Geri Dön
Gündem'Teröre Karşı Bildiri' konulu Meclis BaÅŸkanlığı Tezkeresi Meclis'te kabul edildi

'Teröre Karşı Bildiri' konulu Meclis BaÅŸkanlığı Tezkeresi Meclis'te kabul edildi

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu'nda Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, terörle mücadeleye ilişkin bilgi verdi. Ayrıca 'Teröre karşı bildiri' konulu TBMM Tezkeresi, Genel Kurul'da yapılan oylama sonucunda oy çokluğuyla kabul edildi.

'Teröre Karşı Bildiri' konulu Meclis BaÅŸkanlığı Tezkeresi Meclis'te kabul edildi

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, son yıllarda terör örgütlerinin dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'nin bölgesinde de emperyalist devletlerin vekalet savaşında bir araç olarak kullanıldığını belirtti. Kurtulmuş, teröre karşı 'ama'sız, 'fakat'sız, tavizsiz bir mücadeleyi sürdürmenin gerekliliğini vurguladı.

Emperyalist devletlerin bu politikalarını boşa çıkaracak en önemli değerin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bu konudaki net kararlılığı olduğunu belirten Kurtulmuş, "Sadece son terörist kalmayıncaya kadar değil, terörist bu topraklardan ve bu bölgeden sökülüp atılıncaya, arkasındaki destekler yok edilinceye kadar teröre karşı kararlı mücadelemiz ciddi bir şekilde devam edecektir. Terör örgütlerine kimlerin siyasi, lojistik, askeri ve istihbari destekler verdiğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bu desteklerin arkasındaki esas niyetin de üç temel noktada toplandığını gayet iyi biliyoruz. Bunlardan birisi, bölgeyi istikrarsızlaştırmak, bir diğeri ülkeleri bölüp parçalayarak yeni birtakım devletler ortaya çıkarmak ve daha da önemlisi bu bölgede yaşayan halkları birbirlerine karşı düşmanlaştırmaktır. Onun için, teröre karşı mücadelede her alanda güçlü bir şekilde bu mücadeleye destek olmak, bu mücadeleyi sürdürmek mecburiyetindeyiz. Türkiye, hiç şüphesiz bu terör belasını da bütün unsurlarıyla birlikte tasfiye edecek, yok edecek ve tarihin çöplüğüne atacaktır. Ancak terörün destekçilerine şunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Teröre verilen destek, karanlığa sıkılmış bir kurşun gibidir. O desteği verenler, bir gün o kurşunun kendilerini de bulacağını, kendilerine de zarar vereceğini unutmamalıdırlar" dedi.

Kurtulmuş, başta komşu ülkeler olmak üzere bütün ülkeleri de Türkiye'nin teröre karşı haklı mücadelesinde destek olmaya çağırdı.

'STRATEJİK ÖNGÖRÜDEN YOKSUN SÖYLEMLERE ŞAHİT OLUYORUZ'

Genel Kurul'da önce Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, bilgilendirmede bulundu. Bakan Güler, "Bugüne kadar terörle mücadelede; yurt içinde ve sınır ötesinde icra ettiğimiz başarılı operasyonlar ile terör örgütüne çok ağır darbeler indirdik, örgütün hareket kabiliyetini bitme noktasına getirdik. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; ülkemizin ve milletimizin güvenliğine yönelen tehditleri, sınırlarımıza dayanmadan bertaraf edebilmek için cansiparane bir şekilde görev yapmaktadır. Bu mücadelemiz sırasında ne acıdır ki şehit haberi alındıktan sonra, bilen-bilmeyen bazı kesimler tarafından çeşitli yorumlar yapılmakta, spekülasyonlar oluşturulmaktadır. Bir kısmı siyasi maksatlı olan bu söylemlerin, kahraman Mehmetçik'in gayretini yok sayma ve yürüttüğümüz mücadeleye zarar verme amaçlı olduğu görülmektedir. 'Ordumuzun bölgede ne işi var' diye soruluyor. Ayrıca 'Suriye ve Irak'ta bedel ödediğimiz' veya 'üs bölgelerinde gerekli tedbirlerin alınmadığı' gibi stratejik öngörüden yoksun; teknik ve taktikten uzak, bilinçsiz ve art niyetli söylemlere şahit oluyoruz. Şüphesiz ki bu söylemlerde bulunanlar, yakın geçmişte yaşananları, Irak ve Suriye'den kaynaklı ödediğimiz bedelleri de unutmuşa benziyorlar" diye konuştu.

'TERÖRLE MÜCADELEDE KONSEPT DEĞİŞİKLİĞİNE GİTTİK'

Eleştirilerin olabileceğini ancak böylesine hassas ve milli bir konuda, birlik ve dayanışma içerisinde olmak yerine yaşanan acıların, siyasi malzeme yapılmasının, asla ve asla kabul edilemeyeceğine işaret eden Bakan Güler, "Teröristlerin yanı başımızda bu şekilde yuvalanması ve düzenlediği saldırılar karşısında artık sınırlarımızın ötesinde daha etkin ve kalıcı tedbirler alma lüzumu ortaya çıktı. Bu kapsamda 2016 yılından itibaren, terörle mücadelede, kapsamlı bir konsept değişikliğine giderek çok yönlü güvenlik anlayışını kararlı bir şekilde uygulamaya koyduk. Sınırlarımızın emniyetini ileriden sağlama ve terörü kaynağında yok etme stratejisini uygulamaya başladık. Suriye'de icra ettiğimiz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekatları ile terör örgütlerini bertaraf ettik ve Suriye hududumuzun yüzde 63'ünü ileriden kontrol altına almayı başardık. Bu operasyonlarla sınırlarımızda kurulmak istenen terör koridorunu parçalarken; aynı zamanda bölgede yaşayan veya göç etmiş olan Suriye vatandaşları için güvenli ve istikrarlı bir yaşam alanı oluşturduk" ifadelerini kullandı.

'ŞEHİRLERİMİZDE DAHA BÜYÜK BEDELLER ÖDEYECEKTİK'

Suriye'deki süreç hakkında yapılan eleştirilere değinen Bakan Güler, "Suriye'de bedel ödediğimiz söyleniyor. Evet, Türkiye, Suriye konusunda bedel ödemiştir. Ama Suriye'ye girip gerekli tedbirleri almadan önce ödemiştir. Bu da az önce ifade ettiğim terör örgütünün hain saldırılarıyla oldu. Ancak, başarıyla gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla bölgedeki durum artık, hem bizim hem de bölge halkının menfaatlerine uygun bir şekilde devam ediyor. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından 2019'da başlatılan Pençe harekatları, terör örgütünün Irak kuzeyindeki hareket kabiliyetinin engellenmesi ve ülkemizi hedef alan eylem arayışlarının kısıtlanması noktasında önemli kazanımlara ulaşmamızı sağlamıştır. Terör örgütü unsurlarına karşı 'sızma, sıcak takip ve yerinde etkisiz hale getirme' gibi taktiklerin başarıyla yürütülmesini sağlayan 'üs bölgeleri stratejisi' sayesinde; Sinat-Haftanin'den Hakurk'a kadar uzanan yaklaşık 300 kilometrelik Türkiye-Irak sınır şeridinde, ortalama 15 ile 30 kilometre derinlikte güvenli hat oluşturulmuştur. Pençe serisinin sonuncusu olan ve 17 Nisan 2022'de başlatılan Pençe-Kilit Operasyonu ile kilit kapatılmış ve Irak sınırımızın tamamının emniyeti ileriden tesis edilmiştir. Şu an eğer orada olmasaydık, örgütün sınırlarımıza yönelik saldırıları, daha önce olduğu gibi devam edecekti ve kendi şehirlerimizde daha büyük bedeller ödeyecektik. Bugün artık, yurt içinden tek bir şehit haberi gelmiyor. Üs bölgelerimize, kalekollarımıza tek bir saldırı yapılamıyor. Bu da terörü kaynağında yok etme stratejimizin başarısını gösteriyor. Irak sınırımızda verilen mücadeleler ve Irak’ın kuzeyindeki varlığımız sayesinde bugün artık en doğudaki sınır şehirlerimizden Hakkari ve Şırnak başta olmak üzere ülkemizin tamamında güvenlik ve huzur ortamı tesis edilmiştir" diye konuştu.

'ÃœSLERÄ°MÄ°ZDE GÃœVENLÄ°K TEDBÄ°RLERÄ°NÄ° SÃœREKLÄ° ARTIRIYORUZ'

Çok ciddi bir operasyonel tecrübe gerektiren bu seviyedeki bir hava harekatı yoğunluğunu dünyada benzerini görmenin mümkün olmadığını söyleyen Bakan Güler, "Bölgedeki üslerimizde de güvenlik tedbirlerini sürekli artırıyoruz. Nitekim operasyonlarla terörist unsurları temizledikten sonra üs bölgelerindeki konuşlanma ve emniyete ilişkin hazırlanan tesisler aşama aşama geliştirilmekte ve nihayetinde son teknolojiyi haiz koruyucu sistemlerin kullanıldığı hale dönüştürülmektedir. Müteakip süreçte ise yol yapımı ile yaşam konteynerleri, banyo-tuvalet, klima, jeneratör ve diğer yaşam malzemelerinin temini dahil iyileştirme ve geliştirme çalışmaları yapılmakta; üs bölgelerimiz mütemadiyen güçlendirilmektedir. Örneğin Pençe bölgelerine toplam 620 kilometre yol, 3 tane köprü yapılmıştır. Yine operasyon bölgelerine 1173 yaşam konteyneri, 2 bin 869 jeneratör, 2 bin 482 soğuk iklim çadırı, 3 bin 760 adet klima dahil radyatör ve soba ısıtıcı gönderilmiştir" dedi.

'ÅžEHÄ°TLERÄ°MÄ°ZÄ°N KANI YERDE BIRAKILMAMIÅžTIR'

Irak'ın kuzeyinden son gelen haberler karşısında acılarının büyük olduğunu vurgulayan Bakan Güler, "Ancak evlatlarımızın intikamını almak için kudretimiz daha büyük, irademiz ve kararlığımız ise tamdır. Bugüne kadar şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık, bırakmıyoruz. Nitekim bugüne kadar Pençe serisi ve Pençe-Kilit Harekatı bölgelerindeki üs bölgelerimize yönelik, PKK'lı teröristlerin 3 bin 151 defa taciz ve sızma gibi saldırı girişimleri oldu. Bu saldırılara mukabil Irak'ın kuzeyinde 1689 terörist etkisiz hale getirilirken; bölgede teröristlerin döşediği 5 bin 23 mayın/el yapımı patlayıcı temizlenmiş, 2 bin 477 mağara ve sığınak kullanılamaz hale getirilmiş; ayrıca 3 bin 416 silah ile 1 milyon 390 bin 421 mühimmat ele geçirilmiştir. Irak kuzeyindeki üs bölgelerimize düzenlenen son saldırılar sonrasında da Irak ve Suriye'de kapsamlı hava harekatları başlatılmıştır. Milli İstihbarat Teşkilatı ile koordineli olarak yürütülen söz konusu harekatlarda, Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde tespit edilen toplam 114 hedef imha edilmiştir. Son 5 günde 77 terörist etkisiz hale getirilerek şehitlerimizin kanı yerde bırakılmamıştır. Böylece son 1 yılda etkisiz hale getirilen terörist sayısı 2 bin 374'e ulaşmıştır. Tabii ki bunların hiçbirisi, bir şehidimizin tırnağına bile değmez, acımızı dindirmez, yüreğimizi soğutmaz. Dolayısıyla, asla geri adım atmadan son terörist de etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

'TERÖR ÖRGÜTLERİNİN KÖKÜNÜN KAZINMASI ELZEMDİR'

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise devletin terör belasını bitirme yönündeki kararlılığının her şeyin üzerinde olduğunu belirterek, "Meşru müdafaa hakkımız çerçevesinde PKK/YPG ve destekçileriyle sınır ötesindeki mücadelemiz son terör odağı etkisiz hale getirilinceye kadar devam edecektir. Her zaman söylediğimiz gibi bölgemizde barış ve güvenliğin güçlendirilmesi, milli güvenlik sistemimizin bir parçası olan dış politikalarımızın önceliklerinin başında yer almaktadır. Bu stratejinin bir parçası olarak tüm terör örgütlerinin kökünün bölgemize kalıcı bir biçimde kazınması elzemdir. Bu yalnızca milletimizin değil, tüm bölge ülkelerinin barış ve huzur içinde güvenli ve müreffeh bir biçimde yaşamalarının olmazsa olmaz şartıdır" dedi.

'ÜLKEMİZ ESARET GÖMLEĞİNİ YIRTIP ATTI'

Türkiye'nin tüm komşularının ve müttefiklerinin bölgedeki terör örgütleriyle olan mücadeleye samimiyetle destek vermesinin bir zaruriyet haline geldiğini kaydeden Fidan, "Soğuk savaş döneminde birbiriyle savaşamayan kamplar vekil unsurlar ile savaşa girmiştir. Aynı senaryolar Türkiye'de de uygulanmaya çalışıldı. Hükümetlerimiz terörle mücadelede ezber bozarak esaret gömleğini yırtıp atmıştır. Uluslararası mücadelede kullanılan en klasik araçlardan biri bildiğiniz gibi vekil unsurlar ve terör örgütleridir. Özgürlük güvenlik dengesinde altın oran yakalanmıştır. Örgüt silahlı varlığını kaybetmiştir. Ülkemizin her bölgesi emniyet içinde yaşanılır hale gelmiştir, daha çok Suriye ve Irak'ın milli güvenlik tehdidi haline gelmiştir. Ülkemizi hedef alan örgütler birbirleriyle etkileşim halindedir" diye konuştu.

'DAHA İLERİ TEDBİRLER ALMAKTA TEREDDÜT ETMEYECEĞİZ'

Türkiye'nin yürüttüğü askeri harekatlar sonucu terörün kaynağında bertaraf edildiğini ve yönetici kadrosunun elimine edildiğini kaydeden Bakan Fidan, "Terörle mücadele diplomasimizi kararlılıkla yürütüyoruz. Avrupa başta olmak üzere birçok ülkede siyasi ayağı olduğunu bilerek şekillendiriyoruz. Örgüt Suriye ve Irak'ta güçsüzlükten istifade ederek zemin kazandı. Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Irak'ta PKK'ya alan açtı. Süleymaniye'ye yönelik yaptırımlarımıza rağmen KYB, PKK'ya müzahir tutumunu değiştirmezse daha ileri tedbirler almakta tereddüt etmeyeceğiz. Bölücü örgüt, Irak içinde nüfuzunu artırma gayretinde. Suriye'nin kuzeyinde bir terör devleti kurulmasına asla izin vermeyeceğiz. Örgütün Suriye ve Irak arasındaki geçişkenliği her iki sahada etkisiz kılınmasını gerektirmektedir" ifadelerini kullandı.

Bakan Fidan ayrıca, ABD'nin ve bazı Avrupa ülkelerinin DEAŞ ile mücadele bahanesiyle PKK'ya destek verdiğini ve PKK'nın Gazze'ye yönelen ilgiden yararlanmaya çalıştığını dile getirdi.

'TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SON KULLANMA TARİHİ GEÇMİŞTİR'

Bakan Fidan, TBMM'nin terörle mücadele konusundaki kararlı tutumunun, bundan sonraki çalışmalarında kendilerine güç vereceğini belirterek, "Terör örgütünün son kullanma tarihi geçmiştir. Ülkemize kasteden bölücü terör örgütüne, sınırlarımız boyunca ve ötesinde kendisini güvende hissedebileceği hiçbir alan bırakmayacağız. Sınırlarımıza mücavir toprakların, hain emellerin planlanıp icra edildiği, dokunulmaz sahalar olmasına izin vermeyeceğiz. Terörle mücadele konusunda tek ses, tek yürek olan milletimizden aldığımız kuvvetle, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, terörle mücadele diplomasimizi, devletimizin tüm kurumlarıyla birlikte sürdüreceğiz" dedi.

BAKAN GÜLER VE BAKAN FİDAN BİLGİLENDİRME YAPTI

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu'nda Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bilgilendirme yaptı. Yapılan bilgilendirmelerin ardından Meclis'te grubu bulunan partilerin grup başkanları ve grup başkanvekilleri söz aldı. Genel Kurul'da söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Pençe- Kilit Harekatı bölgesinde şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, ailelerine de başsağlığı diledi. İYİ Parti'nin Genel Kurul'da görüşme talebinin nihai hedefinin öncelikle, Meclis üyelerinin tamamının terör tehdidine karşı güçlü bir siyasi irade beyanını tüm dünyaya deklare etmesi olduğunu bildiren Dervişoğlu, bu deklarasyonun Türkiye Cumhuriyeti Devleti açısından birlik ve bütünlüğünün dünya kamuoyuna ilanı niteliğinde olduğunu dile getirdi. Türk milletinin istiklalinin ve egemenliğinin ilanihaye var olabilmesi için tek seçeneğin Türkiye Cumhuriyeti'nin güney sınırlarının emperyalizm destekli terör unsurlarından temizlenmesi olduğunu kaydeden Dervişoğlu, "İşte, biz bu sebeple Irak, Suriye tezkeresine evet oyu verdik. Irak, Suriye tezkeresine 'hayır' oyu vermek demek, 'Türk Silahlı Kuvvetleri Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinden geri çekilsin ve tüm bu bölge PKK terör örgütünün kontrolüne geçsin' demektir. Onun için, hiç kimse kalkıp da İYİ Parti'yi gerek Irak, Suriye tezkeresine verdiği destekten dolayı ve gerekse teröre karşı ortaya koyduğu güçlü iradeden dolayı iktidarın sırasına ve tarafına geçmekle itham ve isnat etmeye kalkışmasın. İYİ Parti olarak biz elbette tarafız ama Türk milletinden ve Türkiye'nin milli menfaatlerinden yanayız" diye konuştu.

'TERÖRLE MÜCADELEDEN YANA MISINIZ YOKSA DEĞİL MİSİNİZ?'

Geçmişte olduğu gibi, Türk milletinin hep birlikte bir millet olma şuurunun Meclis eliyle tüm dünyaya duyurulmasının gerektiğini ifade eden Dervişoğlu, "'İmza atmak, şehit vermemizi engellemiyor' diyenler Türk milletinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iradesini küçümseyenlerdir. Elbette irade beyanı her şey değildir ama her şeyin başlangıcı da bir irade beyanıdır. Açıkça söyleyin, her türlü siyasi beklentiyi ve taassuplarınızı aşarak terörle mücadeleden yana mısınız yoksa değil misiniz? Bunu, bu büyük millete açıklayın. Meclis'i küçümseyen yahut küçümsemek isteyenlere tavsiyemiz, Türk milletinin yeni devletini kurarken Meclisimiz uhdesinde yürütmüş olduğu milli mücadelesini ve Türk tarihini bir kez daha okumalarıdır. Şayet okurlarsa göreceklerdir ki o şanlı mücadele bu Meclis'te milletvekilleri eliyle ortaya çıkmış ve Türk'ün yenilmez iradesinin dünya kamuoyuna beyan edilmesiyle başlamıştır" dedi.

'TERÖRE KARŞI BİLDİRİ' KONULU TBMM TEZKERESİ, GENEL KURUL'DA KABUL EDİLDİ

'Teröre karşı bildiri' konulu TBMM Tezkeresi, Genel Kurul'da yapılan oylama sonucunda oy çokluğuyla kabul edildi. DEM Parti haricindeki bütün partiler, tezkereye 'evet' oyu kullandı. 'Teröre karşı bildiri' konulu TBMM Tezkeresi, Meclis gündeminde okundu. Tezkerede, Irak'ın kuzeyindeki Pençe- Kilit Harekatı bölgesinde 12 Ocak 2024 tarihinde bir üs bölgesine sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada 9 askerin şehit olduğu hatırlatılarak, şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralanan askerlere acil şifa dilendi. Terör saldırısını gerçekleştirenlerin bunun karşılığını ağır bedellerle ödediğini ve ödemeye devam edeceği kaydedilen tezkerede şu ifadelere yer verildi:

"Terör, hiçbir zaman hedefine ulaşamayacaktır. Türk milletinin teröre asla boyun eğmeyeceğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin, güvenliğine tehdit oluşturan başta PKK, YPG, PYS ve DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütleriyle içeride ve dışarıda kararlılıkla mücadele edecek güç ve kudrete sahip olduğunu tüm dünyaya ilan ediyoruz. Kendi başkentlerinde Türkiye'yi hedef alan terör örgütlerinin propaganda araçlarına, elebaşlarının barınmasına, finans, eleman ve silah teminine sessiz kalan ve hatta destek olan devletlerin terörle mücadelede samimiyetlerini de sorguluyor, çifte standartlı yaklaşımlarını sona erdirmeleri gerektiğini bir kez daha önemle hatırlatıyoruz. Başta komşu ülkeler olmak üzere diğer ülke parlamentoları ve uluslararası kuruluşlarından Türkiye'ye yönelik terör eylemlerine karşı net ve tavizsiz bir tutum sergilemelerini beklemekteyiz. Bütün dünya bilmelidir ki son terörist etkisiz hale getirilinceye, terör kaynağında kurutuluncaya ve terörün arkasındaki tüm destekler ortadan kaldırılıncaya kadar mücadelemiz bir şekilde sürecektir. Milli iradenin tecelligahı olan Gazi Meclisimiz bu sürecin yakından takipçisi olmaya devam edecektir."

DEM PARTÄ°, TEZKEREYE 'HAYIR' OYU VERDÄ°

Tezkerenin okumasının ardından oylamaya geçildi. Yapılan oylamada, DEM Parti haricindeki bütün partiler tezkereye 'evet' oyu verdi. Tezkere, oy çokluğuyla kabul edilerek Meclis kararı haline geldi.

'YASA DIŞI GÖÇ HAREKETLERİNE DE BÜYÜK DARBE İNDİRİLMİŞTİR'

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında Meclis Genel Kurulu'nda terörle mücadeleye ilişkin bilgilendirme oturumunda AK Parti grubu adına söz alan TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, terör örgütü PKK tarafından Pençe Kilit Harekatı bölgesindeki saldırılarda şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar diledi. Akar, terörle mücadelede ve terörü bitirme noktasında ise dünden daha kararlı olduklarını dile getirdi. Terörle mücadelede sınır ötesinde yapılan operasyonların gerekliliğine dikkat çeken Akar, "Bilahare Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyine giden teröristleri takip etmek durumundaydık. Aksi halde bunlar yeniden hazırlanıp memleketimizin başına bela olacaklardı, buna müsaade edemezdik. Ve dolayısıyla PKK ve YPG'yle mücadelemiz taarruzi bir anlayışla, yüksek bir moral ve motivasyonla her şeye rağmen terörü yerinde, kaynağında yok etmek suretiyle devam etmektedir. Buralarda teşkil edilen ve her geçen gün geliştirilen bu üsler vasıtasıyla, oradaki teröristlerin faaliyetlerini kontrol etmek için gittiğimiz yerlerde üsler kuruyoruz. Bu üsler de devamlı geliştirilmekte, eldeki imkanlar en etkin şekilde kullanılıp devletin bütün imkanları seferber edilmek suretiyle çalışmalar yapılmakta, PKK-YPG/DEAŞ'ın giriş ve çıkışlarıyla sınırlarımıza, ülkemize saldırıları kontrol altına alınmış, aynı zamanda PKK/YPG ve DEAŞ'ın milyarlarca dolarlık uyuşturucu ve petrol kaçakçılığına büyük darbe indirilmiş ve yine aynı şekilde yasa dışı göç hareketlerine de büyük darbe indirilmiştir" diye konuştu. 

Bugün sınır ötesinde yapılan operasyonlarla teröristlerin barınakları, sığınakları, korunakları, sözde karargahlarının başlarına yıkılmaya devam ettiğini söyleyen Akar, böylece şehitlerin kanının yerde bırakılmadığını da dile getirdi.

'KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK'

Yapılan operasyonlarda Türkiye'nin, komşularının egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı davrandığını da aktaran Akar, "Kimsenin toprağında gözümüz yok. Tek amacımız, tek işimiz, tek hedefimiz ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği. Buna gayret gösteriyoruz. Zaman zaman dile getirilen bir hususu da burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Bazıları maalesef inatla, bu yalanı, iftirayı tekrarlamaktadırlar. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterinde uluslararası hukuka aykırı hiçbir silah, araç gereç, mühimmat bulunmamaktadır. Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil. Bunun bilinmesi lazım ve her Türk vatandaşının, normal her Türk vatandaşının olduğu gibi, ordusuna sahip çıkması lazım. İftiralarla, şunlarla bunlarla konu etmemesi lazım" ifadelerini kullandı.

'MEHMETÇİK KAHRAMANLIK VE FEDAKARLIKLA TERÖRLE MÜCADELESİNE DEVAM EDİYOR'

Gelinen noktada terör örgütünün içerisinde çöküş olduğu bizzat elebaşları tarafından açıkça itiraf edildiğini kaydeden Akar, şunları söyledi:

"Biz de onun için diyoruz ki PKK'lı, YPG'li teröristler, destekleyenler, önündekiler, arkasındakiler, yanındakiler, terörist sevicileri; başaramayacaksınız, kaybedeceksiniz. Tek kurtuluş adalete teslim olmak, yoksa Mehmetçik gömmeye devam edecek. YPG diye bir şey icat ettiler, YPG'nin PKK'dan hiçbir farkı yok, bunu birazcık aklı olan, birazcık bilgisi olan herkes açık ve net bir şekilde görmekte. Biz de diyoruz ki; adları ne olursa olsun, bunlara kim destek verirse versin, Mehmetçik kahramanlık ve fedakarlıkla terörle mücadelesine devam ediyor. Bugüne kadar, hem de 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra Fırat Kalkanı Harekatı'nı, Zeytin Dalı Harekatı'nı, Barış Pınarı Harekatı'nı ve Barış Kalkanı Harekatı'nı büyük bir başarıyla icra edilmiş ve bütün bunların toplamı olarak da 39 bin teröristi etkisiz hale getirmiştir. Bilinmesi gereken önemli hususlardan biri de DEAŞ'la göğüs göğse mücadele eden tek silahlı kuvvetler, tek ordu Türk Silahlı Kuvvetleri ve bu mücadelede 4 bin 500 DEAŞ'lı etkisiz hale getirilmiştir; 100 bin DEAŞ'lının ülkemize girmesi, bölgeye girmesi engellenmiştir; 9 bin 500 DEAŞ'lı da ülkelerine gönderilmiştir." 

'TÜRKİYE, AVRUPA İLE TERÖR ARASINDAKİ SON KALEDİR'

Türkiye'nin PKK/YPG ile mücadelesinde Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Batılı ülkelerin tutumunu da eleştiren Akar, "Bize, 'Türk Silahlı Kuvvetleri operasyon yapıyor, bu yaptığı operasyonlar da bizim DEAŞ'la yaptığımız operasyonlara zarar verir' diyen Amerika ve diğer ülkeler var. Biz de onlara diyoruz ki 'Ey Amerika, ey Batılı güçler Suriye'nin kuzeyindeki varlığınız ve harekatınız bizim PKK ve YPG'yle yani terörle mücadelemize zarar vermekte. Bunun da görülmesi, bilinmesi lazım. Böylece, her türlü engellemeye rağmen, her türlü tuzağa rağmen, her türlü zorluğa rağmen çok şükür terör koridoru parçalandı. Aksi halde Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak şu anda çok daha kompleks, çok daha zor şartlarda, çok daha farklı olaylarla uğraşıyor olacaktık. Müttefiklerimizden bu konuda Türkiye'nin hassasiyetlerine saygı duymalarını, varılan mutabakatlara uymalarını, bölgede DEAŞ'a karşı terör örgütleriyle değil, müttefiki olan Türkiye'yle iş birliği yapmalarını bekliyoruz ve hatırlatıyoruz. Bu bağlamda Türkiye, Avrupa ile terör arasındaki son kaledir. Bunun da kadrini, kıymetini Avrupalıların, NATO ülkelerinin bilmesi lazım. Türkiye terörle mücadelesiyle sadece kendi ülkesini korumakta, kollamakta, güveni sağlamakta değil, aynı zamanda da dünya barışına da büyük katkı sağlamaktadır" diye konuştu. 

Suriye'deki normalleşme faaliyetlerinin de yoğun bir şekilde devam ettiğini ifade eden Akar, bu çalışmalar neticesinde 600 bini Türkiye'den olmak üzere toplam 1 milyon 200 bin kişinin güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde Suriye'ye döndüğünü söyledi.

 

'YASA DIŞI GÖÇ HAREKETLERİNE DE BÜYÜK DARBE İNDİRİLMİŞTİR'

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında Meclis Genel Kurulu'nda terörle mücadeleye ilişkin bilgilendirme oturumunda AK Parti grubu adına söz alan TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, terör örgütü PKK tarafından Pençe Kilit Harekatı bölgesindeki saldırılarda şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar diledi. Akar, terörle mücadelede ve terörü bitirme noktasında ise dünden daha kararlı olduklarını dile getirdi. Terörle mücadelede sınır ötesinde yapılan operasyonların gerekliliğine dikkat çeken Akar, "Bilahare Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyine giden teröristleri takip etmek durumundaydık. Aksi halde bunlar yeniden hazırlanıp memleketimizin başına bela olacaklardı, buna müsaade edemezdik. Ve dolayısıyla PKK ve YPG'yle mücadelemiz taarruzi bir anlayışla, yüksek bir moral ve motivasyonla her şeye rağmen terörü yerinde, kaynağında yok etmek suretiyle devam etmektedir. Buralarda teşkil edilen ve her geçen gün geliştirilen bu üsler vasıtasıyla, oradaki teröristlerin faaliyetlerini kontrol etmek için gittiğimiz yerlerde üsler kuruyoruz. Bu üsler de devamlı geliştirilmekte, eldeki imkanlar en etkin şekilde kullanılıp devletin bütün imkanları seferber edilmek suretiyle çalışmalar yapılmakta, PKK-YPG/DEAŞ'ın giriş ve çıkışlarıyla sınırlarımıza, ülkemize saldırıları kontrol altına alınmış, aynı zamanda PKK/YPG ve DEAŞ'ın milyarlarca dolarlık uyuşturucu ve petrol kaçakçılığına büyük darbe indirilmiş ve yine aynı şekilde yasa dışı göç hareketlerine de büyük darbe indirilmiştir" diye konuştu. 

Bugün sınır ötesinde yapılan operasyonlarla teröristlerin barınakları, sığınakları, korunakları, sözde karargahlarının başlarına yıkılmaya devam ettiğini söyleyen Akar, böylece şehitlerin kanının yerde bırakılmadığını da dile getirdi.

'KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK'

Yapılan operasyonlarda Türkiye'nin, komşularının egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı davrandığını da aktaran Akar, "Kimsenin toprağında gözümüz yok. Tek amacımız, tek işimiz, tek hedefimiz ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği. Buna gayret gösteriyoruz. Zaman zaman dile getirilen bir hususu da burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Bazıları maalesef inatla, bu yalanı, iftirayı tekrarlamaktadırlar. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterinde uluslararası hukuka aykırı hiçbir silah, araç gereç, mühimmat bulunmamaktadır. Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil. Bunun bilinmesi lazım ve her Türk vatandaşının, normal her Türk vatandaşının olduğu gibi, ordusuna sahip çıkması lazım. İftiralarla, şunlarla bunlarla konu etmemesi lazım" ifadelerini kullandı.

'MEHMETÇİK KAHRAMANLIK VE FEDAKARLIKLA TERÖRLE MÜCADELESİNE DEVAM EDİYOR'

Gelinen noktada terör örgütünün içerisinde çöküş olduğu bizzat elebaşları tarafından açıkça itiraf edildiğini kaydeden Akar, şunları söyledi:

"Biz de onun için diyoruz ki PKK'lı, YPG'li teröristler, destekleyenler, önündekiler, arkasındakiler, yanındakiler, terörist sevicileri; başaramayacaksınız, kaybedeceksiniz. Tek kurtuluş adalete teslim olmak, yoksa Mehmetçik gömmeye devam edecek. YPG diye bir şey icat ettiler, YPG'nin PKK'dan hiçbir farkı yok, bunu birazcık aklı olan, birazcık bilgisi olan herkes açık ve net bir şekilde görmekte. Biz de diyoruz ki; adları ne olursa olsun, bunlara kim destek verirse versin, Mehmetçik kahramanlık ve fedakarlıkla terörle mücadelesine devam ediyor. Bugüne kadar, hem de 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra Fırat Kalkanı Harekatı'nı, Zeytin Dalı Harekatı'nı, Barış Pınarı Harekatı'nı ve Barış Kalkanı Harekatı'nı büyük bir başarıyla icra edilmiş ve bütün bunların toplamı olarak da 39 bin teröristi etkisiz hale getirmiştir. Bilinmesi gereken önemli hususlardan biri de DEAŞ'la göğüs göğse mücadele eden tek silahlı kuvvetler, tek ordu Türk Silahlı Kuvvetleri ve bu mücadelede 4 bin 500 DEAŞ'lı etkisiz hale getirilmiştir; 100 bin DEAŞ'lının ülkemize girmesi, bölgeye girmesi engellenmiştir; 9 bin 500 DEAŞ'lı da ülkelerine gönderilmiştir." 

'TÜRKİYE, AVRUPA İLE TERÖR ARASINDAKİ SON KALEDİR'

Türkiye'nin PKK/YPG ile mücadelesinde Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Batılı ülkelerin tutumunu da eleştiren Akar, "Bize, 'Türk Silahlı Kuvvetleri operasyon yapıyor, bu yaptığı operasyonlar da bizim DEAŞ'la yaptığımız operasyonlara zarar verir' diyen Amerika ve diğer ülkeler var. Biz de onlara diyoruz ki 'Ey Amerika, ey Batılı güçler Suriye'nin kuzeyindeki varlığınız ve harekatınız bizim PKK ve YPG'yle yani terörle mücadelemize zarar vermekte. Bunun da görülmesi, bilinmesi lazım. Böylece, her türlü engellemeye rağmen, her türlü tuzağa rağmen, her türlü zorluğa rağmen çok şükür terör koridoru parçalandı. Aksi halde Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak şu anda çok daha kompleks, çok daha zor şartlarda, çok daha farklı olaylarla uğraşıyor olacaktık. Müttefiklerimizden bu konuda Türkiye'nin hassasiyetlerine saygı duymalarını, varılan mutabakatlara uymalarını, bölgede DEAŞ'a karşı terör örgütleriyle değil, müttefiki olan Türkiye'yle iş birliği yapmalarını bekliyoruz ve hatırlatıyoruz. Bu bağlamda Türkiye, Avrupa ile terör arasındaki son kaledir. Bunun da kadrini, kıymetini Avrupalıların, NATO ülkelerinin bilmesi lazım. Türkiye terörle mücadelesiyle sadece kendi ülkesini korumakta, kollamakta, güveni sağlamakta değil, aynı zamanda da dünya barışına da büyük katkı sağlamaktadır" diye konuştu. 

Suriye'deki normalleşme faaliyetlerinin de yoğun bir şekilde devam ettiğini ifade eden Akar, bu çalışmalar neticesinde 600 bini Türkiye'den olmak üzere toplam 1 milyon 200 bin kişinin güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde Suriye'ye döndüğünü söyledi.