Geri Dön
PolitikaBakan Tunç: Soruşturmaları 'yargı tacizi' şeklinde değerlendirmek şuursuz bir harekettir

Bakan Tunç: Soruşturmaları 'yargı tacizi' şeklinde değerlendirmek şuursuz bir harekettir

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ekrem İmamoğlu'nun 'yargı tacizi' söylemine ilişkin, "Konuyla ilgili cümleler kurarken de haddi aşmamak gerekir. 'Yargı tacizi' ne demek? Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devletidir. Anayasamızın 138'inci maddesi yargı, bağımsız ve tarafsızdır. Yargı, hiç kimseden talimat almaz. Hiçbir talimatı da dikkate almaz. Bağımsız ve tarafsız yargının başlatmış olduğu soruşturmaları 'yargı tacizi' şeklinde değerlendirmek şuursuz bir harekettir" dedi.

Bakan Tunç: Soruşturmaları 'yargı tacizi' şeklinde değerlendirmek şuursuz bir harekettir

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, çeşitli açılışlara katılmak üzere Ankara'dan kara yoluyla Eskişehir'e geldi. Bakan Tunç, Eskişehir Valiliği önünde Vali Hüseyin Aksoy’un yanı sıra AK Parti Eskişehir milletvekilleri Nebi Hatipoğlu, Fatih Dönmez ve Ayşen Gürcan tarafından karşılandı. Vali Aksoy'u makamında ziyaret ederek kentte yapılan çalışmalarla ilgili bilgi alan Bakan Tunç, daha sonra gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bakan Tunç: Soruşturmaları yargı tacizi şeklinde değerlendirmek şuursuz bir harekettir

'HAKARET SUÇLARI ÇOK ARTTI'

Resmi Gazete'de yayımlanan yargı paketiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bakan Tunç, sosyal medyada artan hareket suçlarını azaltmak için caydırıcı tedbirler almaya çalıştıklarını söyledi. Bakan Tunç, "Özellikle çok gündem olan sosyal medya, yazılı ve görsel mecralarda hakaret suçları çok yaygınlaştı. Bu suçların adliyeye intikal etmesi, adliye kapsamında olması nedeniyle de suç işlenmesi hakaret suçları bakımından çok arttı. Bunu önleyecek çok önemli bir düzenlemeyi de Meclisimiz hayata geçirmiş oldu. Özellikle hakaret suçlarının uzlaştırma kapsamından alınıp, ön ödemeye tabi tutulmasıyla birlikte bu suçlarda önemli ölçüde azalma olacağını düşünüyoruz. Burada bir caydırıcılığın olacağını düşünüyoruz. Bu kapsamda bilim adamlarıyla, akademisyenlerle yaptığımız görüşmeler ve uygulayıcılardan aldığımız bilgiler doğrultusunda böyle bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Bu da önemli bir düzenleme" dedi.

'CEZASIZLIK ALGISI' ELEŞTİRİLERİ

Bakan Tunç, "Ceza adalet sistemiyle ilgili beklenti olan, suçla mücadeleyle ilgili özellikle konuşulan 'cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler nerede' diye haklı olarak basından da sorular geldi. Bununla ilgili kapsamlı bir çalışmamız var. Şu anda Yargı Reformu Strateji Belgemiz hemen hemen tamamlandı. Bütün görüşler alındı. Vatandaşlarımızdan 51 binden fazla görüş aldık. Barolarımızdan, üniversitelerimizden, uygulayıcılarımızdan, tüm yüksek yargı kurumlarımızdan aldığımız görüşler sonucu 1 yıllık bir hazırlık yaptık. Bu hazırlık içerisinde özellikle hukukun üstünlüğünü esas alan öngörülebilir ve gecikmeyen bir adalet sisteminin tesisi konusunda çok önemli hususlara değinen bir Yargı Reformu Strateji Belgesi olacak. Önümüzdeki 4 yılı kapsayacak ve orada kısa, orta ve uzun vade şeklinde bir takvim belirlenecek. Bu takvim içerisinde gerek mevzuat değişiklikleri gerekse uygulamaya yönelik düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Tabii Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin kısa vadede, ilk 1 ayda hayata geçirilecek olan hususlar ceza adalet sistemiyle ilgili olacak. Özellikle soruşturmanın etkinliğini, delillerin toplanması konusundaki sorunları ortadan kaldıracak, yine kovuşturma aşaması dediğimiz dava aşamasının gecikmeden sonlandırılması ve maddi gerçeğin hem soruşturma hem kovuşturma aşamasında tam anlamıyla ortaya çıkarılması için önemli düzenlemeler olacak" diye konuştu.

Bakan Tunç: Soruşturmaları yargı tacizi şeklinde değerlendirmek şuursuz bir harekettir

'TUTUKLAMA SEBEPLERİYLE İLGİLİ SORUNLAR VAR'

Ceza Muhakemesi Kanunu'nda tutuklama sebepleriyle ilgili bazı sorunların söz konusu olduğunu belirten Tunç, "Uygulamada sorunları ortadan kaldırmaya yönelik, 2 yılın altındaki suçlar bakımından tutuklama yasağı olsun ama özellikle kamu düzenini bozmaya yönelik, işlenişine yönelik, kişinin suç eğilimine yönelik değerlendirmeyi hakimlerimiz yapabilsin. Bu konudaki bir düzenlemeyi de hayata geçirmiş olacağız. Burada tabii denetimli serbestlikle ilgili tartışılan konular var. Denetimli serbest, bütün suçlar bakımından diyelim, 2 yılın altındaki suçlar bakımından uygulandığında bir cezasızlık algısına yol açıyor. Her ceza bakımından 1 yıllık bir denetimli serbestlik uygulanıyor. İki yıl ceza alan bir kişi, 1/2 koşullu salıverme süresi 1 yıla düşüyor. 1 yılda denetimli serbestlik hiç cezaevinde kalmamış oluyor. Buna ilişkin 2 yılın altındaki suçlar bakımından denetimli serbestlikten yararlanabilmesi için belli bir süre cezaevinde kalması caydırıcılık açısından önemli olacaktır. Bunun süresiyle ilgili teknik çalışmaları yapıyoruz. Takdir, Meclis'in. Toplumun huzurunu bozan suçlar bakımından da önemli düzenlemeler yapmak gerekiyor. Özellikle ruhsatsız silahlar, düğünlerde kalabalık ortamlarda atılan silahlar, bunların caydırıcılığına ilişkin düzenlemeler gerekiyor. Yine trafik suçları, yol kesme, makas atma gibi ölüm kazalara yol açanlar gibi özellikle drift gibi suçların cezalarını arttırmak gerekiyor. Toplumun huzur ve sükununu bozmaya yönelik suçlarla ilgili olarak gerek Türk Ceza Kanunu gerekse Kabahat Kanunu'nda yeniden bir değerlendirme ihtiyacı oldu ve bu konudaki çalışmalarımızı görüşler alarak hayata geçireceğiz. Özellikle akademisyenlerimizin katkıları da söz konusu oldu. Hazırladığımız taslak çalışmasını milletvekillerimizin takdirine ibraz ederek bu konudaki çalışmalarımızı 10'uncu paket diyebiliriz artık ona, Yargı Reformu Strateji Belgemizin ilk paketi olarak ceza adaletinin sisteminin etkinliğini arttırmaya yönelik önemli düzenlemeleri birkaç güne kadar görmüş olacağız" dedi.

Bakan Tunç: Soruşturmaları yargı tacizi şeklinde değerlendirmek şuursuz bir harekettir

'BURADA SUÇLULUK TELAŞINDA BULUNMAMAK GEREKİR'

Gazetecilerin Ankara ve İstanbul Büyükşehir belediyelerine yönelik başlatılan incelemeyi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'yargı tacizi' söylemini sorması üzerine konuşan Bakan Tunç, "Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin özellikle bir organizasyonlarına yönelik birtakım incelemesi başlatıldı. İçişleri Bakanlığı'mız tarafından müfettişler gönderildi. Onlar incelemelerini yapıyorlar. Belediyelerin kamu idarelerinin denetimi söz konusu burada. Özellikle Sayıştay denetimine tabidirler hem de İçişleri Bakanlığı'nın denetimine tabidirler. Burada denetimden çekinmeye gerek yok. Eğer bir eksiğiniz, kusurunuz varsa telaşlanırsınız. Ama burada bir eksiğiniz yoksa, müfettişin araştırmak istediği konularla ilgili olarak cevaplarınızı verirseniz; zaten bir telaşınıza gerek yok. Burada suçluluk telaşında bulunmamak gerekir" dedi.

'ÇOK DİKKATLİ OLMASI LAZIM'

Ekrem İmamoğlu'nun 'yargı tacizi' söylemine ilişkin de Bakan Tunç, şu ifadeleri kullandı:

"Konuyla ilgili cümleler kurarken de haddi aşmamak gerekir. 'Yargı tacizi' ne demek? Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devletidir. Anayasamızın 138'inci maddesi yargı, bağımsız ve tarafsızdır. Yargı, hiç kimseden talimat almaz. Hiçbir talimatı da dikkate almaz. Bağımsız ve tarafsız yargının başlatmış olduğu soruşturmaları 'yargı tacizi' şeklinde değerlendirmek şuursuz bir harekettir. Özellikle belli sorumluluk makamında olan kişilerin, kamu yöneticilerinin, belediye başkanlarının yargıyla ilgili cümleleri sarf ederken çok dikkatli olması lazım. 25 bin hakim ve savcımız var. Yargının yapmış olduğu işlemler noktasında siz eğer 'yargı tacizi, haksızca üstümüze geliyorlar' şeklindeki cümleleri sarf ederseniz; 'gizlediğiniz bir şey mi var' der kamuoyu. Onun için burada hukukun üstünlüğü endeksiyle ilgili değerlendirme yapmak, Türkiye ile ilgili böyle değerlendirme yapmak haddi de değil hakkı da değil. O endekslerin nerede hazırlandığını çok iyi biliyoruz. Hukuka güven endeksi, Amerika Birleşik Devletleri'nde hazırlanıyor. Dünya Adalet Projesi adı altında bir dernek tarafından hazırlanan bir endeks. Objektif kriterlere dayanmayan, hiçbir bilimsel temeli olmayan, hiçbir Türkiye gerçekleriyle ilgisi olmayan değerlendirmeler bunlar."

ÇOCUK ADALET MERKEZİ AÇTI

Bakan Yılmaz Tunç, valilik ziyaretinin ardından Türkiye'nin Erzurum ve Bursa'dan sonra 3'üncüsü yapılan Çocuk Adalet Merkezi'nin açılışına katıldı. Odunpazarı ilçesi Arifiye Mahallesi'ndeki merkez açılışında konuşan Bakan Tunç, "Çocuk Adalet Merkezlerimiz önemli, önce pilot uygulamayla başladı. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanımızın katkılarıyla ilkini orada hayata geçirdik. Sonrasında Bursa'da Çocuk Adalet Merkezimizi hayata geçirdik. Üçüncüsü de Eskişehir'de hayata geçiyor. Çocuk Adalet Merkezlerinden kastımız nedir? Çocuklarımız, özellikle geleceğimizin teminatı olan yavrularımız adli süreçlerde yıpranmaması lazım. Yetişkinlerle, onların aynı ortamda yargılanması, yargılanmaya tabi tutulması, gerek suça sürüklenen çocuk olarak gerekse tanık olarak gerekse suç mağduru çocuk olarak büyüklerin yargılandığı salonlarda, adliyelerde aynı ortamlarda bulunması bir kere yargılama açısından doğru olmayan bir şeydir ve bu kapsamda da 2005 yılında çıkarılan Çocuk Koruma Kanunu ve sonrasında imzaladığımız çok sayıda uluslararası sözleşme çocuk haklarıyla ilgili olarak ve sonrasında hayata geçirdiğimiz ikinci mevzuat ve yönetmeliklerle beraber çocuk yargılamasıyla ilgili önemli mesafeler aldık" dedi.

HAKİMEVİ AÇILIŞINA KATILDI

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Tarihi Odunpazarı Evleri Bölgesi'ndeki İşyurtları Eskişehir Hakimevi'nin açılışında katıldı. Programda Bakan Tunç’un yanı sıra AK Parti Eskişehir milletvekilleri Fatih Dönmez, Ayşen Gürcan ve Nebi Hatipoğlu, Muharip Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İsmail Güneykaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Demir, İl Emniyet Müdürü Tolga Yılmaz yer aldı.

Eskişehir Hakimevi’nin sadece bir otelcilik hizmeti olarak görülmemesi gerektiğini ifade eden Bakan Tunç, “Burası rehabilitasyona yönelik bir merkez aslında. İşyurtları Kurumumuz bizim cezaevlerimizle bağlantılı ama müstakil bir daire başkanlığı, özel bütçesi olan bir kuruluşumuz. Cezaevlerinde barındırılan hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılması, onların meslek edinmesi, onların cezaları infaz edilirken çalışması aynı zamanda hem kendi ekonomilerine katkı sağlamaları hem de ürettikleri ürünlerin ülke ekonomisine katkı sağlaması açısından önemli bir kurumumuz. 372 işyurdu müdürlüğümüze bağlı 400'den fazla fabrikamız var, atölyemiz var. Buralarda 30 binden fazla çalışan yükümlü var. Onlar çalışıp orada cezaları infaz edilirken rehabilite oluyorlar. Tahliyeye yakın süreçte de artık topluma karışmaya hazır hale geliyorlar. İşyurtlarımızın kapasitesini de giderek arttırıyoruz. Adeta kamu iktisadi teşebbüsleri arasında ilk 5'e giren bir statüye doğru yavaş yavaş ilerliyor. Önemsiyoruz, bütün cezaevlerimizin bulunduğu yerlerde bu tarz işyurtları müdürlüklerimizin, fabrikalarımızın, atölyelerimizin, bu tarz tesislerimizin olması çok önemli. Özellikle cezaevlerinde barındırılan hükümlü ve tutukluların aslında ceza adaleti sisteminin üçüncü aşaması gerçekleşiyor orada. Çünkü ceza adaleti sistemi sadece soruşturmadan, kovuşturmadan ibaret değil. En önemli aşamalarından biri de belki en önemlisi, toplumu suçtan korumaya yönelik çalışmaların, suçlunun ıslahının gerçekleştirileceği cezaevlerimiz önemli. Bu anlamda tabii son yıllarda özellikle cezaevlerimizi adeta bir eğitim yuvası haline de getirmenin gayreti içerisindeyiz” dedi.

CEZAEVLERİNDE 77 BİN HÜKÜMLÜ EĞİTİM GÖRÜYOR

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, şu anda cezaevlerinde 77 bin hükümlünün eğitim gördüğünü söyledi. Doktora seviyesinde eğitim alan hükümlüler olduğunu kaydeden Bakan Tunç, “Kültür ve Turizm Bakanlığımızla yaptığımız protokol çerçevesinde 8 cezaevimizde Adalet Halk Kütüphaneleri açtık. Bütün kütüphanelerimizi de halk kütüphaneleriyle entegre ederek oralardan kitap teminlerini sağlamış durumdayız. Yine Milli Eğitim Bakanlığımızla yaptığımız protokoller çerçevesinde 6 adet çok programlı lise var, örgün eğitim gören. Yine 49 adet mesleki eğitim merkezi var. Mesleki eğitim merkezlerinde eğitim gören hükümlüler çıraklık belgesi, kalfalık ve ustalık belgelerini alarak bir meslek sahibi olarak cezaevinden infazı bittikten sonra tahliye oluyorlar. Artık bir meslek sahibi olarak topluma karışıyorlar. Bunu önemsiyoruz ve sayılarını da giderek arttırmanın gayreti içerisindeyiz” diye konuştu. Bakan Tunç ve beraberindekiler, konuşmaların ardından Eskişehir Hakimevi’nin açılışını gerçekleştirdi. Ardından partisinin il başkanlığına geçen Tunç, Ak Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak’ı da makamında ziyaret etti.

PARTİLİ BULUŞMASINDA KONUŞTU

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, daha sonra bir düğün salonundaki partisinin Tepebaşı İlçe Başkanlığı’nın düzenlediği programa katıldı. Programda Ak Parti Eskişehir milletvekilleri Fatih Dönmez, Nebi Hatipoğlu ile Ayşen Gürcan ile partililer yer aldı. Bakan Tunç, AK Parti’nin kuruluşundan bu yana yaşadığı sorunları anlatarak yeni yasa yapılması gerektiğini söyledi. Türkiye olarak demokratik, katılımcı ve her görüşün, herkesin, her kesimin kendini içinde bulduğu bir toplum sözleşme olarak yeni bir anayasa yapılması gerektiğini ifade eden Bakan Tunç, “Evet, çok sayıda reform yaptık, çok sayıda madde değişti, tabii bu değişiklikler o maddeler arasındaki düzenin bozulmasına da kurumlarımız arasında hatta yüksek yargı kurumlarımız arasında farklı tartışmalara, yorumlara neden oldu. Tüm bunları ortadan kaldırmanın çaresi yeni bir anayasa, demokratik bir anayasa. İnşallah 28’inci dönem parlamentosunda mecliste milletvekillerimiz uzlaşır ve Türkiye Yüzyılı’na başladığımız şu anlamlı dönemde ülkemizi yeni anayasaya kavuştururuz ve milletimize olan borcu da yerine getirmiş oluruz. Bütün temennimiz bu” dedi.

TERÖRLE MÜCADELE

Konuşmasının son bölümünü terörle mücadeleye ayıran Adalet Bakan Yılmaz Tunç, Türkiye’yi huzurlu bir geleceğe kavuşturmak zorunda olduklarını ifade ederek şöyle konuştu:

“Terörden arınmış, terörün her türlüsünü sona erdirmiş ve özellikle 40 yıldan bu yana ülkemizin huzurunu bozan, milletimizi rahatsız eden, on binlerce şehit vermemize neden olan PKK terör örgütünü de, FETÖ’yü de DHKP-C’yi de ve diğer bütün terör örgütlerini de ülkemizden silip atacağız inşallah. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Bunun için elimizdeki tüm imkanları kullanacağız. Elimizdeki tüm araçları bu doğrultuda kullanmamız gerekiyor. Bunun mücadelesini veriyoruz ve Türk’le, Laz’la, Çerkez’le, Kürt’le biz hepimiz kardeşiz. Birbirimizden bizi ayıramazlar. Birlik ve beraberliğimizi bozdurmayacağız. O birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenlere gerek dışardan gerek içerden hiç fırsat vermeyeceğiz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.”

Bakan Tunç, programın ardından partililerle hatıra fotoğrafları çektirerek kentten ayrıldı.