Geri Dön
Kültür&SanatHüsamettin Koçan’ın ‘Geleneğin Şifreleri-Geleceğin Şifreleri’ sergisi açılıyor

Hüsamettin Koçan’ın ‘Geleneğin Şifreleri-Geleceğin Şifreleri’ sergisi açılıyor

Ressam Hüsamettin Koçan’ın 30 yıl boyunca ürettiği yapıtlarından oluşan önemli bir seçkiyi bir araya getiren ‘Geleneğin Şifreleri-Geleceğin Şifreleri’ resim sergisi, Kazlıçeşme Sanat’ta 22 Mart’ta sanatseverlerin ziyaretine açılıyor. Eski çağlardan günümüze, Selçukludan Osmanlı’ya, Cumhuriyet’in rüyasını ve kültüre bakışını dönem dönem semboller ve figürler üstünden bir araya getiren ve 99 eserden oluşan sergi, 30 Haziran’a kadar ücretsiz gezilebilecek.

Hüsamettin Koçan’ın ‘Geleneğin Şifreleri-Geleceğin Şifreleri’ sergisi açılıyor

Ressam Hüsamettin Koçan’ın ‘Geleneğin Şifreleri-Geleceğin Şifreleri’ isimli resim sergisi Zeytinburnu Belediyesi’nin ev sahipliğinde Kazlıçeşme Sanat’ta 22 Mart saat 19.00’da vatandaşların ziyaretine açılacak. Açılış öncesi serginin basın lansmanı yapıldı. Lansmana, Ressam Hüsamettin Koçan, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, serginin küratörü Mehmet Lütfi Şen ve gazeteciler katıldı. 

Hüsamettin Koçan’ın ‘Geleneğin Şifreleri-Geleceğin Şifreleri’ sergisi açılıyor


GELENEĞİN BUGÜNLE, GEÇMİŞLE VE GELECEKLE ŞİFRELENMESİ


Sergideki eserlere ilişkin basın mensuplarına bilgi veren Hüsamettin Koçan, “Benim özellikle 90’lı yıllardan beri ilgilendiğim konu toprağın hafızası, geleneğin bugünle, geçmişle ya da gelecekle nasıl kenetlendiği meselesidir. Bütün bunları yan yana koyduğumuzda, doğrusunu isterseniz, bence bütün bunları çok iyi anlayıp ve şifrelemek gerektiğini de bilmek lazım. Temel mesele budur; insanların temel yaşantısı var. Yaşantılar birbirlerine eklenerek bir tarih oluşturuluyor. Bunun içerisinde hikayeler var. Biz hikayeler üzerinden gidiyoruz ve zannediyoruz ki bizim bildiğimiz hikâyenin ötesinde hikaye yok. Halbuki bizim bildiğimiz hikayelerin üzerinde bir sürü insanlık hikayeleri var. Bir sürü deneyimler, birikimler var. Bunlarla bir gelecek önerisi oluşturabilir miyiz? Asıl mesele bu. Şifre de zaten o kültürlerin birbirleriyle kurdukları ilişkiden kaynaklanan bir gizemdir diye düşünüyorum. Yani işte bu mekan bir Osmanlı mekanı değil mi? Evet. Ama hemen öteki tarafta bir Bizans mozaiği bulunmuş. O da buraya ait bir şeydir. Biz de buraya ait bir şeyiz. Ve ben buraya, Selçuklu, Osmanlı, Şamanizm yapıtlarımla dahil oluyorum” dedi.

“EN BÜYÜK GELENEK ANLATICISI TOPRAKTIR”  

Eserlerin hikayesini anlatan Koçan, “Şimdi içinde bulunduğumuz sergi, benim Selçuklu sergim. 1995 yılında Selçuklu tersanesinde yaptığım bir sergi. O sergiye ilave edilmiş yapıtlar var burada aynı zamanda. Orada yararlandığımız hükümetler var. O formdan bir laik motif olarak yararlandım. Onun içerisine hikayeler koydum. Deniz koydum, çünkü denizle tanışıyorlar. Tuğla koydum çünkü mimaride çok kullanıyorlar. Sonra beyaz koydum çünkü bunların genetiğinde bir göçerlik var. Onun için bütün bunları yan yana getirerek onları bugüne bağladım. Gelenek tekrar edilen bir şey değildir. Gelenek, bir birikimden gelecek hayallerini üretebilmektir. Böylece gelenek dinamik bir şeydir, durağan bir şey değildir. En büyük gelenek anlatıcısı topraktır” diye konuştu.

ARISOY: SANATSEVERLERİ SERGİYİ GÖRMEYE DAVET EDİYORUZ

Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, “Yarın saat 19.00’da Hüsamettin Koçan’ın ‘Geleneğin Şifreleri-Geleceğin Şifreleri’ sergisini açıyoruz. 30 Haziran’a kadar Kazlıçeşme Sanat’ta ziyaretçilerimiz sergiyi görebilir. Bütün sanatseverleri sergiyi görmeye davet ediyoruz. Hüsamettin hocaya sergi için gösterdiği ilgi için eserlerini burada sergilediği için teşekkür ediyoruz. Kazlıçeşme Sanat, İstanbul’un yeni kültür sanat odağı olma yolculuğuna devam ediyor” dedi.


Küratörlüğünü Mehmet Lütfi Şen’in yaptığı sergi, 30 Haziran’a kadar pazartesi ve bayram tatili günleri hariç her gün 10.00-18.00 saatlerinde Kazlıçeşme Sanat’ta ücretsiz olarak sanatseverlerle buluşacak.

Hüsamettin Koçan’ın ‘Geleneğin Şifreleri-Geleceğin Şifreleri’ sergisi açılıyor

SERGİNİN DETAYLARI

Sergi, Koçan’ın 30 yıl boyunca ürettiği yapıtlarından oluşan önemli bir seçkiyi bir araya getiriyor. Sanatçı gelenek ve gelecek kavramlarına odaklandığı 90’lı yıllardan bugüne Anadolu topraklarındaki birikimlerin derin anlamlarla birbirine bağlandığı gerçeğini farklı boyutlarda somutlaştırıyor. Geleneğin günümüzde giderek sıradanlaşan algısını, kalıp ön yargılar ya da tekrarlar biçiminde yaşamı yönsüzleştirdiğini tartışmaya açan sanatçı, kültürler arası bağların birbirini desteklediği ve gelecekçi bir kültürel DNA oluşturduğu doğrultusunda ipuçları sunuyor.

Eski çağlardan günümüze, Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Cumhuriyet’in rüyasını ve kültüre bakışını dönem dönem semboller ve figürler üstünden bir araya getiren sergide; yeni malzeme önerileri geleneksel estetik sınırların ötesine uzanan bir dil zenginliği ile ortaya konuyor. Resimler, heykeller, baskılar, çamur ve kitch malzeme bu dil örgüsünün ana sözcüklerini oluşturuyor.

 

Sergi aynı zamanda sanatçının Anadolu’da var olma projesi olarak 20 yıldır üretimini sürdürdüğü ve “En büyük ve en son eserim” dediği Baksı Müzesi’nin katılımcı, hatırlayan ve hayal eden yenilikçi dünyasını izleyici ile paylaşıyor. Bu sergi aynı zamanda coğrafyalar arasında bir bağ kurma projesi. Sergiden elde edilecek gelirin bir bölümü Bayburt’ta yapılacak Yetenek Geliştirme Merkezi için kaynak yaratacak.

 

Sergi kapsamında mayıs ve haziran aylarında akademisyen Nusret Polat moderatörlüğünde Hüsamettin Koçan’ın sanatı ve felsefesi üzerine sanat profesyonelleri ile söyleşiler gerçekleştirilecek. Hüsamettin Koçan, Can Aytekin, Ayşe Köksal ve Emre Zeytinoğlu’nun konuşmacı olarak yer alacağı söyleşiler, Kazlıçeşme Sanat’ta fiziki ve çevrim içi olarak takip edilebilecek.