AK Parti Sözcüsü Çelik'ten 'Pençe- Kilit Operasyonu' değerlendirmesi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye'nin Irak'ın kuzeyinde başlattığı Pençe- Kilit Operasyonu'yla meşru müdafaa hakkını kullandığını belirterek, "Bu tabii terör örgütünün yaptığı hazırlıkların tespit edilmesinden sonra bu hazırlıklara imkan vermemek, bu hazırlıkları yerinde imha etmek üzere gerçekleşen bir harekattır" dedi.
AK Parti Sözcüsü Çelik, parti Genel Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu. Çelik, toplantıda Teşkilat, Kadın ve Gençlik Kolları Başkanlarının yaptıkları çalışmalar ve faaliyetlere yönelik sunumlar yapıldığını belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği talimatlar doğrultusunda teşkilatların ramazan ayında çalışmalarına ve faaliyetlerine devam edeceğini söyledi.
'KUDÜS KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR'
İsrail güvenlik güçlerinin Mescid-i Aksa'ya yönelik müdahalelerini değerlendiren Çelik, büyük bir üzüntü duyduklarını belirtti. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyen Çelik, "Bu saldırganlıkları, bu şiddet eylemlerini şiddetle kınadığımızı Mescid-i Aksa'nın, Kudüs'ün kırmızı çizgimiz olduğunu bir kere daha hatırlatıyoruz. Her seferinde daha önce uyarılmasına rağmen maalesef bu şiddet olaylarına karşı karşıya geliniyor. Mescid-i Aksa'nın maneviyatı, Mescid-i Aksa'nın statüsü dokunulmazdır. Buna herkesin saygı göstermesi gerekir. Bu saygı çerçevesinde davranıldığı zaman hem ramazan ayını hem Paskalya Bayramı'nı hem Hamursuz Bayramı'nı bütün dünyada kardeşçe kutlamak, bütün dünyada barış çevresinde toplamak mümkündür, buna odaklanılması gerekiyor" dedi.
'YÜKSEK BİR MEŞRUİYETLE TERÖRLE MÜCADELEYİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ'
AK Parti Sözcüsü Çelik, Türkiye'nin Irak'ın kuzeyinde başlattığı, Pençe- Kilit Operasyonu'yla meşru müdafaa hakkını kullandığını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu tabii terör örgütünün yaptığı hazırlıkların tespit edilmesinden sonra bu hazırlıklara imkan vermemek, bu hazırlıkları yerinde imha etmek üzere gerçekleşen bir harekattır. Burada Birleşmiş Milletler'in (BM) ilgili maddesinin bize sağladığı haklardan faydalanarak BM Sözleşmesi'nin 51'inci maddesine dayanarak yüksek bir meşruiyetle terörle mücadeleyi gerçekleştiriyoruz. Gönül ister ki terör örgütünün bulunduğu yerlerdeki devletler, komşu devletler, kardeş devletler ve otoriteler terör örgütünü oradan çıkarsınlar, barınmasına müsaade etmesinler ve bu şekilde operasyonlara ihtiyaç kalmasın. Ama maalesef terör örgütünün yerleştiği yerlerde komşu devletlerin, kardeş halkların bu şekilde bir müdahale imkanı olmayınca Türkiye Cumhuriyeti, hem kendi topraklarını ve insanlığı korumak için bu hakkı kullanıyor hem de komşu ve kardeş ülkelerden bu terörün arındırılmasına dönük olarak bu desteğini vermiş oluyor."
'NATO'NUN ESAS İLKESİ DAYANIŞMA OLMALI'
Milli Savunma Bakanlığı'nın, 40 adet yeni F 16 alımı ve Türkiye'deki 79 uçağın seviyelerinin yükseltilmesi için ABD'ye bir talep mektubu ilettiğini hatırlatan Çelik, "NATO müttefikleri arasında güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacak birtakım kısıtlamaların, adı konulmamış birtakım ambargoların olması mantıksızdır. Bu sadece birtakım düşman faaliyetlerinin daha da cesaretlendirilmesine yol açar. Türkiye, kendi egemenliğini sağlayacak kapasiteye ve güce sahiptir. Milli egemenliğini ve milli güvenliğini sağlamak için bu mücadeleyi güçlü bir şekilde şimdiye kadar vermiştir. En zor zamanlarda, en çok kısıtlamanın, gizli ambargoların olduğu zamanlarda verilmiştir. Şimdi ise ulaştığı milli kapasite ile daha güçlü bir şekilde verecek kapasiteye sahiptir. Ama burada bir prensibin adının konulması lazım. NATO müttefikleri arasında esas ilkenin ve çalışan mekanizmanın dayanışma olması lazım" dedi.
'BÜYÜK BİR HAKSIZLIK, GERÇEKTEN ÇOK ÜZÜNTÜ VERİCİ'
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun 'Suriye'yi karıştıran ilk adımları Türkiye attı' ifadesini değerlendirdi. Çelik, "Büyük bir haksızlık, gerçekten çok üzüntü verici. Yani kendi ülkesini, kendi ülkesinin hükümetini şikayet eden, olmayan bir şeyi varmış gibi anlatan bir yaklaşım. Temel Bey'in bu söylediği şey hiçbir şekilde gerçeklikle uyuşmayan, hiçbir şekilde doğru olmayan bir şey" dedi.
Türkiye'nin, olayların başlamasının ardından kendi sınırından itibaren 30 kilometre derinlikte uçuşa yasak ve güvenli bölge oluşturulmasını söylediğini; ancak bunun kabul görmediğini söyleyen Çelik, "Saadet Partisi'nin Genel Başkanı, bir genel başkanın daha basiretli ve bu konuyu bilerek konuşması lazım. Ne demek orayı ilk karıştıran Türkiye'ydi ya da AK Parti hükümetiydi demek? Böyle bir sorumsuzluk olabilir mi? Elinde kan olanı hedef almıyorsun, oraya kan girmesin, bu kan dökülmesin diye uğraşan Cumhurbaşkanımızı, Türkiye'yi, AK Parti hükümetlerini hedef alıyorsun. Gerçekten çok üzüntü verici, gerçekten çok yazık" diye konuştu.
CHP'nin, Seçim Kanunu'nun bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruya ilişkin Çelik, "Anayasa Mahkemesi'ne başvurma hakları var; fakat partinin neredeyse bütün ömrünün Anayasa Mahkemesi'ne başvurmakla geçmiş olması çok anormal bir durum" ifadelerini kullandı.