Struma faciasında hayatını kaybedenler Sarayburnu'nda anıldı
1942 yılında Struma Faciası'nda hayatını kaybeden 768 kişi, Sarayburnu Limanı'nda anıldı.
İstanbul Valiliği tarafından 1942 yılında Almanya'dan kaçan Yahudilerin içinde bulunduğu "Struma" adlı geminin Karadeniz'de Rus denizaltısı tarafından batırılması sonucunda hayatını kaybeden 103'ü çocuk toplam 768 kişi adına anma töreni düzenlendi. Törene İstanbul Vali Yardımcısı Dr. Hasan Hüseyin Can, Türkiye Yahudileri Hahambaşı Rav İsak Haleva ve Türk Yahudi Toplumu'nun temsilcileri katıldı.
Hayatını kaybedenlerin anısına denize çelenk ve karanfiller bırakıldı. Hahambaşı Haleva tarafından dualar edildi. Törende konuşan Vali Yardımcısı Dr. Hasan Hüseyin Can, 1942 yılında Struma'ya yardım için Türk Kızılayı ve Türk Yahudi Toplumu'nun seferber olduğunu hatırlatarak, "Bundan tam 80 yıl önce bugün Struma Faciası'nda hayatlarını kaybeden 768 masum insanın aziz hatırasını saygıyla yad ediyorum. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi zulmünden kaçmaya çalışan yüzlerce insanın umuduydu Struma. 769 Yahudi mülteci, güvenli topraklarda yeni bir hayat kurmak için Köstence'den yola çıkmıştı. İnsan taşımacılığına uygun olmayan bu eski gemiyle Boğaz'dan geçerek Filistin'e gitmeyi ümit ediyorlardı. Harap durumdaki geminin motorları seyir sırasında iki kez arızalanmıştı ve ikinci sefer arızalandığında İstanbul'a yaklaşan Struma, Sarayburnu açıklarına demirlemişti. Gemide mahsur kalan yolcuların akıbeti ve sığınmacıların gideceği ülkelerden gerekli izinlerin temin edilmesi için dönemin hükümetinin haftalar süren müzakereleri maalesef olumlu sonuç vermemişti. İkinci Dünya Savaşı ve seferberlik şartlarının kısıtlı imkanları el verdiğince Türk Kızılay'ı ve Türk Yahudi Toplumu tarafından yiyecek yardımı ve sağlık hizmeti sağlanan Struma'daki mültecilerin kaderi, bir kez daha Avrupa ülkelerinin insafına kalmıştı" dedi.
"AMACIMIZ BU ACI OLAYI ANLAMAK"
Hasan Hüseyin Can, anma töreni ile her yıl yaşananlardan ders çıkartılması gerektiğini vurgulayarak, "Struma hadisesinde hiç şüphesiz birçok ülkenin sorumluluğu bulunmaktadır. Ama bu törenin düzenlenmesinin amacı, herhangi bir ülkeyi parmakla gösterip suçlamak değildir. Amacımız yaşanan bu acı olayı anlamak, ders çıkarmak, unutulmasını ve dolayısıyla tekrarlanmasını önlemektir. Geçmişte yaşananları değiştirme şansına sahip olamayabiliriz ancak, onlardan ders alarak bugün ve gelecekte yaşanacakları belirleyebiliriz. Tesellimiz, Türkiye'nin, İkinci Dünya Savaşı yıllarında 75 bini gayri resmi ve yaklaşık 16 bini resmi olmak üzere 90 binin üzerinde Yahudi'nin Ortadoğu'ya ulaşmasında ve Holokost'tan kurtulmasında önemli rol üstlenmiş olmasıdır. Struma gemisinde kaybettiğimiz insanları vatanlarını terketmeye zorlayan tarihin en büyük vahşetlerinden Holokost'u ve ona yol açan sebepleri anlamak, antisemitizm, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, islam karşıtlığı ve her türlü ayrımcılıkla mücadele etmek, benzer trajedilerin tekrarlanmaması için hepimizin ortak görevidir" diye konuştu.
“SULH, BARIŞ VE HUZUR"
Hahambaşı Rav İsak Haleva ise hayatını kaybedenleri anarak,“Dünyada sulh, barış ve huzur temenni ederken, ölen kardeşlerimizin ruhuna da dua sunuyorum" dedi.
DENİZE ÇELENK BIRAKILDI, KARANFİLLER ATILDI
Törenin ardından Struma gemisinde hayatını kaybedenler anısına Türkiye Hahambaşısı Rav İsak Haleva dua okudu. Tören denize çelenk bırakılması ve karanfillerin atılmasıyla sona erdi.