Geri Dön
PolitikaCevdet Yılmaz: 'Çalışma hayatının geleceği' konusunun ana tema olmasını son derece anlamlı buluyorum

Cevdet Yılmaz: 'Çalışma hayatının geleceği' konusunun ana tema olmasını son derece anlamlı buluyorum

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından bir otelde düzenlenen 'Çalışma Hayatının Geleceği' temalı 'Ortak Yarınlar Ödül Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TİSK'in kurulduğu günden bu yana Türkiye'nin ekonomisine ve çalışma hayatına katkı sağlamanın ötesinde, kurumsal sosyal sorumluluk alanında da projelere öncülük ettiğini belirterek, "Her yıl düzenlenen bu anlamlı organizasyonun, dijitalleşmeden yeşil dönüşüme, kadınların ve gençlerin güçlendirilmesinden sosyal uyuma kadar geniş bir yelpazede yenilikçi projeleri desteklemesi takdire şayandır. Bu yıl ana tema olarak 'Çalışma Hayatının Geleceği' konusunun belirlenmiş olmasını son derece anlamlı buluyorum. Dijital dönüşümden yeşil ekonomiye geçişe ve demografik değişimlere kadar pek çok dinamik, iş hayatının yarınlarını şekillendirmede rol oynamaktadır. Bu süreçte, iş dünyasının tüm taraflarının bir araya gelerek ortak bir vizyonla hareket etmesinde fayda görüyorum" dedi.

Cevdet Yılmaz: 'Çalışma hayatının geleceği' konusunun ana tema olmasını son derece anlamlı buluyorum

 

'İLK DOKUZ AYDAKİ BÜYÜME ORANIMIZ YÜZDE 3,2 OLARAK GERÇEKLEŞTİ'

 

TİSK üyesi işverenlerin iş yerlerinde yaklaşık 2 milyon kişinin çalışarak ailelerine gelir sağladığını ve bu işletmelerin milli gelire 200 milyar dolar ve ihracata 10 milyar dolar katkı sunduğunu kaydeden Yılmaz, şunları söyledi:

 

"Yatırım, üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyümemizde büyük payı olan birçok işletme bugün bu salonda. Yatırım yaparak, istihdam sağlayarak ve üreterek Türkiye’nin kalkınmasına destek olan tüm TİSK üyelerini gönülden tebrik ediyorum. Türkiye ekonomisi, üretim, istihdam ve dış ticarette güçlü bir performans sergilemeye devam ediyor. 2023 yılında zayıf dış talep ve deprem felaketlerine rağmen yüzde 5,1 oranında büyüme kaydederek, ekonomik büyüklüğümüzü 1 trilyon 130 milyar dolara çıkardık. Kişi başına düşen milli gelir geçen yıl 13 bin 243 dolara ulaştı. 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış ekonomik büyüklük 1 trilyon 260 milyar doları aşarken, ilk dokuz aydaki büyüme oranımız yüzde 3,2 olarak gerçekleşti. Açıklanan üçüncü çeyrek rakamları ise yıllık bazda yüzde 2,1 büyüme kaydedildiğini gösterdi. Türkiye ekonomisi, 17 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam etmektedir."

 

En olumlu gelişmelerden birinin istihdam alanında olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Eylül ayında istihdam edilenlerin sayısı yıllık bazda 1 milyon 129 bin kişi artarak 32,8 milyona ulaştı. İşsizlik oranı ise yüzde 8,6 olarak gerçekleşti. Orta Vadeli Programı'mızın bazı hedeflerinde beklentilerimizden daha iyi bir performans var, bazılarında beklentilerimizin bir miktar altında performansımız var. İstihdam sadece ekonomik bir kavram değil, aynı zamanda sosyal refahla çok yakın bağlantılı. Her bir ilave istihdam, bir ailenin hayatında çok önemli bir değişim demek. Dolayısıyla bu rakamlar, çok sevindirici" dedi.

 

Türkiye'nin cari açığına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, "Geçen yılın ortalarında yüzde 6'lara kadar yaklaşmıştı cari açığımız. Geldiğimiz noktada yüzde 1'ler civarında. Dolayısıyla Türkiye artık cari açıkta belli bir yere geldi. Niçin önemli cari açık? Türkiye'nin kalkınma tarihinde en önemli darboğaz her zaman cari açık olmuştur. Dolayısıyla düşen cari açık dış borçlanma ihtiyacımızın düştüğünü gösteriyor. Döviz meselesinde Türkiye'nin rahatladığını gösteriyor. Bugün Merkez Bankası rezervlerimiz ciddi bir şekilde artış gösteriyor. Kur Korumalı mevduat ciddi bir şekilde çözülüyor. Bütün bunlar Türkiye'nin makro temellerini çok daha güçlü hale getiren eğilimler" ifadelerini kullandı.

'ENFLASYONLA MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ'

Yılmaz sözlerine şöyle devam etti:

"Enflasyon en temel meselemiz. Enflasyonla ilgili de mücadelemiz devam ediyor. Dezenflasyon süreci haziranda başladı. Haziran ayından bugüne kadar enflasyonda 28.4 puanlık bir düşüş gerçekleşti. Dolayısıyla enflasyon düşüş trendine girmiş durumda. Tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar da bütün imkanlarımızla, çok boyutlu politikalarla koordineli ve kararlı bir şekilde enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz."

Yılmaz, "Yıl sonunda 1.3 trilyon doların üstünde bir gelir, 15 bin doların üstünde de kişi başı gelir bekliyoruz. 2028'lere geldiğimizde, 1.8 trilyon dolarlık bir ekonomi olacağız ve kişi başına gelirimiz de 20 bin doları aşacak. O zaman Türkiye farklı bir ligde gelişmesini, mücadelesini sürdürecek" dedi.

'KADINLARIN İŞ GÜCÜ PİYASASINA GİRMESİ ÇOK ÖNEMLİ'

Yılmaz, çalışma hayatı hakkında, "Çalışma hayatındaki dönüşüm, dijitalleşme, otomasyon ve yapay zeka gibi teknolojik gelişmelerle şekillenmektedir. Bu değişim, iş gücünün niteliklerini ve çalışma yöntemlerini dönüştürürken, yeni beceriler ve esneklik gerektiren bir yapıyı da beraberinde getirmektedir. Gençlerin, kadınların ve dezavantajlı grupların iş gücüne katılımını artırmak, adil bir geçişi mümkün kılmak ve daha kapsayıcı bir ekonomi inşa etmek, bu dönüşüm sürecinin temel taşlarıdır. Özellikle kadınların iş gücü piyasasına girmesi çok çok önemli. Sadece çalışan olarak değil aynı zamanda girişimci olarak bu sürecin parçası olması" dedi.

Konuşmaların ardından ödüller, sahiplerine verildi.