Geri Dön
PolitikaBakan Tunç: Suç şebekeleriyle, yolsuzlukla mücadele eden bir yargı istemiyorlar

Bakan Tunç: Suç şebekeleriyle, yolsuzlukla mücadele eden bir yargı istemiyorlar

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Suç şebekeleriyle, yolsuzlukla mücadele eden bir yargı istemiyorlar. Bu yüzden yargı mensuplarına saldırıyor, tehdit ediyorlar. Ama milletimiz olup, biteni görüyor. Sessizce takip ediyor ve yeri geldiğinde gereken cevabı veriyor" dedi.

Bakan Tunç: Suç şebekeleriyle, yolsuzlukla mücadele eden bir yargı istemiyorlar

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Tokat'a geldi. Kara yoluyla Artova ilçesine gelen Bakan Tunç'u Tokat Valisi Abdullah Köklü, AK Parti Tokat Milletvekilleri Yusuf Beyazıt, Cüneyt Aldemir, Mustafa Arslan, MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, il protokolü ve partililer karşıladı. Bakan Tunç, cuma namazını ilçedeki Merkez Camisi'nde kıldı. Namazın ardından Bakan Tunç, Artova Adalet Sarayı Temel Atma Töreni'ne katıldı.

'ENERJİMİZİ YILLARCA BU SORUNA HARCADIK'

Yılmaz Tunç, terörle mücadelede büyük mesafe kat edildiğini ifade ederek, "İnşallah Türkiye'yi terörün hiçbir türünün olmadığı, çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğe güvenle baktığı bir ülke haline getireceğiz. Terör örgütü silah bıraktığında, kendini fes ettiğinde; 40 yıldır ülkemizin kalkınmasına engel olan bu sorun ortadan kalkacak. Binlerce şehidimiz var, çok sayıda maddi ve manevi kayıp yaşadık. Enerjimizi yıllarca bu soruna harcadık. Ama artık bu karanlık dönemi geride bırakmaya çok yakınız. Terörün sona ermesi ile birlikte tüm gücümüzü ve imkanlarımızı milletimizin kalkınmasına ve refahına yönlendireceğiz. Etnik kökeni ne olursa olsun, ayrım gözetmeden, huzurlu bir Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz" diye konuştu.

'23 YILDA ÇOK ÖNEMLİ REFORMLARA İMZA ATTIK'

23 yılda çok önemli reformlara imza attıklarını ifade eden Bakan Tunç, "Adalet, devletin temel direğidir. Yargı, milletin hakkını, hukukunu savunur; haklıyı savunur ve adaletin tecellisi için çalışır. Bu 3 sütun da devleti ayakta tutar. Eğer toplumsal barış ve huzur sağlanmak isteniyorsa, mutlaka adaletin tesis edilmesi gerekir. Mevzuatın yenilenmesi için büyük mücadeleler verdik. Demokratik hukuk devletini güçlendirecek, hak arama yollarını artıracak değişikliklere karşı çıktılar ama millet adına o reformları gerçekleştirdik. Sıkıyönetim uygulamasını da anayasal sistemden çıkardık. 12 Eylül ve 28 Şubat darbecileri milletin huzurunda yargılandı. Bu milletimizin başarısıdır" dedi.

'DARBECİLER HAKKINDA GÖZALTI KARARLARI VERİLDİ'

15 Temmuz darbe girişimi sırasında yargı mensuplarının adliyelere koşarak milletin hakkını savunduğunu hatırlatan Bakan Tunç, "O gece siz meydanlarda direnirken, yargı mensuplarımız da adliyelere koştu. Darbeciler hakkında gözaltı kararları verildi. Hukuk devletine bağlı bir yargı sistemi sayesinde milletin iradesi korundu. 27 Mayıs'ta milletin seçtiklerini yargılayan, 12 Eylül'de yaşları büyütülerek idam edilen gençlere sessiz kalan, 28 Şubat'ta vesayetin önünde hazır ola geçen bir yargı vardı. Başörtülü kızlarımızı kürsülerden indiren bir sistem vardı. Ama artık milletin hakkını savunan, darbecilere karşı duran bir yargı var. Suç şebekeleriyle, yolsuzlukla mücadele eden bir yargı istemiyorlar. Bu yüzden yargı mensuplarına saldırıyor, tehdit ediyorlar. Ama milletimiz olup, biteni görüyor. Sessizce takip ediyor ve yeri geldiğinde gereken cevabı veriyor. Bizler bundan sonra da yine adaletin tecellisi için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz" diye konuştu.

'YARGI SOKAK HAREKETLERİNDEN ETKİLENMEZ'

Tokat’ta bir dizi programa katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Artova Adalet Sarayı temel atma töreninin ardından Tokat Valiliği ile Tokat Belediyesi'ni ziyaret etti. Tokat Valisi Abdullah Köklü ile bir süre görüşen Bakan Tunç, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Halkı sokağa inmeye davet eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile ilgili konuşan Bakan Tunç, “Sayın Özel'in bu şekilde bir ifade kullanması ve şu anda soruşturma başladığından bu yana CHP'nin izlediği yol, yol değil. Devletin yargı makamı adliyeler suç örgütleriyle mücadele eder. Milletin huzuru için çalışır. Yolsuzluk yapanlarla da mücadele eder. Bu bir adli soruşturma. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan 2 soruşturma var. Birisi terör suçları soruşturma bürosunca yürütülen, diğeri de örgütlü suçlar soruşturma bürosu tarafından yürütülen soruşturmalar. Terör suçları soruşturma bürosu tarafından yürütülen soruşturma İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın da aralarında bulunduğu 7 kişi hakkında gözaltı kararı verilmişti. Teröre iştirak halinde yardım suçundan bir soruşturma başlatıldı. Bu soruşturmada halen yakalanamayan 3 firari kişi var. Onların yakalama süreci devam ediyor. Örgütlü suçlar soruşturma bürosunun yaptığı soruşturmada da 7 kişi hakkında rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme suçlarından gözaltı kararları verilmişti. Toplamda 106 kişiyle ilgili işlem başlatılmıştı. Şu ana kadar 90 kişinin emniyette işlemleri devam ediyor. 16 kişinin de yakalaması devam ediyor. 16 kişi şu anda firar durumunda. Adliyede işlemleri devam eden 90 kişi var. Emniyetteki işlemlerden sonra adliyeye getirecekler ve adliyede sulh ceza hakimlerimiz tarafından sorguları yapılacak. Soruşturma devam ediyor. Burada örgütlü suçlar ve terör suçu olduğu için 4 günlük bir azami gözaltı süresi var. Buna dikkat edilerek bu işlemler takip ediliyor” dedi.

'SOKAK ÇAĞRISI DOĞRU BİR YOL DEĞİL'

Özgür Özel’in ifadelerine cevap veren Bakan Tunç, “Tabii Sayın Özel'in bu şekilde bir ifade kullanması ve şu anda soruşturma başladığından bu yana CHP'nin izlediği yol, yol değil. Devam eden bir adli soruşturma var. Özellikle bizimle ilgili gerek İçişleri Bakanımız gerek Adalet Bakanı olarak benimle ilgili devleti bir suç örgütü gibi yönetiyorlar ifadesini bir kere reddediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir. Hukukun dışına çıkamaz. Dolayısıyla devletin yargı makamı da suç örgütü gibi hareket etmez, edemez. Devletin yargı makamı adliyeler, suç örgütleriyle mücadele eder. Milletin huzuru için çalışır, yolsuzluk yapanlarla da mücadele eder. Dolayısıyla bu ifadeleri kesinlikle reddediyoruz. Tuttukları bu yol, sokak çağrısı kesinlikle doğru bir yol değil. Bu onlara da zarar verici bir yoldur. Şu anda adli soruşturma devam ediyor. Bu adli soruşturmanın içerisindeki iddialar nelerdir? Deliller nelerdir? Savunmalar nelerdir? O gözaltındaki kişiler neler konuşuyor? Siz biliyor musunuz bunların neler konuştuğunu? İhbar edenlerin kimler olduğunu biliyor musunuz? Toplanan delillerle ilgili bir bilginiz var mı? Yok. Ama topyekun burada adli soruşturmayı özellikle etkilemeye yönelik ifadeler kullanmak hukuk devletiyle bağdaşmaz. Dolayısıyla dosyanın içeriğine vakıf olmadan söylediğiniz sözlerin hiçbir kıymeti yok. O dosya açılacak. O dosya soruşturmanın sonunda iddianame düzenlenirse eğer bunlar bir iddianame düzenlendiğinde tüm delilleriyle beraber kamuoyu tarafından öğrenilecek ve bu durumda şimdiden siz bir şeyler söyleyerek peşin yargıya vararak ne yapmak istiyorsunuz? Peşin yargıya vardığınız zaman utandığınızda istifa etmek zorunda kalacak mısınız?” diye konuştu.

'HADDİNİ BİLSİN'

Muhalefet liderinin daha sorumlu davranması gerektiğini ifade eden Bakan Yılmaz Tunç, “Sayın Özel'in sokak çağrı yapması özellikle adli soruşturmayı etkilemeye yönelik ve hukuk devletiyle bağdaşmayan bir tavırdır. Bir ana muhalefet genel başkanının daha sorumlu davranması lazım. Sizin sokak çağrısı yapmanız ve o sokağa getirdiğiniz kişileri kışkırtarak polisle karşı karşıya getirmeniz, polislerin yaralanmasına sebep olmanız durumunda ne diyecekti İçişleri Bakanımız? Polislerine bir 'geçmiş olsun' dediğinde suç örgütüne yardım etmiş olacaktı. Böyle bir mantık olabilir mi? Dolayısıyla bizim bakanlarımız, devlet kurumlarımız hukuk devleti ilkesine uygun bir şekilde tavır sergiliyorlar. Burada Adalet Bakanı olarak ben bu dosyada şunlar şu nedenle suçludur diyor muyum? Şu nedenle soruşturma açılmıştır diyorum. Ve bu soruşturmanın neticesini sabırla, sükunetle bekleyelim. Sonuçta dosya açıldığında hepimiz göreceğiz. Dolayısıyla dosya açıldığında bütün kamuoyunun gördüğü hususları, siz de gördüğünüzde o zaman pişman olmayacak mısınız? O nedenle peşin hükümlü olmamak gerekir. Soruşturmanın sonucunu beklemek gerekir. Burada özellikle sokakları karıştırmanın, milletin huzurunu bozmanın ve milletin güvenliğini tehdit etmenin çok yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum. Özellikle devleti 'suç örgütü gibi yönetiyorlar' cümlesini hadsizlik olarak nitelendiriyorum. Haddini bilsin” dedi.

Kaos ortamı yaparak işi gölgeleyemeyeceklerini belirten Bakan Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Savcıların vereceği karardan sonra iş hakimlerin önüne gelecek. Sulh ceza hakimleri şüphelileri dinleyecek. Yargının kendi içerisinde denetime tabi olan hukuk güvenliğinin olduğu bir mekanizma içerisinde eğer siz üniversiteleri, öğrencilerimizi, gençlerimizi kışkırtarak bir kaos ortamı yaparak, işi gölgelemeye çalışmak istiyorsanız hiç boşuna uğraşmayın, gölgeleyemezsiniz. Yargı dosyadaki iddialara bakar, savunmalara bakar, sokak hareketlerinden etkilenmez. Dolayısıyla yargı millet adına karar verip, millet adına görev yapar. Kararları millet adınadır. Milletin hakkını, hukukunu savunur. Kim teröre bulaşmışsa onun hesabını millet adına sorar. Kim yolsuzluğa bulaşmışsa, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemişse yargı bunun hesabını sorar. CHP Genel Başkanı Sayın Özel'i sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı'na yönelik ve Sayın Cumhurbaşkanımıza özellikle başından beri söylediği sözleri kesinlikle reddediyoruz.” (DHA)