Geri Dön
KurumsalRivulis: Tarım sektöründeki gönüllü karbon piyasasına katılımı artırmak amacıyla harekete geçtik

Rivulis: Tarım sektöründeki gönüllü karbon piyasasına katılımı artırmak amacıyla harekete geçtik

DÜNYANIN ortalama sıcaklığındaki artışı sınırlamak amacıyla Paris Anlaşması ile sera gazı salımı için 2050’ye kadar net sıfıra ulaşma hedeflerinin kritik parçalarından biri olarak görülen gönüllü karbon piyasası sürdürülebilirlik odaklı faaliyetlerin başında gelse de, tarım sektörünün bu alana katkısı yüzde 1’in altında ölçülüyor. Mikro sulama projelerini küresel çapta erişilebilir hale getiren proje ve danışmanlık şirketi Rivulis, tarım sektörünün gönüllü karbon piyasasına katılımını artırmak için harekete geçtiğini duyurdu.

Rivulis: Tarım sektöründeki gönüllü karbon piyasasına katılımı artırmak amacıyla harekete geçtik

 

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Rivulis İklim Direktörü Jon Baravir, “Yapay zekaya bağlı enerji talebinin sürdürülebilirlik ve karbon salımı konusunda yeni kaygılar ortaya çıkardığı bir dönemde, karbon kredisi pazarına yönelik kurumsal talep de giderek artıyor. Özellikle kurumsal şirketlerin alıcı tarafında daha çok aktif olacağı bu pazarda çiftçiler için büyüyen bir fırsat var. Rivulis, gönüllü karbon piyasasına katılım için gereken masrafları neredeyse sıfırlayarak, çiftçiler için yeni gelir kanallarının önünü açıyor” dedi.

Rivulis: Tarım sektöründeki gönüllü karbon piyasasına katılımı artırmak amacıyla harekete geçtik

2030’A KADAR 50 MİLYAR DOLAR BÜYÜKLÜĞE ULAŞACAK

Citi tarafından hazırlanan çalışmaya göre, 2022’de 2 milyar dolar büyüklüğe sahip olduğu tahmin edilen gönüllü karbon kredisi pazarının(Voluntary Carbon Market - VCM), kurumsal net sıfır taahhütlerinin artan etkisiyle 2030’a kadar 50 milyar dolar büyüklüğe ulaşabileceği öngörüldü. Bu pazarın çiftçiler için büyük ölçüde keşfedilmemiş bir fırsat sunduğunu dile getiren Jon Baravir, “Pazara giren çiftçiler, mevcut faaliyetlerinden ödün vermeden yeni bir kazanç kapısı yaratabiliyor. Ancak bu pazara bireysel katılımın önünde bazı engeller var. Sürdürülebilir tarım uygulamalarına geçiş ve karbon kredisi elde etmek, iki yıldan fazla bir süreyi kapsayabilen, karmaşık, uzun vadeli ve maliyetli bir süreç. Bu durum, danışman olmadan, bir kolaylaştırıcıyla çalışmadan çiftçilerin bu pazara girmesini zorlaştırıyor. Sürdürülebilir tarım uygulamaları konusunda uzmanlaşan şirketimiz tam da bu noktada devreye girerek çiftçilere sürdürülebilir tarıma geçiş planı öneriyor ve karbon piyasası kayıt süreçlerini kolaylaştırıyor” diye konuştu.

PROJE MALİYETİNİ KARŞILIYOR, KAYIT SÜRECİNİ YÖNETİYOR

Bir karbon kredisi projesi tescil ettirmenin maliyetinin 150 ila 200 bin dolara kadar çıkabildiğini belirten Jon Baravir, “Rivulis, gönüllü karbon piyasasına katılımı kolaylaştırmak için, çiftçilerin proje tescilinden sonra elde edecekleri karbon kredisi gelirinin küçük bir yüzdesi karşılığında, bu maliyetin neredeyse tamamını karşılıyor. Tüm idari işlemleri ve kayıt sürecini ücretsiz olarak yürüten şirketimiz; damla sulamaya geçilmesi, toprak işlemesinin azaltılması, örtü bitkilerinin uygulanması, daha az gübre kullanılması, atıkların toprakla bütünleştirilmesi gibi uygulama önerileriyle sürdürülebilir tarıma geçişte de danışmanlık sunuyor. İklime uyumlu tarımsal modeller geliştirme ve karmaşık tarım problemlerini çözmede uzman olarak, gönüllü karbon piyasasına katılımı 6 ay içinde 2 katına çıkararak, dünya genelinde 4 bin hektardan fazla alanı bu yeni pazara dahil ettik. Örneğin Kuzey İtalya’da 3 bin hektara yayılan bir tarla bitkileri üretim çiftliği veya Portekiz’de güneş enerjisi kullanmak ve topraktaki organik maddeyi zenginleştirmek gibi uygulamalar benimseyen bir başka çiftlik bu programa katıldı” ifadelerini kullandı.

‘ÇİFTÇİLER BU FIRSATI DEĞERLENDİRMELİ’

Türkiye'nin bir tarım ülkesi olduğunu, ancak artan maliyetler ve zayıflayan pazar sebebiyle Türk çiftçilerin yeni modellere geçişinin kaçınılmaz hale geldiğini vurgulayan Baravir, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:

“Tarımın aile mirası modellerden sürdürülebilirlik ve teknolojiden beslenen yeni pratiklere dönüştüğü bir geleceğe doğru ilerliyoruz. Büyük arazilerde tarım yapan çiftçilerin sürdürülebilir modelleri benimsemesi, tarım sübvansiyonları için sürdürülebilirlik koşulları arayan Avrupa Birliği gibi otoritelerin beklentilerini karşılarken çiftçilerin gönüllü karbon piyasası gibi yeni gelir fırsatlarından yararlanmaları için gerekli zemini de oluşturuyor. Çiftçiler, bizim gibi partnerler eşliğinde benimsedikleri tarımsal uygulamalarla yeni gelir kaynakları elde etmenin yanı sıra kamuoyu bilinirliklerini artırma ve ilerleyen dönemde uygulanabilecek yasal düzenlemelere hazırlanma imkanı buluyor. 80 yıllık deneyimle 15 ülkede 22 üretim tesisi ve 3 bin çalışanıyla faaliyet gösteren şirketimiz Türkiye’deki çiftçileri de dönüşen tarımı keşfetmeye ve bu fırsatları değerlendirmeye çağırıyoruz."