Geri Dön
GündemKameramanı kör eden trafik magandaları ilk kez hakim karşısında

Kameramanı kör eden trafik magandaları ilk kez hakim karşısında

Avcılar'da trafik kazasının ardından tartıştıkları Avcılar Belediyesi'nde görevli kameraman Ercan Yüksel'i darbederek, gözünde yüzde 90 görme kaybına neden olan baba ve oğulları ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmada konuşan kameraman Ercan Yüksel, "Gözümden ameliyatlıyım yapmayın dememe rağmen Deniz isimli şahıs gözüme yumrukla vurdu" dedi.

Kameramanı kör eden trafik magandaları ilk kez hakim karşısında

Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Deniz Erdem ve Servet Erdem katıldı. Tutuksuz müşteki sanıklar Ercan Yüksel, Hasan Canberk Savaşeri, Mevlüt Çalışkan ve Arslan Erdem ile tarafların avukatları da hazır bulundu.

 

"YAPMA GÖZÜMDEN AMELİYATLIYIM"

Avcılar Belediyesi'nde görevli kameraman Ercan Yüksel, "Ben Avcılar Belediyesinde görevli kameramanım. Olay günü İstanbul'da yaşanan yoğun kar yağışı ile ilgili çalışmaları görüntülemiştik. Daha sonra belediyeye dönüyorduk. Seyir halindeyken önümüzdeki araç fren yaptı. Bu nedenle biz de fren yapmak zorunda kaldık. Sonra arkadan gelen araç bize çarptı. 30-40 metre kadar sürüklendik. Durduk ve araçtan inerek bizde bir şey yok, sizde bir şey yoksa önemli değil dedim. Buna rağmen arkadaki araçtan inen şahıslar 'neden ani fren yapıyorsunuz' diye bağırmaya başladı. Biz öndeki aracın fren yaptığını söylememize rağmen bağırmaya devam ediyorlardı. Bu sırada 'lan şerefsiz' gibi sözler söylüyorlardı. Ben araçtan indikten sonra Mevlüt ve Hasan isimli arkadaşlarım da araçtan indi. Bu sırada arkadaki araçtan olduğunu anladığım Deniz isimli şahıs benim üzerime doğru geldi. Ben 'yapma gözümden ameliyatlıyım' dedim. Araca doğru kaçtım, yapmayın dememe rağmen Deniz isimli şahıs gözüme yumrukla vurdu. Öncelikle bize saldıran onlardır. Olayın çıkış nedeni baba Arslan Erdem'in kışkırtıcı eylemleridir. Beni darbeden Deniz Erdem ve tahrik eden baba Arslan Erdem'le olaya karışan Servet Erdem'den şikâyetçiyim. Ben olay esnasında Deniz Erdem'i darbetmedim. Sadece teskin amaçlı olarak araçtan indim. Olayı yatıştırmaya çalışıyordum" ifadelerine kullandı.

 

Duruşmada savunma yapan müşteki sanık Arslan Erdem, "Önümdeki aracın aniden durmasından dolayı aracım kaydı ve bariyere çarptım. Önceki araç dururken fren ve stop lambası yanmadı. Ben aracımdan inip önceki araçtakilere geçmiş olsun demek istediğim sırada öndeki araçtan inen 3 kişi üzerimize doğru geldiler. Ben aracın belediyeye ait bir araç olduğunu fark etmedim. Daha sonra oğullarım Servet ve Deniz yanıma geldi. Öndeki araçtan inen Ercan eline biraz kar alıp gözüne tutmuştu. Bu şekilde benim yanıma geldi ve bize gözüm gitti, şerefsiz diye hakaret etmeye başladı. Bu esnada aramızda bir arbede yaşandı. Ben kimseye vurmadım, yalnız karşı taraftan birisi bana vurdu. Ancak kimin vurduğunu görmedim. Ercan isimli şahsın zaten araçtan indiği sırada gözünden darp almış olduğunu düşünüyorum. Benim çocuklarımın vurduğunu görmedim. Çocuklarımı olay yerinden uzaklaştırmak için alıp alıp yola atıyordum. Benim vurmam da mümkün değil. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Çocuklarımın tutuklu olmasından dolayı mağdur oldum" diye konuştu.

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Servet Erdem, "Olay tarihinde nakliye aracıyla seyir halindeydim. Önümde babam Arslan Erdem ve kardeşim Deniz Erdem'in bulunduğu araç ilerliyordu. Bir anda babamın kullandığı aracın önündeki Avcılar Belediyesine ait bir aracın durması üzerine babamın kullandığı araç kaydı. Belediye aracına arkadan çarptı. Bunun üzerine beraber aşağı inip babamın yanına gittim. Babamın yanında belediyenin aracından inen Ercan Yüksel ve Mevlüt Çalışkan vardı. Ercan Yüksel gözüm gitti diyerek babamın üzerine yürüdü. Olay nedeniyle tartışmaya başladık. Ben niye bağırıyorsunuz her şey halledilir dedim. Ancak bu sırada Mevlüt Çalışkan benim boğazımı sıktı. Aramızda ufak bir itiş kakış yaşandı. Bu esnada biz Ercan Yüksel'e darp eyleminde bulunmadık. Ercan Yüksel'e karşı bir eylemim olmadı ancak bizim hakkımızda şikâyetçi oldu. Ben de şikâyetçiyim. 2 aydır ailemden ve eşimden uzakta kaldım" dedi.

Deniz Erdem ise, "Olay sırasında Ercan Yüksel beni darbetti. Olay günü babamın kullandığı araçla seyir halindeydik. Bir anda öndeki aracın durması nedeniyle bu araca arkadan çarptık. Babamla birlikte araçtan indik. Bu sırada öndeki araçtan inen Ercan Yüksel elini gözüne kapatarak, gözüm gitti diye üzerimize geldi. Biz trafiğin aksamaması için araçlarımızı kenara çektik. Bu sırada Ercan Yüksel ve Mevlüt Çalışkan babama ağır küfürler ediyordu. 'gerizekalı mısın mesafeyi neden korumuyorsun' gibi ifadeler kullanıyordu. Hakaretleri duyunca abim Servet ile beraber babamın yanına gittik. Ercan Yüksel'i sakinleştirmek istedik. Bu sırada bana da hakaret etti. İkinci kez uyardığımda benim boğazıma sarıldı ve sıkmaya başladı. Ben de kendisini ittim, yere düştü. Yerdeyken kimse ona vurmadı. Daha sonra Mevlüt ve Hasan isimli şahıslar bize saldırmaya başladı. Ercan yerden kalktı ve benim yüzüme, sırtıma vurmaya başladı. Ben kendimi savunmam esnasında arbedenin etkisiyle vurduğumu hatırlamıyorum" dedi.

Müşteki sanık Hasan Canberk Savaşeri de, "Ercan Yüksel'in üzerine saldırdılar. Yüksel 'yapmayın, ben ameliyatlıyım' diyerek, gözünü korumaya çalıştı. Ercan Yüksel, Deniz Arslan tarafından gözüne darbe aldı. Olay sırasında 2 yumruk yedi" diye konuştu.

Mahkeme heyeti, Deniz Erdem ve Servet Erdem'in tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

 

İDDİANAME

Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, kaza sırasında kamyoneti kullanan ve kavgaya karışan baba Arslan Erdem'e 'Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama" suçundan 6 aydan 1 yıl 6 aya kadar cezalandırılmaları istendi.  İki oğlu Deniz Erdem ve Servet Erdem'e, 'Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama' ve 'Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle sağlığının bozulmasına neden olacak şekilde kasten yaralama' suçlarından 2'şer yıldan 6'şar yıla kadar hapis cezası talep etti. Aynı iddianamede, saldırıya uğrayan ve kendilerini savunmak için üç kişiye karşı koyan kameraman Yüksel, fotoğrafçı Mevlüt Çalışkan ve şoför Hasan Canberk için de 'Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kasten yaralama' suçundan 6 aydan 1.5yıla kadar hapis cezası istendi.