Geri Dön
PolitikaAkşener: Hamas'ın yaptığı eylemi de ayıplamak zorundayız

Akşener: Hamas'ın yaptığı eylemi de ayıplamak zorundayız

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Hamas'ın yaptığı eylemi de ayıplamak zorundayız. Çünkü orada da siviller öldü ama o dürtmenin sonucu ne oldu? Gazze'de ölen insan sayısının 1700'ü çocuk. Kim kaybetti? Gazzeliler. Yazık günah. Bunların önüne geçmemiz lazım. Bunun da yolu elbette İsrail'le ahbaplıktan bahsetmiyorum, dünya devletlerinin diplomasisini doğru yönetmekten bahsediyorum. Bunu da en iyi yönetebilecek olan Türkiye" dedi.

Akşener: Hamas'ın yaptığı eylemi de ayıplamak zorundayız

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bir dizi ziyaret ve programa katılmak için Balıkesir'e geldi. İlk olarak İYİ Parti İl Başkanlığını ziyaret eden Akşener, burada basın açıklaması yaptı. Akşener, Balıkesir'de 2024'te yapılacak yerel seçimlerde partisinden belediye başkan adayı olan 4 ismi açıkladı. İYİ Parti'nin 6'ncı kuruluş yıl dönümünü 28 Ekim'de kutlayacaklarını söyleyen Akşener, tüm halkı Atatürk Spor Salonu'na davet etti. Akşener, "29 Ekim'de hem Cumhuriyet Bayramımız, hem de Cumhuriyetimizin 100'üncü kuruluş yıl dönümü ve unutturulmak üzere, hafifletmek üzere adımlar atıldığını görüyoruz. Siz Kuvayımilliye şehrisiniz. Cumhuriyetin 100'üncü yılının 'Cumhuriyet de neymiş? Ben daha iyisini yapıyorum' ruhu içinde, bir rekabet, bir küçümseme ve saygısızlık haline çevrilmesini reddediyorum. Bizi yönetenler bunu hafifletse bile bile her biriniz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı elimizden hangi imkanlar geliyorsa o neşede, o şükranla kutlamak ve yarına bu mirası aynı canlılık içerisinde bırakmak zorundayız" ifadelerini kullandı.

'SAYIN ERDOĞAN, SAKİN BİR TUTUMLA GÖTÜRDÜ, ARKASINDAYIZ'

Akşener, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Hamas'ın 'terör örgütü' olarak tanınmasına yönelik İsrail cephesinden gelen açıklamayı değerlendiren Akşener, bu konudaki duruşlarının son derece net olduğunu söyledi. Akşener, "Hamas'ın İsrail'de en başında yaptığı, sivillerin öldürülmesine yol açan eylemin adı terördür. Netanyahu bize göre bir katildir. Netanyahu'nun şu anda çoluk, çocuk, kadın, hastane, ibadethane, okul demeden Gazze'yi bombalaması bir devlet insanına yakışmayan, bir katile, bir katilin davranışına uyan davranışlardır. Dolayısıyla bir savaş suçlusu olarak yargılanmalıdır. Bugüne kadar Sayın Erdoğan ve arkadaşları süreci dikkatli bir dille, sakin bir tutumla götürdü. Dün itibariyle İYİ Parti olarak bu tutumun arkasında olduğumuzu, olacağımızı söyledik" dedi.

'YANINDA OLDUĞUMUZU SÖYLEDİK'

Hükümetin devlet adına durduğu yeri doğru bulduklarına değinen Akşener, "Sürekli olarak birilerinin 'Mehmetçik Gazze' söylemleri ile ağır tahrik yapılan bir sistem ortaya çıktı. Yerel seçimlere gidiyoruz. Seçimlerde kutuplaştırma işe yaramıştır. Ama Filistin'le Gazze konusunda şu anda Türkiye'deki tüm siyasi partiler ve onların taraftarı, yöneticisi, oy vereni, seçmeni hükümetin devlet adına durduğu yeri doğru bulduk. Ve yanında olduğumuzu söyledik. Yani 'Garantör devlet olmayı devam ettirin' dedik. 'Masada dursun' dedik. 'Can kayıplarının önlenmesi için ara buluculuk görevi bizde olsun' dedik. Batı, Amerika başta olmak üzere, Batı dünyası demokrasisi hava gazıymış. İsrail'in yanında yer aldılar. Buna karşılık Gazzeli, Filistinlilerin karşısında yer aldılar. Bunu kınadık"

'SONUÇLARINI GÖRECEĞİZ'

Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dün Sayın Erdoğan, grupta yaptığı konuşmada Hamas'ı bir 'mücahit birliği' olarak değerlendirdi. Türk milleti, Türkiye'deki tüm siyasiler Gazze'deki can kaybının, mezalimin, öldürmenin karşısında yer aldı. Bugün farklı bir taraf olma söz konusu oldu. Bunu yönetilebilir bulmadığımı ifade etmek isterim. Buradan hızlı bir dönüş yaşanırsa Rahip Brunson'da, Kaşıkçı davasında olduğu gibi şimdi Meclis'e gelen İsveç işinde olduğu gibi Türkiye gerçekten rezil olur. Zikzak yapılmaması gerekiyor. Çok doğru bir sistemdeydi ama muhtemelen AK Parti'nin iç bünyesinde sert bir seçmen duruşu vardı ise onu biz bilmiyoruz. Sonuçlarını göreceğiz. Hamas'ın yaptığı eylemi de ayıplamak zorundayız. Çünkü orada da siviller öldü ama o dürtmenin sonucu ne oldu? Gazze'de ölen insan sayısının 1700'ü çocuk. Kim kaybetti? Gazzeliler. Yazık günah. Bunların önüne geçmemiz lazım. Bunun da yolu elbette İsrail'le ahbaplıktan bahsetmiyorum, dünya devletlerinin diplomasisini doğru yönetmekten bahsediyorum. Bunu da en iyi yönetebilecek olan Türkiye."

'KUTUPLAŞTIRMAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ'

Akşener, Tam 28 Ekim'de Filistin mitingi düzenleneceğini belirtip, "Filistin ve Gazze'ye dair kınama mesajı Meclis'ten hepimizin imzasıyla çıktı. Keşke bir hafta sonra ya da bir hafta önce bütün siyasi partileri davet etselerdi. Çünkü Bunlar Türkiye'yi birleştiren şeylerdir. O mitingde hadi ben konuşma yapmazdım. Yine Sayın Erdoğan konuşaydı ama hepimiz davet edilseydik ve hepimiz gitseydik. Ondan sonra da hepimiz hep birlikte cumhuriyetin 100'üncü yılını kutlasaydık. Seçim kazanmaya yönelik yeni bir kutuplaştırmayla karşı karşıyayız. Bu, Türkiye'ye zarar verir" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE SEÇMEN ODAKLI REKABET ANLAYIŞINI KAYBETTİ'

"6 yıl evvel kurulduğumuzda yola iki kutuplu, iki yumruk arasına sıkıştırılmış sistemi bozmak, sizlere üçüncü bir seçenek yaratmak için çıktık" diyen Akşener, "Türkiye çok uzun zamandır seçmen odaklı rekabet anlayışını kaybetti. Bizim de iddiamız buydu. Fakat sonra bu malum ucube sistem sebebiyle ittifak sistemi doğdu. Başlangıçta o ittifak sistemine girdik. Tayyip Bey seçildi. Çıkardığım kişisel ders Millet İttifakı'nın tek adayla gitmesi şeklindeydi. Bu arada CHP'ye 2019'da beraber yol yürümeyi de biz teklif ettik. Oradaki amacımız amaç İstanbul, Ankara gibi şehirler başta olmak üzere alınarak, seçmenin umudunun yeniden ayağa kalkmasıydı. Sonra 2023'te tekrar ittifakı kurduk. Sayın Erdoğan 'İstanbul'u alan, her yeri alır, Türkiye'yi alır' diyordu. İstanbul'u almanın, Türkiye'yi almaya yetmediğini anladık. Kendimiz neyiz, kaç kiloyuz, boyumuz kaç, öğrenmek istiyoruz. Sadece kaybettiğimize üzülürüz. Kazandığımıza seviniriz" ifadelerini kullandı.

'İLK DEFA SAYEMİZDE SAĞ VE SOL BİR ARAYA GELDİ'

2018 yılında 5 milletvekili bulunan İYİ Parti'nin TBMM'de grup kurarak seçimlere katılabilmesi için gerekli olan 15 milletvekili arasında yer alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın'ın isminin Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için geçtiğine yönelik soruyu da yanıtlayan Akşener, "15 milletvekili meselesi çok önemli. O milletvekilleri bizim seçime katılmamız için geçici olarak geldiler. Adaylığıma imza attırmadık. Seçime girmemizle Türkiye'ye demokrasi söz konusu olduğunda 2 farklı yapının yan yana gelebileceğini gösterdik. CHP, inanılmaz bir itibar kazandırdı. İYİ Parti seçime girmeseydi AK Parti Anayasa'yı değiştirecek milletvekili çıkarıyordu. İlk defa sayemizde sağ ve sol bir araya geldi. Ahmet Akın beyefendiye dair olumsuz bir cümlem bugüne kadar olmadı. Akın'ı kötüleyerek bir siyaset yapılmaz. 'Daha iyi yaparız' diyerek olur. AK Parti'nin seçilmiş insanı var. Eğer kazanmaksa, onun elinden kazanmak şeklinde bir yol tutulur. Masaya oturup, pazarlık diye bir kavramdan söz etmiyorum. İYİ Parti olarak bu yolculuğa çıkma kararlılığımız var. Sürekli olarak bir diyet, Ömer Seyfettin'in Diyet'ini geçti bu iş. Yani ödeye ödeye bir hal olduk. 2018'de ortak girerek 4 milletvekili fazla çıkardık. 24 milletvekili CHP çıkardı. Bunların tamamı AK Parti'ye gidiyordu" diye konuştu.

4 BELEDİYE BAŞKAN ADAYINI AÇIKLADI

Akşener, 2024 yılında yapılacak yerel seçimde belediye başkanlığına aday olacak 4 ismi açıkladı. Susurluk Belediye Başkanı Nurettin Güney yeniden aday gösterilirken, İYİ Parti Gönen Belediye Başkan adayı Fedai Coşkun, Erdek Belediye Başkan adayı Arif Demir ve Karesi Belediye Başkan adayı ise Mustafa Lemi Aytekin olarak açıklandı. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için ismi geçen İYİ Parti Milletvekili Turhan Çömez ile ilgili soruyu yanıtlayan Akşener, "Yorum yok" ifadesini kullandı.

HALI SAHADA PENALTI KULLANDI

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Balıkesir'deki ziyaretlerinin ardından Susurluk ilçesine geldi. Burada belediye binasına gelerek Başkan Nurettin Güney'i makamında ziyaret etti. Belediye Başkanlığı ziyaretinin ardından Akşener, belediyeye ait Kültür Merkezi açılışını gerçekleştirdi. Kurdele kesim töreninin ardından Meral Akşener, Ömür Üreten Kadınlar Derneği'nin atölyelerini ziyaret etti. Kadınlarla sohbet eden Akşener, yaptıkları ürünleri inceledi. Kitap Kafede ders çalışan öğrencilerle de bir araya gelen Akşener, belediye tarafından yapılan halı sahada gençlerle buluştu. Akşener'e İYİ Parti Konya Milletvekili Ünal Karaman ile Turan Çömez eşlik etti. Akşener burada penaltı atarak renkli görüntüler oluşturdu. Karaman'da gençlerle maç yaptı. Daha sonra toplu fotoğraf çekildi.

'CUMHURİYET'E VE ATATÜRK'E BORÇLUYUZ'

Akşener daha sonra Susurluk Belediyesi Kültür Merkezi'nde partililerle buluştu. Burada konuşan Akşener, "Var olduğumuz her şeyi Cumhuriyet'e borçluyuz. Bugünümüzü borçlu olduğumuz İstiklal Savaşı'nın gazisi, şehidi, devlet adamı olan ve bu cumhuriyeti kuran, benim gibileri, köyde doğmuş bir kadını kurduğu eğitim sistemiyle eğitimde yarattığı fırsat eşitliğiyle bugün karşınızda grubu olan bir siyasi partinin genel başkanı olarak konuşturuyorsa Cumhuriyet başarmıştır ve biz ona borçluyuz. Atatürk'e borçluyuz." ifadelerini kullandı.

'CUMHURİYET OLMASAYDI ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI, BEN PARTİ BAŞKANI OLAMAZDIM'

Cumhuriyeti yeteri kadar anlatamadıklarını söyleyen Meral Akşener, "Anlamak ve anlatmak o kadar önemli ki, Biz cumhuriyetin nimetlerinden faydalananlar, yeteri kadar atamızı, yeteri kadar Cumhuriyetimizi, yeteri kadar Atatürk'ü anlatmadık. Biz suçluyuz. Çünkü biz bulunduğumuz her görevde bunu anlatmalıydık. Anlatmaya çalışanlarımız oldu ama mansıptan yükselebilmek için bir üstüne yaranabilmek için göz yumanlar oldu. Bugün geldiğimiz noktada derin bir üzüntüm var. O da şudur: Eğer Cumhuriyet olmasaydı Osmanlı Devleti'nin monarşisi devam etseydi ki Osmanlı ve Cumhuriyet diyen bir hocayım ben. Yani Osmanlı'yı reddetmiyorum. Elbette baş tacı, elbette bizim ecdadımız. O olmasa biz olmazdık. Onlar Anadolu'ya gelmese biz olmazdık. Yani 5 bin yıllık bir tarihin mirasçısı olmak başka 1071'de başlatıp 1922'de bitirilen bir tarihin mirasçısı olmak başka. Dolayısıyla biz anlatmadık. Biz şunu anlatmalıydık: Sayın Erdoğan bugün başbakan, sonra da cumhurbaşkanı olamazdı. Babasının mesleği neyse onu sürdürüyor olacaktı. Cumhuriyet olmasaydı Sayın Abdullah Gül, başbakan ve cumhurbaşkanı olamazdı. Ben grubu olan bir siyasi partinin genel başkanı olamazdım. Ailenizin mesleği neyse onu sürdürmek zorunda kalırdınız. Cumhuriyet paşa dede ihtiyacını ortadan kaldırdı. İyilik, namus, dürüstlük çalmamak, çırpmamak üzerine alkışlanan insanların çocuğu olmak önemli oldu. Şimdi cumhuriyetin nimetlerinden faydalanan bir ekip iş başında. Ama en büyük problemleri cumhuriyete uyuz olmak. En gıcık kaptıkları devlet büyüğü adını anmasalar da Atatürk. Atatürk'e doğrudan hakaret edilmese de yandaşlar tarafından bırakın hakareti küfredildiği, anasına her türlü hakaretin ve iftiranın edildiği ve Atatürk'ü gözden düşürmeye, dolayısıyla Cumhuriyet'i dönüştürmeye gayret eden bir ruh halinin tezahürü ile karşı karşıyayız" diye konuştu.

'FİLİSTİN'LE DAYANIŞMA MİTİNGİ'NDE KUTUPLAŞTIRILIYORUZ'

İnsanın hangi inanıştan olursa olsun, İsrail'in Gazze'de yaptıklarının karşısında olması gerektiğini belirten Meral Akşener, "Ama 100'üncü yılını kutladığımız bir zamanda, kutlama plan program yapılması gerekirken hiçbiri yapılmadan en ufak bir noktada her türlü anma programının iptal edildiği bir süreçten sonra en son gelinen noktada cumartesi günü havaalanında 'Filistin'le Dayanışma Mitingi' adı altında bir miting yapılıyor. Bizler çağrılmadık. Yani Türkiye'de yaşayan her bir ferdin bütün siyasi partilerin Gazze'de yaşanan iğrençlikler üzerinde canının yandığı, onun yanında yer almış hiçbir siyasi partinin davet edilmediği, sadece Cumhur İttifakı'nın mensuplarının davet edildiği ve yerel seçimlere giderken 'Gazze'nin yanında olanlar' ve 'Gazze'nin karşısında olanlar' sanki varmış gibi bir kutuplaşmanın ortaya konulduğu bir miting yapılıyor. Bu ayıptır, günahtır, çirkindir. Bunu bir kenara koyduk. Hadi bunlar hep aynı şeyi yapıyor. Ama Cumhuriyet Bayramı'ndan bir gün önce 28 Ekim günü siz bu mitingi yapıyorsunuz. Kardeşim ya bir hafta evvel, ya bir hafta sonra yapsanız ne olur ki. İncileriniz mi dökülürdü. Bu bir şuur altının şuura çıkışıdır" ifadesini kullandı.