Zerin’in ölümünde, sevgilinin beraat kararına itiraz
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı ve aile avukatı 2'nci kattaki evinin penceresinden düşen Zerin Kılınç'ın (36) ölümüne ilişkin soruşturmada tutuklu yargılanırken beraat eden sevgilisi Yılmaz Sazak (34) hakkındaki mahkeme kararına itiraz etti. Savcılık kararın kanuna aykırı olduğunu savunurken, aile avukatı ise 12 yaşında kızı olan, Fransa’da yaşayan babasına siparişler veren, burun estetiği olmak isteyen Zerin Kılınç’ın intihar etmesi için ortada hiçbir sebep olmadığını savundu.
Emek Mahallesi'nde sevgilisi Yılmaz Sazak ile oturan, 12 yaşında kız çocuğu annesi Zerin Kılınç, geçen yıl 20 Haziran'da saat 21.30 sıralarında binanın 2'nci katındaki evinin penceresinden düştü. Sağlık ekiplerince Eskişehir Şehir Hastanesi'ne kaldırılan Kılınç, kurtarılamadı. İlk otopsi incelemesinde; Kılınç'ın yüksekten düşmeye bağlı olarak hayatını kaybettiği belirlendi. Evdeki incelemede ise yerde ve kapıda kan lekeleri, cam kırıkları, kırılmış kül tablası olduğu tespit edildi. İfadesi alınıp, serbest bırakılan Yılmaz Sazak, 7 ay sonra yeniden gözaltına alındı. Sazak, bu kez 'kasten öldürme' suçlamasıyla tutuklandı. Eskişehir 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi karar duruşmasında sanık Yılmaz Sazak’ın Zerin Kılıç’ı pencereden iterek öldürdüğüne dair somut delil olmadığını belirterek beraatine karar verdi. Mahkeme kararında, “Sanığın üzerine atılı suçu işlediği her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delillerle sabit görülmediğinden, ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gözetilerek beraatına karar verildi” denildi. Ayrıca sanık Yılmaz Sazak hakkında ‘kadına karşı tehdit’ suçundan 7 ay 15 gün hapis cezası verilirken, bu ceza da ertelendi.
BAŞSAVCILIK VE AVUKAT İTİRAZ ETTİ
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, sanık Yılmaz Sazak’ın beraat ettiği mahkeme kararını Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne (istinaf) taşıyıp itiraz etti. Başsavcılık itiraz dilekçesinde sanığın savunmalarının birbiriyle çeliştiğini ve ‘nitelikli kasten öldürme’ suçundan ceza alması gerekirken beraat ettirildiği ifade etti. Mahkemenin bu konuda eksik inceleme yaptığı, kararında usul ve esas yönünden kanuna aykırı olduğu savunulan başsavcılık itirazında şöyle denildi:
“Dosya kapsamında alınan mağdur, müşteki ve tanık ifadeleri, sanığın birbiriyle çelişen savunmaları, olaya ilişkin kamera görüntüleri, olay yerinde bulunan kırık süpürge sapı, cam parçaları ve etrafta tespit edilen yoğun kan lekeleri, otopsi raporu ve Adli Tıp raporları, telefon incelemelerine ilişkin rapor, keşif ve bilirkişi raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanık Yılmaz Sazak ile maktul Zerin Kılınç'ın sevgili oldukları, maktul ile sanığın aralarında kıskançlık sebebiyle sürekli tartışmaların yaşandığı, sanık Yılmaz Sazak'ın Zerin Kılınç ile çalıştığı iş yerinin müdürü arasında ilişkisi olduğunu düşünerek maktule tehdit içerikli mesajlar gönderdiği, olay tarihinde maktulün ikametinde taraflar arasında tartışmanın çıktığı, sanığın maktulü darp ettiği, süpürge sapıyla maktule vurduğu, süpürge sapının kırıldığı, kül tablası fırlattığı, olay esnasında pencereye yakın olan maktulü iterek yere düşüp ölümüne sebep olduğu, sanığın ‘nitelikli kasten öldürme’ suçundan cezalandırılması gerekirken, mahkemece eksik inceleme neticesinde beraat kararı verilmesinin, usul ve esas yönünden kanuna aykırı bulunduğundan kararın istinafen kaldırılması arz olunur” denildi.
‘KAMERA GÖRÜNTÜLERİ VE OTOPSİ YARALARI UYUMSUZ’
Kılınç ailesinin avukatı Ahmet Seyhan da mahkeme kararına itiraz etti. Avukat Seyhan, kamera kayıtları ve otopside tespit edilen yaralar ile kararın tamamen uyumsuz olduğunu ifade ederek itiraz dilekçesinde şunlara yer verdi:
“Dosyada sanık lehine olabilecek veya bu raporla çelişebilecek başkaca rapor bulunmamasına rağmen mahkeme kanaati ile sanık lehine beraat kararı verilmesi hiçbir surette kabul edilebilir olmadığı gibi adil, hakkaniyete uygun bir yargılama yapılmadığının da ispatıdır. Bu durumun istinaf incelemesi sonucu bozma nedeni olduğu kanaatindeyiz. Mahkeme gerekçeli kararında ilgili raporun KGYS güvenlik kamera görüntülerine dayandığından hiç bahsetmemiş, beraat kararının temelinde otopsi raporundaki bulgulara dayandığını beyan etmişse de hangi bulguları baz aldığına değinmemiştir. Mahkeme tarafından her ne kadar maktulün yüzü eve bakar pozisyonda düştüğünde daha ileri düşer gibi teknik bir yorum yapılmış ise de bir kişinin yüzü sokağa bakar şekilde atlamasında çok daha ileri düşebileceği hiç değerlendirilmemiştir. Zira kendini bu şekilde yüzü sokağa dönük aşağı bırakan kişinin duvarla 20 santim arasındaki tabelaya çarpıp düşmesi mümkün değildir. Nitekim hem tarafımız hem de ATK Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağlar Özdemir tarafından KGYS görüntüleri izlendiğinde maktulün tabelaya önce ayağının çarptığı görülmesine ve bu hususta sanık tarafının herhangi bir aksi iddiasının bulunmamasına rağmen mahkeme tarafından aynı görüntüler izlenerek, başkaca uzman görüşü dahi alınmadan farklı yorum yapılması izaha muhtaç bırakılmıştır. Sanığın anlatımına uygun bir düşmenin gerçekleşebilmesi için maktulün camdan balıklama diye tabir edilen şekilde havuza atlar şekilde atlaması gerekir ki bu durum kamera kayıtları ve otopside tespit edilen yaralar ile tamamen uyumsuzdur”
‘İNTİHAR İÇİN HİÇBİR SEBEP YOK’
Avukat Seyhan ayrıca, Zerin Kılınç’ın 12 yaşında kızı olduğunu, Fransa'da yaşayan babasına siparişler verdiğini, burun estetik ameliyatı olacağını, tatile gitmek için iş yerinden izin aldığını belirterek intihar etmesi için ortada hiçbir sebep olmadığına da dikkat çekti.
GEREKÇELİ KARAR: TERK EDİLME KORKUSUYLA İNTİHAR ETTİ
Eskişehir 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi, sanık Yılmaz Sazak’a beraat verilen kararın gerekçesinde, Zerin Kılınç'ın terk edilme korkusuyla intihar ettiğini ifade etti. Mahkemenin 30 sayfalık gerekçeli kararında, “Sanığın kendisini terk edeceği konusunda ciddi bir korku ve endişeli olduğu göz önünde bulundurularak, sanığın öleni ittiği, intihara teşvik ettiğine dair somut herhangi bir delil bulunmadığı, ölenin intihar amaçlı olarak pencereye çıktığı, önce bir bacağını sonra diğer bacağını pencereden dışarıya çekerek kendisini boşluğa bıraktığı, sanığın öleni öldürmek kastıyla pencereden ittiği, attığı yahut intiharına teşvik ettiğine dair her türlü şüpheden uzak kesin somut ve inandırıcı herhangi bir delil bulunmadığından, sanığın suçu sabit görülmediğinden beraatine karar verilmiştir” denildi.