Geri Dön
GündemManavgat'taki büyük yangın 3'üncü gününde

Manavgat'taki büyük yangın 3'üncü gününde

Antalya Manavgat'ta 3 gündür devam eden orman yangını, sabah saatlerinde etkisini azalttı ancak ilçenin kuzeyindeki Salur Mahallesi'nde ilk kez yangın başladı. 6 farklı noktada ormanlık alanda başlayan ve hızla büyüyen yangın, mahalle merkezindeki evlere doğru ilerliyor. Bir ev ise alevlerin arasında kaldı.

Manavgat'taki büyük yangın 3'üncü gününde

Manavgat merkeze 30 kilometre uzaklıktaki ormanlık alanda geçen çarşamba günü saat 12.00 sıralarında 4 farklı noktada çıkan yangın, rüzgarın da etkisiyle kısa sürede yayıldı. Bölgede çok sayıda zeytinlik ve bahçenin yanı sıra ormanlık alanda etkili olan yangına, havadan ve karadan müdahale edildi.

Yangın, bölgedeki yerleşim yerleri ve tarım alanlarının yanı sıra hayvanların barındığı noktalara da yayıldı. Yangın söndürme uçağı ve helikopterin yanı sıra Orman İşletme Müdürlüğü ve Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı itfaiye ekipler ile 19 ilden gelen söndürme ekipleri çalışmalara katıldı.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

ÇOK SAYIDA HAYVAN ÖLDÜ

Yangının büyük bir alanda etkili olması nedeniyle birçok ev kullanılmaz hale geldi. Vatandaşlar eşyalarını alamadan evlerini terk etti. Bazı evlerde ise yangının hala devam ettiği görüldü. Mahallede otomobiller ve bir itfaiye aracı yanarak metal yığınına döndü. İlk tespitlere göre 150 büyükbaş, bin küçükbaş hayvan ölürken, 6 bin dekar tarım arazisi ve ağırlıklı muz serası olmak üzere 500 dekar serada zarar oluştu. 77 bağımsız bölümün yanarak acil ağır hasarlı veya yıkık olduğu tespit edildi, 18 köy tahliye edildi, 8 köy tamamen yandı. 1 insansız helikopter, 1 uçak, 19 helikopter, 192 arazöz, 30 iş makinesi ve 30 su ikmal aracının yanında yaklaşık bin personel ile müdahale edildi. Yangına evlerinde yakalanan Hasan Ali Yüksel ile Osman ve Şehri Gardaş çifti yaşamını yitirdi. Yangından etkilenen 183 vatandaş hastanelerde tedavi edildi.

YANGIN ÜÇÜNCÜ GÜNÜNDE

3'üncü gününe giren yangın, ilçede 6 noktada sürüyor. Gece boyunca söndürme çalışmaları yürütülen Saraçlı, Sevinç, Yaylaalan, Tilkiler, Yavrudoğan Kırlı mevkii ve Gebece'deki yangınlara, günün ağarmasıyla birlikte havadan müdahale yeniden başladı.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

BAKANLAR ANTALYA'DA

Yangın sonrası Manavgat'a gelerek, söndürme çalışmalarını yerinde takip eden Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bu sabah helikopterle yanan alanlarda inceleme yaptı. Bakan Pakdemirli'nrin yanı sıra ilçede Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da bulunuyor.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

SOĞUTMA ÇALIŞMASI

Yangının kontrol altına alındığı Evrenseki Kalemler, Yeniköy Şişeler, Evrenler Yavşı, Çubukören Bucakşıhlar, Oymapınar Karaca, Güzelyalı Selimli, Kirtensülek Ulukapı ve Demirciler Karaöz mevkilerinde soğutma çalışması yapılıyor.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

BAŞKAN BÖCEK MANAVGAT'TA

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Manavgat ilçesinde devam eden yangın söndürme çalışmalarına Orman Bölge Müdürlüğü ekipleriyle birlikte Antalya Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekiplerinin de katıldığını anlattı. Dün akşam üstüne doğru poyrazın azalmasıyla söndürmeye biraz daha yaklaşıldığını kaydeden başkan Böcek, yangı mücadelesine 253 araç ve 1146 personelle destek verdiklerini, genel sekreter, daire başkanları ve diğer çalışma arkadaşlarıyla bölgede görev başında olduklarını dile getirdi.

Yangını en kısa sürede söndürmek istediklerini dile getiren Böcek, “Çünkü içimiz yanıyor, geleceğimiz yanıyor. 3 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bunun yanında tabi ki ormanda bir sürü canlımız var, onlar yandı" dedi.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

33 JENERATÖRLE SU VERİLİYOR

Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak burada bulunan bütün vatandaşların dertlerine derman olmak için yapılabilecek ne varsa gereğinin yapıldığını dile getiren Böcek, bölgede elektrik olmaması nedeniyle su sıkıntısı olduğunu belirterek, “33 jeneratörümüzle su vermeye çalışıyoruz" dedi.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

EVLERİNDEN 700 KİLOMETRE UZAKTA

Manavgat'ta 3'üncü günde devam eden yangına müdahale için Türkiye'nin birçok ilinden gelen ekipler, yangının başladığı günden bu yana canlarını hiçe sayarak alevleri söndürmeye çalışıyor. Ekipler zaman zaman alevlerin arasında kalsalar da gece gündüz demeden çalışmalarını sürdürüyor. Yalova Orman Bölge Müdürlüğü'nden de 5 ekip ve arazöz, 700 kilometre uzaklıktaki Manavgat'a yaklaşık 10 saatlik yolculuk sonrasında ulaştı. Geldikleri günden bu yana alevlerle mücadele eden Bilal Avcı, Mustafa Kaynar, Ahmet Demirtaş, Hüseyin Arslan ve Serdar Tuhal'dan oluşan ekip, Yaylaalan Mahallesi'ndeki yangının yerleşim yerlerine ulaşmaması için sabah saatlerine kadar mücadele etti.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

ARAZÖZ ÜZERİNDE KAHVALTI

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte yakıt ikmali için mahalle içerisinde duran ekip, yakıt tankerini beklerken arazözün üzerinde kahvaltı yapmak için yanlarındaki çaydanlıkla çay demledi. Bu sırada dumandan ve alevlerin arasındaki sıcaktan gözleri kuruyan ekip üyeleri, sağlık ekiplerinden aldıkları göz damlasını da birbirlerinin gözüne damlattı. Bölgede dağıtılan sandviçleri kahvaltıda demledikleri çayla birlikte yiyen ekip, yakıt ikmalinin ardından İbradı yolu üzerinde yangının devam ettiği noktaya doğru yola çıktı.

DUMANDAN BAYILAN ALMANI ORMAN İŞÇİSİ KURTARDI

Antalya'nın Manavgat ilçesinde binlerce hektarlık alanda etkili olan orman yangınında, yaşlı bir Alman vatandaşı ölümden döndü. Yeniköy mahallesindeki orman yangınında dumandan etkilenip bayılan ve ismi öğrenilemeyen Alman vatandaşının yardımına bölgeye erzak taşıyan Orman Genel Müdürlüğü'ne bağlı orman işçisi Ali Karaoğlan koştu. Yol kenarında baygın yatan Alman vatandaşını gören orman işçisi Ali Karaoğlan (44), ilk müdahaleyi yapıp zehirlenmeye karşın ayran içirdi. Yerleşik Alman'ın ayakkabılarını almadan villasından ayrıldığı, ellerinde ve kafasında yanık izleri olduğu görüldü.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

Bölgede görev yapan ekiplere erzak taşıdığını söyleyen orman işçisi Ali Karaoğlan, "Kalemler'de erzak dağıtıyorduk. O esnada dumanın içinden geçtik. Geçtiğimizde Alman vatandaşını dumandan zehirlenmiş bir şekilde yerde yatarken gördük. İlk müdaha için ayran verdik. Bilinci yerine gelince kadar konuştuk ve arabamıza aldık ve 112 ekibi gelince teslim ettik" dedi.
Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde
(Orman işçisi Ali Karaoğlan)

İki çocuk babası Karaoğlan, yaşlı Alman'ın yanan evinden sürenek o yola geldiğini söyledi. Alman adamın evine girip, başka birisinin olup olmadığına da baktıklarını söyleyen orman işçisi Karaoğlan, "Villasında kimse yoktu ama yanmıştı. Ben ve arkadaşlarım vatandaşlık görevimizi yaptık. Sağlık durumu iyiydi" diye konuştu.

BAKAN KURUM YANAN KÖYLERDE

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Antalya'nın Manavgat ilçesindeki yangından etkilenen köylerde incelemelerde bulundu. AK Parti Antalya milletvekilleri Mustafa Köse, Kemal Çelik, Atay Uslu ve Sena Nur Çelik ile AK Parti Antalya İl Başkan Yardımcısı Avukat Ahmet Onaran'ın eşlik ettiği Bakan Kurum, yangının kül ettiği Kalemler, Sarılar ve Evrenseki köylerini ziyaret etti. Vatandaşlarla ve yangın söndürmede görevli işçilerle konuşan Bakan Kurum, devletin yanlarında olduğunu, yaraların sarılacağını söyledi.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

BAŞKANDAN KAMPANYA UYARISI

Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, sosyal medya hesabından vatandaşları nakdi yardım kampanyası konusunda uyardı. Belediyenin açtığı herhangi bir nakdi yardım kampanyasının bulunmadığını belirten Başkan Sözen, "Nakdi yardım yapmak isteyenler valiliğimizle temasa geçebilirler" dedi. Başkan Sözen, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“Manavgat'a yardım kampanyası' adıyla yayınladıkları hesap numaralarıyla paralar toplayan sosyal medya sayfaları olduğunu öğrendik. Belediyemizin açtığı herhangi bir nakdi yardım kampanyasının bulunmadığını belirtir, kesinlikle itibar edilmemesini önemle rica ederim.”

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

SALUR'DA 6 NOKTADA YANGIN ÇIKTI

Manavgat'ta 3 gündür devam eden orman yangını, sabah saatlerinde etkisini azalttı ancak ilçenin kuzeyindeki Salur Mahallesi'nde ilk kez yangın başladı. 6 farklı noktada ormanlık alanda başlayan ve hızla büyüyen yangın, mahalle merkezindeki evlere doğru ilerliyor. Bir ev ise alevlerin arasında kaldı.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

SAHİLLER KÜL DOLDU

Manavgat'ta etkili olan orman yangınlarında yanan alanlardan yükselen küller, rüzgarın etkisiyle Serik ilçesine bağlı Belek Turizm Merkezi ve Boğazkent'e kadar taşındı. Belek sahilleri, rüzgarın getirdiği külle doldu. Bölgede tatil yapanlar, sahildeki bu durumun fotoğraf ve görüntülerini sosyal medya hesaplarından paylaştı.

Diğer yandan Antalya Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ekipleri, Manavgat'ta halen devam eden yangının ilk saatlerinde başladıkları psiko-sosyal destek çalışmalarını 41 personelle sahada sürdürüyor. Aile ve Sosyal ve Hizmetler Bakanı Derya Yanık, yangınların devam ettiği 6 ilde 101 uzman personelle 324 haneye ulaşılarak 1142 kişiye psiko-sosyal destek verildiğini açıkladı.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

MAĞDUR OLAN AİLELERE KAYNAK

Bakan Derya Yanık, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, yerleşim alanlarını da etkileyen yangınlarda mağdur olan hanelerin acil ve temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına kaynak aktardıklarını söyledi. Bakan Yanık, "Yerleşim alanlarını da etkileyen yangınlarda mağdur olan hanelerin acil ve temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla, Adana'da 3 milyon 500 bin TL, Antalya'da 5 milyon TL, Mersin'de 500 bin TL, Osmaniye'de 1 milyon TL olmak üzere Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarımıza kaynak aktarıyoruz" dedi.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

HASTANELERE 239 KİŞİ BAŞVURDU

Antalya İl Sağlık Müdürü Ünal Hülür, Manavgat'ta yangından etkilenen 239 kişinin hastanelere başvurduğunu söyledi. Hastaların tedavilerine devam edildiğini aktaran Hülür, şunları kaydetti:

"Ambulans, UMKE ve vatandaşların kendi imkanlarıyla dahil toplamda devlet hastanesi ve ilçedeki özel hastanelere getirilen 239 kişi tedaviye alındı. Servise yatırılarak tedavisi devam eden 10 hastamız var. Biri Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yüzde 30 yanığı var, plastik cerrahi bölümüne yatırıldı. 5 hastamız özel bir hastanede tedavide ama hayati tehlikeleri yok. Yine 4 hastamızın da Manavgat Devlet Hastanemizdeki servislerde tedavileri devam ediyor. Diğer bütün hastalarımız taburcu oldu."

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

SARIGÜL: BUNUN HESABI MUTLAKA SORULMALI

Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, bu sabah Antalya'ya geldi ve Manavgat ilçesinde orman yangınından etkilenen mahalleleri gezdi. Kalemler, Kızılağaç, Delioğlan Deresi mevkilerinde, evleri, bahçeleri ve hayvanları yanarak ölen çiftçilerle konuşan Sarıgül, "Afetin ne kadar büyük olduğunu görüyoruz. Binlerce ormanımız yandı, ciğerimiz yandı masum hayvanlarımız yandı. Bunun hesabı mutlaka sorulması lazım" dedi. Sarıgül, incelemelerin ardından ilçeden ayrıldı.

YANGINLARLA İLGİLİ 4 BAKANDAN AÇIKLAMA

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye'nin güney illerinde birçok noktada yaşanan orman yangınlarıla ilgili son durumları paylaştı.

İlk açıklamayı yapan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Türkiye genelinde 71 yangının 57'sinin kontrol altına alındığını açıkladı. Çok uzun zamandır karşılaşmayan büyük yangınlara aynı zamana rastladığını söyleyen Pakdemirli, "Bir miktar daha çalışmalarımız uzuyor. Şu anda aktif olan tüm yangınlarımızda iyiye doğru bir gidiş var. Kontrol altında demediğimiz sürece yangınlarla ilgili açıklama yapmaya devam ediyoruz. Bugün sabah itibariyle birkaç yangını kontrol altın almayı umut ediyorduk ama iyiye gitme var. Aktif yangınlardan Adana'da iyiye doğru gidiş var. Osmaniye öyle, Manavgat'ta Hocalar mahallesinde tüten odaklarımız var, bir de Gündoğmuş'ta sarp ve kayalık alanda bir yangın var. Etrafları çevrili olmadığı için kontrol altında diyemiyoruz. Mersin Aydıncık'ta iyiye doğru gidiş var, Silifke daha iyi durumda. Kayseri ve Muğla'da da iyiye doğru gidiş var" diye konuştu.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

ANTALYA'DA 3, MUĞLA'DA 1 ÖLÜM

Marmaris'te ufak hasarlar olduğunu belirten Bakan Pakdemirli, "Ancak yerleşim yerlerine bir tehdit yok. Denize doğru ilerleyen fakat yerleşim yerine yakın olmayan bir yangın var. Tüm bu yangınlarla 3 uçak, 9 insansız hava aracı, bir insansız helikopter, bir yangın söndürme tankı, 38 helikopter, 680 arazöz, 55 iş makinesi, tüm kamu kurumlarından 4 binin üzerinde personelle mücadelemize devam ediyoruz. Antalya'da 3, 1'de Muğla'da can kaybımız var" dedi.

DÜNYADAKİ YANGINLARDAN ÖRNEKLER VERDİ

Hava sıcaklığının yüksek, nemin düşük olduğu ve salı gününe kadar da bu durumun devam edeceğini belirten Bakan Pakdemirli, nemin yükseleceği zamana kadar bugünlerin hassas olduğu uyarısında bulundu. Temmuz ayında dünyadaki bazı ülkelerin yangınları hakkında bilgiler aktaran Pakdemirli, "Kanada'da 1 milyon 250 bin hektar alan yandı. Geçen yıl Türkiye'de yanan alanların hepsinin toplamı 20 bin hektardır. 3 bin üzerinde yangın vardır, 20 bin hektar. Rusya'da 1 milyon hektarın üzerinde alan yandı. Amerika'da temmuz ayında 94 bin hektar alan yandı. Avustralya'da 6 ay boyunca yanan alan, kaçamayan hayvanların vurulduğunu hatırlıyoruz. Bu işin herhangi bir gelişmişlikle alakası yok, bu işin organizasyonla alakası var" diye konuştu.

İMARA AÇILMA ELEŞTİRİLERİNİ YANITLADI

Yangınların hemen ardından çıkan 'imara açılma' söylemlerini eleştiren Bekir Pakdemirli, "Anayasanın 169'uncu maddesi orman alanları daraltılamaz, imara konu edilemez. Bunlarla ilgili istisnalar vardır. Turizmle ilgili tesis yapılacaksa rahmetli Turgut Özal'dan beri şekli bellidir. Ormanların yakılmasına gerek yoktur. Bu konuyu istismar etmeyelim" diye konuştu.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

YANGININ HASAR SONUÇLARI

Hasarlarla da ilgili bilgi veren Bakan Pakdemirli, şunları söyledi:

"Telef olan hayvanlarımız var imhasının yapılması gerekiyor. 1600 hayvan sigortalı, zarar gören vatandaşlarımızın borçlarını hem erteleme hem de kredi ertelemesini sağlıyor olacağız. Sadece ağaçları değil yaban hayatlarında kayıplarımız var. 22 sera 650 dekar, 15 sebze serası 120 dekar, 320 büyükbaş, 3 bin küçükbaş, 15 bin dekar zeytin ve defne ağaç kaybı, 360 arı kovanı kaybımız var. Çalışmalarımız devam ediyor. Kayıplarla ilgili gönülleri rahat olsun. Bakanlığımız önemli bir destek açıklayacak. 15 TIR yem dağıtılması söz konusu olacak. 50 teknik personelle hasar tespit çalışmalarımız devam ediyor. Bugünler birlik ve beraberliği koruma günüdür. Biz burada örnek bir çalışma sergiliyoruz. Orman teşkilatımız ordudan ve polisten sonra Türkiye'de en fazla şehit veren kurumdur. Bu anlamda bir yandan çok önemli orman yangınlarıyla uğraşırken, bu meseleler üzerinden istismar edilmesi teşkilatımızın motivasyonunu bozabilir."

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

SOSYAL MEDYADAKİ SPEKÜLASYONLAR

Yangınlar sebebiyle sosyal medyada çeşitli spekülasyonlar dolaştığına dikkat çeken Bekir Pakdemirli, "Tabii ki şu an için yangınların sebebiyle ilgili başından beri söylediğim şeyin aynısını tekrar ediyorum, adli merciler ve kolluk kuvvetleri bu konuyla ilgili araştırmalarını sürdürüyor. Bu konuyla alakalı önemli bulgulara rastlandığı anda bakanlığımız veya ilgili bakanlıklar tarafından gerekli açıklamalar yapılır" diye konuştu.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

YANAN ALANLAR NE OLACAK

Yanan alanların ne olacağına ilişkin de açıklama yapan Bakan Pakdemirli, "Hemen ilk yağmurlarla beraber ağaçlandırma yapılacak, bu da ekim ayı sonu, kasım ayı başlarına denk gelir. Bizim geleceğe nefes kampanyası cumhuriyet tarihinin en büyük ağaçlandırma kampanyasıdır. Bu kampanyanın devamı kapsamında da orman teşkilatımıza vatandaşlarımızdan da ağaç ve fidan bağışı talebi geliyor. Bu talepleri de orada karşılamamız mümkün olabilir" dedi.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

BİLGİ KİRLİLİĞİ UYARISI

Vatandaşları bilgi kirliliğine karşı uyaran ve resmi açıklamalara itibar etmelerini isteyen Pakdemirli, "Bilgi kirliliğine yol açan konularda sosyal medya ve diğer kanallardan gelen bilgileri teyit etmeden bu konulara ilgili yorumda bulunmamaları ve paylaşmamalarını özellikle rica ediyorum. Sebebi bu elim olay üzerinden istismar yaratmak isteyenler maalesef oluyor. Özellikle şehitlerimiz için tüm milletimize başsağlığı diliyorum. Çalışmalarımız devam ediyor, gün boyu yine buradayız. Tüm yangınlarımızı burada yangın kontrol merkezimizden izliyoruz, kontrol etmeye devam ediyoruz. Gün boyu yangınlarla ilgili gelişmeler oldukça sizlerle kısa kısa paylaşabiliriz, akabinde de inşallah kontrol altına aldığımızda karşınıza geçeriz" diye konuştu.

THK UÇAKLARI NEDEN KULLANILMIYOR

Türk Hava Kurumu'nun uçaklarının yangınlarda neden kullanılmadığı sorusunu da yanıtlayan Bakan Pakdemirli, şunları söyledi:

"Devletin tüm kurumları, bakanları burada. Maalesef buna söyleyecek hiçbir şey bulamayanlar, bu konuyu istismar etmeye çalışıp, tecahülüarif yapıp, acaba uçaklar üzerinden biz bir şey söyleyebilir miyiz? Öncelikle şunu söylemek istiyorum orman teşkilatı, dünyanın hem insan kaynağı hem teknoloji hem de gerekli donanım açısından dünyanın en donanımlı teşkilatlarından biridir. Eksik müdahale var mıdır, asla yoktur. Orman 1986 yılında toplanmış, biz uçakçı mı, helikopterci mi olmamız gerekiyor diye düşünmüş. Coğrafyaya göre uçak değil de helikopterin daha faydalı olacağı belirlenmiş. Ama zaman içinde THK uçakları da filoya katılmış. Bu ister istemez insanlarda bir alışkanlık haline gelmiş. THK ile bir problemiz yok, olamaz da. Bu uçaklar maalesef THK'nin elinde uçakla ilgili problem var. Uçabilecek kapasitede değil, uçsa bile performans verebilecek kapasitede değil. Maalesef biz burada diyoruz ki insansız hava uçak, helikopter son teknoloji jet amfibik uçak diyoruz hala antikacı dükkanı gibi 1960'dan kalan uçakları kullanım diye açıklama yapılıyor. Bu bizleri üzmekten başka bir şey değil. Bizim işimiz matematik, teşkilat bunu istemediği için 2-3 senedir bıraktık. 2 senedir yerine çok daha fazla su atan uçakları kullanmaya başladık. Ben isterim ki bu işlerden anlayan insan şunu demeli, 'Yahu sizin 27 helikopteriniz vardı, şimdi oldu 39, siz bu 3 uçağı devreden aldınız ama uçaklardan daha fazla su atan helikopterleriniz var noktaya atış yapabiliyorsunuz, bravo.' THK'nın elindeki uçak saatte 12 ton su atıyor, Beriev 200, 84 ton atıyor 7 misli, helikopterlimiz 36 ton atıyor, bizim önemli olan havada neyi uçurduğumuz değil yere ne kadar su attığımız önemli. Şu anda kullandığımız Rus uçakları ve helikopterler olsun bunların ötesinde kapasiteye sahip bir şey yok. Beriev 200 uçakların tedarikçisi de THK'dir. THK ile bir problemimiz yoktur. Uzay aracı kullanmak gerekirse onu kullanırız. Bizim de zaman zaman hatalarımız olabilir, teşkilatımız yoruluyor. Eksik yapabilir, iyi niyetle çok ciddi bu yangınların sönmesi için teşkilatımız çalışıyor."

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

42 MAHALLE ETKİLENDİ, 27'Sİ TAHLİYE EDİLDİ

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bir taraftan yangın söndürme çalışması diğer taraftan vatandaşlara yapılacak yardımların çalışmasının yürütüldüğünü açıkladı. Koordinasyon toplantılarıyla Manavgat, Antalya ve Türkiye'de yangından zarar gören vatandaşlara neler yapılabileceğinin değerlendirildiğini anlatan Çavuşoğlu, Manavgat'a ilişkin şu bilgileri verdi:

"Yangında 42 mahallenin etkilendiği tespit ettik. 27 mahalle tahliye edildi, 15 mahalle de kısmen etkilendi. Valiliğimiz bünyesinde tüm bu mahallelerimizdeki vatandaşlarımıza tüm ihtiyaçlarını ulaştırmak için bir koordinasyon merkezi oluşturduk. Her üç mahalleye de ayrı bir birim oluşturduk ki vatandaşlarımızın acil ihtiyaçları hemen karşılansın."

İLK ÖDEMELER YARIN BAŞLIYOR

Yangın söndürme çalışmaları kadar sonrasında atılacak adımların da önemli olduğu ve sahadaki tespitlerin sürdüğünü kaydeden Bakan Çavuşoğlu, "Hasar tespitinden sonra vatandaşlarımızın tüm ihtiyaçlarını karşılayacağız, yaralarını saracağız. Antalya'da 3, Muğla'da 1 vatandaşımız vefat etti, onlara Allah'tan rahmet diliyoruz, giden canlar geri gelmez, ağaçların yerine ağaçları dikeriz, vatandaşlarımızın da tüm ihtiyaçlarını temin edeceğiz. Bu çalışmaları da başlattık, hasar tespiti yapılanlara da kısmi ödemeleri cumartesi günü yarından itibaren başlatıyoruz. Ziraat Bankası da bu amaçla açılmış olacak ve vatandaşlarımıza ilk ödemeleri yapmış olacağız" diye konuştu.

ACİL İHTİYAÇLAR İÇİN 23,5 MİLYON TL

Bu amaçla kurumlardan da hemen ilk yardımların gelmeye başladığını açıklayan Çavuşoğlu, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 8,5 milyon TL, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 5 milyon TL, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 5 milyon TL, AFAD'ın 5 milyon TL olmak üzere ilk etapta acil ihtiyaçlar için toplam 23,5 milyon TL para aktarıldığı dile getirdi.

18 BİN ABONEYE ELEKTRİK VERİLEMİYOR

Yangında sadece tarım alanları ve evlerin etkilemediğini, altyapının da zarar gördüğünü söyleyen Bakan Çavuşoğlu, şu an yaklaşık 18 bin civarındaki aboneye elektrik verilemediğini, bu rakamın çok fazla iken elektrik kurumuyla koordineli çalışma sonucu hızla elektik verilmesi çalışmalarının sürdüğünü sözlerine ekledi.

AYNİ YARDIMA İHTİYAÇ KALMADI

Antalya ve Türkiye'nin her tarafından fidan, ayni ve nakdi yardım göndermek isteyenlerden telefonlar aldıklarını da dile getiren Çavuşoğlu, "Şu anda AFAD bünyesinde oluşturduğumuz merkezde değişik kurumlar ve Antalyalı hemşehrilerimizin verdikleri destekler sayesinde iaşe olarak ayni ihtiyacımız yok. Nakdi yardım yapmak isteyenler oldu, bu amaçla valiliğimiz bir hesap açıyor ve duyurulacak. TOBB başkanımızda aradı 5 milyon TL bu hesaba para göndermek istediklerini söylediler. Duyarlı vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz, tabi ki milletimiz cömerttir, elinden gelen desteği her zaman yapar. Antalyalı, Manavgatlı hemşehrilerime de çok teşekkür ediyorum, onlar da yangından etkilenen vatandaşlarımıza sahip çıkma ve ilgili yardımları ulaştırma konusunda çok duyarlılar. Ama şu anda ayni yardıma ihtiyaç kalmadı. Ama nakdi yardım yapmak isteyenler valiliğimizle temasa geçebilirler" dedi.

SEFERBERLİK RUHU

Yangınlar nedeniyle çok büyük bir travma olduğuna dikkati çeken Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise "Mahallelerimize, köylerimize gittiğimizde vatandaşlarımız yangından ciddi anlamda etkilendi. Bizde devletin tüm kurumlarıyla bakanlarımız, milletvekillerimizle, belediyelerimizle sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı çerçevesinde vatandaşlarımızın yarasını sarmak üzere tüm kurumlarımız bir seferberlik ruhu anlayışla mahalle mahalle yangın alanlarını geziyoruz. Bir taraftan yangın söndürme işlemeleri devam ederken diğer taraftan da vatandaşlarımızın hasar, zarar, ziyanların tespitlerini yapıyoruz. İnşallah yangın söndürme işleminin bitmesine müteakip çok hızlı bir şekilde alanlara gireceğiz ve hasar tespit çalışmalarını süratli bir şekilde yürüteceğiz" diye konuştu.

2 BİN 300 YAPI ETKİLENDİ

Manavgat'ta ilk hasar tespit çalışmalarına göre doğu ve batı kısmında hasarlar gerçekleştiğini açıklayan Bakan Kurum, "Doğu'da Çeltikçi, Karacalar ve Demirciler'de 300 yapı tespit ettik. Tamamı değil, kısmen etkilenme sözkonusu. Batı kısmında Kalemler, Yeniköy, Sarılar ve Hatipler, Gültepe, Çakaldere mevkilerinde yaklaşık 2 bin yapı, toplamda 2 bin 300 yapının yangında etkilendiğini düşünüyoruz. Bu çerçevede hasar tespit çalışmaları yürütülüyor ve şu ana kadar 252 bina incelendi. Ağır hasarlı, yıkık ve acilen yıkılacak toplamda 126 bağımsız bölüm tespit ettik ve tespitlerimiz hızlı bir şekilde devam edecek" dedi.

KONUTLARIN İNŞASI BİR AY İÇİNDE BAŞLATILACAK

Manavgat yöresel mimarisine uygun şekilde konutların inşasına en geç bir ay içinde başlatacaklarını belirten Murat Kurum, "Bir yıl içerisinde de etaplar halinde teslim edeceğiz. TOKİ Başkanlığımız süreci başlattı ve fiilen çalışmaları sahada yürütüyoruz. Bu süreçte vatandaşlarımızın tüm barınma, yeme ihtilaçlarını karşılıyoruz ki bu sürece ilişkin taşınma, eşya yardımlarını veriyor olacağız. Yangında iki kamu binamız etkilendi. Biri Kalemler'de bir camimiz kısmi, Evrenseki'de bir okulumuz ağır hasarlı tespit edildi. Yine orman müdürlüğümüzün bir binası da hasarlı. Okullarımızın açılmasına müteakipte gerekli her türlü tedbiri Valiliğimiz koordinasyonunda alacağız ve öğrencilerimizi hiçbir şekilde mağdur etmeyeceğiz" diye konuştu.

DİĞER YANGIN BÖLGELERİ

Mersin Aydıncık, Gülnar ve Silifke üç farklı noktada çıkan yangında 465 yapının etkilendiğinin tespiti yapıldığını da belirten Bakan Kurum, şunları söyledi:

"Hasar tespitlerimiz devam ediyor. Aydıncık'ta 4 yapı ağır hasarlı durumda. Marmaris'te kısmen bir otelimizin peyzajında etkilenme var, yapısal bir hasar yok. Osmaniye de başlayan yangın nedeniyle de 4 köyümüzü boşalttık ve merkeze bağlı Kırmacılar mevkiinde 30 yapı hasarlı. Aydın Kotan ve Aladağ'da da 6 köyde 1605 hanemizi tedbir amaçlı boşalttık ve hasar tespitlerini başlattık ve inşallah onların yaralarını sarmak için elbirliğiyle çalışıyoruz."

ULAŞTIRMADA SIKINTI YOK

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, bölgede ulaştırma ve haberleşme açısından bir sıkıntının olmadığını kaydetti.

Mobil baz istasyonlarının her ihtimale karşı bölgede faaliyet halinde olduğunu ve kapasitelerini de arttırdıklarını anlatan Ulaltırma, Haberleşme ve Teknoloji Bakanı Karaismailoğlu, "Hep birlikte bu sıkıntıların üstesinden geleceğiz. En kısa zamanda bu yangınları bertaraf etmek için çalışan tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum" dedi.

MANAVGAT'TAKİ GERGİNLİK

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Manavgat'ta dün gece yaşanan gerginlik olayı ve gözaltılara ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

"Aynı anda ülkemizin farklı alanlarında yangınlar başlayınca doğal olarak bunu kim yaptı? Vatandaşlarımızın düşünceleri var, bizim de şüphelerimiz var. Tüm kurumlarımız bununla ilgili hassas bir çalışma yürütüyor. Antalya'da birkaç yerde yangın başladı. Bazı şüpheliler de gözaltına alındı. Dün akşam Manavgat'ta mahallede jandarma ve polisin tespitine göre, Antalya merkezden gelen 3 kişi burada mahalledeki kişilerin kimlik sormasıyla başlayan bir tartışmadan sonra, kundaklama suçlamasıyla bir gözaltı olayı oldu. Bu gözaltı olduktan sonra jandarma olaya el koydu. Ardından polisimiz ve jandarmamız vatandaş arasında bir gerginlik oldu. Bu gerginlikte uzun süre sürmüş. Vatandaş bu şüphelilerin kendilerine teslim edilmesini talebinde bulunmuş. Birkaç saat bu gerginlik sürünce bize haber verildi. Ben de hemşerileri olarak gittim vardığım zamana çok gerginlik var. Patlama noktasına gelmişti. Bize de hatta 'suçluları Korumaya mı geldiniz' gibi suçlamalarda bulunmaya kalktılar. Fakat daha sonra vatandaşlarımızın arasına girerek durumu anlatarak şüphelinin suçluymuş gibi muamele görmesinin doğru olmadığını, devletin kanunlarının, kurallarının olduğunu, suçluysa da ilgili kanunların neticesinde muamele göreceğini anlattık. Şüphenin kalkması için soruşturmanın yapılması gerektiğini anlattık. Sadece Manavgat'tan değil Serik ve Alanya'dan binlerce vatandaş vardı. Eğer böyle bir şey varsa soruşturmanın ve bağlantıların araştırılması gerektiğini söyledik. O zaman her kişinin şüpheli ya da suçluyu, orada bir de bıçaklama olmuş birbirini linç etmeye kalkarsa bu olmaz. Bunları anlattık. Yangının verdiği etkiyle insanlar can ve mal kaybı yaşadı. Bunların etkisiyle dün akşam gergindi. Dün akşam gerginliği sakinleştirdik kucaklaştık. Ufak tefek itiş kakışmalar olmuş ama sonra vatandaşımız hem jandarma hem polisimiz normale döndü. 3 şüpheli emniyet güçlerince götürüldü. Dün akşam gerginlik oldu büyük gerginlikti. Bunu başka yere çekenler de oldu, doğru bize de tepkiler oldu, 'Yangından dolayı protesto edildiler' gibi. Ama öyle olmadığını anlattık, kucaklaştık."

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

YANGINDA DOĞAN OĞLAĞA 'MUCİZE' ADI VERİLDİ

Antalya Manavgat'ta çıkan yangında, alevlerin arasında ineklerini kurtarmaya çalışan ve bu sırada çektiği videoyu sosyal medyadan paylaşan, Kalemler köyündeki Serdar Bayat (30), yaşadıklarını DHA'ya anlattı. Evi, ahırı, otomobili yanan; bazı küçükbaş ve büyükbaşları da ölen Bayat, tahliye edildikten 3- 4 saat sonra evine döndüğünü söyledi. Video çekmeden 10- 15 dakika önce ileriden alevleri gördüğünü, görür görmez ahırdaki hayvanları boşaltmaya başladıklarını aktaran Bayat, alevlerin bir anda geldiğini ve her yerin yandığını söyledi. Tarlanın ortasındaki boş alana kendisini zor attığını belirten Bayat, videoda elinde tuttuğu gebe ineğin alevlerin arasında kaybolduğunu ve buzağıyı doğurup öldüğünü söyledi. Yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlatan Bayat, yangın sırasında mucizeye şahit olduklarını da belirtti. Gebe keçisinin yangın anında doğurduğunu belirten Bayat, oğlağa 'Mucize' adını verdiklerini söyledi.


'İNEKLERİN YARISI ÖLDÜ'

3 gündür süren yangın nedeniyle artık takati kalmadığını aktaran Serdar Bayat, en son ateş arasında kaldığını, başka bir şey hatırlamadığını söyledi. Bayat, "Video çektikten sonra olan oldu. Kapının önünde alevlerin arasında ölen karnı buzağılı ineğim kaldı. Videoda elimde tuttuğum inek gitmiş ateşlerin arasında kalmış. İneklerin yarısı öldü, yarısı kaldı. Kendi canımızı düşünmüyorum. Esas olay yangından sonraki mücadelemiz. 3 gündür gelen giden yok. Ağlamaktan sesim kalmadı artık. Anlatacak bir şey yok artık. Ne su ne elektrik var. Hayvanın altındaki gübreler bile cayır cayır içten içe yanıyor. Biz onları nasıl söndürelim? Tankerle su çekiyoruz. Annem hala yanan közleri söndürmeye çalışıyor" diye konuştu.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde


'EN SON BUZAĞILARI EVİN İÇİNE ALDIM'

29 inekten sadece 11- 12'sini canlı kurtardıklarını belirten Bayat, "Gerisi nereye gitti, nerede yandı; bilmiyorum. Birinin ölüsünü tarlada bulduk, gerisi nerede bilmiyorum. Keçilerim de yanımdaydı, yangın esnasında doğum yapmış, oğlağımız ve ona 'Mucize' adını verdik. Yangın bittikten sonra toprağın arasında kendinden geçmiş bir halde buldum. Evin önünde alevlerin arasında küçük oğlağı gördüm. Birkaç saat önce doğmuştu. Bu mucize gibi bir şeydi. Alevlerin 6-7 metre yükseldiği yerde nasıl doğdu, nasıl yaşadı; anlayamadım. Buzağılarım vardı. Bir tarafa taşıyorum orası yanıyor diğer tarafa götürüyorum orası yanıyor. En son buzağıları evin içine aldım. Ölürse evin içinde dumandan boğularak ölsün, dedim" dedi.

'CANIMIZ ÖNEMLİ DEĞİL, HAYVANLARI KURTARDIK'

Evlerin yarısının yandığını ve yarım saat alevlerin arasında kaldığını anlatan Serdar Bayat, "Kollarım, bacaklarım her yerim yanık içinde. Canımız önemli değil hayvanları kurtardık ya başka bir şey istemiyorum. Araba yanmış, ev yanmış, hiç umurumda değil. İyi ki kaçmamışız. Kaçmayıp da sağ kalan çok nadir" diye konuştu.

Hayvanlarını 'çocuklarım' diyerek seven Bayat, "Hayvanlarımız bizim için her şeyden daha kıymetli. Onları terk edemedim. Her yer yanmaya başladığında, iplerini kestiğim inekleri açık araziye götürdüm. Keçilerimi de alevlerin arasından uzaklaştırdım. Ellerimde ve ayaklarımda yanıklar oluştu. Zar zor kurtardım onları. Artık tükendik, diyecek bir şeyimiz kalmadı. Artık nasıl ahır yapacağız, bilmiyorum. Burası sera, kurtardığımız inekleri seralara getirdik. Hayat bundan sonra başlıyor artık. Yangından kurtulduk, diye sevinirken ne elektrik ne su var. Benim 1200- 1300 balya samanım yandı. 4-5 ton yem, 5-6 ton buğdayım yandı. Kendi yiyip içeceğimiz de yandı. Esas biz yangını atlattık, diye sevinirken bugün 3'üncü gün, 3 gündür ayaktayım. Şimdi başlıyor mücadelemiz. Biz neyi, nereden, nasıl toparlayacağız?" dedi.

'BİZ ÖLÜMÜ GÖZE ALMIŞTIK'

Yanan evin içini de gösteren Serdar Bayat, "Ben alevlerin arasında uğraşırken annem ve babam öldü, dedim. Meğer babam evi söndürmeye çalışıyormuş. Evin yarısını kurtarabildik. İyi ki de kalmışız o kadar can kurtardık. Biz ölümü göze almıştık. Allah'a binlerce şükür" diye konuştu.

TEDAVİ PARASI YANAN KADINA YARDIM

Antalya'nın Manavgat ilçesinde 3 gündür devam eden orman yangınlarına, ekipler tarafından müdahaleler devam ediyor. Yangın nedeniyle 3 kişi hayatını kaybederken, çok sayıda evin yanı sıra yüzlerce hayvan da öldü. Yangınları söndürmek için mahalleli de seferber oldu. Karaöz Mahallesi’nde yalnız yaşayan ve meme kanseri olan Cemile Öner'in (60) evi de kullanılamaz hale geldi. Öner, yangın sırasında kapısını kırarak, evine girmeye çalıştı. Komşularının ve ekiplerin ikna çabasıyla evden uzaklaştırılan Öner'in, ısrarla içeri girmeye çalışmanın nedeni ise duygulandırdı. Öner'in ineğini satarak elde ettiği 15 bin TL'sini kapı bitişiğindeki yastığın içinde sakladığı ve parayı kurtarmak istediği öğrenildi. Öner, söndürme çalışmalarının ardından gittiği evinde yanan yastıklarının içinde parasını aradı ancak sonuç elde edemedi.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

'PARA BULUNUR AMA CAN BULUNMAZ'

Yangın sırasında evde oturduğunu anlatan Cemile Öner, "Evdeydim, geldiğini görünce söndürmeye çalıştık ancak başarılı olamadık. Ben yangının buraya kadar geleceğini sanmıyordum. İlk olarak kardeşimin evine sonradan da benim evime geldi. Yangın gelince de zehirlenebilirim, diye kaçtım. Astım hastalığım var, belimde de 7- 8 platin var, kanserim de var. Onun için kaçtım. Tedavi için 15 bin TL para biriktirmiştim. Onun için çaba gösterdim ve gelip baktım ama yok. Canımız sağ olsun. Para bulunur ama can bulunmaz. Kara toprağa gitseydim para bulunacak mıydı? Ben burada bir komşuya gitsem karnımı doyururum" diye konuştu.

'1 SAAT AĞLADIM'

Paranın yanmasına üzüldüğünü söyleyen Öner, "Sabah geldim, burada 1 saat kadar ağladım. Ben ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum. Yatacak yatak yok, yorgan yok. Evimi de 7-8 sene önce çabalarımla aldım. Çocuklarımı da kimseye muhtaç etmedim ve büyüttüm sonunda da bu geldi. Gelirse de gelsin, yeter ki Rabb'im sağlık sıhhat versin" dedi.

Kanser tedavisinin de devam ettiğine ve 6 ayda bir kontrole gittiğine dile getiren Cemile Öner, parasının yanmasının medyada haber olmasının ardından çok sayıda kişiden yardım teklifi geldiğini, kendisine veya komşularına ulaşanların yardım etmek istediklerini söyledi.

KIZININ ÇEYİZİ YANAN GÜLSÜM TEYZE'YE BURSA'DAN YARDIM ELİ

Manavgat'ta 3 gündür devam eden ve çok geniş bir ormanlık alanda etkili olan yangın nedeniyle bölgede çok sayıda yerleşim yeri ve tarım arazisi de zarar gördü. Bölgede yaşayanlar alev kapanının arasında kalmamak için ne var ne yoksa geride bırakıp, canlarını kurtarmanın derdine düştü. Alevlerin yakıp geçtiği evlerini kontrol etmek için geri dönenler ise büyük şaşkınlık ve hüzün yaşadı. Bunlardan biri de Kalemler Mahallesi'nde yanan evini görmeye gelen Gülsüm Uysal oldu. Önceki gün geldiğinde hala yanan ve dumanlar tüten evinin durumunu cep telefonuyla bir tanıdığına gözyaşlarıyla anlatan Gülsüm Uysal, "Böyle iş mi olur Allah'ım? Böyle acı mı olur Allah'ım? Daha yanıyor, kalmamış bir şey ne yapacağız? Hiçbir şeyimiz kalmadı. Nerede kalacağız, nerede kalacağız? Dayanılır mı buna? Yavrumun çeyizleri, ciğerlerimin çeyizleri yandı" diye feryat etti.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde


'KENDİ EVİMİZ YANMIŞ GİBİ İÇİMİZ PARÇALANDI'

Demirören Haber Ajansı'nın (DHA) objektiflerine yansıyan bu anların görüntülerini izleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Gülsüm Uysal'ın durumuna çok üzülerek yardımda bulunmaya karar verdi. Gülsüm Uysal'la bugün DHA aracılığıyla yanan evin önünde cep telefonuyla görüntülü görüşme yapan Başkan Alinur Aktaş, 'geçmiş olsun' dileklerinde bulunarak, "Büyük geçmiş olsun, Allah şahidimdir, biz sizi dinledikten sonra kendi içimiz yanmış gibi, kendi evimiz yanmış gibi içimiz parçalandı. Bir kardeşiniz, bir evladınız olarak söylüyorum hem ev eşyalarınız hem de kızınızın çeyizinin düzülmesi konusunda ne gerekiyorsa yapacağız. Hiç şüpheniz olmasın" dedi.

Yangının nasıl olduğu hakkında Gülsüm Uysal'dan bilgi alan Başkan Aktaş, "Hiç şüpheniz olmasın. Şu anki durumun hepsi hallolur. Siz sağsınız, sizin canınıza bir şey olmadı. İnşallah onların hepsi toparlanır. Biz sizi kendi ablamız, kendi bacımız gibi kabul ettik. İnşallah özel olarak ilgileneceğim" diye konuştu.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde


'HİÇ AKLIMIZ ERMEDİ AMA CANIMIZ CİĞERİMİZ YANDI'

Başkan Alinur Aktaş'la görüşürken evinin durumunu anlatan Gülsüm Uysal da köyde yaşadıklarını ve evlerini eşiyle birlikte oda oda yaptırdıklarını kaydederek, "Hangi birini anlatayım. Sadece kimliklerimizi alabildik. Evimizin önünde hayvanlarımızı salmaya zamanımız olmadı. Hiç aklımız ermedi ama canımız ciğerimiz yandı" ifadelerini kullandı.

Şu anda evli olan oğlu ve akrabalarının yanına sığındıklarını söyleyen Gülsüm Uysal, "Evladının evinde kalsan ne kadar kalırsın, kardeşinin evinde kalsan ne kadar kalırsın? Kalacağız, mecburuz. Allah razı olsun kapıları sonuna kadar açık ama bilemiyorum" diye konuştu.

'BİR TOPLU İĞNE BİLE ALAMADIK'

Başkan Alinur Aktaş ile yaptığı görüşmenin ardından konuşan Gülsüm Uysal, eşiyle 1985 yılında evlendiği, aynı sokakta evlerinin çapraz olarak karşılıklı bulunduğunu anlattı. 2'si erkek 3 çocuk sahibi olduklarını söyleyen Uysal, evlendikleri zaman eşinin, evin bir oda, mutfak, tuvalet ve banyo olarak yaptırdığını, geri kalanını ise birlikte çalışarak parça parça, oda oda yaptırdıklarını söyledi. Yangın olduğu sırada babasının yanında bulunduğunu aktaran Gülsüm Uysal, hemen dışarı çıktıklarını belirtti. Gülsüm Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Babama, 'Yukarıdan ateş çıktı. Tam havasını buldular, poyraz' dedim. Birlikte sokağa çıktık, babam bir baktı ve 'Eyvah kızım, gitti, köy gitti' dedi. Hemen evli olan Manavgat'taki oğlumu aradım, 'Belki bir faydanız olur yetişin' dedim. Kız kardeşimle geldiler. Biz evin iki tarafını temizleyeceğiz derken, çatıda muslukları açtık, zaten yarım saat demedi. Yangın geldi, koştuk arabaya kendimizi zor attık. Hiçbir şey, bir toplu iğne bile alamadık. Çocuklarım sağ olsun, canımız sağ olsun ama illaki de o tencere kaynayacak."

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde


'ÇOK DERTLİYİZ VE KEDERLİYİZ'

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da tüm Türkiye'ye geçmiş olsun dileklerini ileterek, "Ülkemizin güneyinde 54 ayrı noktada -ki 4 vefatımız da var bildiğim kadarıyla, 120- 130 civarında yaralımız var- yani sabotaj olma ihtimali de çok yüksek. Muhakkak suretle bakanlıklarımız, ilgili kurullarımız, emniyetimiz konuyu araştırılacaklar, suçlular kesinlikle bununla alakalı hesap verecekler ama içimiz yandı, yüreğimiz yandı, ormanlarımız yandı, evlerimiz yandı. Velhasıl ülke olarak çok dertliyiz ve kederliyiz. Ama devlet- millet iş birliğiyle inşallah birçok konuyu aştığımız gibi bunu da aşacağımıza inanıyorum" dedi.

'O KADAR ÇOK ETKİLENDİM Kİ'

Manavgat'ın Türkiye'nin en güzel köşelerinden biri olduğuna işaret eden Başkan Alinur Aktaş, "Gülsüm Teyzemizin o samimi yalvarışları, kızına hazırlamış olduğu çeyizler, o kadar çok etkilendim ki ister istemez hemen biz bu konudaki heyecanımızı arkadaşlarımızla birlikte paylaştık. Nihayetinde bizim şehrimiz bir tekstil, mobilya şehri. Dolayısıyla kızımızın çeyizinin tekrar düzenlenmesiyle alakalı, nihayetinde rençperlik yapan, ziraat işiyle ilgilenen köylü bir aile. Ben kendisiyle bugün irtibat kurdum. Gülsüm Teyzemizin hala o dik duruşu, hala o her şeye rağmen pozitif bakışı beni ziyadesiyle etkiledi. Kendisine bu manada her türlü yardım ve desteği vereceğimizi ifade ettim" diye konuştu.


'HERKESE BÜYÜK GEÇMİŞ OLSUN'

Özellikle ormanlarda piknik yapılırken ateş yakılmaması ve başta cam olmak üzere atıkların ormana bırakılmamasına tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının dikkat etmesi gerektiğine vurgu yapan Başkan Alinur Aktaş, şöyle konuştu:

"Herkese büyük geçmiş olsun. Biz Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa'daki hayırseverler olarak bazı kuruluşlarla da görüştüğüm için bunu söylüyorum; mobilya teminiyle alakalı yine orada oluşacak ihtiyaçlarla alakalı üzerimize düşen sorumluluğu ziyadesiyle yerine getireceğini ifade ediyoruz. Ama özelde Gülsüm ablamızın kızının çeyizlerinin tekrar yerine getirilmesi, Gülsüm ablamızın özellikle eksiklerinin giderilmesi noktasında özel bir hassasiyetimiz olacağını tekrar ifade etmek istiyorum."

Mithat ABAKAN- Ömer KARÇA- İsmail Hakkı SEYMEN/MANAVGAT (Antalya), (DHA)

YANGINDA EVLERİNDE CAN VEREN ÇİFT DEFNEDİLDİ

Antalya'nın Manavgat ilçesindeki orman yangınında, dün Delioğlan mevkisindeki alevlere kapısı kilitli evde yakalanan ve cansız bedenleri mutfak ile tuvalette bulunan Osman (53) ve Şehri Kardaş çifti için cenaze namazı kılındı. Karavcasuyu Mezarlığı'ndaki cenaze namazına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Antalya Valisi Ersin Yazıcı, Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, İl Emniyet Müdürü Murat Ulucan, AK Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş ve köylüler katıldı. Çiftin cenazeleri, cuma namazının ardından kılınan namaz sonrası toprağa verildi.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde


Öte yandan köylüler, Bakan Çavuşoğlu'ndan elektrikleri kesik olduğu için jeneratör talebinde bulundu. Çavuşoğlu da jeneratör ihtiyacının karşılanacağını söyledi.

Öte yandan Akseki'nin Kepezbeleni köyünde önceki akşam yanarak ölen Hasan Ali Yüksel'in (82) cenazesi ise dün köyündeki mezarlıkta defnedilmişti.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

KOZALAKLAR 200 METREYE KADAR FIRLIYOR

Antalya'nın Manavgat ilçesinde 3 gündür devam eden orman yangını, rüzgarın etkisini yitirmesinin ardından bazı bölgelerde kısmen kontrol altına alınmaya başlandı. Öğle saatlerinde Salur Mahallesi'nde başlayan orman yangını, helikopterlerin müdahalesiyle kısa sürede söndürüldü. Alevlerden geriye tamamen yanan ormanlık alan kaldı.

Akdeniz Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Sivil Savunma ve İtfaiye programından doktor öğretimi üyesi Saadet Alkış, kozalak ve ağaç kabukları nedeniyle yangınların büyüdüğünü işaret ederek, kozalakların yangında 200 metreye kadar fırlayabildiğini söyledi. Yangınla mücadele eden ekipler ise hem kozalakların etki alanlarını daraltmak hem de yangının genişlemesinin önüne geçmek için kepçe ve greyderlerle yanan alanların etrafını kazarak çemberi daraltıyor.

MUHARREM İNCE YANGIN BÖLGESİNDE

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, yangının devam ettiği Manavgat'a geldi. Yangından en çok etkilenen noktalardan olan Kalemler Mahallesi'ne giden İnce, yanan orman arazilerini beraberindeki heyetle birlikte gezdi. Yol üzerinde bulunan ve yangın sırasında zarar gören bir hayvan çiftliğini ziyaret eden İnce, burada gazetecilere açıklamada bulundu. Yangına müdahalenin yetersiz olduğunu belirten İnce, "Büyük bir felaketle kuşlar bile uçamamış. Burada onlarca köy yok olmuş. Köylünün evleri, hayvanları, samanları yanmış. Köylüler perişan bir durumda. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti 780 bin kilometrekareyi, yüzölçümümüzün yüzde 29'unu oluşturan ormanlarımız oluşturuyor ama envanterimizde 1 tane yangın söndürme uçağımız yok" dedi.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

İnce, zarar gören köylerdeki ziyaretlerinin ardından akşam saatlerinde Ankara'ya gidecek.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

HAYVANLARINDAN GERİ 2 İNEK, 1 KOYUN VE 2 KUZU KALDI

Antalya Manavgat'ta 3 gündür devam eden orman yangınlarına ekipler tarafından müdahale devam ediyor. Karaöz Mahallesi'nde ailesiyle beraber yaşayan, 3 çocuk babası Ahmet Kılınç'ın ahırı ve evinin bir kısmı da yangında kullanılamaz hale geldi. Yangında 7 aylık çocuğunu ve ailesini alarak, güvenli noktaya giden Kılınç, arkasında ise hayvanlarını bırakmak zorunda kaldı.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

Çocuklarını almadan önce ahırına giderek, kapısını açan ve bağlı olan düvesini serbest bırakan Kılınç, daha sonra evine gitmek istese de bölgedeki jandarma ekiplerinden alanın güvenli olmaması nedeniyle izin alamadı. Bölgede yangının söndürülmesinin ardından evine giden Kılınç, ahırında ve evinin alanında bulunan 30'a yakın küçükbaş ile büyükbaşından sadece 2 inek, 1 koyun ve 2 kuzunun kaldığını görünce büyük üzüntü yaşadı.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

'7 AYLIK BEBEĞİMİ ALARAK UZAKLAŞTIM'

Evinin bulunduğu bölgeye yangının geldiğini görünce 7 aylık bebeğini ve ailesini alarak alandan uzaklaştığını anlatan Ahmet Kılınç, "Yangının geldiğini görünce koşarak önce ahırda bulunan 2 ineği çözdüm. Düve vardı onu da saldım ama içeriden çıkamayınca orada yandı. Koyun ve oğlaklarımız vardı, hepsi yanıp kül oldu. Yangın esnasında dumandan etkilendim. Yolun başındaki akaryakıt istasyonunun oraya gittim. Sonrasında jandarma yukarıya gelmemize izin vermedi. Hayvanlarımızı kurtaramadık" dedi.

Manavgattaki büyük yangın 3üncü gününde

'ÇOK ZOR DURUMDAYIZ'

Yangın sonrası sadece 1 koyun ve 2 kuzusu ile 2 ineğinin kaldığını belirten Kılınç, "Diğerleri hep yandı. 4 keçi, 7 oğlak, 1 düve ve 4 koyunun yanında 3 de kuzum yandı. Devletimiz bize yardım eder. Çok zor durumdayız" diye konuştu.

BELEDİYE BAŞKANINDAN ÇAĞRI: HAYDİ GÜNDOĞMUŞ BU DA BİR SAVAŞ

Gündoğmuş Belediye Başkanı AK Parti'li Mehmet Özeren, bölgede devam eden orman yangınına müdahale için bölge sakinlerine destek çağrısı yaptı. Başkan Özeren, sosyal medyadan yangına ilişkin paylaşımda bulunarak, "Kardeşlerim. Muhtarlarım. Dostlarım. Yangın büyüdükçe büyüyor. Mülki hudut olarak Alanya hududuna geçmek üzere. Ekip yetersiz. Mevcut ekip yorgun ve uykusuz. Bu yangını Allah'ın izniyle biz söndüreceğiz. Yarın erkenden gönüllü vatanseverleri belediyenin önünde bekliyoruz. Doğu köylerimizden gelecek kardeşlerimiz Balkaya'da toplansın. Herkes eline bir alet alsın. Odun motoru, çapa çükür, tırmık ve tahra vs. İbrahim AS'ın yandığı ateşe su taşıyan karınca kadar olamaz mıyız? Haydi Gündoğmuş bu da bir savaş" dedi.

'CEHENNEMİN ZİRVESİNİ YAŞADIK'

Antalya'dan Manavgat'ta yanan Tilkiler köyüne gıda yardımı götürüp geri dönen 3'ü esnaf biri mahalle muhtarı, arabalarıyla ölümün eşiğinden döndü. Alevlerin arasında kalan ve yaşadıkları panik anlarını cep telefonu kamerasıyla görüntüleyen Antalyalı esnaf Mahmut Aktan, "Alevlerin içinde kaldık, canımızı zor kurtardık" dedi. Demirören Haber Ajansı'na (DHA) konuşan ve Lara bölgesinde bir restoranın sahibi olan Aktan, şunları söyledi:

"Çorbada tuzumuz olsun istedik ve aldığımız gıdaları bölgeye götürdük. Şu an tüylerim diken diken. Oradaki insanlar evlerine uzaktan bakıp yanmasını bekliyorlar. Allah yardımcıları olsun" dedi. Yolda kalan hayvanlar ile kendi canlarını kurtarma arasında kaldıklarını anlatan Aktan, "Oradaki çaresizliği anlatamamam. Niye hayvanları bıraktıklarını o an anladım. Canımızı zor kurtardık. Yaşadıklarımız önemli değil, bölgeye ikinci kez yardım için yine gideceğim. Ölüm dahi olsa. Vade gelmişse ölüm orada olsun. Yardımlarımızı esirgemeyeceğiz. Halkımızın ellerinden geldiği kadar yardımda bulunsun."

Kullandığı ve içinde Aktan'ın yanı sıra Murat Kurt ve muhtar Ali Oğuz'un olduğu 34 CVN 425 plakalı hafif ticari araç ile alevlerin arasından çıkmayı başaran Uğur Polat, köyde 3 saat kaldıklarını ve yardım için 112'yi aradıklarını anlattı. "Yaşam çizgisi arasında gittik geldik" diyen Polat, "Yanan ev ve hayvanları gördük. Köyden çıkarken nefes almaktan zorlanıyorduk. Allah oradaki insanların yardımcısı olsun. Köylüler ateşin olmadığı zirveye çıkmış köyü terk etmiş. Aç susuz ve gıda yardımı bekliyorlardı. Allah onların yanında olsun" dedi. Rüzgarın ateşle yolu kapattığını ve alevlerin arasından güçlükle çıktıklarını anlatan Polat, "O köyden çıkarken cehennemi en zirvesiyle yaşadık" diye konuştu. Polat, alevlerin arasından çıktıktan sonra aracı soğuttuklarını ve yola öyle devam ettiklerini söyledi.

BAKAN SOYLU MANAVGAT'TA

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Manavgat'ta 3 gündür devam eden yangınla ilgili bilgi almak ve incelemelerde bulunmak için geldiği Manavgat Afet Yönetim Merkezi'nde Vali Ersin Yazıcı ve diğer yetkililer tarafından karşılandı. Vali Yazıcı'dan yangının durumu hakkında bilgi alan Bakan Soylu'ya yangının geldiği son durum sinevizyonla anlatıldı.

KILIÇDAROĞLU YANGIN BÖLGESİNDE

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya'nın Manavgat ilçesindeki yangın nedeniyle bölgeye geldi. İlk olarak Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne ait itfaiye birimini ziyaret ederek yangın hakkında genel bilgiler alan Kılıçdaroğlu, açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu'na, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, CHP Antalya milletvekilleri ve CHP'li ilçe belediye bakanları ile parti yöneticileri eşlik etti.

'AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMESİ LAZIM'

Bütün Türkiye'ye geçmiş olsun dileklerini ileten Kemal Kılıçdaroğlu, "Belediye başkanlarımız gerçekten de olağanüstü çaba harcıyorlar. Can kaybı, mal kaybı var. Öncelikle bölgenin en azından afet bölgesi ilan edilmesi lazım. Bu çağrıyı hükümet yetkililerine yapmak benim görevim. Olayın boyutları umarım daha fazla derinleşmez. Her yıl mutlaka orman yangınları çıkar, bir şekliyle bir bölgede sel olur, şöyle veya böyle belli aralıklarla da olsa depremi de yaşarız. Ama sanki bunları ilk kez yaşıyormuşuz gibi sıfırdan önlem almaya çalışırız. Türkiye'yi yöneten iktidarın en büyük zaafı bir planlama, bir öngörü söz konusu değil" dedi.

'THK'NIN 2002'DE 19 UÇAĞI VARDI'

Dün Türk Hava Kurumu ile görüştüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"THK Cumhuriyetle yaşıt bir kurum. Size bazı rakamlar vereceğim ve emin olun vereceğim rakamları devleti yönetenler bilmiyor. Bilmedikleri içindir ki zaten önlem almayı bilmiyorlar. Olay, yangın, can ve mal kaybı oluyor konvoylar halinde bakanlar geliyor. Peki kardeşim niye önlemi zamanında almıyorsunuz siz? Her yaz yangın oluyor mu, oluyor. Sadece bizim ülkemizde mi hayır, pek çok ülkede. Bakın THK'nın 2002'de 19 uçağı vardı yangınları söndürmek üzere. 19 uçağı, 19 pilotu vardı, bu uçaklardan 4'ü İstanbul, 4'ü İzmir, 4'ü Çanakkale, 4'ü Edremit'te bekliyor sürekli yaz aylarında ve 3 uçakta sürekli havada seyir halinde, yangın çıkarsa hemen müdahale etmek için. Peki şimdi sormamız gerekiyor, 2002'de 19 pilot 19 tane de yangın söndürme uçağımız varken neden şimdi yok? Nereye gitti bu uçaklar, bana örneği bir Allah'ın kulu çıkıp anlatsın, yangını söndürmek için ihaleye çıkılır mı ya?"

ORMAN BAKANINA İHALE ELEŞTİRİSİ

Eleştirilerine devam eden Kılıçdaroğlu, "Yangın var, 'efendim ihaleye çıktık.' Bakan şunu söylüyor, 'yangın söndürme uçağı envanterimizde yok' diyor. Bu sorumsuzluğa bakar mısınız Allah aşkına. Her yıl orman yangını olur ama beylerin envanterinde yangın söndürme uçağı yok. Peki madem 19 yıldır iktidardasın, her yıl bir tane yangın söndürme uçağı alınsa bugün 19 tane yangın söndürme uçağımız olacaktı. Şimdi ben bunları söyledim diye kızıyorlar ama ben bunları söylemek zorundayım. Devleti yönetenler devleti tanımıyorlar. THK var mı, var. 2002'de 176 bölgede orman yangını çıktı. THK derhal müdahale etti, 176 yerde orman yangını çıktığından kimsenin haberi bile olmadı. Yangın başladığı andan itibaren müdahale ediyorlardı. Uçaklar, pilotlar, hemen müdahale vardı. Bunların hiçbirisi yok" diye konuştu.

'HER YIL İHALEYE ÇIKILMAZ'

Ormanların yüzde 98- 99'unun kayalıklar, vadiler ve koylarda olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Yani insanın ve araçların yangını söndürmek için ulaşamayacağı yerlerde. Ancak havadan müdahale edebilirsiniz, onda da yangın söndürme uçaklarının olması lazım. Helikopterlerin de kendine göre riskleri var. Pervane döndüğünde çam kozalaklarını daha uzağa itiyor ve yangını büyütüyor aslında. Bunu ben söylemiyorum, bu işin uzmanları anlatıyor. Neleri yapmalıyız, hep eleştirdik ama devleti tanıyan, bilen bir kişi olarak yine hükümete samimi bir çağrıda bulunuyorum. Bir THK'yı yeniden eski görkemli günlerine kavuşturun. Cumhuriyetle yaşıt bir kurum, dedelerimizin mirası, bu kurumu yok etmek değil yaşatmak gerekiyor. THK'nın devletin ihalesine girmesine gerek yok, bu konuda gerekirse bir yasal düzenleme yapılsın. Versinler kanun teklifini bizde 'evet' diyeceğiz. Onlar vermiyorsa biz verelim 'evet' desinler. Yangın söndürme olayı yıllık ihalelerle yapılmaz. Böyle bir garabet yoktur. 10- 15 yıllık yaparsınız. Ona göre insanlar uçaklarını alır. Bir sürü aksaklık var ve bugün geldik bu noktaya."

UÇAK ELEŞTİRİSİ

Buradan Türkiye'nin çıkması gerektiğini belirten CHP Genel Başkanı, "Var olan sistemin Türkiye'yi nereye getirdiğini hep beraber görüyoruz. Her olay çıktığında sanki yeniden çıkmış gibi kabul ediyorlar. Yeniden değil kardeşim ya, sel geliyor sanki bu sene ilk kez sel geldi diye görüyoruz veya öyle anlatıyorlar. Yangın oluyor sanki Türkiye'de ilk kez orman yangını oluyor. Ya bugüne kadar hep oldu. 176 yerde orman yangını oldu 2002'de ama çözüldü. Günlerdir çözülmüyor, nerede uçaklar? İHA'ların da süratle devreye konulması lazım. Belli bölgelerde belli uçakların hazır olması lazım. Yaz aylarında böyledir bu, gerçeği görmesi lazım devleti yönetenlerin ama devleti yönetenler bu gerçeği görmüyor. Kendine 13 uçak alacağına, bir tane yeter kardeşim. 12 tane de yangın söndürme uçağı alsaydın. Vatandaş perişan, can kaybı var. Allah'tan rahmet diliyoruz. Mal kaybı var, insanlar perişan" diye konuştu.

BAKANLAR GELDİ GİTTİ NE OLDU?

CHP'li belediye başkanlarının günün 24 saati çalıştığını ve liyakatli olduklarını anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Bir sorun çıktığı andan itibaren süratle olaya müdahale ediyorlar. Nasıl çözeriz diye çaba harcıyorlar. Ben söylüyorum yine belediye başkanlarımıza sadece aklınızla değil yüreğinizle de hareket edin. İnsanlar bizim insanımız, doğa bizim doğamız, ağaçlar bizim ağaçlarımız. O dağda gezen hayvanlar da bizim hayvanlarımız. Hiçbir canlının zara görmesini istemeyiz. Devlet yönetimi aklı, öngörüyü, tarihi bilmeyi, olayların hangi mecralardan çıktığını toplumu aydınlatmak gerekir. Bunların hiçbirisi yok şu anda. Toplum yeteri kadar bilgilendirilmiyor. Bakanlar geldi gitti ne oldu Allah aşkına. 'Efendim kampanya açalım vatandaştan para toplayalım.' Hani ne oldu da vatandaştan para topluyorsunuz kardeşim. Nereye harcadınız bu vatandaşın ödediği vergileri? Her seferinde kampanya, kampanyadan sonra alınan paraların da ne olduğunu kimse bilmiyor. Böyle bir devlet yönetimi, anlayış olmaz. Böyle bir sistem de olmaz. Bu sistem topluma, insana, Türkiye'ye zarar veriyor."

SABOTAJ İDDİALARIYLA İLGİLİ DE KONUŞTU

Yangın bölgesinde köylüleri ziyaret eden Kılıçdaroğlu, yangın nedeniyle Antalya’ya yardım gönderen AK Parti'li, CHP’li tüm belediyelere de teşekkür etti. Kılıçdaroğlu, yangınlarla ilgi sabotaj iddialarıyla ilgili şunları söyledi:

"Bu konuda İçişleri Bakanı, AK Parti'nin Sayın Genel Başkanı açıklama yaptı. Elde hiçbir somut veri yok. Dolayısıyla eğer sabotajsa olay çok daha vahim. O zaman siz Türkiye’yi hiç yönetemiyorsunuz. Adamlar gelecek Türkiye’nin her tarafına yangın çıkaracak ve siz bir kolaycılığa sapacaksınız, efendim onlar çıkardı yangını. Peki sen devleti yönetmiyor musun kardeşim? Umarım böyle bir şey yoktur. Çünkü gerek İçişleri Bakanı'nın arkadaşlarımıza yaptığı açıklama. Gerek bugün sayın Erdoğan’ın yaptığı açıklamada somut bir veri olmadığı ifade edildi."

Kılıçdaroğlu, uçak ve THK konularında hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin açıklamalarıyla ilgili sorular üzerine sert eleştirilerde bulundu. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Tarım ve Orman Bakanı; tarımın, toprağın, yangının ne olduğunu biliyor mu? Yangın söndürme uçakları diye bir kavramın olduğunu biliyor mu ve aynı bakan şunu söylüyor 'bizim envanterimizde yangın söndürme uçakları yok'. Demek ki böyle bir envanter varmış zamanında ama beyefendi geldikten sonra böyle bir envantere ihtiyaç hissetmemiş. Dünyadan habersiz. Sayın Erdoğan’ın THK’dan haberi var mı acaba, THK ne zaman kuruldu? Dünyadan haberi yok, Türk Hava Kurumu’ndan zaten hiç haberi yok. Envanterinde yok, ne demek yok, var efendim, ben görüştüm. Ama şu anda uçak kalksın müdahale etsin dediğiniz zaman pilot yok. Bir yıllık ihale olur mu? Sırf THK ihaleye girmesin diye ihale şartlarını değiştirdiler. Ya biz kendi ormanımızdaki yangını söndürmek için dışarıdan ihaleyle uçak mı alacağız? Ya bu ülke kendi uçağını yapıyor diye övünüyor değil mi? Denizden suyu alacak buraya dökecek. Bunlar çok komplike uçaklar değil. Envanterde var, şu anda hala var ve bekliyor. Ama Erdoğan bilmez, çünkü Erdoğan devleti yönetmiyor. Devletin ne olduğunu bilmiyor. Sadece sarayı biliyor. Sarayın etrafını biliyor. Etrafındaki insanlardan birisi gelip bir cevap vermiyor, bir bilgi sunmuyor. Açsın THK’nın başkanına sorsun, THK nedir, hangarda hangi uçaklarınız var, bu uçaklar neden bekliyor ve pilotların görevine neden son verdiniz."