Geri Dön
PolitikaBakan Özer: Uluslararası kuruluşlar ve dünya ülkeleri Türkiye’deki seçimi takip ediyor

Bakan Özer: Uluslararası kuruluşlar ve dünya ülkeleri Türkiye’deki seçimi takip ediyor

Milli Eğitim Bakanı ve Ordu Milletvekili Adayı Mahmut Özer, “Uluslararası kuruluşlar, dünya ülkeleri, Türkiye’deki seçimi takip ediyor. Niye ? Türkiye niye bu kadar ilgilerini çekiyor? Çünkü Türkiye bambaşka bir yola girdi. Türkiye’nin üretim kapasitesinin yükselmesinden ürküyorlar. Türkiye’nin çocuklarının, gençlerinin eğitim ile bu şekilde tam kapasitede buluşmasından ürküyorlar” dedi.

Bakan Özer: Uluslararası kuruluşlar ve dünya ülkeleri Türkiye’deki seçimi takip ediyor

Milli Eğitim Bakanı ve AK Parti 28’inci Dönem Ordu Milletvekili Adayı Mahmut Özer, ‘Ordu Muhtarları Köy Yaşam Merkezleri Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Ordu Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen toplantıya Bakan Özer’in yanı sıra Ordu Valisi Tuncay Sonel, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, AK Parti Ordu Milletvekilleri Metin Gündoğdu ile Ergün Taşçı ve mahalle muhtarları katıldı. Burada muhtarlara hitap eden Bakan Özer, muhtarların sorunlarını kendisine emanet olarak aldığını ve sorunları takip ederek neticelendireceklerini söyledi.


Bakan Özer: Uluslararası kuruluşlar ve dünya ülkeleri Türkiye’deki seçimi takip ediyor

‘KÖYLERİMİZDEKİ ATIL OKULLARI HIZLI ŞEKİLDE YENİDEN AÇMAK İÇİN YOLA ÇIKTIK’

Okul öncesi eğitim, mesleki eğitimin güçlendirilmesi, öğretmenlerin desteklenmesi, her okula yatırım yapılması, bütçe gönderilmesinin ötesinde bakanlık olarak önemsedikleri en önemli projelerden bir tanesinin köy okullarının tekrar açılması ve köy yaşam merkezleri olarak hizmet vermeye başlaması olduğunu belirten Özer, “Covid-19 salgınından sonra özellikle insanlar yavaş yavaş metropollerden şehirlere, şehirlerden ilçelere, ilçelerden köylere doğru yavaş yavaş tersine göçe talip olmaya başladılar. İkinci kritik bir olay var tüm dünyada. Özellikle Covid-19 salgınında gıda tedarik zincirlerinde çok ciddi travmalar yaşandı. Tarım, hayvancılık ve gıda, enerji kadar kritik bir konuma yükseldi. Yani önümüzdeki yıllarda dünyada yaşanacak olan krizler arasında gıda da en önemli maddeler arasında yer almaya başladı. Biz bu hem geriye göç hem gıdayla ilgili tarım, hayvancılık ile ilgili bu potansiyeli değerlendirmek için köylerimizdeki atıl duran okullarımızı hızlı bir şekilde yeniden açmak için yola çıktık. Bunu karar verdiğimiz tarih 2022’nin başları ve dedik ki; sadece köydeki ilkokulu ve ortaokulu, anaokulunu açmayalım. Farklı bir konsept yapalım. Ne yapalım; aynı zamanda o okulların içerisinde halk eğitim merkezleri kuralım, sadece çocuklarımız değil, aynı zamanda yetişkinlerimize de istedikleri kursu ayağına getirelim. Yani köydeki vatandaşımız halk eğitim kurslarından yararlanmak için şehre gelmek zorunda kalmasın. Erişimi artıralım. Onun için de ismine köy yaşam merkezleri dedik” diye konuştu.

‘2 BİN 671 KÖY OKULUNU KÖY YAŞAM MERKEZİNE DÖNÜŞTÜRDÜK’

Özer, bugüne kadar 2 bin 671 köy okulunu, köy yaşam merkezlerine dönüştürdüklerini ve bu merkezlerden 170 bin 349 vatandaşın hizmet aldığını ifade ederek, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez yetişkinler ile onların çocuklarını ve torunlarını aynı eğitim çatısı altında buluşturmaya başladık. 2022 yılında hedefimiz 2 bin köy okulunu, köy yaşam merkezlerine çevirmekti. Şu anda 2 bin 671 köy okulunu hızlı bir şekilde bakım-onarımdan geçirerek köy yaşam merkezlerine dönüştürdük. Gelirken yine rakamlara baktım; burada ne kadar kurs düzenlenmiş, 2 bin 671 köy yaşam merkezinde tarımdan hayvancılığa, vatandaşlarımızın istemiş olduğu her türlü kurs aktif şekilde düzenlemiş ve şu ana kadar bu köy yaşam merkezlerimizde 170 bin 349 vatandaşımız bu kurslardan yararlanmış” dedi.

Bakan Özer: Uluslararası kuruluşlar ve dünya ülkeleri Türkiye’deki seçimi takip ediyor

‘120 BİN 101’İ KADINLARIMIZDAN OLUŞUYOR’

Köy yaşam merkezlerinden en fazla eğitim alan kesimin kadınlar olduğuna dikkat çeken Özer, “Bakın burada kritik bir nokta var. Bizim halk eğitim kurslarımızdan en fazla yararlanan kadınlarımız. Bu 170 bin 349’un 41 bin 248’i erkek, 120 bin 101’i kadınlarımızdan oluşuyor. Yani kadınlarımızın çok daha güçlü bir şekilde ayakta durmalarıyla ilgili köy yaşam merkezleri en önemli destek mekanizmaları. Yani biz bu hareketimizle sadece taşımalı eğitimi kaldırmayla ilgili önemli bir inisiyatifi başlatmış değiliz. Aynı zamanda o köylerdeki, büyükşehir olduğu zaman mahallelerdeki çevre sakinlerinin de yaşam boyu öğrenme kapsamında sürekli eğitim almalarının da kapısını açmış olduk. 2023 yılının sonuna kadar Türkiye’deki tüm köy okullarını açmaya taahhüt ettik” ifadelerini kullandı.

‘ANTİ DEMOKRATİK MÜDAHALE OLMASAYDI TÜRKİYE BAŞKA BİR NOKTADA OLURDU’

Yapılanın görmezlikten gelinerek emeğe saygısızlık gösterilmesinin acziyet olduğunu dile getiren Bakan Özer şunları söyledi:

"Ben Milli Eğitim Bakanı olarak eğitim ile ilgili diğer kesimin önerilerine baktığım zaman tebessüm ediyorum ve keyif de alıyorum bundan. Çünkü bizim yaptığımızı, ‘yapacağız’ diyorlar. Çok keyifli bir şey bu. ‘Köy okullarını açacağız.’ Köy okulları açıldı zaten. Günaydın yani ve köy yaşam merkezleri çerçevesinde farklı bir konsepte ilerliyor. Diyorlar ki; ‘OSB’lerin hepsine teknik liseler, kolejler kuracağız.’ OSB’lerin hepsine 2021 yılının sonunda mesleki eğitim merkezlerini kurduk. Diyorlar ki, ‘sigorta yapacağız.’ Zaten iş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı sigorta yapılıyor. Yani aslında o kadar çok şey yapmışız ki, karşı politika olarak üretilen bir şey yok. Bizim yaptığımızı görmezlikten gelerek aslında emeğe sadece benim değil, tüm çalışma arkadaşlarımın emeğine saygısızlık göstererek, yaptığımızı, ‘yapacağız’ diye bir duruma düşmeleri aslında çok büyük bir acziyeti de gösteriyor. Yapılabilecek her şey yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Onlar öyle kolay olmadı. Dünya kadar kritik dönemeçlerden geçildi. E-muhtıralar, ekonomik müdahaleler, darbe girişimleri, uluslararası müdahaleler, tüm bunlara rağmen bu hizmetler yapıldı ve geçmişin yol açmış olduğu travmalar ortadan kaldırılarak bugünlere gelindi. Eğer travmalar olmasaydı, antidemokratik müdahaleler olmasaydı bugün Türkiye, bambaşka bir noktada olurdu. Dün meslek liselerinin kat sayı uygulamasıyla tarumar olmasının nedeni olanlar bugün mesleki eğitim ile ilgili çözüm üretemezler. Eğer o gün o travmalar yaşanmasaydı bugün mesleki eğitim çok daha farklı noktalarda olurdu. Tüm alanlarda bu böyle. Allah’ın izni ile bizler de sizlerle birlikte Ordu’muzu her alanda güçlendirmek için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz. Zaten son 20 gün içerisinde gerçekten keyifle, yorulmadan tüm ilçelerimizi dolaşıyoruz ve orada aldığımız notlarımızı  hızlı bir şekilde gerçekleştiriyoruz ve bundan sonra da gerçekleştirmeye devam edeceğiz.” Bakan Özer, Ordu’da 20 köy yaşam merkezinin açıldığını belirterek, mayıs ayının sonuna kadar tüm köy okullarının köy yaşam merkezleri olarak açılacağının kararını aldıklarını da sözlerine ekledi.

‘GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ BU HİKAYEYİ SEKTEYE UĞRATMAYA ÇALIŞIYORLAR’

Konuşmasının devamında 14 Mayıs’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen Özer, “Önümüzdeki 14 Mayıs seçimlerine baktığımız zaman şunu görüyoruz; normal bir seçim olmanın bağlamından çıkartıldı. Olağanüstü bir duruma doğru gidiyor. Uluslararası kuruluşlar, dünya ülkeleri Türkiye’deki seçimi takip ediyor. Niye? Türkiye niye bu kadar ilgilerini çekiyor? Çünkü Türkiye bambaşka bir yola girdi. O hikaye siz değerli muhtarlarımızla birlikte bu ülkenin kendi gerçek hikayesinin şekillendiği ‘Türkiye Yüzyılı’ hikayesi. Eğitimde, sağlıkta, ulaştırmada, altyapıda özellikle savunma sanayiinde bambaşka bir hikaye yazıyor Türkiye. Tıpkı geçmişte olduğu gibi bu hikayeyi sekteye uğratmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin üretimin kapasitesinin yükselmesinden ürküyorlar. Türkiye’nin çocuklarının, gençlerinin, eğitim ile bu şekilde tam kapasitede buluşmasından ürküyorlar. Çünkü bizim gerçekten bizim fırsat penceresi olan genç bir nüfusumuz var. Kıta Avrupası yaşlanırken, Türkiye bu fırsat penceresini kullandığı zaman sadece bölgesinde değil dünyada lider olabilme kapasitesi var ve Türkiye bu konuda emin adımlarla yoluna devam ediyor. İşte dünyanın beklediği şey bu hikayeyi nasıl sekteye uğratabiliriz. Ben inanıyorum ki Ordulu kardeşlerimiz, siz değerli muhtarlarımız, sizin yazmış olduğunuz bu hikayenin sekteye uğramasına fırsat vermeyeceksiniz ve milletinin hizmetkarı, vatandaşının gönlünde ferahlık uyandıran, ona özgüven sağlayan ve düşmanlarının da kalbine korku salan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı Ordulu kardeşlerimiz yalnız bırakmayacaktır” dedi.

‘28 ŞUBAT’IN MİMARLARI MESLEKİ EĞİTİMİMİZİ İÇİNDEN ÇIKILAMAZ HALE GETİRDİ’

Milli Eğitim Bakanı ve AK Parti Ordu milletvekili adayı Mahmut Özer, ‘Esnaf Buluşması Programı’na katıldı. Altınordu ilçesinde bir otelde düzenlenen programı Bakan Mahmut Özer’in yanı sıra Ordu Valisi Tuncay Sonel, AK Parti Ordu milletvekilleri Şenel Yediyıldız, Metin Gündoğdu, Ergün Taşçı, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken ile çok sayıda esnaf katıldı. Bakan Özer, programda yaptığı konuşmada esnafların ve sanatkârların Türkiye’nin çekirdeği olduğunu söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı olarak esnafın ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek için mesleki eğitimde çok önemli hamleler yaptıklarını belirten Özer, "Biliyorsunuz mesleki eğitim Türkiye’de, özellikle 1999 yılındaki o kat sayı hamlesiyle dumura uğradı. Sizlerin ihtiyaç duyduğu o çıraklar, kalfalar, ustalar yetişmez hale geldi. Hatırlayın, ‘aradığım elemanı bulamıyorum’, ‘belli zanaatlarda, esnafta çırak yetişemez ve bu gelenek geleceğe tevarüs edemez hale geldi’ diye hepimiz şikâyette bulunuyorduk. İşte o günlerin mimarları, o 28 Şubat’ın mimarları mesleki eğitimimizi içinden çıkılamaz hale getirdi. Sadece mesleki eğitimde değil aynı zamanda imam hatip liselerine de aynısını yaptılar. Dert neydi? Dert, bu ülkenin ekonomik kalkınmasını gerçekleştirememesi, sekteye uğratılması. Bu ülkenin sadece bölgesinde değil, dünyada güçlü bir ülke olabilmesi için ihtiyaç duyduğu beşeri sermayeye hiçbir şekilde ulaşmamasıydı” dedi.

‘YAPMIŞ OLDUĞUMUZ HAMLELER MEYVELERİNİ VERDİ’

Bakan Özer, yapılan çalışmalarla meslek liselerine rağbetin arttığını ifade ederek, "Kat sayı uygulaması bu ülkede 12 yıl uygulandı. 2012 yılında kaldırıldı. Bizim son yıllarda yaptığımız en önemli hamle şu; madem sektöre biz eleman yetiştiriyoruz, o zaman sektöre duyarsız değiliz, sektörü dinleyen, onunla birlikte süreçleri yöneten bir mesleki eğitim inşa edelim ve özellikle son 1 yılda bu konudaki yapmış olduğumuz hamleler meyvelerini verdi ve meslek liselerine artık rağbet arttı. Meslek liselerinde artık başarılı öğrenciler gelmeye başladı. İlk kez mesleki eğitimde Cumhuriyetin ilk yüzyılında en başarılı öğrenciler meslek liselerine gelmeye başladı. ASELSAN Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, Demirören Medya Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, TEKNOPARK İstanbul Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, yüzde 1’lik dilimden öğrenci almaya başladı. Yani İstanbul ve Ankara Fen Lisesi’ne yerleşebilecek puanı olan öğrenciler nereye gitti? Meslek liselerine gittiler. Ama sizler için kritik olan hamleyi Mesleki Eğitim Merkezlerinde yaptık. Mesleki Eğitim Merkezleri ne yapıyor; çırak, kalfa, usta yetiştiriyor. O en fazla acısı çekilen çıraklar, kalfalar ve ustalar nerede yetişiyor, Mesleki Eğitim Merkezlerinde yetişiyor. Haftada 1 gün okula gidiyor öğrenciler, 4 gün işletmede beceri eğitimi alıyorlar ve asgari ücretin yüzde 30’u kadar da ücret alıyorlar. Bunların hepsini biliyorsunuz siz” diye konuştu.

‘1 MİLYON 400 BİN ÇIRAK VE KALFA VAR’

Türkiye’de 1 milyon 400 bin çırak ve kalfa olduğunu kaydeden Özer, “25 Aralık 2021 tarihinde 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nda kritik bir değişiklik yaptık. Değişiklik neydi? O sizlerin vermiş olduğu asgari ücretin yüzde 30’unu devlet olarak biz üstlendik. Sizden ne istedik? Sadece işyerlerinizi bizim çıraklarımıza açın ve 4 yıl o çırakların eğitimini tamamlayın. Sonra da güvendiğiniz, niteliklerine itimat ettiğiniz o çıraklarımızı, kalfalarımızı istihdam edin usta olarak mezun olduktan sonra da ve bir önemli değişiklik daha yaptık. 3 yıllık eğitimin sonunda kalfa olan kardeşlerimizin yüzde 30 ücret alması değil, asgari ücretin yüzde 50’sini almasını sağladık. Bakın Türkiye’de 25 Aralık 2021 tarihinde tüm ülkede 160 bin çırak, kalfa vardı. Şu anda kaç biliyor musunuz? 1 milyon 400 bin çırak ve kalfa var. O çırakların mesleklerine göre dağılımlarına baktığınız zaman en fazla çırak, kalfa istihdam eden meslek alanlarının sizlerin direk odağını ilgilendiren küçük ve orta ölçekli işletmeler olduğunu görüyoruz. Yani Bakanlığımız, hükümetimiz sizleri desteklemek için, insan kaynağı ihtiyacınızı gidermek için son 1 yılda çok önemli bir projeye imza attı. Allah’ın izni ile bu mesleki eğitim meşalesi sizlerin de destekleriyle çok daha güçlü noktalara taşınacak ve ülkemizin ekonomik kalkınması bağlamında o yıllardan beri sorun olarak addedilen konu tamamen tarihin çöplüğüne gömülmüş olacak” diye konuştu.

‘TİMSAH GÖZYAŞLARI DÖKÜYORLAR’

Bakan Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün o 28 Şubat’ın mimarları mesleki eğitimi güçlendirmek için timsah gözyaşları döküyorlar.  Önce mesleki eğitimi öldürdüler, sonra da meslek lisesi memleket meselesi diye yola çıktılar. Bir problemin yaratıcıları hiçbir zaman çözüm parçası olamazlar. Bu memleketin derdiyle hemhal olan tek bir lider var; o da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Sadece eğitimde, ulaştırmada, sağlıkta, altyapıda değil siz değerli esnaf ve sanatkârlarımızın derdiyle de hemhal. Her türlü derdinizi çözmek, sizlere destek olmak için elinden gelen çabayı sarf ediyor.”