Geri Dön
PolitikaCevdet Yılmaz: Farklılıklarımız üzerinden bizleri ayırmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz

Cevdet Yılmaz: Farklılıklarımız üzerinden bizleri ayırmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Farklılıklarımız üzerinden bizleri ayırmaya çalışanlara, aramıza nifak tohumları ekmeye çalışanlara, bugüne kadar hamdolsun geçit vermedik, bundan sonra da geçit vermeyeceğiz. Hamdolsun bugün gök vatandan mavi vatana, yerli, milli adımlarla yürüyen Türkiye'yi görüyoruz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ülkemiz ve bölgemiz için tasavvurumuzu, barıştan ve hakkaniyetten yana kuruyoruz” dedi.

Cevdet Yılmaz: Farklılıklarımız üzerinden bizleri ayırmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bilecik’in Söğüt ilçesindeki 743’üncü Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri'ne katıldı. Şenliklerde Bilecik Valisi Şefik Aygöl, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayyüce Türkeş Taş ile MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman da yer aldı. Söğüt ilçesinde karşılanan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, beraberindeki heyetle birlikte Ertuğrul Gazi Türbesi’ne geçti. Türbe önündeki Alp kıyafetli askerleri selamlayan Yılmaz, ardından saygı nöbeti tutan askerlerin nöbet değişimini izleyerek, türbede dua etti.

Cevdet Yılmaz: Farklılıklarımız üzerinden bizleri ayırmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz

‘KIZIL ELMANIZ VARSA, BAŞARILI OLUYORSUNUZ’

Ertuğrul Gazi Türbesi’ni ziyaretinin ardından şenliklerin gerçekleştirildiği stadyuma geçen Yılmaz burada yaptığı konuşmada, Türk boylarının ve devletlerinin kısa sürede büyüyerek bir cihan devleti olan Osmanlı’ya dönüştüğünü hatırlatarak şunları söyledi:

“Ertuğrul Gazi’nin otağını kurduğu Söğüt, Osmanlı'nın adalet, hoşgörü ve cesaretle büyüyeceği bir medeniyetin başlangıç noktası olmuştur. Tarihin derin izlerini taşıyan bu köklü topraklar, Kayı Boyu'nun destansı mücadelesini ve Osmanlı'nın yükselişini simgeler. Kayı Boyu sayıca en büyük boy değildi. En büyük askere, en fazla çadıra sahip olan boy değildi. Ama diğer beylikler değil de niçin Kayı Boyu Osmanlı'yı kurdu, niçin Kayı Boyu bu kadar büyüdü. Bunun üzerinde çok ciddi çalışmaların, analizlerin yapılması gerektiğine yürekten inanıyorum. Kızıl Elma’nız varsa, başarılı oluyorsunuz. Tercihlerinizi, stratejinizi doğru belirlerseniz büyüyorsunuz, bir cihan devleti haline geliyorsunuz. Maneviyatınız güçlüyse, gaza ruhuyla hareket ediyorsanız başarıyorsunuz. Ertuğrul Bey'in Ertuğrul Gazi olması, Osmanlı'nın kurucusu Osman Bey'in Osman Gazi olması, Orhan Bey'in Orhan Gazi olması tesadüf değildir. Osmanlı bir gaza devleti olarak kurulmuştur, stratejik tercihlerini çok doğru belirlemiştir ve bu güçlü kökler üzerinde güçlü bir maneviyatla yükselmiş bir cihan devletine dönüşmüştür. Üniversitelerimizin, tarihçilerimizin, bu konuları çok daha derinlemesine incelemesi gerekir diye inanıyorum. Yine o günkü bu sağlam temelleri atan, bu sağlam kökleri inşa eden yönetim prensiplerini de bugün çok daha iyi anlamak durumundayız. Sadece bir tarihi bilgi olarak değil, bugünün dünyasına daha adaletli bir düzen vermek için, bugün insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunlara daha güçlü cevaplar üretmek için, bu yönetim ilkelerini çok iyi çalışmak, çok iyi anlamak durumundayız diye özellikle ifade etmek isterim.”

Cevdet Yılmaz: Farklılıklarımız üzerinden bizleri ayırmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz

‘TÜRKİYE YÜZYILINI NEREYE GİDECEĞİMİZİN BİLİNCİYLE İNŞA EDİYORUZ’

Konuşmasında birlik ve beraberlik vurgusu yapan Yılmaz, “Bu topraklarda Selçuklu'dan Osmanlı'ya, oradan Cumhuriyete uzanan tarihi süreklilik içinde sahip olduğumuz tüm zenginlikleri selamlıyorum. Bu farklı dönemleri birbirine karşıymış gibi, birbirini nakşediyormuş gibi ele alanların da büyük bir yanılgı içinde olduklarını özellikle belirtmek istiyorum. Ceddimizin ayak bastığı her yeri abat etme, huzuru, adaleti ve refahı hakim kılma gayesiyle hareket ediyoruz. Vatanımızın her köşesini Fatih Sultan Mehmet'in 500 yıllık fetihnamesindeki gibi, hangi dinden, hangi dilden, ırktan, mezhepten olursa olsun, herkes için huzurun, güvenliğin ve selametin yurdu yapmaya çalışıyoruz. Farklılıklarımız üzerinden bizleri ayırmaya çalışanlara, aramıza nifak tohumları ekmeye çalışanlara, bugüne kadar hamdolsun geçit vermedik, bundan sonra da geçit vermeyeceğiz. Bugün Ertuğrul Gazi Camii'nin kubbesinden göğe baktığımızda özgürce dalgalanan al bayrağımızı, bayrağımızın gölgesinde kalkınan, gelişen, güçlenen ülkemizi görüyoruz. Hamdolsun bugün gök vatandan mavi vatana, yerli, milli adımlarla yürüyen Türkiye'yi görüyoruz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ülkemiz ve bölgemiz için tasavvurumuzu, barıştan ve hakkaniyetten yana kuruyoruz. Mazluma umut olmak, Gazze başta olmak üzere kanayan yaralara merhem bulmak, nesilleri çağları aydınlatmak için uğraşıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı nereden geldiğimizin ve nereye gideceğimizin bilinciyle inşa ediyoruz. 800 yıla yakın zamandır bu çınarın etrafında buluşmamız, Malazgirt Zaferi'nin 953’üncü seneidevriyesini kutlamamız gibi büyük bir anlam taşımaktadır. Birliğimize, beraberliğimize ve geçmişimize sahip çıkarak, güçlü ve büyük Türkiye idealine yürümeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Tüm dünya Müslümanlarının, Osmanlı’nın, Türk’ün gücüne ve adaletine ihtiyaç duyduğunu söyleyen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de “İnsan hayatının, insan kanının artık her şeyden daha değersiz sayıldığı bir zaman diliminde ve o topraklarda, yeniden mazlumların acılarının devası olmak için, Türk ve Müslüman kardeşlerimizin koruyucu kalkanı olmak için, yeniden dünyada adaletin ve Hakk'ın hakim olması için yeniden daha güçlü bir şekilde var olmak mecburiyetindeyiz” diye konuştu.

Cevdet Yılmaz: Farklılıklarımız üzerinden bizleri ayırmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz

DESTİCİ: İDAM GELECEK, İBRETİ ALEM İÇİN SALLANDIRACAKSIN

Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında cansız bedeni bulunan Narin Güran’a da konuşmasında yer veren Destici, “Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir. Temele taş bulmak gecikebilir. Devlete baş bulmak gecikebilir. Adalet gecikmez, tez verilmeli. İşte bakın, Narin Güran yavrumuzun maalesef cansız bedenine ulaşıldı. İlk günden beri biliyorsunuz yüreğimiz kan ağlıyor. Ciğerlerimiz parçalanıyor. İşte ona bu ölümü, bu acıyı, bu kötülüğü yapanı, işte adalet işleyecek, idam gelecek, ibreti alem için sallandıracaksın ve bir daha hiç kimse aklından küçük çocuklarımızın canına, ırzına tasavvur etmeyi dahi geçiremeyecek. Ben yavrumuzu rahmetle anıyorum, ailesine, yakınlarına ve bütün çocuklarımıza, kadınlarımıza, milletimize başsağlığı sabır diliyorum. Çünkü küçük çocuklar bize emanet. Sadece ailelerinin değil, onlar hepimizin çocukları” dedi.

Konuşmaların ardından şenlik alanında halk oyunları ekiplerinin yanı sıra Bacı Beyler Kız Kılıç Kalkan ekibi gösterisi, Jandarma Genel Komutanlığı Merasim Bölüğü, Mehteran Birliği ve Çelik Kanatlar gösterileri yapıldı. Şenlikler, geçit töreni ve geleneksel şifalı pilav ikramı ile tamamlandı.

FİDAN DİKİP, CAN SUYUNU VERDİ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 743'üncü Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri'nin ardından Bilecik Valiliği’ni ziyaret etti. Bilecik Valisi Şefik Aygöl tarafından karşılanan Yılmaz, şeref defterini imzaladı. Valilik bahçesinde kendi adına fidan dikerek can suyu veren Yılmaz, Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası’nda iş insanlarıyla bir araya geldi.

‘İŞ DÜNYAMIZIN OVP’Yİ DESTEKLEMESİ ÇOK ÖNEMLİ’

İlan edilen Orta Vadeli Program (OVP) ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, programın ciddi anlamda sonuç üreterek, Türkiye'yi arzu edilen seviyeye doğru taşıdığına dikkat çekip, “Planlar siyasi ve toplumsal sahiplenme olmazsa raflarda kalmaya mahkumdur. Dünyanın en iyi planını yapın, siyasi sahiplenme yoksa, toplumsal sahiplenme yoksa o planlar etkili bir şekilde uygulanamaz. Orta Vadeli Programımızın en büyük şansı, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu güçlü iradedir. Başından itibaren ve güncellenmiş haliyle de Orta Vadeli Programa desteğinin, güveninin tam olduğunu ortaya koyması planımız açısından en kıymetli destektir. Böyle bir siyasi irade olmasa, böyle bir programı uygulayamazsınız. Ama bunun kadar yine önemli olan toplumsal sahiplenmedir. İş dünyamızın çeşitli kesimlerinin bu planı desteklemesi, sahiplenmesi çok önemli. Birlikte başaracağız. Hiçbir şey kendiliğinden olmuyor, herkes bir tarafından tuttuğu zaman, herkes bir yerinden destek olduğu zaman, katkı verdiği zaman bir şeyleri başarıyorsunuz. Dolayısıyla kamusuyla, özel sektörüyle, çalışanıyla bütün kesimleriyle, esnafıyla biz Türkiye olarak karşı karşıya kaldığımız sorunları hep birlikte aşacağız. Bundan da hiçbir şüphemiz yok” diye konuştu.

‘EN ADALETSİZ VERGİ ENFLASYONDUR’

Enflasyon rakamlarının en kısa sürede düşeceğini söyleyen Yılmaz, “Enflasyonu düşüreceğiz ki, herkes önünü görsün, daha sürdürülebilir, daha istikrarlı bir büyümeyi yakalayalım. Bu da bize daha fazla istihdam olarak geri dönsün. Bunun arayışı içindeyiz. Bir taraftan da sosyal açıdan enflasyonu çok önemli görüyoruz. Halkımızın refah düzeyi açısından çok önemli görüyoruz. Enflasyon en adaletsiz vergidir. Hani vergileri tartışıyoruz ya, en adaletsiz vergi enflasyondur. Çünkü dar gelirliler üzerinde, sabit gelirliler üzerinde daha fazla baskı oluşturur. Dolayısıyla enflasyonu düşürdüğünüz bir ortamda, aslında sosyal refaha da katkıda bulunmuş olursunuz. Bu açıdan da çok önemli. Diğer türlü şu anda yaptığınız bir artış, 3 gün sonra enflasyon tarafından eritiliyor. Doğru düzgün bir satın alma gücüne, kalıcı bir refah artışına dönüşmüyor” dedi.

‘BÜTÇE DİSİPLİNİ OLMADAN ENFLASYONU DÜŞÜREMEZSİNİZ’

Cevdet Yılmaz, bütçeyi daha disipline hale getirdiklerini belirterek, “Başından itibaren üç dönem olacağını söyledik. Bir tanesi geçiş dönemi, ikinci dönemimiz dezenflasyon dönemi, üçüncü dönemimiz ise kalıcı fiyat istikrarı dönemi. Geçiş dönemini tamamlamış durumdayız. Bu güncellenmiş OVP artık geçiş dönemini tamamladığımız, dezenflasyon dönemine girdiğimiz bir dönemin OVP'si. Ne demek dezenflasyon, enflasyon oranlarının giderek düştüğü bir dönem. 2023 yılında bütçe açığının milli gelire oranını 6,4 diye yüksek görmüştük. Ama gerçekleşme 5,2 oldu. Yani ön gördüğümüzden daha düşük bir bütçe açığıyla kapattık. Bu yıl yine 6,4 olacak demiştik. Geçen yıldan da daha iyi bir performans gösterdik. 4,9’la bu yılı kapatacağımızı tahmin ediyoruz. Yani EYT'ye, depreme, çeşitli artışlara rağmen, bütçe açığını kontrol altında tutuyoruz. Bu çok önemli. Bütçe açığı, bütçe disiplini olmadan enflasyonu da düşüremezsiniz. Kamuya da doğru düzgün bir çeki düzen veremezsiniz. ‘Son 20 yılda AK Parti iktidarlarının en büyük başarılarından biri nedir?’ diye sorarsanız, bütçe disiplinidir, derim. 2002 yılında yüzde 10’un üzerindeydi açığımız. Son 20 yılın ortalamasına baktığımızda yüzde 2,6. Yani yüzde 3’ün altında bir bütçe açığı tutmuşuz. Bu da kamunun borç yükünü azaltmış, faiz yükünü azaltmış. Geçmişte faize giden paralar vatandaşa OSB olmuş, yol olmuş, hastane olmuş. Bütçe disiplini sağladığımız için bunu başardık. Dolayısıyla depremin geçici etkilerine rağmen, bütçe açığını kontrol ediyoruz. İnşallah 2024 yılında dediğim gibi yüzde 5’in altında, 2025’te ise yüzde üçler seviyesine dönmeyi öngörüyoruz. Biraz daha uzun vadede de 2,5’ler seviyesini hedefliyoruz. Haksız eleştiriler de oluyor bu konuda. Vergilerin milli geliri oranı dediğimiz bir şey var. Harcamaların milli geliri oranı var. Vergilerin milli geliri oranı var. Geçen yıl OVP’de vergilerin milli gelire oranı yüzde 18 olacak demişiz. Aşağı yukarı bu sene ne dediysek o civarda gerçekleşecek. Yani toplam vergilerimizin milli gelire oranı, yine yüzde 18’de. Bu arada enflasyon nedeniyle nominal olarak gelirler artmış. Milli gelirimiz de artmış. Vergi gelirimiz de artmış. Ama milli geliri oranladığınız zaman, vergi gelirlerimizde öyle ciddi bir değişiklik yok. Yüzde 18’leri yine tutturmuşuz. Ama diğer taraftan harcama tarafına geldiğimiz zaman, oradaki performansımız çok daha iyi. Milli gelire oranla harcamalar, yüzde 27’ye yakınken yüzde 25’lere düşürmüşüz. Yani 2 puan civarında nerdeyse milli gelire oranla harcama oranımız daha az olmuş” ifadelerini kullandı.

‘YIL SONUNDA 264 MİLYAR DOLAR İHRACAT BEKLİYORUZ’

İhracat rakamlarına da dikkat çeken Yılmaz, “Dış dengemiz daha düzgün hale gelmiş. İhracatımız artıyor, ithalatımız azalıyor. Dünyadaki talep koşulları uygun olmadığı halde, bizim temel ihraç pazarımız olan Avrupa'da ciddi anlamda bir durgunluk olduğu halde, ihracatçılarımız müthiş bir iş başarıyorlar. İhracatımız artmaya devam ediyor. Bu yılın sonunda 264 milyar dolar ihracat bekliyoruz. İthalatımız ise gerilemeye devam ediyor. Bu da ticaret açığımızı düşürüyor. Bir taraftan da turizmimiz de iyi gidiyor. Bu sene 60 milyar dolar turizm geliri bekliyoruz. Yıl sonunda bu rakamımızı değiştirmedik. Geçen yıl da böyle tahmin etmiştik. Geldiğimiz noktada da yine aynı tahmini yapıyoruz. 60 milyon turist, 60 milyar dolar gelir” diye konuştu.

‘CARİ AÇIĞIN DÜŞMESİ DÖVİZE OLAN İHTİYACI AZALTIYOR’

Cari açık rakamlarının düştüğünü hatırlatan Cevdet Yılmaz, “Geçen yılın sonunda cari açığımız yüzde 4’lere gelmişti. Aslında geçen yıl ortalarında yüzde 6’ları geçmişti. Yıl sonunda bunu kontrol ettik. Birtakım tedbirler aldık, yüzde 4’e düşürdük. Bugün geldiğimiz noktada, bu yıl sonu itibarıyla beklentimiz yüzde 1,7 cari açık. Cari açığın milli gelire oranı. Bu çok çok iyi bir durum. Türkiye'nin tarihsel ortalamaları yine burada yüzde 3’lerin üzerinde. Dolayısıyla geldiğimiz nokta cari açık açısından iyi. Bu neyi getiriyor? Cari açığın düşmesi, dövize olan ihtiyacınızı azaltıyor. Bir taraftan da finans politikalarımızla, dövize erişimi kolaylaştırdık. Dövize erişimin kolaylaştığı, dış döviz maliyetlerinin düştüğü, dövize ihtiyacın azaldığı bir döneme girmiş olduk. Dolayısıyla bütçe açığımız düştü, cari açığımız düştü, risklerimiz düştü” dedi.

‘KREDİ NOTLARIMIZ ARTMAYA BAŞLADI’

Merkez Bankası’nın rezervlerinin geliştirildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şöyle konuştu:

“Brüt rezervleri 98,5 milyar dolardan 150 milyar dolarlar seviyesine çıkardık. Kur Korumalı Mevduat’ta (KKM) müthiş bir büyüme olmuştu. En son geçen yıl zirve yaptığı bir dönemde 140 milyar dolarlara kadar çıkmıştı. Bugün geldiğimiz noktada KKM, 47 milyar dolar. Yani 50 milyar doların altına gelmiş. Bunu yaparken de finansal piyasaları sarsmadan, herhangi bir çalkantı oluşturmadan, ani hareketlilikler oluşturmadan başardık. Rezervlerimiz arttı, KKM düştü. Bütün bunlarla birlikte risk primimiz düştü. Risk primimiz geçen yıl 700’lere kadar çıkmıştı. Bugün geldiğimiz noktada 250 ile 300 arasında değişiyor. Daha da aşağılara inşallah inecek. Yine bu süreçte, kredi derecelendirme kuruluşları bu risklerimizin düştüğünü, finansal göstergelerimizin iyileştiğini gördükleri için kredi notlarımızı artırmaya başladılar. İşte bir kısmı 2,3 kademe artırdı. Diğerleri devam ediyor. Geçtiğimiz gün yine bir kredi derecelendirme kuruluşu bizim OVP’yi açıkladığımız tarihten sonraki gün, yeni bir açıklama oldu. Kredi notumuzda 1 derece daha bir artış sağlandı. Çok daha iyi yerlerde göreceğiz inşallah. Mevcut durumunu da tabii ki yeterli bulmuyoruz.”