Geri Dön
GündemSinan Ateş cinayeti davasında 5 sanığa ağırlaştırılmış müebbet talebi

Sinan Ateş cinayeti davasında 5 sanığa ağırlaştırılmış müebbet talebi

Ankara'da, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılandığı davada savcı mütalaasını açıkladı. Savcı, sanıklar Eray Özyağcı, Vedat Balkaya ve Suat Kurt hakkında, Ateş'in öldürülmesine ilişkin eylemde 'müşterek fail' olarak yer aldıklarından 'tasarlayarak öldürme', Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş hakkında da suça azmettiren olarak 'kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. 11 sanığın 'suça yardım'dan, 1 sanığın 'suçluyu kayırma'dan cezalandırılması, 2 sanığın dosyasının ayrılması, 3 sanık hakkında beraat talep edildi.

Sinan Ateş cinayeti davasında 5 sanığa ağırlaştırılmış müebbet talebi

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in, 30 Aralık 2022'de Ankara'da cuma namazı çıkışında ofisine giderken silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili davada 12’si tutuklu 22 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 32'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada sanıkların tamamı hazır bulundu. Duruşmada Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve taraf avukatları da yer aldı.

Savcı, esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Mütalaada, sanıklardan Sinan Ateş'i öldüren Eray Özyağcı, onu motosikletle olay yerine getirip götüren Vedat Balkaya ile olay yerinde saldırı öncesi keşif yapan Suat Kurt'un 'müşterek fail' olarak 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları istendi. 3 sanık için ayrıca saldırıda yaralanan müşteki Selman Bozkurt'a yönelik eylemleri nedeniyle ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 9'ar yıldan 15'er yıla kadar hapis talep edildi. Eray Özyağcı'nın ‘ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak’ suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi istendi. Sanıklar Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş hakkında, ‘suça azmettiren’ sıfatıyla ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.

12 SANIĞA HAPİS CEZASI TALEBİ

Savcı, tetikçiyi İstanbul'dan Ankara'ya kiralık araçla getirmekle suçlanan sanıklar özel harekat polisleri Aşkın Mert Gelenbey ve Murat Can Çolak ile diğer sanıklar Mustafa Uzunlar, Emre Yüksel, Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu ve Aytaç Ataç'ın ‘iştirak halinde işlenen suça yardım eden fail’ olarak kabul edilmesi yönünde görüş bildirerek, ‘tasarlayarak kasten öldürmeye yardım’ suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapisle cezalandırmalarını istedi. Sanık Alper Atay'ın ise ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Sinan Ateş cinayeti davasında 5 sanığa ağırlaştırılmış müebbet talebi

3 SANIĞA BERAAT TALEBİ

Savcı, sanıklardan motosikleti satan Mehmet Yüce, Doğukan Çep'in kaldığı otelin gayriresmi sahibi Erdem Karadeniz ve tetikçinin Ankara'ya getirilmesinde kullanılan kiralık aracın sahibi Osman Bayraktar'ın beraatlarını talep etti. Savcı, saldırının ardından Eray Özyağcı'nın kaçırılmasını sağladığı suçlamasıyla yargılanan avukat Serdar Öktem ile Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde eski Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’ın ise telefonlarının içeriklerine ulaşılamadığı için dosyalarının ayrılmasını talep etti.

Mahkeme Başkanı, sanıklara mütalaaya karşı savunma yapmaları için süre verilmesine karar vererek, duruşmayı 30 Eylül’e erteledi.

Sinan Ateş cinayeti davasında 5 sanığa ağırlaştırılmış müebbet talebi

'TARİHİN EN KISA SÜREN SİYASİ CİNAYET DAVASI'

Duruşmanın ardından Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, basın mensuplarına açıklama yaptı. Ayşe Ateş, "Alelacele kapatılmak istenen bir dosya, onca delile rağmen siyasi uzantılarla aradaki bağı koparmak için mücadele veren bir yargı süreci ile karşı karşıyayız. Malumunuz olduğu üzere bu süreçte, tek kişilik hücrelerde kalan tutuklulara 19 ay boyunca verdikleri hiçbir beyanla uyuşmayan ezberletilmiş ortak bir ifade vasıtasıyla bu siyasi cinayeti adi bir cinayet gibi göstermek için basın ve medya dahil olmak üzere bütün imkanlarını kullanan karanlık bir güce karşı savaşıyoruz. Eğer yargı süreci bu kadar hızlı ilerlerse şüphesiz ki Sinan Ateş suikastI davası, tarihin en kısa süren siyasi cinayet davası olarak kayıtlara geçecektir. Bu şartlar altında biz diyoruz ki milletimiz yanımızda olsun. Devletimiz arkamızda dursun. Adil yargılamanın önü açılsın. Dosyalar birleştirilsin, bütün suçlular hakim karşısına çıkarılsın. Çünkü adımız gibi biliyoruz; bu siyasi cinayet bütün karanlık yönleriyle aydınlatılmazsa Türkiye daha büyük bir karanlığa doğru sürüklenecek. Buradan alınan cesaret, yeni siyasi cinayetlerin kapısını aralayacak. Türk milleti yeni Bengisularla, yeni Banuçiçeklerle tanışacak. Türk milletinin yeni Ayşe Ateşleri olacak. Dün dövdürülerek susturulan gazeteciler, yarın öldürülecek. 'Nereden biliyorsun' diye soracak olursanız, yeni eylem planlarını sosyal medyadan çoktan duyurdular. Bu siyasi cinayeti dile getiren gazetecileri, siyasetçileri hedef tahtasına koyup 'Helalleşmeyeceğiz, hesaplaşacağız' tehditlerini bol keseden savurmaya başladılar. 'Konjonktür müsait olduğunda fiili eylem yapacağız' şeklinde paylaşımları dolaşıma soktular. Bu yargılamadan yakayı sıyırır, paçayı kurtarırlarsa olacaklar gün gibi ortada değil mi?" dedi.


Sinan Ateş cinayeti davasında 5 sanığa ağırlaştırılmış müebbet talebi

'MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULSUN'

Ayşe Ateş, dosyada karanlığın karıştığı birçok şiddet eylemine ilişkin birçok delil olduğunu söyleyerek, "Kişisel verilerimiz de bu karanlık gücün ayaklarının altına paspas olmuş. Herhangi birini kafaya taktıklarında emniyet içerisindeki uzantıları vasıtasıyla dakikalar içerisinde, devlete emanet ettiğimiz bütün kişisel verilerimize ulaşabiliyorlar. Suça karıştıklarında jandarmadaki uzantıları tarafından kollanıyorlar. Sadece, babası Sinan’ın arkadaşı olduğu için 8 yaşındaki bir kız çocuğu hakkında bilgi toplamaktan imtina etmiyor, herhangi bir kadının kişisel verilerini emniyetin kapalı sisteminden kolaylıkla temin edebiliyorlar. Bizler kadın cinayetlerinden bu kadar muzdaripken vatandaşımızın canının ve malının emanetçisi emniyet görevlisi ise sebebini bile sormadan elindeki bütün verileri iletiyor. Öldürecek mi, dövdürecek mi, merak bile etmiyor. İnsan, 'Bu nasıl bir güvenlik zafiyetidir' diye sormadan edemiyor. Görünen o ki şans eseri yaşıyoruz. Bu siyasi cinayet dosyası masanın üzerinde, görmesi gereken herkesin baktığı bir zarfın içinde duruyor. Ancak zarfın üzerinde 'Kayıp mektup' yazıyor. Bu yüzden bakan gözler göremiyor, dokunan eller tutup kaldıramıyor. Bu vesileyle, buradan sizlerin aracılığıyla, artık adaletin tesis edilmesi gerektiğine inanan, 'siyasi cinayetlere dur' demek isteyen bütün milletvekillerimize çağrımı yineliyorum; Bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gerekliliği gün gibi ortadadır" ifadelerini kullandı.

Sinan Ateş cinayeti davasında 5 sanığa ağırlaştırılmış müebbet talebi

'BU DAVA KAPANIRSA ÇOK SİNAN'LAR ÖLECEK'

Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş ise bu mahkemeden memnun olmadığını belirterek, "Katiller dışarıda. Benim iki tane yavrumu, yetim bıraktılar. Benim oğlumun öldürülme sebebini açıklayacaklar, katilleri verecekler bana. Bunlar katiller, ben istiyorum ki kim azmettirdiyse o gelsin. Bir ekmek çalan 7 yıl yatıyor. Mahalle kavgası 1 sene sürüyor. Benim oğlumu yıllarca, 2 sene boyunca takip ettiler. Bu kadar kısa zamanda bu mahkeme biter mi? Yok mu kanun? Kanun var da bize mi yok? Hala benim yavrularımı tehdit edip, hala benim gelinime, kızıma tehdit savurabilecek kadar alçaklar, namussuzlar, namusuna dil uzatacak kadar adiler. Ben oğlumun katillerini istiyorum. Bunları değil, bunları azmettirenleri istiyorum. Türk milletine sesleniyorum. Yanımızda olanlara hepinizden Allah razı olsun. Korkmayın yarın başkası da ölmesin. Bu dava kapanırsa çok Sinan’lar ölecek" dedi.

Avukat Şeyda Şahin, "Bu cinayet 19 gün içerisinde karara bağlanmaya çalışılmakta. Türkiye'de yaralama olaylarında bile yani basit bir tokat atma olayı bile senelerce sürerken ne yazık ki bu suikastı örtbas etmek isteyen bir yargıyla karşı karşıyayız. Adalete olan güvenlerini, aile başından beri anlatmakta. Ancak biz buraya geldiğimizden beri adalete olan güvenimizin sarsıldığını görüyoruz" dedi