TBMM Genel Kurulu'nda, 'Bolu Kartalkaya'daki otel yangını' tartışması
TBMM Genel Kurulu'nda, Bolu Kartalkaya'da 78 kişinin yaşamını yitirdiği otel yangını ile ilgili milletvekilleri arasında tartışma çıktı. Siyasi parti temsilcilerinin önerge üzerine yaptığı değerlendirmelerin ardından Meclis Başkanvekili Celal Adan, önergeyi oylamaya sundu. Önerge, Genel Kurul'da kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu, 'Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplandı. Genel Kurul'da, 'Bolu Kartalkaya'daki otelde meydana gelen yangının araştırılması ve benzer olayların önlenmesine ilişkin Meclis Araştırma önergesi' görüşmeleri esnasında milletvekilleri arasında tartışma çıktı.
KAYA: TURİZM BAKANI VE BELEDİYE BAŞKANI İSTİFA ETMELİDİR
Önerge üzerine Yeni Yol grubu adına söz alan Grup Başkanı Bülent Kaya, "Yangın yönetmeliğine aykırı bir şekilde işletilen bir turizm tesisinde 78 insanımız feci şekilde yanarak, feryatlar içerisinde, diri diri yanarak hayatını kaybediyorsa Turizm Bakanı pişkin bir şekilde o koltukta utanmadan oturamaz arkadaşlar, oturamamalı. Bir hükümet böyle bir felakette dahi kendi adamını koruma refleksiyle hareket edemez, etmemelidir, edememelidir. İstifa etmiyorsa ilgili bakan, hiç olmazsa her zaman yaptığınız gibi, 'Görevden affı istendi' diye azil mekanizmasını harekete geçirmelisiniz, azledilmediği her gün topyekün iktidarınızın tamamı bu vebalin ortağıdır. 161 oda, 350 yatak kapasiteli bir otelde sezonun en işlek, doluluk oranının en yüksek olduğu ve denetim sırasında dahi birçok müşterinin konakladığı bir yerde yangın ruhsatı için kendisine müracaat edilmiş bir belediye başkanı, yaptığı denetimde tahliye çıkışları, ışık yönlendirme levhaları, acil aydınlatma sistemi, söndürme gereçleri talimatı, algılama sistemi, yangın alarmı, duman sensörü gibi birçok yetersizlikleri tespit etmişken, 'Başvuru geri çekildi' deyip siyasi sorumluluktan kaçamaz ve o koltukta asla oturmamalıdır. Ayrıca kendi birimlerine hakim olmadığını ortaya koyan bir belediye başkanı o koltukta siyasi sorumluluk gereği durmamalıdır; kendisinin istifa etmesi hem kendisine hem siyaset kurumuna hem de partisine yapacağı bir iyiliktir" ifadelerini kullandı.
ÇÖMEZ: OLAY YERİNDE OLMASI GEREKEN TURİZM BAKANI, TEK KELİME LAF ETMİYOR
İYİ Parti grubu adına söz alan Turhan Çömez, orman arazilerinin otele tahsis edildiğini ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın tahsis ile ilgili bilgisi olup olmadığını sordu. Çömez, "Bakın, çok vahim günlerden geçiyoruz. Gece yarısı yangın olmuş, sabah ilk açıklama, '3 ölü' ardından '10 ölü' ve bütün bilgiler kesiliyor. O esnada AKP'nin kongresi devam ediyor, devşirilmiş milletvekillerinin rozetleri takılıyor ve hiçbir açıklama yok, kıyamet kopuyor. Ben Bolu'ya telefon ediyorum, Belediye Başkanına, oradaki teşkilatımıza, 'Durum nedir?' diye 'Kıyamet kopuyor vekilim, çok sayıda ölü var burada' diyorlar ve yetkililerden tek bir kelime cevap yok. O arada Sayın Erdoğan konuşmasını tamamlıyor, konuşma bitiyor, alkışlar, bakanlar boy boy resim veriyor orada ve Turizm Bakanı, olay yerinde olması gereken bütün bunların sorumlusu Turizm Bakanı tek bir kelime laf etmiyor ve ondan sonra kongre biter bitmez diyorlar ki, 'Ölü sayısı maalesef 66', ondan sonra da 78'e çıkıyor ve o saatlerde yani hepsinin grantuvalet olduğu ve kongrede mesajlar verdiği, gülücükler verdiği bir dönemde otelin önünde bir piliç firmasına ait TIR’ın dorsesi, buz gibi dorsesi yanarak el kadar olmuş cesetleri istifleyen bir dorse haline geliyor. Diyorum ki: Yazıklar olsun. Bunun hesabının sorulması lazım. Ben bugün hiç kimseyi suçlamıyorum, ben bugün bu ceberut düzeni suçluyorum, 22 yıldır bu ülkeyi yönetenleri suçluyorum, 22 yıldan sonra, 'Türkiye Yüzyılı' diye bu millete masal okuyanları suçluyorum ve o 78 canın tek tek hesabının verilmesi gerektiğini söylüyorum" diye konuştu.
USTA: ACILAR ÜZERİNDEN PR YAPMA ÇALIŞMALARINDAN VAZGEÇİLMELİ
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez'in açıklamaları üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, "Sayın Çömez, evet kongreyle ilgili bir şeyler söyledi, buna bir açıklık getirmek lazım. Evet, o kongre için hazırlık yapılmıştı, her siyasi partinin yaptığı gibi, misafirlerle beraber görseller, müzikle ilgili pek çok çalışma yapılmıştı ama bu facianın olması sebebiyle de bunların hepsi iptal edildi, ertelendi. Bakın, şimdi burada farklı bir siyasi, dokunmuş olabilir size sizin partinizden bir başkasının geçmiş olması ama bu acının üzerine burada, bu kürsüde sanki bu kongrede yanlış bir şey yapılmış gibi konuşulması doğru bir usul değil ve Sayın Cumhurbaşkanımız da konuşmasına, 'Acımız büyük, içimiz çok yanıyor' diyerek başlamış ve bu faciadan başka bir şey konuşmadan, konuşmasını kısa tutarak da kongre bitirilmiştir. Burada bu acıyı paylaştığımızı tekrar tekrar söylemek artık hoş değil yani, ne yapacağımızı konuşmak durumundayız bundan sonra bu acıların yaşanmaması için. Ha, o tavuk piliçli görünen TIR’ı da getirenin Belediye Başkanı olduğunu öğrendikten sonra sosyal medyada bununla ilgili eleştirilerini silenleri de gördük. Artık bunun üzerinden, acılar üzerinden insanların kendilerine siyasi bir menfaat veya PR yapma çalışmalarından vazgeçmesi lazım" dedi.
ÇÖMEZ: O GÜN BAKANLARIN KONGREDE OLMASINI KABUL EDEMİYORUM
AK Parti'li Usta'nın ardından yeniden söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, "Sayın Başkan, hakikaten hayretle dinledim sizi. Allah aşkına, şu konuşmanın içerisinde nerede bir PR çalışması var? PR çalışmasını siz bilirsiniz, biz anlamayız o işlerden; biz milletin vicdanının sesi olduk burada, hesap soruyoruz ve ilgililerin cevap vermesini istediğimiz onlarca soru ortaya koyduk ve diyorsunuz ki, 'PR çalışması.' Ben size birtakım rakamlar verdim, o gün bakanların kongrede olmasının yanlış olduğunu söyledim. O Bakanın o gün yangın yerinde olması gerekiyordu. Genel Başkanınızın konuşmasının bittiği saate kadar hiçbir açıklama yapmadınız. Umurumda değil kimi devşirdiğiniz, umurumda değil kimi aldığınız, o devşirdiğiniz ve rozet taktığınız kişi hak ettiği yerdedir şu anda, sizin yanınızdadır. Ama sizin benim tam yarım saat boyunca sorusunu sorduğum, tek tek belgeleriyle ortaya koyduğum bütün konulara açıklama yapmanız gerekiyorken diyorsunuz, 'PR çalışması.' Ben böyle bir felaketin yaşandığı gün o bakanların orada olmasını kabul edemiyorum, içim kabul etmiyor" değerlendirmesinde bulundu.
USTA: 4 BAKANIN ORADA OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYOR
Çömez'in açıklamaları üzerine yeniden söz alan AK Parti'li Usta, "4 Bakanın orada olduğunu kendisi çok iyi biliyor, Turizm Bakanının orada olduğunu kendisi de çok iyi biliyor, açıklamalar da yapıldığını çok iyi biliyor ama buna rağmen, 'Neredeydiniz?' diye, hatta, ben sanki Turan Bey'in Turizm Bakanının kongrede olduğu gibi bir iddiasını anlıyorum ama Turizm Bakanı kongrede değildi, yangın yerindeydi, geceden gittiler, 4 Bakanımız, Çalışma Bakanımız, İçişleri Bakanımız, Sağlık Bakanımız ve Turizm Bakanımızın 4'ü de oradaydılar. Yaklaşık 260'dan fazla AFAD ekibi hepsi oradaydılar, itfaiye ekipleri oradaydılar, çevre bölgeden itfaiye ekipleri oradaydılar. Ama şunu da sormuyorsunuz: İtfaiye 1,5 saat geç geliyor. Bizim AK Parti'li meclis üyemiz Tanju Özcan'a diyor ki, 'Biz buraya yakın bir yere bir itfaiye kuralım, yakın bir yaylada itfaiye kuralım, ihtiyaç olduğunda kullanılsın.' Belediye Başkanı ne diyor? 'Her şeyi benden mi bekleyeceksiniz?' diyor. Bu kadar" ifadelerini kullandı.
GÜNAYDIN: BOLU İTFAİYESİ 54 DAKİKA SONRA ORADAYDI
Genel Kurul'da tartışmalar sürerken söz alan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "AKP Grup Başkan Vekili, Bolu itfaiyesinin 1,5 saat sonra gittiğini söyledi. Hani en nazik bir şekilde, 'Bilgi doğru değil' demekle yetineyim. İnsanların emeklerine yazık, insanların verdiği yangın mücadelesine saygı duyma gereğini hatırlatırım. Burada olay yeri yangın raporu belgesi var. 03.30'da alınıyor ihbar; ihbarı "0551..."le devam eden bir telefon numarası veriyor. Varış ve müdahale saati 04.24 yani Bolu İtfaiyesi, 11 araç ve 30 personeliyle ihbarı aldıktan 54 dakika sonra orada oluyor. Araçların tamamının plakaları belli, kullanılan su miktarı belli, kullanılan deterjan ve protein esaslı deterjan miktarı belli, Belediye Başkanımız hemen itfaiyeyle birlikte olay yerinde oluyor. Sözü edilen Bakanlar özel helikopterle beraber saat 11.00 civarında olay yerine intikal ediyorlar ve evet, arkadaşımızın söylediği gibi, '6-10' diye vefat sayısını bildirdikten sonra AKP'nin kongresinin bitmesini bekledikten sonra, saat 15.15'ten sonra vefat sayısını 66 olarak belirtiyorlar. Yani hiç olmazsa şöyle bir günde olayları ve gerçekleri çarpıtmaktan vazgeçelim" diye konuştu.
USTA: BELEDİYE BAŞKANININ SORUMLULUĞUDUR
AK Parti'li Usta, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın'a cevaben, "1,5 saatlik söylediğim, itfaiyenin geç ulaşması meselesi. Bu binanın, otelin yanan bir cephesi var. O cephede insanlar 1,5 saat itfaiye gelir diye beklediler, itfaiye oraya hiç geçemedi bile. Sonrasında, gündüz biraz ışık gelince biz oraya bir itfaiyenin geçtiğini de gördük. 1,5 saat o insanlar, o camlarda, o itfaiyeyi beklediler, o tarafa geçemediler. Bu ayrıntıyı da unutmamak lazım ama canhıraş çalışan itfaiyecilerimizin hakkını elbette ki yemiyoruz. Onlar sayesinde pek çok insan kurtuldu, pek çok insanın çabası ve gayretiyle, birbirine desteğiyle kurtuldu. Orada canhıraş çalışan itfaiyecilerimizden bahsetmiyorum, itfaiyenin bu kapasitesini geliştirmek için oraya yakın bir itfaiye kurmak, 'Her şeyi benden beklemeyin' diyen Belediye Başkanının sorumluluğudur" dedi.
ŞANLITÜRK: MECLİS ARAŞTIRMA ÖNERGESİNİ DESTEKLİYORUZ
Genel Kurul'da yaşanan tartışmanın ardından Meclis Araştırma Komisyonu ile ilgili siyasi partiler görüşlerini açıklamaya devam etti. Bu sırada söz alan MHP Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, "Turizm merkezleri gibi insanların yoğun olarak yaşadığı yerlere kesinlikle itfaiye birimleri kurulmalıdır. Son yıllarda yaşadığımız depremlerden dolayı bütün binalarımızı nasıl depreme dayanıklı hâle getirmeye çalışıyorsak hastane, okul, yurt, AVM gibi, insanların yoğun olarak kullandığı umumi binaların da yangına dayanıklı hale getirilmesi gerekmektedir. Hangi tarihte yapılırsa yapılsın, yürürlükteki son kanun, kural ve yönetmeliklere göre kendini yenilemeyen işletmelere eksikliklerini tamamlamaları için belli bir süre verilmeli, bu süre içerisinde eksikliklerini gidermeyen işletmelerin faaliyetleri durdurulmalıdır. Bu elim olay da göstermiştir ki insan hayatını ilgilendiren konulardan hiç taviz verilmeden gerekli kanuni düzenlemeler yapılmalıdır. Olay adalete intikal etmiştir, gerekli yargılamaların adil bir şekilde yapılarak sorumluların en ağır şekilde cezalandırılacağına olan inancım tamdır. Bu konuyla ilgili Meclis araştırması önergesini destekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
KOÇYİĞİT: BAKANINIZ DERHAL İSTİFA ETMELİDİR
DEM Parti grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise önerge hakkında şöyle konuştu:
"Şimdi, burada ortak bir komisyon kurarak sorumluluğu üzerinizden atamazsınız, bu işin sorumlusu sizsiniz. Sizin Bakanınız derhal istifa etmelidir, İl Özel İdaresindekiler görevden alınmalıdır, Valiliğin sorumluluğu açığa çıkarılmalıdır. Topu taca atarak bu işin içinden kurtulamazsınız, bu kadar açık ve net söylüyoruz: Toplumsal alanda infial yaratan her olayda gelip, 'Ortak komisyon kuralım, bu işi de siyasetüstü ele alalım' diyerek işin içinden çıkamazsınız, açık ve net. Komisyonları nasıl sulandırdığınızı da biliyoruz. Yenidoğan çetesindeki Komisyon sabah beşe kadar mesai yapıyor, ertesi gün gidecek aileler ile mağdur yakınlarıyla görüşecek, siz burada yoklama sayısını tutturun diye iptal ediyorsunuz ya. Bu kadar ciddiyetsizsiniz, bu kadar ciddiyetsizsiniz. Sizi ciddiyete davet ediyoruz, sorumluluk almaya davet ediyoruz, insan hayatına saygıya davet ediyoruz, adalete davet ediyoruz ama biliyoruz ki bütün bu davetlerin hiçbirine icabet etmeyeceksiniz. Onun için, bizler bu ülkede yaşayan halklar olarak sizden siyasi parti olarak da hesap soruyoruz; hesap soracağız, hesap soracağız."
GENEL KURUL'DA, 'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ' TARTIŞMASI
Genel Kurul'da, 'Bolu Kartalkaya'daki otelde meydana gelen yangının araştırılması ve benzer olayların önlenmesine ilişkin Meclis Araştırma önergesi' görüşmeleri devam ederken, milletvekilleri arasında 'Basın özgürlüğü' tartışması çıktı.
KOÇYİĞİT: BÜTÜN GAZETECİLERİ TUTUKLAYACAK MISINIZ?
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, 'Bilirkişi soruşturması' kapsamında gözaltına alınan gazetecilere ilişkin, "Şimdi, her gün bir garabet yaşıyoruz ama tabii AKP iktidarında garabetin sonu gelmiyor. Şimdi, az önce basına da yansıdı, Halk TV'de program sunan, programa katılan gazeteci Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek gözaltına alınmış. Şimdi, gerçekten sormak istiyoruz, sınırınız nedir yani nedir, nerede duracaksınız? Bütün ülkeyi mi gözaltına alacaksınız; sizin aleyhinize söz kuran, cümle kuran, görüşünü ifade eden, haber yapan bütün gazetecileri mi tutuklayacaksınız? Nerede duracaksınız ya! Nerede hukuka, evrensel normlara birazcık saygınız olacak? Ya, sabah, akşam operasyon çekiliyor bu ülkeye Sayın Başkan, özgür basın çalışanları alınıyor, Kürt gazeteciler alınıyor, muhalif gazeteciler alınıyor, muhalif olan sinemacılar alınıyor. 12 yıl önce olmuş olaydan 12 yıl sonra gözaltı yapıp tutuklama çıkaracak kadar akla ziyan bir sistemi bize, 'Normal' diye, 'Hukuk' diye anlatıyorlar ya" ifadelerini kullandı.
GÜNAYDIN: ÖZGÜR GAZETECİLER SUSTURULAMAYACAKTIR
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise "Dünyada çok bilinen bir kuraldır: 'Eğer bir iktidar vatandaşın rızasını kazanamamaya başlar ise bir süre de vatandaşı zor suretiyle elinde tutmaya gayret eder.' Artık vatandaştan rıza alamayan, çarşıya pazara çıkamayanlar kendini ifade etme ve anayasal haber verme, haber alma özgürlüğüne açıkça ihlalde bulunmakta, kastetmekte ve gazetecileri peş peşe gözaltına almaktadır. Bir de hayırlı bir haber alalım, bir de iyi bir haber olalım. Ben söylüyorum: Barış Pehlivan, Serhan Asker, Seda Selek onurumuzdur, hepsi benim arkadaşımdır, FETÖ'nün kanallarında program yapmaya benzemez. Bunlar özgür gazetecilerdir, özgür gazeteciler susturulamayacaktır bunu açıkça ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
USTA: GAZETECİLİK YAPAN HİÇ KİMSE TUTUKLANMAZ
Koçyiğit ve Günaydın'ın açıklamalarının ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, "Sayın Barış Pehlivan ve diğer gazetecilerle ilgili sınırın ne olduğunu sordular. Türk Ceza Kanunu'nun 132'ye 3'üncü maddesiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu düzenlenmiştir. 'Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.' Tekrar ediyorum: Kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde de ayrı ceza hükmü uygulanır. Bakın, burada Barış Pehlivan yaptığı görüşmeyi televizyon programında paylaştığından dolayı değil, bizzat ses kaydını alıp, bu ses kaydını rızası olmadığı halde yayınladığı için, Türk Ceza Kanunu'na aykırı bir yayın yaptığı için gözaltına alınmıştır. Sınırımız hukuktur, Türk Ceza Kanunu'dur, her şey ortadadır. Savunmasını yapar, anlatır. Korkmayın, gazetecilik yapan hiç kimse tutuklanmaz, gözaltına alınmaz" dedi.
KOÇYİĞİT: SİZ TEK SESLİ BİR TÜRKİYE İNŞA ETMEK İSTİYORSUNUZ
AK Parti'li Usta'nın açıklamalarına cevap vermek için söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Bu ülkede gazetecilere operasyon çekiliyor, özgür basının kalemi kırılıyor, yetmedi merkez medya pozisyonuna gelen bir televizyona şu anda operasyon çekiliyor, bir de Sayın Usta, bunu getiriyor hiç alakası olmayan hukuki gerekçelerle ifade ediyor. Bakın, ben bugün 60'da söyledim, son bir hafta içerisinde, on gün içerisinde 15 gazeteci tutuklandı. Sayın Başkan, ilk 7 kişi niye tutuklandı biliyor musunuz? Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in ölümünü protesto eyleminde onların fotoğrafını taşıdıkları için bu ülkede 2 gazetecinin SİHA'yla öldürülmesini protesto edip sosyal medyada paylaşım yapan insanları gözaltına aldınız, onlara soruşturma açtınız. Hangi hukuktan bahsediyorsunuz? Siz insanları katlediyorsunuz, ortada yaşam hakkı yok, ortada hukuk yok ama insanlar bunu protesto ediyor, yaşamı savunuyor, yaşam hakkını savunuyor, o zaman da hukuk var, gözaltına alıyorsunuz, tutukluyorsunuz. Ben size söyleyeyim: Siz tek sesli bir Türkiye inşa etmek istiyorsunuz" değerlendirmesinde bulundu.
ÇÖMEZ: BU ÜLKENİN DEMOKRASİYE İHTİYACI VAR
Genel Kurul'da tartışmalar sürerken söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, "Bu ülkenin gerçek bir demokrasiye ihtiyacı var; demokrasinin kurum ve kurallarının işler hale dönmesine ihtiyacı var; bu ülkenin hukukun üstünlüğüne ihtiyacı var; bu ülkenin insan haklarına, özgürlüklere ihtiyacı var; şeffaflığa ihtiyacı var ve devlet kurumlarının denetlenebilmesine ihtiyacı var ve şüphesiz, özgür bir medyaya ihtiyacı var. Ne olmuştur da Barış Pehlivan, Serhan Asker Seda Selek kurumlarından apar topar alınıp gözaltına alınmışlardır? İktidara sesleniyorum, Ergenekon döneminde çarşaf çarşaf bütün dosyaları gazetecilere verip servis ettiriyordunuz, o gazetecilerin birisini tutukladınız mı? Eğer basın etiğine aykırı bir şey yapmışsa gerekeni yaparsınız. Ne oluyor, kanalı basıp da insanları alıp götürüyorsunuz. Korkmayın bu kadar muhalefet edilmesinden, korkmayın bu kadar sizi eleştirmelerinden; demokrasinin vazgeçilmez özelliklerinden bir tanesidir, elbette eleştirecekler" ifadelerini kullandı.
ÖZDAĞ: HÜR BASINA İHTİYACIMIZ VAR
Yeni Yol Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ ise "Adalet ve Kalkınma Partisi’nde milletvekilliği yaparken o zamanlar gazetecilerin tutuklu yargılanması, milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması meselesi gündemdeydi ve partinin kurmaylarına şöyle söylemiştim, 'Gazeteciler tutuksuz yargılansın ve milletvekillerinin de dokunulmazlığını kaldırmayalım.' Suç işlemesinler mi? "İşlesinler, suç işlerlerse zaten zamanaşımı yok bizlerde.' demiştim. Gazetecilerle ilgili hür bir basına ihtiyacımız var. Bugün Türkiye'de, 'Yoksulluğu ortadan kaldıracağız, yasakları ortadan kaldıracağız, yolsuzluğu ortadan kaldıracağız.' diyenler, her geçen gün yasakları artırıyorlar. Çimlere basmanın yasak olmadığını gösteriyorsunuz ve yasak olmayınca çimlere basmak, çimler daha gür çıkınca da bu sefer insanların başına, kafasına basmayı düşünüyorsunuz" diye konuştu.
USTA: YARGI GÖREVİNİ YERİNE GETİRİYOR
Tartışmalar üzerine son kez söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, "Gazetecilerin suç işleme özgürlüğü mü var veya kanun önünde herkes gibi eşit değiller mi, ayrıcalıkları mı var? Kanundan, hukuktan, normlardan bahsedenlerin, 'Gazetecileri tutuksuz yargılayalım, suç işlese bile tutuksuz yargılayalım' demesi Meclisin Genel Kurulu’nda bile söylenecek bir cümle değil diye düşünüyorum. Bu insanlar, biz operasyon yapmıyoruz, tam tersine, onlar bu gizli kayıtlarını yayınlayarak birilerine operasyon yapmaya çalışıyorlar; hukuk da görevini yerine getiriyor, yargı da yerine getiriyor" dedi.
GÜNAYDIN: TURİZM BAKANI AÇIKÇA HER GÜN YALAN SÖYLÜYOR
Meclis Araştırma Komisyonu önergesi üzerine söz alan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise önerge ile ilgili şöyle konuştu:
"AKP Grup Başkan Vekili diyor ki, 'Bolu Belediye Başkanı oraya neden itfaiye tesisi kurmamış? Arkadaşlar, hukuk bilmiyor olabilirsiniz de hukuku öğrenme gibi bir sorumluluğunuz var. Bu memlekette 30 il Büyükşehir Yasası'yla yönetiliyor. Oralarda, mücavir alanlarla belediye sınırları çakıştırılmış durumda. Geriye kalan, içlerinde Bolu'nun da bulunduğu 51 il büyükşehir kapasitesinde ve statüsünde değil dolayısıyla Bolu İl Belediyesinin sınırı merkez ilçe belediyesiyle sınırlandırılmış durumda. Kartalkaya Seben'e yakın, Bolu'ya 42 kilometre mesafede ve Bolu Belediyesinin orayla ilgili hiçbir yönetim sorumluluğu yoktur. Peki, kimin vardır biliyor musunuz, sizin saklamaya çalıştığınız, her gün açıkça yalan söyleyen Turizm Bakanı’nda vardır. Azıcık vicdana, azıcık bilgiye davet ediyorum sizi; gelin, kim ne yapmış, açıkça iftiralarınıza konu, kim ne yapmış ona bakalım."
USLU: BİZ BU MESELENİN ÜSTÜNÜN ÖRTÜLMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ
AK Parti grubu adına önerge üzerine söz alan Antalya Milletvekili Atay Uslu, yangın ile ilgili, "Biz bu sürecin tüm şeffaflığıyla açıklığa kavuşmasını istiyoruz. Bu amaçla, çok yönlü adli ve idari süreç başlatıldı. Cumhuriyet savcılarının yanında, 2 mülkiye başmüfettişi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 4 müfettişi de konuyla ilgili idari incelemeler yapmak üzere görevlendirildi. Yargıda da idari makamlarda da titiz ve çok boyutlu bir şekilde tahkikatlar devam ediyor. Kartalkaya'daki otel yangınında gereken tedbirleri almayanlar, görevini ihmal edenler, hata yapanlar, usulsüzlük yapanlar, milletimize bu büyük acıyı yaşatanlar kim olursa olsun, hangi kurumda olursa olsun, hangi bakanlıkta olursa olsun yargıya hesap vereceklerdir, gereken cezaya çarptırılacaklardır. Hiçbir şekilde biz bu meselenin üstünün örtülmesine müsaade etmeyeceğiz. Her ne olursa olsun tüm boyutlarıyla açığa çıkarılması için yüksek bir hassasiyetle sürecin takipçisi olacağız. Sayın milletvekilleri, bizler bu araştırmaya zarar verecek popülist tartışmalardan uzak durmamız gerekiyor. Bu tür olayların hemen ilk dakikalarında suçlama yapmak, suçluyu bulmak yerine acıyı hafifletecek, müdahaleyi kolaylaştıracak çalışmalar yapmamız daha önemlidir" değerlendirmesinde bulundu.
MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU ÖNERGESİ KABUL EDİLDİ
Siyasi parti temsilcilerinin önerge üzerine yaptığı değerlendirmelerin ardından Meclis Başkanvekili Celal Adan, önergeyi oylamaya sundu. Önerge, Genel Kurul'da kabul edildi.