Mezarlık krizinde yeni gelişme... İslami usullere uygun defin kararı alındı
Yunanistan'da Osmanlı dönemindeki adıyla Gargara, Yunanca adıyla Simantra köyündeki spor salonu inşası sırasında ortaya çıkan Osmanlı mezarlığındaki 201 naaş, yapılan girişimler sonucunda İslami geleneklere uygun olarak defnedilecek.
Yunanistan'ın Halkidiki Yarımadası'ndaki Osmanlı dönemindeki ismi Gargara, bugünkü ismi ise Simantra olan köyde, Osmanlı döneminde yaklaşık 160 Türk aile yaşıyordu. Lozan Mübadelesi ile 1924 yılında Gargara'da yaşayanlar Türkiye'ye gelirken, buraya da ise çoğu Erdek ve Kapadokya'dan gelen Rum göçmenler yerleştirildi. Köyde yaklaşık 5 ay önce spor salonu inşası için kazılan temelde, mezar bulundu. Osmanlı döneminden kalma olduğu tespit edilen mezardaki naaşlar Halkidiki ve Aynaroz Eski Eserler Dairesinin deposunda muhafaza altına alındı.
İstanbul'da bulunan Lozan Mübadilleri Derneği, konuyu haber alır almaz, Dışişleri Bakanlığına bilgi verdi ve köyün bağlı bulunduğu Propontida Belediyesi ile de temasa geçti. Ankara eş zamanlı diplomatik girişimle tepki göstermişti. Mübadillerin ve vakfın tek talebi, naaşların yapılacak bir anıt mezara İslami usullere göre defnedilmesi oldu.
BELEDİYE ONAYLADI
Yapılan girişimler geçen hafta sonuç verdi. Propontida Belediye anıt mezar yapılmasını, İslami usullere göre naaşların defnedilmesini onayladı. Belediye Başkanı Emmanoil Karras da, mübadillere ve Lozan Mübadilleri Derneği'ne resmi bir yazı göndererek kararı bildirdi.
"ONLARLA BİZİM HALA DUYGUSAL BAĞIMIZ VAR"
Lozan Mubadilleri Vakfı Başkanı Esat Ergelen, yaşananları şöyle anlattı:
"Bu yılbaşı Gargaralı bir mübadil torunu köylerinde bir spor salonu inşası sırasında temel kazılırken Müslüman mezarlığına denk gelindiğini haber alıyor ve ivedilikle bize ulaşıyor. Lozan Mübadilleri Vakfı'nın amaçlarından birisi orada kalan eserlerimize sahip çıkmak. Orada kalan ve maalesef birçoğu park olan mezarlıklar da bizim ilgi alanlarımıza giriyor. Onlarla bizim hala duygusal bağımız var. Toplandık ne yapabiliriz diye düşündük ve bu krizi barış için bir fırsata çevirmeye karar verdik. Lozan Mübadilleri Vakfı olarak hemen Türkiye çapında örgütlü olan diğer mübadil kuruluşlarla iletişime geçerek ortak bir bildiri metni hazırladık. Bunu hem kamuoyuna hem bilim insanlarına, hem hariciyeye, hem de Yunanistan'daki ilgili makamlara 'bu mezarlığın kurtarılması, çıkarılan kemiklerin İslami usullere uygun olarak yeninden defin yapılması ve bir küçük kitabe hazırlanmasını' talep ettik. Gerçekten bu talebimiz gerek Türkiye'den, gerek Yunanistan'dan karşılık buldu, kabul edildi. Hızla bize geri dönüşler olmaya başladı. Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan elçiliğini davet ederek konuya duyarlılığını bildirdi, destek talep etti. Yerel makamlarda orada korumacı bir anlayışa girdi."
İSLAMİ USULLERE GÖRE DEFİN, MİNİ ANIT MEZAR
Ergelen, "Geçtiğimiz hafta bize bir haber geldi; yerel makamlar İslami usullere göre defin yapılacağı, bunun için bir yer ayarlandığı ve bu kıstaslara göre bir mini anıt mezarlık yapılacağını öğrendik. Bu bizi çok memnun etti, hatta şu pandemi koşulları geçerse, açılışa yetişemesek dahi hiç değilse bir ziyaret etmek isteriz. Biz bunu talep ederken gerek Türk, gerek Yunan makamlara şunu bildirdik; bunun örnekleri var. Yerelde insanlar bir Müslüman Türk mezarlığına rastladıklarında Vodina'da ve Kılifçe'de kemikleri almışlar bir köşeye götürmüşler kendi mezarlıklarının içine ve küçük bir anıt yapmışlar ve 'burada Müslüman komşularımız yatıyor' yazmışlar.
Bu tür şeylere, kültürel eserler, gerek burada, gerek orada sahip çıktıkça hem gidiş, geliş artacak, turizm artacak, insanlar birbirini tanıyacak, çok da farklı olmadığımızı görecekler. Biz Ege'nin iki kıyısındayız, 'tek fark ne?' derseniz; çan ve ezan dışında ben bir fark göremiyorum. Bu da fark değil, zenginlik aslında" ifadesini kullandı.
"ARTIK ÖLÜLERİMİZİN YERİ BELLİ"
Mübadele döneminde babaannesi ve dedesi Gargara köyünden Antalya'ya göç eden mimar Şeyda Güvenç Duran, defin kararının Propontida Belediye Başkanı Emmanoil Karras tarafından kendilerine resmi yazıyla bildirildiğini belirterek, "Mübadele ile Antalya'ya geldiklerinde babaannem 6, dedem 17 yaşındaymış. Her ne kadar geçmişlerinde bahsetmeyi sevmeseler de 'büyüklerimizi köyde bıraktık' der, üzülürlerdi. Bu hikayelerle büyüyen her mübadil torunu, her iki taraf içinde de geçerli aslında bir yarım kalmışlık hisseder. Bizim için de öyleydi. Ailemizden köyümüze gidenler oldu, mezarlarımızın yerini soranlar oldu ama yoktu. Tüm bu 3 ay boyunca haberler, yazışmalar, dertlenmeler 2 hafta önce köyümüz Gargara, şimdiki adıyla Simantra'nın bağlı bulunduğu Neprontida Belediye Başkanı Sayın Emanuel Kara'dan gelen bir mektupla son buldu aslında. Bizler Antalya'da yaşayan Güvenç, Apa ve Gündoğar aileleri, Gargara'dan mübadeleye tabi tutulan 160 aileden birkaçıyız aslında. Ama biz inanıyoruz ki çocuklar ve torunlar olarak derdimizi doğru dile getirmemiz olumlu ve hızlı bir sonuç getirdi. Her mübadil ayrılığın ve ayrılmanın verdiği hüzünle yarım hisseder. Sanki biz şimdi tamamlandık. Gargara köyünde 500 yıla yakın yaşamış atalarımızdan hiçbir iz yok ama artık ölülerimizin yeri belli" diye konuştu.