Geri Dön
GündemPoyrazköy davasında ilk gün bazı sanıklar savunma yaptı

Poyrazköy davasında ilk gün bazı sanıklar savunma yaptı

FETÖ'nün Poyrazköy kumpası soruşturmasında, örgüt üyesi eski polis 68 sanığın yargılandığı davada bazı tutuksuz sanıkların savunmaları alındı. Bekir Peker savunmasında, "Biz teknik bilirkişiler olarak şüphelilerden alınan dijital materyallerin orijinal halini görmeyiz. Dijital materyaller ele geçirildiğinde onların imaj değerleri verilir. Alınan imajlar üzerinden inceleme yapıyorduk. İmaj üzerinde bir karakter değiştirme imkanı bile yoktur. Yaptığımız işlemlerin hepsi hukukidir. Usulsüz yaptığım tek bir işimiz olmamıştır. Beraatımı talep ediyorum" dedi. Duruşma diğer sanıkların savunmaları alınması için yarına ertelendi.

Poyrazköy davasında ilk gün bazı sanıklar savunma yaptı

İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu karşısında yapılacak ilk duruşma için 9 tutuklu sanık getirilirken bazı sanıklar ise tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmada müşteki sıfatıyla Kadir Sağdıç, Deniz Cora, Ahmet Feyyaz Öğütçü, Ali Türkşen, Türkan Saylan’ın mirasçıları olarak Çınar ve Çağlayan Örge’nin de aralarında bulunduğu bazı müştekiler katıldı. Salonda bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları da hazır bulundu.

"YAPTIĞIMIZ İŞLEMLERİN HEPSİ HUKUKİDİR"

Tutuksuz sanık eski polis memuru Bekir Peker olay tarihinde bilirkişi olarak görev yaptığını belirterek, "Şu ana kadar binlerce rapor vardır, hepsinin arkasındayım. Usulsüz yaptığımız hiçbir şey yoktur. Biz teknik bilirkişiler olarak şüphelilerden alınan dijital materyallerin orijinal halini görmeyiz. Dijital materyaller ele geçirildiğinde onların imaj değerleri verilir. Alınan imajlar üzerinden inceleme yapıyorduk. İmaj üzerinde bir karakter değiştirme imkanı bile yoktur. Ben Ankara’da bilirkişi olarak çalışıyordum. Operasyon İstanbul’da yapılmış, hakkımda hürriyeti tahdit suçu iddiaları var, bir bilirkişi bu suçu nasıl işleyebilir. Müştekileri tanımam iftira atma suçunu da bu yüzden anlamadım. Ben kimseden talimat almadım, alamam. Bilirkişi tarafsızdır, tarafsız olmalıdır. Yaptığımız işlemlerin hepsi hukukidir. Usulsüz yaptığım tek bir işimiz olmamıştır. Beraatımı talep ediyorum" dedi.

Sanık Peker’e bazı müştekilerin avukatı Hüseyin Ersöz, "Aramalarda 1 nolu ve 3 nolu CD alınmış. Aynı tarihli 2 farklı rapor hazırlanmış. Birinde Kafes Eylem Planına ilişkin bir tespit yok, diğerinde var demişsiniz" demesi üzerine sanık Bekir Peker, "Hatırlamıyorum" şeklinde konuştu.

"BİZ RAPORU HAZIRLADIKTAN SONRA SAVCIYA TESLİM EDERİZ"

Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Türkiye'nin gündemini değiştiren soruşturmalar var. Siz bunlarda görev almışsınız. Bu ilginç bir durum. Benim yazdığım gerekçeli kararımı değiştirmem gibi bir şey. Siz sonradan buldum gibi raporu hazırlandınız mı? 2 tane rapor hazırladığınızı hatırlıyor musunuz?" diye sordu. Sanık Peker de,  "Biz raporu hazırladıktan sonra savcıya teslim ederiz. Ben böyle bir şey hatırlamıyorum" şeklinde cevap verdi.

"MAHKEME KARARI DIŞINDA BİR KARAR YERİNE GETİRMEDİM"

Ali Ayhan savunmasında "2008 yılında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde görev yaptığım sırada, PKK ile ilgili bir ihbar mektubu şubeye ulaştı. İhbar mektubunun gereğini yaptık. Poyrazköy ya da Ergenekon soruşturmalarıyla ilgili bir durum yoktu. Mahkeme kararı dışında bir karar yerine getirmedim" ifadelerini kullandı.

SAVUNMALARIN ALINMASINA YARIN DEVAM EDİLECEK

Mahkeme heyeti, diğer sanıkların savunmalarının alınması için duruşmaya yarına erteledi.

Poyrazköy davasında ilk gün bazı sanıklar savunma yaptı

"ŞİMDİ SIRA ONLARDA HESAP VERECEKLER"

Kumpas soruşturmasında sanıklar arasında olan, eski askerlerle soruşturma sırasında intihar eden Yarbay Ali Tatar'ın eşi Nilüfer Tatar duruşma öncesinde açıklamalarda bulundu. Tatar, "Bugün dava sürecinin emniyet ayağı yargılanıyor. Sahte delil üretenler yargılanıyor. Çok sayıda yargılanan emniyet mensubu var. Bunlar bizim gözümüzün içine baka baka hesap verecekler. Hesapta veriyorlar zaten. Davanın sonuna kadar takip edeceğiz. Sanıklar dijital ortamda çok ciddi deliller ürettiler ve insanların üzerine iftiralar attılar. Şimdide bunun hesabını verme günüdür. Ali’nin hayatıyla Türkan Saylan ve birçok kişinin hayatıyla, yaşamlarıyla uğraştılar, yok ettiler. Şimdi sıra onlarda hesap verecekler. Ömür boyu ceza almalarını istiyorum. Sonuna kadar takipçisi olacağız. Cezalar henüz verilmedi yargı sürecindeler. En üst seviyeden cezalandırılmalarını istiyorum" dedi.

Poyrazköy davasında ilk gün bazı sanıklar savunma yaptı

"NE CEZA ALIRLARSA ALSINLAR BİZİM KAYIPLARIMIZI YERİNE GETİRMEYECEK"

Davada müşteki olarak yer alan Ali Türkşen ise, "Bu dava bizim bir dönem yaşadığımız hukuksuzlukların sonunda geldiği nokta. Çok şükür devran döndü, şimdi o belaları başımıza açan insanlarla mahkeme salonlarında ters yerlerde karşı karşıya oturuyoruz. Ne olursa olsun yine de üzücü, ne ceza alırlarsa alsınlar bizim kayıplarımızı yerine getirmeyecek. Hayatını kaybeden arkadaşlarımızı, özgürlüklerimizi yerine getirmeyecek. Sonuçta adalet de olması lazım bu dünyada. Sabırla sonucu bekleyeceğiz. İnşallah hakimlerimiz adil bir şekilde, onların bize uyguladığı gibi değil adil bir yargılama yapsınlar sonunda da ne karar çıkacaksa yüce Türk adaletine güveniyoruz" şeklinde konuştu.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan 1048 sayfalık iddianamede, Poyrazköy'de bulunan mühimmat, 'Kafes', 'Amirallere Suikast' davalarında yargılanan 87 sanık, müşteki olarak yer alıyor. Kumpas soruşturmalarının sanıkları olan eski askerlerle soruşturma sırasında intihar eden Yarbay Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar ve vefat eden Prof. Dr. Türkan Saylan'ın oğulları Çağlayan ve Çınar Örge de şikayetçiler arasında yer alıyor. Genelkurmay Başkanlığı ise 'suç duyurusunda bulunan' olarak belirtiliyor. Operasyonları düzenleyen aralarında eski emniyet müdürleri Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer ile eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u gözaltına alma görüntüsüyle gündeme gelen Gafur Ataç'ın da aralarında bulunduğu 68 eski polis ise 'şüpheli' olarak iddianamede yer aldı. Örgüt üyesi eski polisler, 2009-2012 yılları arasında 'Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği', 'Cebir Tehdit veya Hile Kullanarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma', 'İftira' ve 'Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Etmek' ile suçlanıyor.

İddianamede, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dosyada, İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce karara bağlanan, birleştirilen 6 ayrı dava dosyasından oluştuğu vurgulandı. Bunların Poyrazköy, 1'nci amirallere suikast, 'Kafes' eylem planı, ÇYDD/ÇEV, 2'nci Poyrazköy ve 2'nci amirallere suikast davaları olduğu kaydedildi.

İSİMSİZ İHBARLARLA SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Poyrazköy soruşturmasının, Beykoz Jandarma Komutanlığı'na yapılan isimsiz bir telefon ihbarı ile başlatıldığı, ancak öncesinde çok sayıda askeri personelin önleme ve adli dinleme ile dinlendiği belirtildi. Soruşturmaya dayanak teşkil eden ihbarlara yönelik etkin bir araştırma yapılmadığı, hukuka aykırı olarak yapılan aramalarda el konulan dijital materyallere manipülasyon yapılarak müştekilerin soruşturmaya dahil edildikleri anlatıldı.

İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2 Ekim 2015 tarihli kararıyla Poyrazköy davasında yargılanan tüm şikayetçilerin beraatlerine karar verildiği anlatılan iddianamede, "Kesinleşen beraat kararıyla da tescillendiği üzere Poyrazköy kumpasının amacı, örgütün TSK içerisinde görevli, FETÖ üyesi olmayan subayları tasfiye etmek, yerlerine örgüt mensubu subayları terfi ettirmektir. Böylece TSK'yı ele geçirmek ve FETÖ'nün asıl önem verdiği Ergenekon davasına, siyasi ve toplumsal destek sağlamak, kamuoyu yaratmaktır" denildi. İddianamede soruşturmada görev alan personellerin çoğunun FETÖ'nün gizli haberleşme programı ByLock kullandığı, şüphelilerin FETÖ adına hareket ettikleri de anlatıldı.

İddianamede, başka suçtan tutuklu sanık eski emniyet müdürü Ömer Köse için 11 kez 'Zincirleme kamu görevlisi yetkisiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal', 37 kez 'Kamu görevlisi nüfuzu, cebir ve hileyle hürriyeti kısıtlama', 86 kez 'Delil uydurarak iftira' ve 'Zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği' suçlarından toplam 379 yıldan 1375 yıla kadar hapis cezası olmak üzere en yüksek ceza istendi. 

İddianamede, sanıklar Ali Ayan, Hüseyin Işıldak, Mehmet Özdemir, Mustafa Tezcan Alaç ve Salih Yılmazoğlu'nun ayrıca 'Silahlı terör örgütü üyeliği' suçundan cezalandırılmaları istendi. Hakkında yakalama kararı olan şüpheli Ufuk Yıldırım'a ise 'Kamu görevlisi nüfuzu, cebir ve hileyle hürriyeti kısıtlama', 'Delil uydurarak iftira' ve 'Zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği' suçlarından toplam 15 yıldan 49 yıla kadar hapis istemiyle en düşük ceza talebinde bulunuldu. Diğer sanıklar için ise değişik oranlarda hapis cezaları talep ediliyor.