25 yıllık başkanlık dönemi biten Büyükerşen’den CHP’ye eleştiri
Eskişehir’de 25 yıllık belediye başkanlığı döneminin sonuna gelen ve yeniden aday gösterilmeyen Yılmaz Büyükerşen, aday tanıtım toplantısında partisi CHP’yi eleştirdi. Gazetecilik yaptığı gençlik yıllarından bahseden, o dönem partililerin geçimsizlikler, kıskançlıklar, iftiralar gibi eğilimler içerisinde olduğunu gözlemlediğini söyleyen Büyükerşen, “Ve bugün hala biraz daha bozulmuş vaziyette. CHP’nin büyük hastalıklarından biri, adeta bir virüs, mikrop gibi siyasetle uğraşan insanlar arasında ne yazık ki var. Bunu cesaretle hiç çekinmeden söylüyorum, hocalık vasfıma sığınarak söylüyorum” dedi.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in yerine daha önce belediyede hukuk müşavirliğinin yanı sıra seçim sürecine kadar genel sekreter olarak görev yapan Ayşe Ünlüce aday gösterildi. 25 yıllık başkanlık döneminin sonuna yaklaşan Büyükerşen, CHP’nin Eskişehir milletvekilleri Utku Çakırözer, İbrahim Arslan, Jale Nur Süllü, Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ayşe Ünlüce, Tepebaşı Belediye Başkan adayı Ahmet Ataç, Odunpazarı Belediye Başkan adayı Kazım Kurt ve CHP İl Başkanı Talat Yalaz ile birlikte partisinin aday tanıtım toplantısına katıldı.
‘CESARETLE, HİÇ ÇEKİNMEDEN SÖYLÜYORUM’
Adayların açıklamalarının ardından konuşan Büyükerşen, partisini eleştirdi. Büyükerşen, “Gençliğimde, gazeteciliğim sırasında her gün CHP’de vaktimizin büyük bir kısmı geçerdi. Rahmetli Yaşar Eğitim vardı, avukattı, il başkanı. Niyazi Önal genç avukat. Tahsin Atakan diye çok genç bir avukatımı vardı. Oraya gelirler siyasi tartışmalar olurdu. Fakat gördüğüm bir şey olurdu, şeyi görmeye başladım. Hep bir araya geldikleri zaman hepsi çok iyi ahbap, hepsi Atatürk idealleri, partinin seçimlerde kazanması için yapılacak işleri konuşurlar. Fakat bir kısmı çekip gittikten sonra iki kişi yan yana gelince, diğer gidenlerin dedikodusunu yaparlar. Derken gördüm ki; geçimsizlik, anlaşmazlık, kıskançlıklar, iftiralar, ters yorumlar, herkes birbirinin ayağının altına karpuz kabuğu koyma gibi eğilimler içerisinde. Nasıl bu parti adam olacak diye düşünüp durmuşumdur. Kafamın bir köşesinde bu kalmıştır. Uzun gençlik yıllarımda da üniversite yıllarımda da aynı şeyleri gördüm. Ve hala da bugünkü siyasette de biraz daha bozulmuş vaziyette. CHP’nin büyük hastalıklarından biri, adeta bir virüs, mikrop gibi siyasetle uğraşan insanlar arasında ne yazık ki var. Bunu cesaretle hiç çekinmeden söylüyorum, hocalık vasfıma sığınarak söylüyorum. İster inanırsınız, ister inanmazsınız. Gözlemlerimle bu olaylar hep ön plana çıktı. Türkiye’deki, Büyük Millet Meclisi’ndeki siyaseti, tek partili dönemden çok partili döneme geçişte hep gördüm” diye konuştu.
'HAKKIMI HELAL ETMEM'
Yerine aday gösterilen Ayşe Ünlüce’ye de destek isteyen Büyükerşen, partililere ‘destek verip oyları arttırmasanız, hakkımı helal etmem’ diyerek şu ifadeleri kullandı:
“Eğer ben gerek hocalığım sırasında gerek açık öğretimde, yüksek öğretim yapmada imkan ve fırsat eşitliğini devletin sağlayamadığı bir ülkede bir sistem kurup sağladıysam, emeklerim olduysa eğitimde, şehircilikte emeklerim olduysa, hakkımı sizlere helal edebilmek için Ayşe Hanıma oy vermenizi istiyorum. Tabi aynı şekilde her iki belediye başkanı arkadaşıma da oylarınızı esirgememizi, daha fazlasını vermenizi istiyorum. Yani eğer bunu yapmazsanız, her biriniz en az kendinizle beraber bir 10 kişiye aynı şekilde oyları attırtıp da CHP’nin Eskişehir’de oylarını yükseltemezseniz hakkımı helal etmiyorum sizlere. Bağışlayın beni böyle söylediğim için yani aksini yapacaklar için söylüyorum, ‘hakkımı helal etmedim’ diye yoksa helali hoş olsun. Canım kurban olsun bütün Eskişehirlilere.”
Ayşe Ünlüce de partililere seslenerek, “Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü var, ‘en büyük eserim Cumhuriyet, diğeri de Cumhuriyet Halk Partisi’dir’ demiştir. Ben bugün en büyük eserden ikincisi olan CHP’nin çok önemli bir göreviyle karşınızda bulunuyorum Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olarak. Duyduğum onuru, gururu kelimelerle anlatmama imkan yok. O kadar heyecanlıyım ki; tatlı bir heyecan bu. Umarım sizlere de geçiyordur. Yılmaz hocamızın bu şehri inşa ederken yarattığı vizyonu çok iyi anladığımı düşünüyorum. Onu çok iyi kavradığımı düşünüyorum. Bir okul gibiydi, onunla beraberken görev yaparken hep bir okulda yetiştiğimi düşündüm. Aslında hiç mezun olmak istemediğim bir görev ve okuldu bu ama bu bir bayrak yarışı. Yılmaz hocam da bu bayrağı bana verdi. Benim için bundan daha büyük onur ve gurur olamaz. O yüzden bu seçimi kazanarak bana yaşatılan bu onuru da Yılmaz hocamıza bir hediye olarak vermek istiyorum” ifadelerini kullandı.