımının en somut göstergelerinden biridir. Ankara ile İzmir arası 3 saate düşecek. Trenin konforu da farklı oluyor. Biz de trenle geliriz inşallah" diye konuştu.

'İLK 8 AYDA İZMİR'E 172 BİN KİŞİ YETERLİ DEĞİL

İzmir'in turizmde yüksek potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "İlk 8 ayda İzmir'i 172 bin kişi ziyaret etmiş. Ama bu rakam hiçbir şey değil. İzmir çok daha fazlasını hak ediyor. Çeşme'de Turizm Bakanlığı bir çalışma yaptı. Yerelin hassasiyetleri dikkate alındı. Buna rağmen engellendi. Bu projelerin gecikmeli de olsa hayata geçmesiyle kentin turizm potansiyeli yükseğe çıkacak. Bir olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte İzmir olalım, hep birlikte Türkiye olalım" ifadelerini kullandı.

'BİR KÖPRÜDEN GEÇİYORUZ'

AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı da toplantıda yaptığı konuşmada “Şehrimizin kanaat önderleri olarak kentimizin Anadolu'dan gelen köklerini koruyorsunuz. İş hayatından tutun sosyal hayatın dengelenmesine kadar yapılanlara şahidim. Rabbim birliğimizi güçlü kılsın. AK Parti'ye dolayısıyla Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a sonuna kadar güvenin. Bir köprüden geçiyoruz. Bir yıl içinde neler değiştiğine hepimiz şahidiz. Kardeşliğimizin önü bereket kapısıdır. AK Parti il binası ve vekillerimiz size açık. Birlik beraberliğimizi rabbim güçlü kılsın" dedi.

Toplantı, daha sonra basına kapalı olarak devam etti.

YILMAZ, MENEMEN BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NI ZİYARET ETTİ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İzmir programı kapsamında Menemen Belediye Başkanlığı’nı ziyaret etti. Ziyarete İzmir Valisi Süleyman Elban, Menemen Kaymakamı Fatih Yılmaz, AK Parti İzmir milletvekilleri Mahmut Atilla Kaya, Eyüp Kadir İnan, Şebnem Bursalı, Yaşar Kırkpınar, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ve MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin katıldı.

‘BAŞKANIMIZ SİZİN HİZMETİNİZDE’

Ziyaret öncesi Menemen Belediyesi önünde vatandaşlarla bir araya gelen Yılmaz, “Elimizden ne geliyorsa başkanımızın yanındayız. Buranın sorunlarını ve sıkıntılarını gidermek, varsa eksiklerimizi tamamlamak açısından ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Başkanı dinleyeceğiz. Akşam vakti büyük moral verdiniz. Birlik, beraberlik içinde, gönül birliği, kader birliği içinde inşallah yolumuza devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceğiz. Bazı sorunlar, sıkıntılar her zaman olabilir. Bize düşen onları aşmak, o sorunları da aşıp inşallah daha güçlü, daha müreffeh Türkiye'yi hep birlikte kuracağız." dedi.

Vatandaşlarla buluşmasının ardından belediye binasına giren Yılmaz, burada belediye personeli ile selamlaştı. Selamlaşmanın ardından Yılmaz, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan’ı makamında ziyaret ederek, sohbet etti.